Politika

Erdoğan'dan yeni anayasa çıkışı: Hedefimiz, uğruna bedel ödeyerek elde ettiğimiz bütün bu kazanımların daha sağlam bir güvenceye kavuşturulması

23 Haziran 2025 14:01

Güncelleme: 23 Haziran 2025 16:20

T24 Haber Merkezi

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir kez daha yeni anayasa mesajı verirken, "Başörtülü hakimlerin, savcıların, valilerin, büyükelçilerin olduğu günlere geldik. Hedefimiz, uğruna bedel ödeyerek elde ettiğimiz bütün bu kazanımların yeni Anayasada daha sağlam bir güvenceye kavuşturulmasıdır" dedi.

Kamu çalışanlarının geçmişte inançları nedeniyle baskıya uğradığını savunan Erdoğan, “Kamu görevlilerimiz inançlarını yaşamak için fişleniyordu. ‘İrticacı’, ‘gerici’, ‘yobaz’ denilerek tahkir ediliyordu. Namaz kılanlar, oruç tutanlar, ‘selamünaleyküm’ diyenler hor görülüyor, psikolojik baskıya uğruyordu” dedi. 

Dış politikaya da değinen Erdoğan, İsrail’e karşı alınan tutumu vurgulayarak, “7 Ekim’den bu yana en net duruşu sergileyen ülke olduk. Ana muhalefet Filistin direnişine terör çamuru atarken biz Gazzeli kardeşlerimizin yanında dimdik durduk” ifadelerini kullandı. İsrail ile ticari ilişkilerin kesilmesine ilişkin olarak da, “İsrail ile tüm ticari işlemleri durdurarak 9 milyar dolara yakın bir paradan sarfınazar ettik” dedi.

Muhalefeti sert sözlerle eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Muhalefet, üç beş yankesiciyi korumak için milletin ekmeğiyle oynuyor. Bölgemiz ateş çemberiyle sarılı iken yeni boykot listesi açıklamak gaflet değilse ekonomiye savaş açmak demektir” ifadelerini kullandı.

Erdoğan konuşmasında, toplu sözleşme süreci devam eden kamu işçilerine de değinerek, taşerondan kadroya alınan işçilerin mağduriyetlerinin giderileceğini ve koruyucu giyim donanımıyla ilgili sorunun çözümü için yasal düzenleme teklifinin Meclis’e sunulduğunu da hatırlattı.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle: 

"Üreten Türkiye'nin geleceği için emek sarf eden Memur-Sen'li kardeşlerime selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum. 30. Yıl Vefa Buluşması'nda sizlerle olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum.

Başta konfederasyonda yer almış, vazife üstlenmiş fakat bugün aramızda olmayan tüm kardeşlerime, bilhassa da geçen ay ebediyete irtihal eden sendikamızın Onursal Genel Başkanı Zübeyir Bey'e Rabbimden rahmet niyaz ediyorum.

"Memur-Sen, milletin ve demokrasinin yanında saf tutmuştur"

30 yılı geride bırakan Memur-Sen ailesinin tüm üyelerini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Bu çatı altında görev alan tüm kardeşlerimi canıgönülden kutluyorum. Bugün aramızda olmayan tüm kardeşlerime, geçen ay hayatını kaybeden Zübeyir Yetik Bey'e rahmet diliyorum. Sendika kurucumuz Akif İnan'ı hasretle yâd ediyorum. Mazlum ve mağdur coğrafyaların hüznünü kalbinde yara olarak kaşıyan Akif İnan'a Allah'tan rahmet diliyorum.

Soğuk Savaş yıllarından kalma ideolojik kalıplara hapsolmayı reddeden, çatışmacı sendikacılık anlayışını elinin tersiyle itip ilkeli, çözüm odaklı bir tutum benimseyen; kamu görevlisinin ve milletin savunuculuğunu üstlenen, en kritik süreçlerde millî iradenin yanında saf tutan, zor zamanlarda demokrasiye sahip çıkan Memur-Sen, başarı hanesini her gün yeni yıldızlarla süslüyor.

Kibirli vesayet odaklarının “bin yıl sürecek” dediği 28 Şubat darbesinden, 27 Nisan bildirisinden, katsayı adaletsizliği ve başörtüsü yasaklarından, partimize yönelik kapatma davasına; Gezi kalkışmasından, emniyet-yargı kumpaslarına ve 15 Temmuz’daki darbe teşebbüsüne kadar tüm saldırılarda Memur-Sen, tereddütsüz şekilde milletin ve demokrasinin yanında saf tutmuştur.

“Kudüs’ü unutmak, yurdumuzu unutmaktır. İnancımızı, kişiliğimizi unutmaktır. Köleliğe talip olmaktır.” diyen Akif İnan’ın mirasına sahip çıktınız. Mitinglerde, imza kampanyalarıyla, projelerle, yardım faaliyetleriyle mazlum ve mağdurların haykıran sesi oldunuz. Rabbim sizlerden razı olsun.

Akif İnan Ağabey’in “Ülkemiz dünyayı kardeş görendir, gökleri insanın ortak tarlası” diyerek rotasını çizdiği Memur-Sen, hamuru ahlakla, vicdanla yoğrulmuş bir dava hareketidir. Her birinizi gayretleriniz için tebrik ediyorum. Prensiplerinizi ve değerlerinizi koruyarak yola devam edeceğinize yürekten inanıyorum.

"Toplumun tüm kesimlerinin önünü açtık"

Türkiye’nin büyümesi, gelişmesi, güçlenmesi, daha müreffeh bir ülkede yaşamamız için aşkla, şevkle, aralıksız çalışıyoruz. Allah’ın yardımı, aziz milletimizin desteği ile sayısız engelleri aştık. Gerek anayasa, gerek kanun ve mevzuat düzeyindeki düzenlemelerle toplumun tüm kesimlerinin önünü açtık.

Bizim iktidarımızla milletimiz uzun yıllar sonra kendine hizmet eden, halkına hizmet eden bir anlayışla tanıştı. Devlet ile millet arasına çekilen dikenli telleri birer birer kaldırdık. Cumhuru cumhuriyet ile buluşturduk, devleti millet ile kucaklaştırdık. Memur-Sen gibi sendikalarımızla kamu görevlilerimizin önemli taleplerini hayata geçirdik. Demokratik haklar konusunda son derece önemli atılımlar gerçekleştirdik.

"Millete “bidon kafalı”, “göbeğini kaşıyan adam” dediler"

Sizin de iyi bildiğiniz gibi, ülkemizin en temel sorunlarından biri ayrımcılıktı. Kamu görevlilerimiz inançlarını yaşamak için fişleniyordu. “İrticacı”, “gerici”, “yobaz” denilerek tahkir ediliyordu. Namaz kılanlar, oruç tutanlar, “selamünaleyküm” diyenler hor görüldü, psikolojik baskıya uğradı. Kamuda ideolojik kast sistemi vardı; bunun konuşulmasını asla istemediler.

Kendi klanları, kendi hizipleri dışında kimseye hayat hakkı tanımadılar. Millete 'bidon kafalı', 'göbeğini kaşıyan adam' dediler. Bizim burada edebimizin elvermeyeceği ifadelerle insanımıza hakaret ettiler. Bunların hepsini ve çok daha fazlasını sizlerle birlikte gördük. Baskının her türlüsünü iliklerimize kadar sizlerle birlikte yaşadık.

Milletin iradesine, demokrasimize vurulan zincirleri siz Memur-Sen’li kardeşlerimizle birlikte parçaladık. Azgın azınlığın sessiz çoğunluğa hayat tarzı dayattığı, parmak salladığı o karanlık günler geride kaldı.

Hac için kamu çalışanlarına ücretsiz izin tanıdık. Başörtüsüne yönelik yasakçı uygulamalara son verdik. Bugün kadınlar, hiçbir kısıtlama olmadan kamu kurumlarında özgürce çalışabiliyor. Milletin oylarıyla Meclis’e başörtüsüyle girdiği için hanım kardeşlerimize had bildirildiği o karanlık günlerden, başörtülü hâkimlerin, valilerin, büyükelçilerin, bakanların olduğu günlere geldik.

Hedefimiz, bunları güvenceye almaktır. Bizden sonrakilerin bunları yaşamaması için kimsenin ötekileştirilmediği bir iklimi tesis ve tahkim etmek durumundayız.

"Özlük haklarıyla ilgili de önemli adımlar attık"

Yasaklarla mücadelenin yanında, özlük haklarıyla ilgili de önemli adımlar attık. Tüm çalışanlarımızın ücretlerinde, asgari ücret tutarı kadar gelir vergisi muafiyeti getirdik. 5,3 milyon kişiyi kapsayan ek gösterge düzenlemesini hayata geçirdik.

"İsrail'e karşı en net duruşu sergileyen ülke olduk"

Türkiye olarak bir yandan 100 milyar doları aşan depremin yaralarını sarmak için çalışıyoruz, bir yandan da ülkemizin suhuleti için gayret gösteriyoruz. 7 Ekim’den bu yana en net duruşu sergileyen ülke olduk. Ana muhalefet Filistin direnişine “terör” çamuru atarken, biz Gazzeli kardeşlerimizin yanında dimdik durduk. İsrail ve destekçilerinin, komşumuz İran’a yönelik saldırılarının daha büyük bir felakete dönüşmemesi için yoğun çaba harcıyoruz. Bölgemizin egemenliğine yönelik saldırıları asla tasvip etmiyor ve tepkimizi açıkça ortaya koyuyoruz. Yarın Lahey’e gidiyoruz. Telafisi mümkün olmayan acılar yaşanmaması için seferber olduk. Ülkemizi dalga boyu fırtınalı sulardan sakin sulara ulaştırmanın derdindeyiz. Günübirlik politikalarla değil, dağın arkasındaki tehlikeleri görerek hareket ediyoruz. 86 milyonun kılına zarar gelmemesi için ne gerekiyorsa yaptık, yapacağız.

"Ülkesini seven hiç kimse bu derece şuursuz hareket edemez"

Muhalefet, üç beş yankesiciyi korumak için milletin ekmeğiyle oynuyor. Bölgemiz ateş çemberiyle sarılı iken yeni boykot listesi açıklamak gaflet değilse ekonomiye savaş açmak demektir. Ülkesini seven hiç kimse bu derece şuursuz hareket edemez. “Kimseyi işten çıkarmayacağız” dediler, ellerine fırsat geçince on binlerce emekçiyi kapı önüne koydular.

Kamuda çalışan 600 bin işçimizin toplu sözleşme süreci devam ediyor. Onların kahir ekseriyeti, taşerondan kadroya aldığımız işçilerden oluşuyor. Çeşitli mağduriyetlere yol açan koruyucu giyim donanımı konusunda yaşanan sorunu da çözüyoruz. Geçen hafta bununla ilgili kanun teklifi Meclis’e sunuldu."