24 Haziran 2022

Asgari ücret ne kadar olmalı?

Enflasyonun bu denli artığı bir dönemde verilecek bu zam bile kısa sürede etkisini kaybedecek gibi görünüyor. Bu nedenle çalışanın asgari ücrete kadar olan ücretinden kesilecek SGK ve işsizlik sigortası payının Hazinece karşılanması çalışanın eline geçeceği net ücreti de artıracak ve ikinci altı ayda olası enflasyon artışına karşı da bir nebze korunmuş olacaktır

Sayın Cumhurbaşkanı, 6 Haziran'da tüm çalışanların gelir kayıplarının telafi edileceğini söyledi ve sonraki günlerde Sayın Kurtulmuş da benzeri açıklamalar yaptı. Bakan Bilgin defalarca asgari ücret yıllık planlanır dese de hepimizin bildiği üzere konuyla alakalı son ve kesin söz Cumhurbaşkanı tarafından söylenmektedir. 

Çalışanların ücret kayıp çalışmaları devam ederken konu bir türlü asgari ücretliye nedense gelmiyor. Zira henüz ne Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplandı ne de bununla ilgili basına yansımış net bir şey var. 

Asgari ücret nedir?

Asgari ücret Yönetmeliği'nin 4/d maddesi asgari ücreti "İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücreti" şeklinde tanımlamıştır. 

Bu tanıma göre asgari ücret, işçilere ödenecek tutar onların konut, gıda, giyim, sağlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için o ürünlerin o günkü fiyatlar dikkate alınarak ödenecek tutardır. Bunu ben değil yönetmelik diyor.

O yüzden asgari ücret tespit edilirken madde hükmünde geçen "..asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücreti" cümlesindeki "…karşılamaya yetecek.." ifadesi göz ardı edilmemelidir. 

Asgari ücret günlük hesaplanır

Asgari ücret Yönetmeliği'nin 4/d maddesine göre asgari ücret bir çalışma günü karşılığı ödenir. Yani hepimizin bildiği üzere asgari ücret aylık değil bir (1) günlük hesaplanır. 

Asgari ücretliye yılda 5 gün eksik ödeme yapıyoruz

Asgari ücret komisyonu tarafından açıklanmış ve şu anda uygulanan 5.004 TL'lik tutar aslında SGK matrahıdır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 86 ve 88'inci maddeleri uyarınca her ay 30 gün prim ödenir. Bir yılda 12 ay olduğuna göre 4.253x12 ay=51.036 TL yıllık ödenecek tutar olacaktır. Ama bu tutar 360 günlük ödenecek tutardır. Oysa bir yıl 365 gündür. Yani günlük 141,8 TL, 5 gün kayıp varsa (141,8x5) 709 TL eksik ücret ödüyoruz zaten. 

Daha da basit bir dille günlük hesaplanan asgari ücret tutarını her ay 30 günmüş gibi düşünüyoruz ve bunu 30 günle çarpıp ödeme yapıyoruz. Niye böyle yapıyoruz? Çünkü 5510 sayılı Kanun aylık 30 gün prim ödenir diyor ve biz de 30 günden fazla ödeme yapmıyoruz. İşimize de gelmiyor olabilir..

Asgari ücret ne kadar olmalı?

TÜİK'in açıkladığı 5 aylık enflasyon oranı yüzde 35.64'tür. Henüz Haziran ayı verileri açıklanmadı. Açıklandıktan sonra bu sayı daha da yükselecek elbette. 

Enflasyon verileri dikkate alınarak birçok işletme, çalışanına farklı oranlarda zam yapma kararı aldı. Hatta 2022-2023'teki mali ve sosyal hakları belirleyen 6. dönem toplu sözleşmeye göre Ocak-Haziran enflasyon oranı yüzde 5'i aşarsa aşan kısım kadar memur ve emeklilere zam olarak yansıyacak. Şimdiden yüzde 35,64 açıklanan enflasyon oranı yüzde 5'i aşan kısmı kadar yani yüzde 30,64 ve Sözleşmeden kaynaklı yüzde 7 ek zam ile yüzde 37,64 zam alınacak. Haziran ayı verileri eklenince bu oran daha da yükselecek. Hükümet yetkilileri yüzde 40 gibi bir artıştan söz etmeye başladı bile. Bu esasında Haziran ayı enflasyon oranının da açık bir itirafıdır ya neyse. Konumuza dönelim.

Asgari ücret Yönetmeliği'nin 4/d maddesine göre asgari ücret, işçilere ödenecek tutar onların konut, gıda, giyim, sağlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için o ürünlerin o günkü fiyatlar dikkate alınarak ödenecek tutar olduğuna göre ve devletin resmi makamlarınca açıklanan enflasyon verileri de olduğuna göre bu veriler ölçüsünde asgari ücretin artırılması gerekmektedir. 

Asgari ücret artışının işverene maliyeti

Su götürmez bir gerçek var ki o da asgari ücret artışının insani bir boyutta olması gerektiğidir. Ancak madalyonun bir de öteki yüzü var. O da işverene olan maliyet boyutudur. Aşağıda tabloda olası artışlarda aylık işverene olan maliyetini ve asgari ücretlinin eline geçecek net ücreti hesapladım. (Hesaplamalarda küsuratları rakam kargaşası yaratmasın diye dikkate almadım.)

Tabloda da görüldüğü üzere olası zam artışlarının asgari ücretlinin ve işverene ne kadar yansıdığı gösterilmektedir. Yüzde 40'lık bir artış bile brüt tutarı 2.002 TL artırırken bundan işçi payı olan SGK ve işsizlik fon kesintisi (yüzde 15) kesildikten sonra asgari ücretlinin eline 1.702 TL geçmektedir. 2.002 TL'lik brüt ücret artışının işverenin kendi payına olan maliyeti ise 360 TL'dir. 

Bir öneri

Brüt ücret artışı sonrası hem çalışana hem de işverene SGK ve İşsizlik Fon Kesintisinden dolayı ek bir yük yüklenmektedir. Enflasyonun bu denli arttığı bu dönemde bunun önüne geçmek devletin asli görevlerinden biridir. 

Enflasyonun bu denli artığı bir dönemde verilecek bu zam bile kısa sürede etkisini kaybedecek gibi görünüyor. Bu nedenle çalışanın asgari ücrete kadar olan ücretinden kesilecek SGK ve işsizlik sigortası payının Hazinece karşılanması çalışanın eline geçeceği net ücreti de artıracak ve ikinci altı ayda olası enflasyon artışına karşı da bir nebze korunmuş olacaktır. 

Aşağıdaki tabloda SGK ve İşsizlik Fon Kesintisinin asgari ücrete kadar olan maaşa eklenmesi sonucu ele geçecek net tutarlar görülmektedir.

Bu öneri, sadece asgari ücretliler için düşünülürse kayıt dışılık artacağından tüm ücretliler için asgari ücrete kadar olan kısım için dikkate alınması gerekiyor. 

Hazineye olan toplam yük hesaplaması için bu önerinin ne kadar süreliğine ve kaç kişiye uygulanacağı dikkate alınarak aylık olan bu tutarın o sayıyla çarpılması sonucu bulunacaktır. O yüzden toplam külfet adına herhangi bir hesaplama yapmadım.

İlk altı aylık enflasyonun yüzde 40'larda olacağı ve gelecek altı ayın da maalesef bundan aşağı kalmayacağı düşünüldüğünde bu tarz bir öneriyle artış yapılması bir tercih değil Anayasal bir zorunluluktur. 

Asgari ücret artışının Hazineye de maliyeti var

Gelir Vergisi Kanunu m.23/18 uyarınca asgari ücrete kadar olan ücret vergiden istisna olacağı için asgari ücret yükselirse istisna tutarı da yükselecek ve dolayısıyla hazine bu gelirden mahrum kalacak. Asgari ücret artışı sonucu alınacak ücret yedinci aydan itibaren gelir vergisinin yüzde 15'lik ilk dilimini geçeceği ve yeni zammın Temmuz ayından itibaren uygulanacağı için Hazine aylık ortalama 170 TL gelir vergisinden mahrum kalacak. Bu da asgari ücret üstünde çalışanların sayısına bağlı olarak yeni bir vergi harcama kalemi sayılacak. 

Maliye bunu da dikkate alıyordur diye düşünüyorum. Gelir vergisi hasılatında yüksek yer tutan ücretlerden alınan gelir vergisi de dikkate alındığında yapıl(may)acak zammın oranını varın siz tahmin ediniz. 

Murat Batı kimdir?

Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi’nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi’nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı.

Çalışma hayatına 2002 yılında Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nda “devlet gelir uzman yardımcısı olarak” başladı. Kariyerine akademide devam etmek üzere bakanlıktaki görevinden ayrıldı.


Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı.

Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı.

“Vergi Hukuku (Genel Hükümler)”, “Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı”, “Türk Vergi Sistemi” kitapları yayımlandı; 40’tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı.

Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020’den itibaren T24’te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini sürdürüyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Bir “nereden nereye” hikayesi: ÖTV

2024 yılında 1 trilyon 409 milyar 766 milyon TL ÖTV’den gelir hedeflenmektedir. Bu hedef içindeki en büyük pay ise petrol ve doğal gaz ile motorlu araçlardan elde edilecek ÖTV’dir.

Servet vergisi gelebilir mi?

Olası bir servet vergisinin alınması/getirilmesi durumunda biri neden diğeri de netice olmak üzere iki temel engel bulunmaktadır. Neden sorusunun cevabını Anayasal ilkelerde; netice sorusunun cevabını ise 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nda aramak gerekiyor

KDV’nin tahsilat seyri

KDV’nin gayri safi yurt içi hasıla içindeki payının son yedi yıl ortalaması yüzde 6,87’dir