TARİH

31 Aralık 2023

Hayat: Babalar, kızlar ve karanlık tüneller

Cehennemde yaşayan babaların kızları asla cenneti yaşayamazlar. Mehmet, kızına acı çektirdiği için acı çekmiyor, acı çektiği için kızına acı çektiriyor. Onun da en az Hicran ve bizim kadar kurtuluşa ermeye ihtiyacı vardır

Devamını Oku

TARİH

19 Kasım 2023

Kuru Otlar Üstüne: Postmodernizme göz kırpmak  

İnsanın psişik yapısının "Gerçek" ile simgesel düzeyleri arasındaki gerilimden, daha esnek bir ifadeyle, kültüre direnen yanı ile kültürel yanı arasındaki gerilimden doğan boşlukla karşılaşsaydık, filmin, insanın karanlık tarafını sorun edindiğinden söz edebilirdik. Gördüğümüz şey, varoluş sancısından, kendini gerçekleştirme mücadelesinin yoğunluğundan, amaç eksikliğinin yarattığı nihilist tutumdan çok ortamın bayağılığına yenik düşmüş kişiliklerin sinik halleridir. Belirsizlik derinlik demek değildir

Devamını Oku

TARİH

16 Mayıs 2021

Aşk (Her): Sinemanın gör dediği…

Sevenin, kalbinin bir köşesinde başkasına da küçük bir yer ayırması, sevilene kendi yerinin işgali olarak görünür. Bundandır ki, bütün toplumsal ahlaklar bol kepçe servis ettikleri sevginin kefaretini ötekine nefretle ödetirler. Her ahlak şu ya da bu şekilde sevgi buyurur, fakat hepsi de onay verdikleri insan tipine benzemeyi şart koşar

Devamını Oku

TARİH

02 Mayıs 2021

Nomadland: Hassasiyet yolu

Bu yolculuk insanda derin bir etki bırakıyorsa, neden, gitmek zorunda olmanın ağırlığıdır. Dünyanın egemen politikasının güzergahını çizdiği yol, hâkim ideolojinin başlattığı yolculuk koca gezegende bir yer bulamayanların gitmek zorunda kalışıdır

Devamını Oku

TARİH

25 Nisan 2021

Yeraltı: Simgesel şiddet

Özgürlük arayışına çıkan kişinin gözünün arkada kalışına Muharremlik denir. Horace Walpole'un dediği gibi "bu dünya düşünenler için komedi, hissedenler için trajedi" ise, dünyayı anlayacak kadar düşünen, fakat ona ayak uyduramayacak kadar hisseden kişinin durumu trajikomik değil, vahimdir

Devamını Oku

TARİH

04 Nisan 2021

İşe Yarar Bir Şey: Dünyaya bakmak, sinemayı tanımlamak

Filmin kendisinin bir çerçeve gibi iş görmesi ile film içinde çerçeveler kurmak güçlü bir bilişsel edim başlatır. İmgenin gücü katlandıkça katlanır

Devamını Oku

TARİH

20 Aralık 2020

Melankoli: Karşılaşma

Yasasında boşluk olmayan yegâne güç doğadır. Doğa ertelemez, askıya almaz, uyarmaz; doğa tehdit etmez, cezalandırmaz, intikam almaz. Tek gayesi, varlığını sürdürmektir

Devamını Oku

TARİH

29 Kasım 2020

Bir Başkadır: Karanlığı gizlemek

Simgesel/toplumsal kodlar yerli yerinde dururken, kişinin bilincinin yürüyeceği yollara el değmezken, doğru olanı sezmek mümkündür, ama doğruyu yaşamak mümkün değildir

Devamını Oku

TARİH

15 Kasım 2020

Dalgınlığın mecrası olarak sinema salonu

Alain Badiou sinema ile Platon’un mağara alegorisi arasında bir paralellik kurar. Mağaranın karanlığı, görme gücünü zedeleyince, göz gölgeyi gerçek ilan eder. Öyleyse dışarı çıkmak gerekir, mağaranın dışına… Evet, ama mesele tam da bu değil midir? Zaten mağaranın baş köşesinde bağdaş kurup oturan kişiyi dışarı çıkaracak güç nedir acaba? Platon’dan bu yana yapılan hazırlık meyvesini vermişe benzer. Sinema salonuna girmek, dünya denilen mağaradan çıkmaktır

Devamını Oku

TARİH

01 Kasım 2020

Sevmek Zamanı: Aslolan aşktır

Genç adamın silahından çıkan ses, aşkın imkânsız olduğunu kanıtlar. Başar bir taraf değil, aşkın imkansızlığını görünür hale getiren bir araçtır

Devamını Oku

TARİH

18 Ekim 2020

Sosyal İkilem: Sanıların saldırısı

Gidişat "dijital uygulamalar olmazsa olmaz, ama dijital uygulamalarla da olmaz" ikilemine tutulmaktan ziyade, "dijital uygulamalar olmazsa hiçbir şey olmaz" gibi felaket bir tavra evirilmektedir

Devamını Oku

TARİH

04 Ekim 2020

Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum: Kendini aramak

Düşüncenin kendi kendine sorduğu o olası tek soruyu soralım: Ben neyim; prestijli kıyafetler içinde kurtlanmış bir domuz mu, görünmezliğe terk edilmiş düşünce mi?

Devamını Oku