13 Nisan 2017

Korkunun rakamları: 101 bin 614 ve 8 bin 800

AKP’de ateş yüksek, evet çıkması çok zor

Plakası “60 TC 869”, Tokat Sulusaray ilçesine ait resmi araba, resmi çünkü plaka “siyah” renkte.

Resmi arabanın arkasında koskoca bir yazı:

“Sulusaray’ın tavrı net, Kararı tabii ki, Evet”.

Resmi araç üzerinde, kamuya ait araç üzerinde seçim propagandası yapılıyor. Ve buna Sulusaray Kaymakamı izin veriyor.

Yurttaşlar Tokat İl Seçim Kuruluna şikâyet ediyor, ııhhh, İl Seçim Kurulu’ndan hiç bir yanıt yok, araba bildiğiniz gibi, üstündeki propaganda afişi ile gezip duruyor.

----

Plakası “27 PB 606”, Gaziantep Büyükşehir Belediyesine ait resmi araba, resmi çünkü plaka “siyah” renkte.

Arabanın üstünde koca bir afiş:

“Cesur Millet, Güçlü Devlet, Milyonlarca Evet”.

Kamuya ait araç üzerinde seçim propagandası yapılıyor, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından.

Yurttaşlar Gaziantep İl Seçim Kuruluna şikayet ediyor, ııhhhh, İl Seçim Kurulundan hiç bir yanıt yok, araba bildiğiniz gibi, üstündeki propaganda afişi ile gezip duruyor.

----

Plakası “27 ADK 14”, Gaziantep Büyükşehir Belediyesine ait resmi araba, resmi çünkü plaka “siyah” renkte.

Arabanın üzerinde koca bir afiş:

“Birlik İçin, Huzur İçin Evet”.

Kamuya ait araç üzerinde seçim propagandası yapılıyor. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından.

Yurttaşlar Gaziantep İl Seçim Kuruluna şikayet ediyor, ııhhh, İl Seçim Kurulundan hiç bir yanıt yok, araba bildiğiniz gibi, üstündeki propaganda afişi ile gezip duruyor.

 

298 sayılı yasa madde 61

 

Seçimleri ve seçmen kütüklerini düzenleyen 298 sayılı yasanın 61. maddesi şöyle:

“... Seçimlerin başlangıç tarihinden oy verme gününe kadar şehir içi veya dışında, toplu taşıma araçlarıyla kamu hizmetlerinde kullanılan hava, kara, deniz ve raylı sistem taşıtlarında reklam yerleri ve araçlarında siyasi propaganda içeren yayınlar yapılamaz. Yolcuların inip bindiği kapalı alanlarda da, bu hüküm uygulanır”.

Yasa böyle diyor.

Aynı yasanın 133. maddesi:

“... Bu kanundaki yasaklara uymayanlar hakkında Kabahatler Kanununun 32. maddesi uygulanır”.

O yasanın, 32. maddesine bakalım:

“... Yasaklara uymayanlar hakkında üç aydan altı aya kadar hapis cezası ve üç bin liraya kadar para cezası uygulanır”.

1-Yasa açıkça çiğneniyor ama, ceza filan yok. Kimin umurunda yasaklar ve yasalar?

2-Ama, bundan daha önemli olan şu:

Bu nasıl bir referandum ki, bütün kamu araçları evet için çalışıyor.

AKP açıkça yasaları ihlal ediyor.

Ve tek bir il ya da ilçe seçim kurulu yasaların çiğnenmesine karşı çıkamıyor, ilgili yasa maddelerini işletemiyor.

Referandumun oluş biçimi, kazayla evet çıkarsa, referandum sonrasındaki rejimin habercisi.

 

İzmir Müftülüğü

 

Sadece araç kullanmak mı, “HAYIR”, başka örnekler de var. Örneğin, İzmir Müftülüğünün Erdoğan’ın yapacağı miting için çalışanlarına gönderdiği mesaj. Müftülük personeline telefonla gönderilen mesaj şöyle:

“Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 9 Nisan pazar günü İzmir’i ziyaret edeceklerdir.Bu nedenle tüm personelimizin ilgili toplantıya katılmalarını zorunludur.

Lakin çok önemli işi olanların 06.04.2017mesai bitimine kadar Müftülüğü arayarak bilgi vermeleri gerekmektedir.

Konuyla ilgili bilgilendirme mesajları gönderilecek olup, gereğini rica ederim.

ÖNEMLİ-09.04.2017 tarihli İzmir’deki toplantıya eşinizi ve cemaatinizi de dahil edebilsiniz. Bunun için yarın saat 12.00’a kadar kaç kişiyle katılacağınızı ivedilikle Müftülüğe bildirmenizi rica ederim”.

Bu mesajı yorumlayamaya gerek var mı?

Açıkça suç.

Ve çalışanları katılmaya zorlama.

Ne diyor, “katılmak zorunludur” diyor.

Bunlar bir kaç örnek. Bunların dışında Türkiye’nin pek çok yerinde benzer yasa ihlalleri, aykırılıklar, zorlamalar, mitingilere zorla adam götürmeler, mitinge katılmaya teşvik için para vermeler çatır çatır işliyor.

Ve hiç bir yargıcın, savcının, il ya da ilçe seçim kurullarının çıtı çıkmıyor.

 

En yüksek makamdan itiraf

 

Aslında bu zorlamaların, bu yasa çiğnemelerin altında çok başka bir korku yatıyor.

CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu tarafından verilen bir soru önergesine Gümrük ve Tekel Bakanı yanıt veriyor:

“2016 yılında 101 bin 614 esnaf ve sanatkar işletmesini kapatmıştır.

Benzer biçimde 8 bin 800 kahvehane, kıraathane ve çay ocağı da 2016 yılında kapanmıştır”.

Sağda, solda çıkan bir haber ya da kulis ya da dedikodu filan değil, bir Bakanın yazılı soruya verdiği yazılı, resmi yanıt.

Korkunç rakamlar.

Normal bir medya düzeninde göz kırpmadan manşet atılacak haber.

101 bin 614 ve 8 bin 800 esnaf, aileleriyle birlikte üç yüz, dört yüz bin kişi, yanlarında çalışanları ve onların aileleriyle birlikte belki de bir milyona yakın insan ekmek bekliyor, binlerce insan İŞSİZ kalıyor.

İşte, korkunun rakamları.

Devletin tüm imkânları onun için böyle seferber olmuş durumda.

Bu rakamlar, bu gerçek karşısında AKP’de ateş yüksek, evet çıkması çok zor.

Yazarın Diğer Yazıları

İbretialem için: Yunusemre Belediyesi'ne seyahat

Görgüsüzlük, doyumsuzluk, aç gözlülük, görmemişlik

"Milletin Meclisi" akla şimdi geldi!..

Yeni bir Anayasa için sıkışınca, gelsin Millet Meclisi

Steinmeier’in sıra dışı ziyareti: Döner ve ötesi

Gezi “resmi gezi” ancak, Tayyip Erdoğan’la görüşmesi gezinin son gününde