18 Haziran 2022

Mehmet Barlas'a Nakîza

Mehmet Bey'in son yazısı da diğer pek çok yazısı gibi seçmelerden saçmalar şeklinde. Ben de kendisine aynı üslupla bir nakîza yazdım. İki yazıyı yan yana okumanızı şiddetle tavsiye ederim

Nazire, sevilen şairlerin şiirlerine başka şairler tarafından vezin, kafiye aynı olmak şartı ile yazılan şiirlere deniyor. Bunu düzyazı, hatta başka sanat eserleri için de yapabiliriz. Öyle yapıldığında artık aynı vezin ve kafiyenin ötesinde, o eserin hissettirdiği duyguyu esas alarak, o duyguyu hissettirecek şekilde yazmak söz konusudur. Esas metinden cümleler, sözcükler de kullanılabilir. Örneğin T24'te Eagles'ın Hotel California isimli şarkısına nazire olmak üzere yazdığım bir öykü yayımlanmıştı.

Nakîza ise nazirelerin olumsuz anlamda olanlarına denir. İşte bu yazı Mehmet Barlas'ın 17 Haziran 2022 de yayımlanan yazısına bir nakîza'dır.

Mehmet Barlas, tam da eski meclis başkanının ifade ettiği şekliyle, 'majestelerinin gazetecisi', hatta majestelerinin baş yazarıdır. Tabii zat-ı âlileri için majeste, doğru bulduğu, inandığı, yoldaş gördüğü biri değil, o anda iktidarı elinde tutan kimsedir. Onun için bir gün darbe yapmış cunta liderini evinde ağırlar, öbür gün darbe yapana lanetler okur. Memleketimizde örnekleri çok görülen bir cinstendir kendileri, ama haza o cinsin en latiflerinden biri, belki de birincisidir. Bu kabilenin üyelerinden örnek vermek gerekirse hocaefendi diye eteğe yüz sürmekten, şakkadanak terörist FETÖ'ye dönenleri sayabiliriz. 

Mehmet Bey'in son yazısı da diğer pek çok yazısı gibi seçmelerden saçmalar şeklinde. Ben de kendisine aynı üslupla bir nakîza yazdım. İki yazıyı yan yana okumanızı şiddetle tavsiye ederim. 

Desen: Selçuk Demirel

Mehmet Barlas'ın, 'Beşli Çete'nin, Pelikancıların hayalindeki Cumhur İttifakı cumhurbaşkanı adayının, seçildiği zaman yapacağı icraatler belli oldu. İki ayağı dışında, kimi tarikatlar, paramiliter şirket ve dernekler gibi, gizli payandaları da olan bu ittifakın cumhurbaşkanı adayı, adayın kendisi tarafından ilan edildi. Kulislere sızan haberlere göre o aday seçilir seçilmez yapılacak icraatlar şöyle: (Evet biraz ironi dozu yüksek bir yazı oldu ama inanın bugüne kadar yaptıklarına baktığımızda bunlar da olabilir diyor insan. Günümüzde "Bu kadarını da yapamazlar" dediğimiz her şey Cumhur İttifakı'nın yeni döneminde teker teker gerçeğe dönüşebilir).

- Cumhur İttifakı'nın cumhurbaşkanı, İsveç ve Finlandiya'ya koyulan vetoyu geri çekecek. Bunun için ne gibi pazarlıklar yapıldığını asla öğrenemeyeceğiz. 

- Fener Patrikhanesi cami ve külliyeye dönüştürülecek. Bunun için yapılacak törene başta Suudi Arabistan Veliaht Prensi, İslam Ülkeleri'nin devlet ve hükümet başkanları davet edilecek. Suudi Arabistan Veliaht Prensi, yeni seçilen cumhurbaşkanıyla beraber, İstanbul'daki konsolosluklarını ziyaret edip Cemal Kaşıkçı anısına, öldürüldüğü odaya kırmızı karanfiller bırakacak. 

- Silahlandırılan Suriye muhalif güçlerine ve Müslüman Kardeşler ideolojisinin iktidarda olduğu tüm ülkelere, Türkiye'den silah bağışı yapılacak. Özellikle insansız hava araçları hediye edilecek.

-TSK, Suriye, Irak, Libya başta olmak üzere, Osmanlı'nın ayağının değdiği her ülkede varlığını arttıracak.

- ABD Büyükelçisi, cumhurbaşkanı başdanışmanı olarak atanacak. Bütün kritik konularda ona danışılacak. 

- Rus oligarklara kapılar sonuna kadar açılacak, memleketin makbul yeraltı örgütleriyle, Rusya'nın yer altı örgütleri arasında, eski bir içişleri bakanının himayesinde köprü kurulacak. Türkiye, gelen paranın akına, karasına karışmayacak. 

- FETÖ'ye iade-i itibar yapılacak ve halihazırda görevdeki bütün kriptoFETÖ'cüler asli kimlikleriyle görevlerini sürdürmeye devam edecekler. Yıllarca FETÖ'yü Amerikada ziyaret etmiş iktidar mensupları, fırsatı değerlendirip yeniden ziyaretlere başlayacaklar. 

- İstanbul Havalimanı'nın adı Recep Tayyip Erdoğan Havalimanı olarak değiştirilecek ve eski Atatürk Havalimanı'nın yerine yapılan alana da, Fesli Kadir Millet Bahçesi ismi verilecek. 

- Depoda duran S-400'lerin yanına, yeni depolar inşa edilecek, inşaat işi beşli çeteye verilecek ve bu depolara diğerleri gibi hiç bir zaman kullanılmayacak yeni S-500 ler yerleştirilecek.

- Nükleer santral inşaatı hızla bitirilip, sekiz on tanesinin daha ihalesi yapılacak.

- Asrika İslam Devleti kurulması için gereken destek ve coğrafya verilecek.

- Banka faizleri sıfıra indirilip, yüzlerle ifade edilen değerlere çıkmış enflasyona karşı, isminde faiz geçmeyen, yeni faiz enstrümanları icat edilecek. Bu amaçla fiilen bağımsızlığı ortadan kalkmış Merkez Bankası, kanunla cumhurbaşkanına bağlanacak.

- Kemal Kılıçdaroğlu'na yumruk atan Osman Sarıgün onuruna Saray'da bir davet verilecek ve bilahare kendisi ve ailesi Okluk Koyu'ndaki cumhurbaşkanlığı yazlık sarayında ağırlanacak. 

- Cumhuriyeti kuran liderlerlerle ilgili tüm bilgi ve belgeler yok edilecek. Kurtuluş Savaşı'nın başta cumhurbaşkanı, AKP ileri gelenlerinin dedeleri tarafından yapıldığına dair elde edilen yeni belgeler, törenle kamuoyuna duyurulacak.

- Kadınların burka giymesi konusunda, tarikat liderlerinin CİMER'e yaptıkları başvuru ciddiye alınıp bu konuda bir komisyon kurulacak, bütün okullar imam-hatip müfredatına tabii kılınacak, imam-hatip mezunu olmayanların üniversiteye girmesi zorlaştırılacak.

- İstanbul Üniversitesi'nin, İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde Tayyip Erdoğan tarafından kurulduğu kayda geçirilecek. 

Bu liste böyle uzar gider. Ancak bir dönem daha Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olarak seçilirse, bugün şaka olarak altını çizdiğimiz maddeler, 1-2 yıl sonra gerçek olarak karşımıza çıkabilir. 

Yukarda sıraladıklarım hayata geçer mi geçmez mi bilinmez ama, şaka bir yana, Millet İttifakı adayının, cumhurbaşkanı seçildiğinin ertesi günü, yüzde yüz gerçekleşecek bir olay var:

Mehmet Barlas, Sabah Gazetesi'nden istifa ettiğini bildiren başyazısında, yeni seçilen cumhurbaşkanına methüsenalar düzecek, eskiden yazmış olduğu yazıları tarihin çöplüğüne terkederek cumhurbaşkanını ailesiyle birlikte evinde ağırlamaya can attığını belirtecek, Sözcü Gazetesi'nde yazmak, Emre Kongar'la yeniden program yapabilmek için gerekli ilişkileri kurmak üzere heyecanla kolları sıvayacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları

Endülüs’te Solan Bahçe

Her şey Flamenko’nun ezgilerinde kalsaydı, kalabilseydi keşke. Ama bizzat flamenko da böyle bir şeydi. O huzurun, sükunetin müziği değildi

Seçimden seçmeler saçmalar

Enteresan ülkeyiz vesselam, biri kendini devletin sahibi sanır, diğeri bir yüzyıldır falan kendinden başka bu ülkede vatansever olmadığını iddia eder

Bir devlet görevlisiyle bir vatandaşın diyaloğu

"Yok Can Atalay, yok Osman Kavala, yok Selahattin Demirtaş... Onlar ne isterse, nasıl isterse öyle oluyor, olacak"