31 Mayıs 2022

15 Temmuz gecesi Karabük'te yaşananlar ve emniyet müdürünün emekli edilmesi!

Bir yanda hakkında gözaltı kararı verilen üst düzey komutanın gözaltına alınmasını "uygunluk vermeyen" valinin bir süre sonra Emniyet Genel Müdürü olması; diğer yanda ise, valinin gözaltına alınmasına uygunluk vermediği üst düzey komutanı, Ankara'nın talimatıyla kendi ekibiyle valinin makam odasında gözaltına alan emniyet müdürünün aynı valinin yıllar sonra başkanlık yaptığı kurulda emekli edilmesi

Emniyet teşkilatında amir ve müdürleri yakından ilgilendiren terfiler ile emeklilik işlemlerinin değerlendirildiği Yüksek Değerlendirme Kurulu'nda (YDK) alınan kararları bir önceki Büyüteç'te aktarmaya çalıştım.

Kurulun emekli olmasına karar verdiği bir polis müdürü hakkındaki süreç, aynı zamanda FETÖ'yle nasıl mücadele edildiğinin de işaretlerini verecek bizlere.

Büyüteç'in yakın takipçileri, geçmişte yaşananların günümüzle bağlantılandığına tanık olurlar kimi zaman. 

İşte bugünün konusu yine benzer bir süreç. 

Şimdi 15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan FETÖ'nün başarısız darbe girişimi sonrasında 16 Temmuz sabahının ilk saatleriyle beraber Karabük'te yaşananlara bakalım. 

Sürecin merkezinde; Karabük'ün tarihi ilçesi Safranbolu'da konuşlu Jandarma Genel Komutanlığı'na bağlı 125. Jandarma Er Eğitim Alay Komutanlığı'nın komutanı Albay Sedad Arıcan hakkında "FETÖ'nün sıkıyönetimde görev alacaklar listesinde yer almasından" dolayı 15 Temmuz gecesi gözaltına alınması talimatı var. 

Yer, kentteki görevinde bir ayı yeni dolduran Vali Mehmet Aktaş'ın odası. Odada bulunanlar, Vali Aktaş, Jandarma Eğitim Alay Komutanı Kurmay Albay Sedad Arıcan, İl Jandarma Alay komutan vekili, üniversitenin rektörü, başsavcı vekili, il emniyet müdürü Serhat Tezsever ve kentin ileri gelen isimleri vardı. 

Sonrasında odada olan biteni Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin duruşma tutanağından okumakta fayda var. 

Duruşma tutanağına göre, ifade veren tanık konumundaki dönemin Karabük Emniyet Müdürü Serhat Tezsever. İfade verilmesinin gerekçesi; 125. Jandarma Er Eğitim Alay Komutanı Kurmay Albay Sedad Arıcan'ın, FETÖ'den yargılanması. 

Tezsever "o gece" Karabük Valisi Aktaş'ın makam odasında yaşananları şöyle anlatıyor:

"Ben 2014 yılı ile 2016 yılı sonu itibarıyla Karabük İl Emniyet Müdürlüğü görevinde bulundum. Sanık Sedad Arıcan'da Safranbolu Eğitim Komutanı olarak görev yapardı. 15 Temmuz gecesi darbe teşebbüsü haberini alınca gerekli tedbirleri aldırdım. Sanığın komutan olduğu Safranbolu Eğitim Komutanlığı'nda da tedbirler aldırdım.

Daha sonra Vali Bey'in odasında Vali Bey, be Eğitim Komutanı Sanık Sedat, Jandarma Alay Komutanı Vekili vardı. Yine hatırladığım Karabük'ün ileri gelenleri oradaydı, rektör de vardı, başsavcı vekili de vardı. Bu sırada İstihbarat Şube Müdür Vekili beni dışarı çağırdı ve ‘Ankara'dan istihbarat var, Kurmay Albay olan sanık Sedad'ın hemen gözaltına alınması talimatı olduğunu' söyledi.

Bu talimat İstihbarat Başkanlığı'ndan gelmiş. Ben durumu Vali Bey'e özel olarak söylediğimde kabul etmedi. Daha sonra İstihbarat Şube Müdür Vekili tekrar yanıma geldi ve durumu yineledi. Yine ben Vali Bey'e ‘acilen alınması gerektiğini' söyledim ancak yine uygun görmedi. 

Daha sonra ben kendim İstihbarat Başkanı ile görüştüm. Bana ‘hiç kimseyi dinleme, alacaksın. Karşı gelen olursa onları da gözaltına al' dedi. Ben de bunun üzerine beş güvendiğim adamım ile beraber Vali Bey'in odasına girerek sanık Sedad Arıcan'ı gözaltına aldım. Benim sanık Sedad ile ilgili tüm bilgin budur."

Bu ifadeyi not edip devam ediyorum. 

FETÖ'den gözaltına alınıp yargılanan Arıcan'ın, 23 Mart 2017'de yargılandığı mahkemede heyete verdiği ifade şöyle:

"Valimiz Mehmet Aktaş'a saçma sapan mesajlar gelmiş. Böyle bir oluşumun içerisinde yer almadım. Devletin, milletin ve senin emrindeyim. Valiliğe doğru yola çıktım' diye söyledim. Valilik makamında sayın valimden başka Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, İl Emniyet Müdürü Serhat Tezsever, Karabük Üniversitesi Rektörü Refik Polat, İl Jandarma Komutanı Vekili Jandarma Yarbay Hasan Bal vardı. Böyle bir darbe girişiminin yanında olmadığımı, kendisinin emrinde olduğumu söyledim. Daha sonra gelişmeleri televizyondan, cep telefonlarımızdan takip ettik. Krizi birlikte yorumladık, yönettik ve bu hain darbeyi yapanlara lanet ettik.

Saat 04.30 sıralarında Emniyet Müdürü Serhat Tezsever, ‘Ankara'dan talimat geldi, hakkında gözaltı kararı var' dedi. Darbeye katılmadığım için sayın vali gözaltı kararına karşı çıktı. Ancak emniyet müdürünün ‘Karşı çıkan kim varsa onu da gözaltına alın' talimatı olduğunu belirtmesi üzerine gözaltına alındım. Ortada tarafıma yöneltilecek tek bir suç yoktur. Bu suçları işlemediğim gibi, suç işlenmesine de mani oldum, gereken ne varsa onu yaptım ve hiç kimseye de suç işlenmesi için yardım etmedim. Karabük Sıkıyönetim Komutanı olarak adımın listede yer alması tamamen bilgim, onayım, iradem dışında, tek taraflı olarak yapılmış bir işlemdir. Aslında beni neden yazdıkları yazanlara sorulmalı. Adımı bu listeye yazanlardan davacı ve şikayetçiyim."

Yargı sürecinin tamamlanmasının ardından Arıcan, Karabük Ağır Ceza Mahkemesi'nce "silahlı terör örgütüne üye olmaktan" 9 yıl hapis cezası verildi. 

Unutmadan, bir iddia daha var ki; valinin makam odasındaki gözaltı işlemi sırasında küçük çaplı itiş – kakış yaşandığı.

* * *

Buraya kadar resmi belgelerden aktardıklarım madalyonun bir yüzü.

Bir de diğer yüzü var madalyonun. 

15 Temmuz'un hemen ardından kentte yaşananların yankıları devam ederken, valinin makam odasında Arıcan'ı gözaltına alan Karabük Emniyet Müdürü Serhat Tezsever hakkında "kripto FETÖ'cü" olduğu yönünde sosyal medya paylaşımları yapıldı.

Hakkında herhangi bir adli ya da idari işlem yapılmayan Tezsever, Ekim 2016'daki kararnameyle görevden alınıp merkeze çekildi. 

Kaldı ki, eğer hakkında tespit varsa ve buna rağmen Tezsever altı yıl boyunca teşkilatta görev yaptıysa o da ayrı bir skandal.

İçişleri Bakanlığı İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığı'ndan 13 Haziran 2016'da Karabük Valisi olarak göreve başlayan Aktaş ise, sadece bir yıl görev yaptığı Karabük'ten 23 Haziran 2017'de Şırnak Valisi olarak atandı!

Aynı zamanda kamu yönetimi dalında akademik eğitim ve doktora derecesi sahibi olan Tezsever, Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın Bursa bölgesinde Ekim 2016 – Mayıs 2022 arasında Polis Başmüfettişi olarak görev yaptı. Tezsever'in soruşturma görevi aldığı konular içinde FETÖ dosyaları da vardı. 

Tezsever hakkında olumsuz bir tespit olsaydı, polis başmüfettişi olarak FETÖ dosyalarının soruşturmasında görev alması bir yana altı yıl boyunca teşkilat içinde kalamazdı.

Zira, FETÖ'yle mücadele edilirken böyle bir durumun atlanması mümkün olmaz!

Tezsever başmüfettişliğe devam ederken, Karabük'teki "o gece"nin diğer ismi Vali Aktaş, Şırnak Valiliği'nin ardından 2019'da Emniyet Genel Müdürü koltuğuna oturdu. 

* * *

Gelelim bugüne. 

Emniyet Genel Müdürü Aktaş'ın başkanlığında iki hafta önce toplanan Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu, 2022 yılı çalışmaları kapsamında Polis Başmüfettişi Serhat Tezsever'i emekli etti. 

Tezsever'in ismi 16 kişilik listede yer aldı. 

Aktaş'ın başkanlığındaki kurul, mevzuata göre istediği polis müdürlerinin dosyalarını iki yılda bir yeniden değerlendirme yapmak koşuluyla 60 yaş olan yaş haddinden emekliliğe kadar görevine devam etmesinde yetkili. 

Bu kapsamda Tezsever'in, kendisiyle aynı kıdemde olan bazı polis müdürlerinin görevine devam etmesine karşın emekli edilmesi dikkat çekiyor ister istemez!

Ortaya çıkan tablo şu:

Bir yanda hakkında gözaltı kararı verilen üst düzey komutanın gözaltına alınmasını "uygunluk vermeyen" valinin bir süre sonra Emniyet Genel Müdürü olması; diğer yanda ise, valinin gözaltına alınmasına uygunluk vermediği üst düzey komutanı, Ankara'nın talimatıyla kendi ekibiyle valinin makam odasında gözaltına alan emniyet müdürünün aynı valinin yıllar sonra başkanlık yaptığı kurulda emekli edilmesi.

Şimdi tabloyu nasıl yorumlamak gerekir? 

Yazarın Diğer Yazıları

Burdur'da taciz skandalı: Skandalın adresi Burdur Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü!

İşin içinde taciz var, mahkemeden alınan uzaklaştırma kararı var, il müdürlüğünde görevli kamu personeli var, şüpheli, tanık ve mağdura ait adliye yansıyan ifadeler var, tacize adı personelin görevden uzaklaştırılması amacıyla bakanlığa ve valiliğe yazılan yazılar var. Yetmedi, benzerlerinde olduğu üzere dini cemaat iddiası var. Yetmedi, siyaset var

Ayhan Bora Kaplan, polis muhbiri oldu mu?

17 - 25 Aralık 2013'te Gülen cemaatinin emniyetten tasfiyeye başlanması sonrasındaki personel değişimi sırasında yeni göreve gelen ekipler, Ankara'yı kasıp kavuran Aramaz'ı bir türlü yakalayamazken, muhbir olmak amacıyla şubeye gelen genç, Aranmaz'la ilgili önemli bir bilgiyi polise aktardı...

180. yaşına adım atan Türk Polis Teşkilatı...

350 bin kişilik teşkilatın başındaki yöneticinin Şeref Defteri'ne yazdığını düşündüğümüz bağlılık mesajlarına karşın teşkilatın içinde bulunduğu tablonun örtüşmediğini, deyim yerindeyse "sokaktaki insan" biliyor artık