18 Haziran 2025 08:18
Güncelleme: 18 Haziran 2025 08:31
Malatya’nın Pütürge ilçesinde faaliyet yürüten maden şirketlerine karşı köylüler ve çevreciler tepki gösterdi. “Doğa katledilirken sessiz kalanlar, bu yıkımın ortaklarıdır” dedi.
Malatya’nın Pütürge ilçesinde 57 sahada sürdürülen madencilik faaliyetlerinin bölgeye ciddi zarar verdiği belirtildi. Yaşam savunucuları ve halk, “Kayısı ağaçları kuruyor, hayvancılık bitiyor. Zehirlenmek istemiyoruz” diyerek tepkilerini dile getirdi.
Başta beyaz çimento yapımında kullanılan profilit madeninin çıkarıldığı bölgede 57 farklı noktada madencilik faaliyeti yürütülüyor. Köylüler, üzüm bağları, kayısı ağaçları ve meyve ağaçlarının kuruduğunu, arıların öldüğünü belirterek “Yetkili kurumlar görevlerini yerine getirmeli, doğaya karşı işlenen bu suçlara dur denmeli” dedi.
BirGün'de yer alan habere göre, yöre halkı, 1993’ten bu yana çıkarılan profilit madeninin özellikle taşınma sırasında yoğun çevre kirliliği yarattığını söyledi. Ocak sayısının her geçen gün arttığına dikkat çeken yurttaşlar, Sabancı Holding’e ait Çimsa ile taşeron firmaların bu madenleri işlettiğini belirtti.
Pütürge Çevre Platformu’ndan Ramazan Derin, ilçede yürütülen profilit madenciliğinin geri dönülmez bir yıkım boyutuna ulaştığını ifade etti. Derin, “Gelecek nesillere yemyeşil vadiler, berrak kaynaklar ve yaşam dolu topraklar bırakmak isterken, bugün artık bu hayal gölgelenmiş, yerini derin bir endişeye bırakmıştır” dedi.
Başta Taşmış, Gündüz, Karakaya Belen ve Örnek köy olmak üzere 57 sahada süren faaliyetlerin doğal dengeyi bozduğunu belirten Derin, şöyle konuştu:
“Pütürge ve çevresinin tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu başta kayısıcılık, hayvancılık ve arıcılık sektörleri büyük zarar görmektedir. Bundan dolayı bölgede büyük ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Bilimsel tetkikler göstermektedir ki çıkarılan madenin içeriğinde bulunan kimyasal bileşenler, yalnızca insan sağlığına değil, evcil ve yaban hayatına da ciddi risk oluşturmaktadır. Ve ne yazık ki, bu ağır tehdit karşısında yetkili makamlar sessizliğe bürünmüş, sorumluluklarını yerine getirmekten kaçınmıştır. Mahalle yolları, ağır tonajlı kamyonların izleriyle derin yaralar alırken, çıkan toz bulutlarının çevreye ağır zararlar verdiği bir gerçektir. Bununla beraber yoğun gürültü kirliliği ayrı bir sorundur.”
Derin, yapılan başvuruların hukuki temelden uzak gerekçelerle reddedildiğini ifade ederek şunları söyledi:
“2018’den beri Çevre Bakanlığı ve ilgili makamlarla yürütülen görüşmeler, yanıt bekleyen dilekçeler, anlamsız ve yüzeysel açıklamalarla geçiştirilmiştir. Gerek idari, gerekse adli mahkeme kararları yaptırım yönünden uygulanmamıştır. Üstelik, bütün faal ve yeni açılan ocaklar dahil olmak üzere ÇED zorunluluğu olduğu halde çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) raporu alma zorunluluğu açıkça yasalarla belirlenmişken, hiçbir işletme bu süreci işletmemekte, devletin koruma mekanizmalarını hiçe saymaktadır. Doğa katledilirken sessiz kalanlar, bu yıkımın ortaklarıdır. Bütün bunların yanında, madencilik faaliyetlerini koruyan siyasi ve idari destekler, bu şirketleri dokunulmaz kılmaktadır. Hukukun üstünlüğünü ayaklar altına alan bu düzen karşısında, bizler sessiz kalmayı reddediyoruz. Yetkili kurumlar görevlerini yerine getirmeli, doğaya karşı işlenen bu suçlara dur demelidir.”
Hip hop kültürü olimpiyatlardan sonra şimdi de klasik müzik sahnesinde |
© Tüm hakları saklıdır.