23 Ocak 2018

Kıbrıs'taki giderek değişen Türkiye olgusu

Türkiyeli Türklerin nüfusunun artışı ve Türkiye’nin siyasi tavrı, Kıbrıslı Türk kültürünün ve varlığının erozyona uğradığı hissini yaratıyor ve bu giderek yaygınlaşıyor

Türkiyeli Türklerin nüfusunun artışı ve Türkiye’nin siyasi tavrı, Kıbrıslı Türk kültürünün ve varlığının erozyona uğradığı hissini yaratıyor ve bu giderek yaygınlaşıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Kuzey Kıbrıs'ta bir gazete ahlaksızca bir başlık atmış... Türk ordusunu Kıbrıs'tan sonra yeni bir işgal yaptığını söylüyor! Bu ne ahlaksızlıktır bu ne edepsizliktir!" dedi olaylar başladı.

Kuzey Kıbrıs’ta yayımlanan Afrika Gazetesi’ne taşlı, sopalı saldırılar yapıldı. Camlar, kapılar kırıldı. KKTC Meclisi’nde büyük bir arbede yaşandı. Hatta bu saldırı KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya da yansıdı. Öfkeli kalabalık Akıncı’ya patladı. Cumhurbaşkanı ancak korumalarının himayesinde uzaklaşabildi.

Hapisle yargılanıyorlar

Afrika Gazetesi ‘marjinal’ ve çok küçük bir azınlığa hitap eden bir gazete. Satışı da düşük. Genel Yayın Yönetmeni Şener Levent’in ve yazarlarının dilleri sivri. Bazen gazetecilik prensiplerinin üzerine çıkarak, eleştiri dozunu ‘hakaret ve aşağılama’ya kadar vardırabiliyorlar. Ancak her demokratik ülkede olduğu gibi mahkemelere intikal eden bu söylemlerin bedelini bu kişiler hukuk yoluyla ödüyorlar. Bildirim kadarıyla Şener Levent, kendisine karşı açılan davalarda toplam 325 yıl hapis cezası istemiyle yargılanıyor. 

Saldırı toplumu kenetledi

KKTC’nin genelinde ise Afrika Gazetesi ve Şener Levent’in bu türlü yayımlarına karşı ciddi bir tepki mevcut. Fakat gazeteye veya kişilere saldırı ülkeyi adeta kenetledi. Dün gazetenin merkezine yönelik yapılan taşlı sopalı saldırılar, siyasilerin hemen hemen tümünün tepkisine neden oldu. Hatta Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya yapılan saldırı ülkeyi adeta bu öfkeli kalabalığa karşı ‘tek vücut’ haline getirdi. Genel olarak ülkedeki tek söylem, “Bu ülkenin insanları demokrasi, ifade özgürlüğü ve karşılıklı anlayış ile yoğrulmuştur ve kimsenin bunu bozmasına izin vermeyeceğiz” şeklinde oldu.

Büyüyen öfke

Kuzey Kıbrıs’ta çok uzun bir zamandan beri var olan bir gerçek, bu ve buna benzer olayların gölgesinde kalıyor ve konuşulmuyor. O da adada artık Kıbrıslı Türklerin, Türkiye’den gelip yerleşen Türklere ve Türkiye’ye karşı bakışı… Adaya her gidişimde bunu daha da çok fark ediyorum.

Kuzey Kıbrıs’ta giderek ‘büyümekte olan bir öfke’ var. Kıbrıslı Türklerin hem nüfus olarak adaya sonradan yerleşen Türkiyeli Türklerin gerisinde kalmış olmaları, hem de Türkiye’nin ağırlığını her alanda hissettirmesi belli ki büyük sıkıntı yaratıyor. Artık siyasi iktidar, ancak Türkiyeli Türklerin oylarıyla oluşabiliyor ve ‘Anavatan’ vurgusu, iktidar getiriyor.

Türkiye’ye yönelik algı

Kıbrıslı Türklerde artık farklı bir ‘Türkiye Algısı’ oluştu. Yakından bakmakta fayda var:   

- Adada var olan Türkiye’ye siyasi ve ekonomik bağımlılık giderek sıkıntı yaratıyor. 

- Kuzey Kıbrıs’ta gittikçe artan bir şekilde Türkiye’nin adanın kuzeyini çoğunlukla Anadolu’nun bir uzantısı ve himayesi altındaki bir devletten ziyade bir ili olarak gördüğü ve Kıbrıslı Türklerin sınırlı olarak yaşadıkları egemenliklerini giderek ellerinden aldığı hissiyatı ön plana çıkıyor.

- Kıbrıslı Türkler,  iki siyasi projenin çöküşüne tanıklık ettiler.  1983’te KKTC’nin ilanından sonra uzun yıllar onu tanıtmak için uğraştılar ancak, 2000’lerin başına gelindiğinde bunun artık mümkün olamayacak bir proje olduğu izlenimi edindiler. Güçlerini AB üyesi olmalarına imkân verecek olan adanın tekrar birleşmesine yönlendirdiler. Fakat Annan Planı referandumunun başarısız olması Kıbrıslı Türkleri yine belirsiz bir gelecekle karşı karşıya bıraktı ve bu belirsizlik hala devam ediyor. Kıbrıslı Türkler kendilerini belirsizlik olarak adlandırdıkları ‘arafta’ sıkışıp kalmış hissediyorlar.

- KKTC’de çoğunluk Türkiye’nin Kıbrıslı Türkleri kendi ayakları üzerinde durmaya yönlendirmesini arzuluyor.

- Kuzey Kıbrıs’ın değişen demografik yapısının bir devlet planının parçası olarak görme eğilimi giderek artıyor.

- Kıbrıslı Türkler, 1990 yılında pasaportla giriş kısıtlamalarının kaldırılmasından bu yana Anadolu’dan gelen göçü kontrol etmekte zorlanıyorlar ve çok sayıda işçi ve ailesi, çalışma izni olmadan adaya giriş yapıyor ve hatta kamu hizmetlerinden yararlanıyor.

- Bazı siyasetçilerin seçimler öncesinde KKTC vatandaşlığı dağıtma eğilimi de tepki çekiyor. Kıbrıslı Türk kültürünün erozyona uğradığı hissi giderek yayılıyor.

Sonuçta, artık hemen hemen hiç gündeme gelmeyen, Türkiye’de ki gazetecilerin bile unuttuğu hatta bilmediği ‘Kıbrıs Konusu’nun yeniden konuşulması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü özetlediğim toplumsal sorun giderek büyüyor.

Haberiniz ola…

 

Yazarın Diğer Yazıları

Altılı masa ve sarsıntılar

Altılı Masa'nın şunu unutmaması gerekiyor: Bu halk masadan kalkan, zayıf karnından vurulan, masaya tekme atan, iktidarın oyununa gelen, sarsıntılara karşı dayanamayıp sallanan ya da yıkılanı hiç ama hiç unutmayacak

Avrupa-Türkiye karşılaştırması ve terazinin kefesi

Bu ülkede yaşayan gençlerin yüzde 80’inin Avrupa’da yaşamak istemesinin nedeni, Türkiye’de yaşanan bolluğu bırakıp, orada kıtlık içerisinde bir dünya kurmak mı? Sorun bakalım bu insanlara, ‘Terazinin kefesi hangi yönde ağır basıyor?’…

İsrail ile normalleşme süreci

Orta Doğu'da şekillenmekte olan yeni dengeler Türkiye'nin normalleşme çabalarına çok uygun bir zemin sunuyor