14 Ağustos 2022

Vergi yargısında adli tatil

Dava açmak için adli tatilin bitimini beklemek şart değildir. Adli tatil bitmeden de dava açılabilir. Adli tatil bu anlamda bir seçimlik tercih hakkı sunmaktadır

2577 sayılı İYUK m.61 herkesçe adli tatil[1] olarak bilinen çalışmaya ara vermeyi düzenlemiştir. Buna göre bölge idare, idare ve vergi mahkemeleri her yıl 1 Eylül'de başlamak üzere, 20 Temmuz'dan 31 Ağustos'a kadar çalışmaya ara verir.

Ancak, yargı çevresine dâhil olduğu bölge idare mahkemesinin bulunduğu il merkezi dışında kalan ve sadece bir idare veya bir vergi mahkemesi bulunan yerlerdeki idari yargı mercileri ‘çalışmaya ara vermeden' yararlanamazlar. Yani bu mahkemeler, İYUK'un "nöbetçi mahkemenin görevleri" kenar başlıklı 62'nci maddedeki sınırlamaya tabi olmaksızın görevlerine devam ederler.

Buna göre dava açma süresinin son günü adli tatile rastlarsa, sürenin bitimi adli tatilin bitimini takip eden günden başlayarak 7 gün uzar. Bu tarih, 7 Eylül tarihidir. Burada dikkat edilmesi gereken husus adli tatil boyunca yerel mahkeme ve üst mahkemelerde dava açma süresinin işlediğidir. Adli tatile dava açma süresinin son gününün denk gelmesi durumunda bu süre 7 Eylül'e uzayacaktır. Aksi durumda uzamayacaktır. Örneğin 5 Ağustos 2022 tarihinde tebliğ edilen vergi ceza ihbarnamesine karşı vergi mahkemesine 30 gün içinde dava açılabilir. Bu süre 4 Eylül 2022 tarihinde sona ermektedir. Adli tatile denk gelmesi münasebetiyle bu sürenin işlemediği sanılmamalıdır. Sadece dava açma süresinin son günü adli tatile denk gelseydi bu süre 7 Eylül'e uzayacaktı. Örneğimize göre dava açma süresinin son günü 4 Eylül'dür.

Konuyla alakalı Danıştay 3. Dairesinin 23.02.2021 tarih ve Esas No: 2019/3196, Karar No: 2021/996 sayılı kararında adli tatilde dava açma süresinin işlediği, adli tatilde tebliğ edilen vergi ceza ihbarnamesine ilişkin dava açma süresinin işlemediği düşünülerek davanın geç açıldığını ileri süren davacıya 08.08.2018 günü tebligat yapılmasına rağmen 30 günlük sürede dava açılmadığından, süre yönünden reddine karar verilmiştir.

Dava açmak için adli tatilin bitimini beklemek şart değildir. Adli tatil bitmeden de dava açılabilir. Adli tatil bu anlamda bir seçimlik tercih hakkı sunmaktadır. Yani istenirse adli tatil süresince beklenebilir ya da beklenilmeyebilir.

Adli tatil süresinin son günü 31 Ağustos olarak belirlenmiş olup 31 Ağustos tarihi resmi tatile ya da hafta sonuna denk gelirse bu süre uzamayacaktır. Yani 31 Ağustos tarihi hafta sonuna ya da resmi tatile denk gelse bile süre o gün sona erer. Bu durumda 7 günlük uzama yeni adli yılın açılışından itibaren değil her koşulda 31 Ağustos'u takip eden günden itibaren başlayacaktır. Ancak, 7 Eylül tarihinin tatil gününe denk gelmesi halinde ise dava açma süresi tatil gününü izleyen ilk mesai günü bitimine ya da UYAP ortamında dava açılması halinde 23.59'a kadar uzayacaktır.

Diğer taraftan vergi idaresine yapılacak başvuru sürelerinin adli tatile denk gelmesinin bir önemi yoktur. Adli tatil sadece yargı aşaması ile alakalı süreleri uzatır. Uzlaşma, cezada indirim gibi vergi idaresi nezdinde başvurulara herhangi bir tesiri bulunmamaktadır. Örneğin 26 Temmuz 2022 tarihinde tebliğ edilen vergi ceza ihbarnamesine ilişkin hem uzlaşmaya hem de vergi mahkemesine başvuru süresi 30 gündür. Yani 25 Ağustos tarihine kadar uzlaşmaya başvurulmazsa süre kaçmış olacaktır. Vergi mahkemesine bunu dava konusu yapabileceği en son gün de 25 Ağustos günüdür ancak 25 Ağustos adli tatile denk geldiği için dava açma süresinin son günü 7 Eylül'e uzayacaktır. Ama uzlaşma/cezada indirim başvurusunun son günü ise 25 Ağustos günüdür.

Öte taraftan 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun "Çalışmaya ara verme" kenar başlıklı 86'ncı maddesi uyarınca Danıştay daireleri her yıl 1 Eylül'de başlamak üzere, 20 Temmuz'dan 31 Ağustos'a kadar çalışmaya ara verirler. Danıştay'ın adli tatile tabi olup olmadığı İYUK m.61'de değil, 2575 sayılı Danıştay Kanunu m.86'da hükmedilmiştir.

Buna göre Danıştay'da görülecek temyiz dahil yargılamalar 2575 sayılı Danıştay Kanunu m.87'de sayılanlar hariç olmak üzere adli tatil süresince işlemeyecektir.  

Ödeme emrine dava açmada adli tatil

6183 sayılı Kanun kapsamında olan amme alacakları ile bu alacakların takip masrafları vadesinde ödenmezse ve bu alacaklar teminata da bağlanmamış ise ödenmeyen amme borçlarının takibi ödeme emri ile başlayacaktır. 6183 sayılı AATUHK m.55 "Amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gerektiğini içeren bir "ödeme emri" ile tebliğ yapılır." hükmü uyarınca amme borçlarını vadesinde ödemeyenlere ödeme emri gönderileceğine hükmedilmiştir.

Ödeme emrine karşı açılacak davalarda vergilerin tarhiyatına ya da ceza kesilmesi işlemlerine karşı dava açılması ya da vergi idaresine idari çözüm yollarına (uzlaşma, cezada indirim vs.) başvurulması mümkün değildir. Ödeme emrine karşı, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 15 gün içinde dava açılır ve 7 gün içinde davanın sonuçlanması gerekir (6183 Sayılı Kanun m.58).

Diğer taraftan İYUK m.8/3'te, Bu Kanunda (İYUK'da) yazılı sürelerin bitmesinin çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu sürelerin, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren 7 gün uzamış sayılacağı belirtilmiştir.

Ayrıca 2577 sayılı İYUK m.7 dava açma süreleri düzenlemiştir. İYUK m.7/1'de "özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde" denilerek kendi kanununda dava açma süresi düzenlemiş ise o sürenin; düzenlenmemiş ise İYUK m.7'deki sürelerin geçerli olacağına hükmedilmiştir.

Buna göre idari yargıda genel dava açma süreleri, Danıştay'ın ilk derece mahkemesi olarak görev alanına giren davalarda 60 gün, idari mahkemelerin görev alanına giren davalarda 60 gün ve vergi mahkemelerinin görev alanına giren davalarda ise 30 gündür.

Ancak ödeme emrine ilişkin süre 6183 sayılı Kanun m.58'de 15 gün olarak belirlenmiştir.

Buna göre İYUK m.8/3'te geçen bu Kanundaki (İYUK) sürelerin ifadesinden İYUK kapsamında yazılı sürelerin anlaşılması gerekmektedir. Dolayısıyla da İYUK kapsamındaki yazılı süreler adli tatil nedeniyle uzayacaktır. Ödeme emri gibi dava açma süreleri kendi kanunlarında belirlenmiş olanların İYUK m.8/3'de yer alan adli tatil nedeniyle dava açma sürelerinin uzayıp uzamayacağı yeterince açık değildir.

Bu durum muhtelif zamanlarda yargıya taşındı ve konuyla alakalı Danıştay verdiği kararlarda[2] ödeme emrine ilişkin 15 günlük dava süresinin çalışmaya ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren 7 gün uzayacağı yönündedir.


[1] Adli tatil ilk olarak 18.06.1927 yılında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 81. maddesinde düzenlenmiştir.

[2] Danıştay 9.D. 16.04.2019 tarih ve E. 2016/10089, K. 2019/1661,

Danıştay 4.D. 05.03.2020 tarih ve E. 2016/10962, K. 2020/1228

Murat Batı kimdir?

Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi’nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi’nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı.

Çalışma hayatına 2002 yılında Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nda “devlet gelir uzman yardımcısı olarak" başladı. Kariyerine akademide devam etmek üzere bakanlıktaki görevinden ayrıldı.

Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı.

Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı.

“Vergi Hukuku (Genel Hükümler)", “Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı", “Türk Vergi Sistemi" kitapları yayımlandı; 40’tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı.

Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020’den itibaren T24’te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini sürdürüyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Bir “nereden nereye” hikayesi: ÖTV

2024 yılında 1 trilyon 409 milyar 766 milyon TL ÖTV’den gelir hedeflenmektedir. Bu hedef içindeki en büyük pay ise petrol ve doğal gaz ile motorlu araçlardan elde edilecek ÖTV’dir.

Servet vergisi gelebilir mi?

Olası bir servet vergisinin alınması/getirilmesi durumunda biri neden diğeri de netice olmak üzere iki temel engel bulunmaktadır. Neden sorusunun cevabını Anayasal ilkelerde; netice sorusunun cevabını ise 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nda aramak gerekiyor

KDV’nin tahsilat seyri

KDV’nin gayri safi yurt içi hasıla içindeki payının son yedi yıl ortalaması yüzde 6,87’dir