08 Haziran 2022

Dezenformasyon düzenlemesi düşman ülkeler içindir, halk için değil

AKP dezenformasyon yasasını seçimde kendi yanlışlıkları ortaya konulmasın diye mi çıkarıyor?

Bir yıldır AKP hükümetinin dezenformasyon yasası getireceği konuşuluyordu. Sonunda önümüze geldi ve içine baktığımızda "oğlum okur, döner döner yeniden okur" türü bir kanun gördük. Kişisel verilerin korunması diyor, hakaret diyor, kişilik haklarına saldırı diyor.

Bunlardan kişisel haklar için 2016 tarihli 6698 sayılı "Kişisel Verilerin Korunması Kanunu" var. Hakaret ve kişilik haklarının ihlali için hem Türk Ceza kanununda özel bir bölüm, hem 5651 sayılı kanunda 2014'den başlayarak yapılan düzenlemeler var. Bunlar işe yaramamış anlaşılan. 2014'den bu yana yapılan 15 düzenleme istenileni yapamamışsa, hata başka yerde değil midir? Aşağıda bunu anlatıyoruz.

Ama baştan şunu da belirtelim: AKP bu düzenlemeyi yaparken, ABD ve AB'yi kendisine kalkan olarak kullanıyor. Doğrudur orada da dezenformasyon düzenlemeleri var ama 2500 yıl önce yazılan Sun Tzu'nun "Savaş Sanatı" kitabından beri dezenformasyon=savaş'tır.

Dolayısıyla ABD'de, Almanya'da, Fransa'da ya da başka ülkelerde yapılan dezenformasyon düzenlemeleri hep düşman ülkelere (Rusya'ya) karşı yapılıyor. Ülkenin kendi vatandaşına karşı değil.

Gerekçe kişisel hakların ihlali mi? 

Ama AKP'nin dezenformasyon yasa tasarısının "Genel Gerekçe" bölümünde, koyu verdiğimiz bölüme baktığınızda şunu görüyorsunuz; AKP kanunun gerekçesinde "Kişisel Haklar" diye bir kavramdan bahsediyor [1].

 
Oysa 8 yıl geriye gidelim, 2014 başında (17/25 tapeleri sonrası gerek duyulan) büyük değişikliklerin gerekçesi  de yine kişilik hakları denilerek verilmişti. (Bkz : Torba Kanun Hani Vatandaş için, Kişisel Hakarete ve Özel Hayatın Gizliliğine Karşı Yapılmıştı?)

O günden bu yana 5651 sayılı internet yayınları kanununda yapılan 15 farklı değişikliğin her birinde de önümüze "hakaret" ve "kişilik hakları ihlali" bahanesi getirildi. Oysa asıl hedeflenen "fikir özgürlüğünün yok edilmesi". "Genel Gerekçe" metninin bir sonraki paragrafına bakalım ne diyor?

Görüldüğü gibi açık açık söyledikleri şey, bu kanun tasarısını AKP'li politikacılara yönelik eleştirilerin önünü kesmek için çıkardıkları. 

Avrupa Birliği ve ABD'nin Düzenlemeleri Rusya'ya Karşı Yapılıyor ve Hapis-Para Cezası Yok

Hemen altına bakıyoruz; güzel bir kalkan olarak ABD ve AB'deki düzenlemeler öne sürülüyor:

Bu cümlelerde sunulan 2 bahane var:

  1. ABD ve AB'de de bu platformlara karşı düzenleme yapılıyor olması
  2. Kişisel verilerin korunması

Platformlara yönelik olarak AB ve ABD'deki düzenlemeler başlı başına birer konu ama kısaca söyleyelim; orada da insanlara karşı değil, platformların fazla büyümesine, vergi vermemesine, pazarı etkilemelerine, büyük veri üzerinden para kazanırken, hiçbir şeye aldırmamalarına yönelik önlemler alınıyor. Önlemler kişilere, hele hele kendi halkına yönelik değil. Yani platformlara yönelik düzenlemeleri, dezenformasyon yasa tasarısı önünde böylece ileri sürmek, gördüğünüz gibi saptırma anlamına geliyor. 

Aşağıda diğer bir bölümde ABD ve AB'nin dezenformasyon konusundaki eylem planlarından bahsedeceğiz.

6698 Nolu Kişisel Verileri Koruma Kanunu yetersiz mi?

Yukarıdaki metindeki 2.bahane kişisel verilerin korunması. Konuyu biraz aşağıda tekrarlamış:

 

Yani ilk paragraftaki "hakaret" ve "kişisel hakların ihlali"nden başlamış, ikinci paragrafta "kişisel verileri koruma"ya gelmiş.

İyi de bizim 2016 tarihli bir 6698 sayılı "Kişisel Hakların Korunması" kanunumuz var[2]. Bu kanun kişisel hakları korumuyorsa, kanunu neden geliştirmiyorsunuz da, dezenformasyon kanunu diye yeni bir kanun çıkarıyorsunuz?

Üstelik bu kanunun uygulanması için, vergilerimizden 66 milyon TL bütçe [3] ayrılmış olan bir de ÜST KURUL var. Bu Kurul kişisel haklarımızı koruyamadığı için yeni bir kanun çıkarılıyorsa, kurulu da iptal edin lütfen.

Hakaret konusunda TCK 125. madde var

Gelelim hakaret ve kişisel hakların ihlali konusuna. Aradan geçen 8 yılda AKP hükümeti sosyal medyayı / interneti (2007-2014 arası 2 kez, 2014-2021 arasında 15 kez) 18.defadır düzenleyecek bir kanun getirmeye çalışırken, hep bu sosu kullanıyor; HAKARET - KİŞİSEL HAKLARIN İHLALİ.

Bazıları da buna bilerek ya da bilmeyerek katılıyor ve dezenformasyon kanununun "Hakaret" nedeniyle getirilmesi gerektiğini düşünüyor. Ama hakaret konusu zaten Türk Ceza Kanunu (TCK) içinde tanımlanmış. Aşağıda 125-128 arasını görüyorsunuz ama 131.madde dahil devam ediyor. 299 nolu Cumhurbaşkanına hakaret maddesi  de ayrıca var[4].

 Ama TCK yetmemiş ki, ilaveten yukarıdaki makalede belirttiğimiz 2014 tarihli 6518 sayılı torba kanuna bakarsanız, o zaman da 5651 sayılı kanuna yapılan eklemelerle "hakaret" ve "kişilik haklarının ihlali" anlamında düzenleme yapılmıştı[5]. O zamandan bu yana da başka torba kanunlarla aynı konularda defalarca değişiklikler yapıldı.

Şimdi soralım;:Bu kadar kanun maddesinden sonra hakaret ve kişilik hakları konusunda yeni bir düzenlemeye ihtiyaç neden var?

Zaten 2014 yılındaki düzenleme sırasında ne demiştik? TCK'da hakaret ile ilgili madde varken, neden 5651'e bir daha koyuyorsunuz?  Buna rağmen koydular. Şimdi dezenformasyon kanunu çıkarırken, aynı gerekçeyi kullanmaları ne anlama geliyor? 

Söyleyelim; dönüp dönüp kendilerini eleştirilerden ya da yanlış işler yapıldığının konuşulmasından başka başka önlemler alarak korumaya çalışıyorlar ama bunun çözümü, yanlışlıkları yapmamaktır. O da çok geç artık. Dolayısıyla bu düzenlemenin üstüne 15 düzenleme daha yapsanız da çözümü yok.

Ülkeler, dezenformasyon düzenlemelerini düşman devletlere karşı yapıyor

Gelelim örnek aldıklarını söyledikleri, ABD ve AB dezenformasyona karşı nasıl bir düzenleme yapıyor? Bu ülkeler de dezenformasyona karşı çabalıyor. Çünkü ne dedik; dezenformasyon = savaştır.

Dolayısıyla AB ya da ABD, dezenformasyon düzenlemelerinde kendi halkına değil Rusya'ya (ve Çin'e) karşı mücadele ediyorlar. Hem ABD, hem AB, kapitalist dünya olarak, ekim devriminden bu yana sosyalizme karşı savaşırlar ve hep Rusya'nın bir haltlar karıştırdığını düşünürler. Sinemadan örnekleyelim; Kevin Costner'lı "No Way Out (Çıkış Yok)" filmini hatırlayın (en alta fragmanını koydum).

Ancak bu ülkelerin düzenlemelerde ya da eylem planlarında ortaya koydukları AKP'den çok çok farklıdır. Örneğin AB, eylem planında 3 adımdan bahseder:

  1. Şeffaf seçim süreçleri
  2. Medyanın özgürlüğü ve şeffaflığı
  3. Kullanıcının dijital okur yazarlığı

AKP şimdi cevap verebilir mi; hangi ABD - AB düzenlemesini örnek alıyorlar?

Yine işaret edelim; ABD ya da AB'nin dezenformasyon düzenlemeleri kendi vatandaşlarına karşı bir çalışma değil, düşmana karşı planlanan çalışmalar.

Çinli savaş ustası Sun Tzu'nın 2500 sene önce yazdığı "Savaş Sanatı" kitabı der ki:

"Aldatma (dezenformasyon) savaşın temelidir."

Dolayısıyla dezenformasyon yasası yapılacaksa, bunun başka devletlerin yaratacağı dezenformasyon çalışmalarına karşı yapılması gerekir. Hakarete, kişisel hakların ihlaline, AKP'li politikacıların yanlışlarının ortaya konulmasının engellenmesine karşı değil.

AKP dezenformasyon yasasını seçimde kendi yanlışlıkları ortaya konulmasın diye mi çıkarıyor?

AKP'nin kendisini korumak için getirmeye çalıştığı on sekizinci değişikliğin işe yarayıp yaramayacağını hep birlikte göreceğiz. Önceki on altı değişiklikten memnun olmayıp çıkardıkları on yedincisi olan sosyal medya şirketlerinin temsilcilik açması konusu  işe yaramamıştı. AKP olaya bu sefer de başka yerinden yaklaşıyor.

Bu konuda daha önce yazdık. Daha fazla açmadan, İnternet camiasının geçen hafta açıklamadaki 1 paragrafı hatırlatalım[6]:

"Düzenlemede Avrupa Birliğinin 23 Nisan 2022de kabul ettiği, Dijital Hizmetler Yasası” da referans alınarak Dijital platformlarda dezenformasyon önlenecek ve platformların algoritmalarının şeffaflığı artırılacak” şeklinde söylemlerde bulunulmaktadır. Ancak sosyal medyanın hukuksuzluklara karşı anlık gündem oluşturma yeteneğini ortadan kaldırmak için, seçim gibi hukuksuzluklara anlık tepkilerin önemli olduğu günlere yönelik olarak, örnek cezalandırma, tutuklama ya da gözaltılarla kişilere bir gözdağı vermek, kişilerde bir otosansür dürtüsü yaratmak amacını taşıdığını düşünüyoruz."

Prof.Dr.İbrahim Kaboğlu da bu konuyu açıklayan bir yazı yayımlamış[7].

Geçen hafta yıldırım hızıyla Dijital Mecralar Komisyonundan geçen yasa tasarısı, perşembe günü Adalet Komisyonuna gelerek görüşülecek. Bu görüşme öncesi, çarşamba akşamı herkesi Dezenformasyon Kanun Taslağını konuşacağımız Twitter / Spaces odasına bekliyoruz.



[1] Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin gerekçesi

[2] KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU

[3] 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve Bağlı Cetveller

[4] Türk Ceza Kanunu (5237 sayılı kanun)

[5] AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

[6] Dezenformasyon Yasa Tasarısı Hakkında Açıklama ve Çağrı

[7] Ya Resmi Dezenformasyon

 

Yazarın Diğer Yazıları

Neden internetten bihaber bakanlar atanıyor?

Bu fiber altyapı ile çoktan dijital uçuruma düşmüş durumdayız. AKP ekonomiyi beceremediği gibi, telekom - internet sektörünü yönetmeyi de beceremiyor

Uydudan telefon görüşmesi yakınlaştı

Mevcut fiber altyapımızla, beklenen İstanbul depreminde, haberleşmenin yine çökmesi şaşırtıcı olmaz. Bu duruma bir çözüm uydudan mobil telefona teknolojilerinin gelişiyor olması. Acaba ülkemizde ne zaman kullanabiliriz?

Depremde bant daraltma yapan BTK nedenini açıklasın

Kahramanmaraş merkezli depremde, bant daraltma kararının nasıl verildiğini veya neden böyle bir karar verilebildiğini öğrenmemiz, bir daha aynı hatanın tekrarlanmaması için çok önemli. O nedenle BTK'nın binlerce belki on binlere kişiyi etkileyen bu kararı nasıl verdiğini ya da uyguladığını açıklaması lazım