Köleler Adası: Efendiler köle, köleler efendi olursa…

Köleler-Adası

Köleler Adası

PIERRE DE MARIVAUX

çev. Berna Günen Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 2021 64 s.

 

Köleler Adası’nda, kölelerin çektiklerini anlasınlar diye efendiler köleleştirilir. Böylece nasıl kibirli davrandıklarını görecek, kendilerinden utanacaklardır. Bu insanlık dersi üç yıl sürecek ve düzeldikleri anlaşınca adadan gitmelerine izin verilecektir... Kölelik düzeninin gelişerek sürdüğü ve doğal kabul gördüğü 18. yüzyılda, Pierre de Marivaux bu konuyu işlemiş, gülünecek, yerilecek halleri sahneye taşımaktan çekinmemiştir." 

AHMET EKEN

Voltaire ve Rousseau’nun hayranlığını kazanan, oyunları Comédie Française tarafından en çok sahnelenen Fransız yazarlarından biri olan Pierre de Marivaux, eserleriyle 18. yüzyıl Fransız toplumunun aynası olmuştur. Fransa’nın Molière ve Racine’den sonra en tanınan yazarlardan Marivaux’un 1725’te kaleme aldığı fantastik bir komedya olan Köleler Adası, köleleri ve efendilerini konu edinir. Köleliği ve kölelerin yaşadıkları işkenceyi, şiddeti eleştiren, toplumsal eşitlikten yana olan Marivaux’un bu oyunu “sert bir komedi” olarak değerlendirilmiş ve günümüze dek sahnelenmiştir.

Kölelik düzeninin gelişerek sürdüğü ve doğal kabul gördüğü 18. yüzyılda, komedyalarından birinde bu konuyu işleyen, gülünecek, yerilecek halleri sahneye taşıyan Pierre de Marivaux (1688-1763), hukuk öğrenimi gördükten sonra Paris’e yerleşmiş, buradaki edebiyat çevreleriyle yakın ilişkiler kurmuştur. İlk eserleri genç yaşta kaleme aldığı romanlarıdır. Ancak 1720’den sonra tiyatroyla ilgilenen Marivaux, yazdığı komedilerle başarı kazanınca giderek bu alana daha çok yönelmiş ve yirmi yıl içinde kırk kadar oyun yazmıştır. Fakat 1745’ten sonra seyirci ve okuyucularından ilgi azalınca yazmayı bırakmıştır.

Marivaux’un gençlik oyunlarından biri olan Köleler Adası ilk kez 1725 yılında sahnelenir. Pek çok “utopia”da olduğu gibi bir adada geçen oyun, gemileri batan Iphicrate ile uşağı Arlequin’in bir adaya sığınmasıyla başlıyor. Iphicrate bu adada karaya çıkmaktan memnun değildir, çünkü burası “köleler adası”dır. Uşağına şöyle der:

Buradan kurtulmak için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Buradan kaçamazsam mahvolurum ben. (...) Yüz sene önce efendilerine isyan edip bu adaya yerleşen köleler (…) karşılarına çıkan bütün efendileri ya öldürmek ya da köle yapmak âdetindeler.

Ada hakkında hiçbir şey bilmeyen uşağın, durumu öğrenince tavırları değişmeye başlar. “Aman ne güzel (…) benim gibi kölelere bir şey yapmıyorlarmış” diyerek ağırdan almaya başlar. Uşağı Arlequin’in giderek daha dik başlı olduğunu görünce Iphicrate ondan kendisine acımasını ister.

Comédie-Française’de sahnelenen Benjamin Jungers’in yönettiği Köleler Adası oyunundan, 2014.

Bu arada Iphicrate, gemi batarken bir kurtarma sandalının denize açıldığını görmüştür. Onların da bu adaya geldiklerini tahmin etmektedir. Aramayı önerir ve beraberce onları aramaya başlarlar. Ancak ararlarken huyu bozulan Arlequin, sürekli alaycı konuşarak, yorulduğunu söyleyip aramaya ara verir. Efendisi aramak için ricacı olunca da onun nazikliğiyle “Pek sevgili patroncuğum, sözleriniz beni büyülüyor, normalde beni sopalamadan konuşmazdınız, değil mi? Tüh!” diyerek dalga geçer ve kimseyi aramayacağını söyleyerek uzaklaşmaya başlar. Iphicrate’ın ona bir zamanlar köle olduğunu hatırlatması üzerine de ciddi bir tavır takınarak öfkesini açığa vurur:

Bir zamanlar kölendim, evet, bunu itiraf ediyorum, ama günahı senin boynuna. Neyse, seni bağışlıyorum… Bana bir hayvanmışım gibi davranıyordun ve bunun adil olduğunu söylüyordun, zira güç senin elindeydi. (…) Şimdi de sen senden daha güçlü olanlarla karşılaşacaksın. Şimdi seni de köle yapacaklar, sana da bunun adil olduğunu söyleyecekler, işte o zaman sen bu adalet hakkında ne düşüneceksin (…) acı çektikçe akıllanacaksın ve başkalarına acı çektirmenin caiz olup olmadığını daha iyi anlayacaksın…

Bu sözler üzerine öfkeden çılgına dönen Iphicrate kılıcını çeker, fakat saldıracağı sırada, bir hanımefendiyle hizmetçisine eşlik eden Trivelin ortaya çıkar ve yanındaki beş altı adalıyla Iphicrate’a müdahale eder. Ve Iphicrate’a bu adada böyle bir uygulamanın olmadığını, bundan böyle isminin de kölesinin ismi olacağını söyler, Arlequin de onun ismini taşıyacaktır. Bunu duyan uşak hemen şımarmaya başlar, ancak adada bu isim uygulamasının nedeni uşakların gururunu okşamak değil, efendilerin kibrini ıslah etmektir!

Trivelin, iki uşak ve efendilerine adayı ve yapılacakları anlatır:

Efendilerinin zalimliğinden usanan atalarımız Yunanistan’ı terk edip buraya yerleştiklerinde, patronlarından yemiş oldukları hakaretlerin hıncıyla yaptıkları ilk kanun tesadüf veya kaza eseri adalarına düşecek bütün efendileri öldürmek ve böylece bütün kölelere özgürlüklerini kazandırmak olmuştu. Yirmi sene sonra akıl bu kanunu lağvetti. (…) Artık sizden intikam almıyoruz, sizi ıslah ediyoruz. (…) Bizim yok etmek istediğimiz şey kalbinizdeki barbarlık.

Bu nedenle ilk yapılan, kölelerin çektiklerini anlasınlar diye efendileri köleleştirmek olur. Böylece nasıl kibirli davrandıklarını görecek, kendilerinden utanacaklardır. Bu insanlık dersi üç yıl sürecek ve düzeldikleri anlaşınca adadan gitmelerine izin verilecektir.

Kemal Aydoğan’ın yönettiği Köleler Adası oyunundan… 2017-2018 sezonu, Moda Sahnesi.

Trivelin, Iphicrate ve Arlequin aniden ortaya çıkınca, Cleanthis ve hanımı Euphrosine ile yeterince ilgilenememiştir. Onları gönderince yeniden hanımlara döner. İsimlerini sorunca Cleanthis kendini takdim eder ve ekler: “Bunun dışında bir sürü lakabım var aptal, soytarı, salak, beceriksiz, ahmak…” konuşma ilerledikçe Cleanthis’in sesi biraz daha yükselir ve hanımı Euphrosine’i terslemeye başlar, kibrini, şımarıklığını, küstahlığını, erkeklere yaptıklarını, egoizmini, riyakârlığını anlatır. Trivelin, bütün bunları duyduktan sonra Euphrosine’den bunları kabul edip kendisiyle yüzleşmesini ister. Bunları yapmadıkça eğitimi bitmiş sayılmayacaktır. Sonunda Euphrosine yaptıklarını kabul eder, Trivelin de ona böyle giderse adadan ayrılabileceğini söyler.

Bir süre sonra eski kölesinin gözetiminde olan Iphicrate, arada bir üzülse de düzelmeye başlar. Durumu öğrenmek için gelen Trivelin’e eski uşağı Arlequin, “İyi bir çocuk,” der, “adam olacak gibi”. Ve Trivelin’in sorması üzerine eski efendisinin önceleri nasıl olduğunu anlatır:

“Hem doğuştan hem yalakalıktan sersemdir. Zira kadınlar bunları öyle sever, har vurup harman savurur. Cömert olunması gereken yerde cimri, cimri olunması gereken yerde cömerttir. Borç almasını iyi bilir, ödemez. Akıllı uslu olmaktan utanır, çılgınlığı şeref sayar.”

Ayrıca Iphicrate, geçmiş yaşamında namuslu insanlarla dalga geçen, böbürlenmeyi seven, olmayan metresleriyle övünen birisidir.

Trivelin bunları duyduktan sonra Arlequin’e duyduklarının yeterli olduğunu söyleyip Iphicrate’a döner ve işittiklerinin doğru olup olmadığını sorar. Önce bunları yalanlamaya kalkan eski efendi, sonunda Euphrosine gibi söylenenleri kabul eder.

Efendilerinin bu itiraflarından sonra köleler de yaptıklarını gözden geçirmeye başlarlar ve zaman zaman saçmaladıklarını, hatta eski efendilerinin adada düştüğü durumu görünce şımardıklarını kabul ederler. Arlequin, Iphicrate’ın elbisesini çıkartarak ona geri verir ve zaten yeni kostümlerin içerisinde rahat edemediğini söyler. Cleanthis bu örneği hemen taklit etmez, hatta bir kez daha Euphrosine’e hakaret eder, zengin ve asil olmanın insanı iyi kalpli, erdemli ve akıllı yapmadığını, şimdi kölelerin himayesine ihtiyaç duydukları için utanmaları gerektiğini söyler.

Bu sözleri duyan Arlequin, Cleanthis’in sözünü keserek onu susturur ve şöyle der:

Hadi ama güzelim, kafalarına kakmadan iyi insan olalım, hakaret etmeden iyilik edelim. Geçmişte ettikleri kötülüklerden pişman oldular. Demek ki onlar da bizim kadar iyi insanlarmış.

Daha sonra da Euphrosine’e eski hizmetçisin kendisini affettiğini söyler. Artık sıra sarılma ve karşılıklı gözyaşı dökmeye gelmiştir! Ve öyle de olur!..

Geldiğinde onları bu halde bulan Trivelin çok sevinir. İki efendi ve iki uşak karşılıklı itiraflarıyla içlerindeki nefret, intikam, küçümseme, vb. duygulardan kurtulmuş, makul ve cömert insanlar haline gelmiştir. Onlara iki gün içerisinde adadan ayrılabileceklerini söyler.

Marivaux kölelerin yaşadıklarını ve de efendilerinin yaşattıklarını seyirciye anlattıktan sonra –efendilerin şimşeklerini daha fazla çekmemek için olsa gerek– oyununu hemen herkesi mutlu edecek bir sonla bitirir.

•