01 Haziran 2022

Dezenformasyon Yasa Tasarısı TBMM Komisyonlarda görüşülmeye başlanıyor

Bu tasarıyla AKP tersine bir yaklaşımı deniyor, yeni kanun tasarısı ile bu mecraları kullananları tehdit ediyor, korkutuyor. Şimdiye kadar AKP zaten sosyal medyada bazen tutuklamalar yapıyordu ama şimdi belirsiz birtakım tanımlar getiriyor ve dolayısıyla "kanun" kisvesi ile istediği kişileri içeri atabilecek

AKP neredeyse 1 yıldır yaptık-yapıyoruz dediği dezenformasyon yasa tasarısını sonunda ortaya çıkardı[1]. Kanun teklifi anlaşılan çok desteklenmiş, 286 AKP milletvekilinin dörtte biri yani 42 farklı ilden 66 AKP milletvekili tasarıya imza koymuş[1].

Tasarıya ilk imzaları MHP milletvekili Feti Yıldız ve AKP milletvekili Ahmet Özdemir koymuşlar. Feti Yıldız'ı 2 sene önce VPN'lerin yasaklanmasından hatırlıyoruz. O zaman kendisine "geç kaldınız, 4 sene önce yasaklandı" yazmıştık[2].

Diğer yandan bu milletvekilleri ilk imzacı gözükse de, zaman içinde tasarıya ulaşmak için sorduğumuzda çeşitli çevrelerden aldığımız cevap hep, tasarının Adalet Bakanlığı ya da ilgili başka kurumlarla ilgisi olmadan doğrudan Cumhurbaşkanlığında ve Mahir Ünal gözetiminde hazırlandığı şeklindeydi. Ama ilginçtir tasarıda Ünal'ın imzası bulunmuyor.

Sivil toplum kuruluşları yasa tasarısını protesto ediyor

27 Mayıs'ta komisyonlarda görüşülmek üzere TBMM'ye inen tasarıyla ilgili olarak konuyla yakından ilgilenen sivil toplum örgütleri hemen bir açıklama yayınladılar[3]. Bu metinde şu ifade hayli çarpıcı:

"Düzenlemede Avrupa Birliğinin 23 Nisan 2022de kabul ettiği, Dijital Hizmetler Yasası” da referans alınarak Dijital platformlarda dezenformasyon önlenecek ve platformların algoritmalarının şeffaflığı artırılacak” şeklinde söylemlerde bulunulmaktadır. Ancak sosyal medyanın hukuksuzluklara karşı anlık gündem oluşturma yeteneğini ortadan kaldırmak için, seçim gibi hukuksuzluklara anlık tepkilerin önemli olduğu günlere yönelik olarak, örnek cezalandırma, tutuklama ya da gözaltılarla kişilere bir gözdağı vermek, kişilerde bir otosansür dürtüsü yaratmak amacını taşıdığını düşünüyoruz."

Peki sivil toplum örgütleri neden böyle düşünüyorlar?

Hapis cezaları ve/veya para cezaları ancak geri kalmış ülkelerde var

Dezenformasyon yeni bir konu değil. İlk çağlardan bu yana özellikle savaşlarda dezenformasyon kullanılmış. 2016'dan bu yana ABD ve Avrupa Birliğinde dezenformasyon korkusu iyice arttı. Bunun iki nedeni var:

  1. Covid-19 ile ilgili olarak yaygın dezenformasyon yapıldı
  2. Rusların Seçimlere karışması iddiaları var (Trump'ın seçildiği 2016 seçimlerinden başlayarak)

Buna karşılık hem ABD, hem AB dezneformasyona karşı bir takım eylem planları yapıyorlar ama bu planların içinde hapis ya da para cezaları yok. Onun yerine şu 3 konuyu güçlendirmeye yönelik tedbirler alıyorlar;

  1. Şeffaf seçim süreçleri
  2. Medyada çeşitliliğin desteklenmesi
  3. Kullanıcıların internet okuryazarlığının arttırılması

Gördüğünüz gibi bu maddelerin hiçbiri AKP’nin planlarına uymuyor. 

Dezenformasyon kanunu tersine çalışır mı?

Bu arada AKP yönetiminde -en başta TÜİK rakamları gibi- çok sayıda algıya yönelik yanlış bilgi verilen konular var. AKP bu kanunu çıkarırken, acaba birgün tersine çalışabileceğini de hesaba katıyor mu? Mesela tasarı kanunlaşırsa ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu ya da bireyler "dezenformasyon" başlıklı davalar açarsa ne olur acaba?

Kanun teklifi işe yarar mı?

AKP, iktidara geldikten hemen sonra ana akım medyayı ele geçirme operasyonları yaptı ve bugün basılı mecralarla, TV'lar AKP'nin denetimi dışına zor çıkıyorlar. Çıkanlar da hemen RTÜK tarafından cezalandırılıyorlar.

Buna karşılık AKP interneti ve sosyal medyayı kontrol edemiyor. 2007'de yayınlanan 5651 sayılı internet yayınlarını düzenleme kanunu üzerinde, aradan geçen 15 yılda tam 17 kere değişiklik yapan AKP bir türlü istediği sonucu elde edemedi. En son 2020'de sosyal medya şirketlerinin temsilci ataması, Türkiye'de ofis açması şeklinde düzenleme getirdiler ama bildiğiniz gibi bu da çalışmadı.

Bir yandan da yazının başında hatırlattığımız VPN yasaklama yürürlüğe konuldu ama bu da işe yaramadı çünkü farklı VPN protokolleri var. Tamamen bloklamak mümkün değil. Üstüne, artık VPN dünyada tarayıcıların içine gömülü geliyor.

Bu tasarıyla ise AKP tersine bir yaklaşımı deniyor, yeni kanun tasarısı ile bu mecraları kullananları tehdit ediyor, korkutuyor. Şimdiye kadar AKP zaten sosyal medyada bazen tutuklamalar yapıyordu ama şimdi belirsiz birtakım tanımlar getiriyor ve dolayısıyla "kanun" kisvesi ile istediği kişileri içeri atabilecek.

Bu çalışır mı?

Bu da çalışmaz. Neden çalışmaz derseniz? Hem su akar yolunu bulur, hem de bu kanuna maruz kalacak kişiler arasında "orantısız zeka" sahipleri bir hayli fazla. Bu kanun tasarısı olsa olsa AKP's Paradox'unun yeni safhası olur. Yani kanunu ağırlaştırdıkça, özellikle internetin asıl kullanıcısı olan gençler uzaklaşıyor, onlar uzaklaştıkça AKP kanunu ağırlaştırıyor. Bu paradox'un tek çözümü var, AKP'nin artık gitmesi.

Dezenformasyon konusunda dünyada nerede ne yapılıyor, merak ediyorsanız burayı tıklayarak görebilirsiniz.



[1] Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi

[2] Sn. Feti Yıldız Geç Kaldınız, VPN Zaten 4 Sene Önce Engellendi

[3] Dezenformasyon Yasa Tasarısı Hakkında Açıklama ve Çağrı

Yazarın Diğer Yazıları

Neden internetten bihaber bakanlar atanıyor?

Bu fiber altyapı ile çoktan dijital uçuruma düşmüş durumdayız. AKP ekonomiyi beceremediği gibi, telekom - internet sektörünü yönetmeyi de beceremiyor

Uydudan telefon görüşmesi yakınlaştı

Mevcut fiber altyapımızla, beklenen İstanbul depreminde, haberleşmenin yine çökmesi şaşırtıcı olmaz. Bu duruma bir çözüm uydudan mobil telefona teknolojilerinin gelişiyor olması. Acaba ülkemizde ne zaman kullanabiliriz?

Depremde bant daraltma yapan BTK nedenini açıklasın

Kahramanmaraş merkezli depremde, bant daraltma kararının nasıl verildiğini veya neden böyle bir karar verilebildiğini öğrenmemiz, bir daha aynı hatanın tekrarlanmaması için çok önemli. O nedenle BTK'nın binlerce belki on binlere kişiyi etkileyen bu kararı nasıl verdiğini ya da uyguladığını açıklaması lazım