17 Haziran 2022

Cihangir işgal altında | Gazetecime dokunma | Dormen "dalya" diyecek | Ah o yerli diziler

Bu hafta meşrebime uygun olarak her telden çaldım. İfade özgürlüğünden televizyon dizilerine kadar hiçbir şeyi gözden kaçırmadım. Ne de olsa anarko marksistim.

Arka sıralarda oturduğum için, Haldun Dormen'le fotoğraf çektiremedim. - Yerli dizilerdeki kadın karakterler kafamı iyice kurcalamaya başladı. Sürç-ü lisan eylediysem affola. - Sinema deyince Marlon Brando'dan başka kuş tanımam -
Okay Gönensin'le hem aynı okulda okudum, hem aynı gazetede çalıştım. 

***

Benzetmeyi bağışlayın fakat durum ciddi. "Cihangir Cumhuriyeti" iç ve dış güçlerin işgaliyle karşı karşıya. Nasıl mı? Nişantaşı, Etiler, Moda ve hatta Boğaz'dan gelen vatandaşlar, Mid-Cihangir halklarına Akarsu Caddesi'nde oturacak mekân bırakmadılar.

21, Journey, Kahvedan...tıklım tıklım, kaldırımlarda yürünmüyor. Şimdilerde TV100'e düşen Ertuğrul Özkök'ten başka herkesi görmek mümkün. Bakraç ve Hayar sokakların kesiştiği noktadaki dört kahvede ise ağırlıklı İngilizce olmak üzere her dil konuşuluyor. Ev sahipleri, bazı emlakçılar ve de uyanıklar üçe katladıkları kiraları Airbnb yapıp altı-yedi kat fazla haksız kâr sağlıyorlar. Kiralık ev ilanı görmek mucize. Manitu yardımcımız olsun.

Kısmen kurtarılmış bölge olan Cihangir HomeRoom'da arkadaşı Berker Güven'le tatılden tatile koşan Nihal Yalçın, Yunanistan'da çekilen dizisi görücüye çıkacak olan Tülay Günal, sezon finali yapan Arka Sokaklar'ın yönetmeni Orhan Oğuz, Hafıza Merkezi'nden Murat Çelikkan ve masanın en ünlüsü ben.
(Foto: Tele 1'den Zeynel Lüle)

Haberimi rahat bırak

Sekiz gündür mesleğine saygı duyan bütün gazeteciler utançla uyuyup utançla kalkıyorlar. Gözaltı süreleri habire uzatılan Diyarbakır'daki 20 Kürt gazetecinin, dün dehşetle öğrendim ki, 16'sı tutuklanmış. 

Biz batıdakiler biraz geç kaldık ama gözaltıların ikinci gününde, DİSK Basın-İŞ, TGS ve Yeni Yaşam gazetesinin de olduğu bir grup demokratik kitle örgütünün çağırmasıyla toplandık. İmza kampanyası falan başlattık ama nâfile. Devlet kararını çoktan vermişti bile. 

Biraz da iletişim eksikliğinden ilk dayanışma toplantısına katılanlar arasında 65 plus gazeteci sayısı çok azdı. Bana bile çömezim Nazan Özcan gecenin bir saati haber verdi.

Tutuklanan gazetecilerden Ömer Çelik, avukatı aracılığıyla yolladığı bir fotoğraf ve mesajında "Dayanışma gösteren herkese çok teşekkürler, yükümüz onlarda" dedi. Ne diyeyim; yalnız değilim/ yalnız değilsin/yalnız değil/yalnız değiliz/yalnız değilsiniz/yalnız değiller. 

Tam bu yazı biterken birlikte de çalıştığım genç meslektaşım (çünkü herkes benden genç) İnci Hekimoğlu'nun gözaltına alındığını okudum. Neden daha az yaşlı ve yorgun değilim de elime bir pankart alıp sokağa fırlamıyorum diye kendime kahrettim. Neyse ki kahrolmama çok gerek kalmadı, yemekten eve döndüğümde İnci, serbest bırakılmıştı. 

Kürt gazetecilerle dayanışma toplantısında 65 plus, iki üç kişiden biri de bendim. 

Kraliçe ile rekabet eden Dormen

Arkadaşım Prenses Margaret'in ablası İngiltere Kraliçesi İkinci Elizabeth 96. yaşını şenliklerle kutlarken biz de Haldun Dormen'imizin 94 yaşını kutladık. Hem de bir belgeselle. Maximum Uniq Açıkhava'da binlerce kişi vardı.

Ben ve beni götüren 900 bin liralık araba sahibi orta güzel Cihangirli kadın arkadaşım kapılardan karşılandık. Emircan Karataş adlı (Belki öğrencim bile olmuştur) genç bir adam bizi protokol sıralarına götürdü. Fakat bütün boomer'lar erkenden gittikleri için ancak dokuzuncu sırada oturabildik. 
 
Yönetmen Selçuk Metin'in çektiği ve çok sevdiğim genç meslektaşlarımdan Zeynep Miraç'ın senaryosunu yazdığı "Yaparsın Şekerim" çok uzun olmasaydı daha da iyi olabilirdi. Bir tür, eski ünlü oyuncuların "Haldun Dormen ustamızı nasıl hatırlıyoruz" belgeseli gibi olmuştu.
 
Burada kendi adıma bir itirafta da bulunayım. Efendim biz, tiyatro izleme eğitimimizi 60 ortalarında Ankara'da Ankara Sanat Tiyatrosu, Halkın Birliği Sahnesi gibi tiyatrolardan aldık. Bu yüzden benim Dormen kültürüm zayıftır ama Şahane Züğürtler oyununu her zaman en çok sevdiğim ilk 10 tiyatro oyunu arasına sokarım. 
 
Bir itirafta daha bulunayım ki, Dormen'in ailesinin İstanbul'un en zenginlerinden biri olduğunu hatta Şişli'de bir apartmanları, Çiftehavuzlar'da köşkleri olduğunu yeni öğrendim. Yale'de drama okuması ise işin cabası. Gel de kıskanma. Daha nice yıllara sevgili Dormen. 
Artık unutulmuş olan Milliyet'ten arkadaşım Deniz Alphan'la. "Yaparsın Şekerim"in senaristi Zeynep Miraç. (Taner) 

Tarihimden yapraklar

İki Mülkiyeli kadın

Fatmagül Berktay ve Nermin Abadan Unat
Bu haftaki Tarihimden'i kantinde beraber turladığım Prof. Dr. Fatmagül Berktay ve hepimizin hocası Nermin Abadan'a ayırdım. Onları tanımış olmaktan çok mutluyum. 
 
Bir de Fatmagül'ün anlattığı güzel bir anekdot var. Sizinle paylaşayım istedim. Bir gün Nermin Abadan Unat, bir toplantıda otururken kapı açılır ve içeri Prof. Dr. İoanna Kuçuradi girer. Bu yıl 100 yaşını kutlayan Nermin Abadan, 85'ine basan Kuçuradi'yi göstererek şöyle der: "İoanna biraz yaşlanmış galiba." 
 

Linkler ve çağrılar

* Hafıza Merkezi’nin Türkiye’de hak temelli çalışan örgütler için finansal destek ve kapasite gelişimine katkı programı Haklara Destek Hibe Programı’nın başvuruları devam ediyor. 



* "Türkiye seçime giderken adaylık senaryoları", "Dünyadan raporlar" ve daha pek çok günlük içerik için Aposto'ya abone olun. 



* İngilizce bilen meslektaşlar ve Türkiye siyasetine boğulmaktan baygınlık geçiren meraklı fanlarıma; Frontline Club'ı bir deneyin. 

***

Biten sezondan dizi izlenimleri

Biraz eski moda olduğum için dijital platform değil, bizim yerli kanallardaki dizileri izliyorum. Daha doğrusu izlemeye çalışıyorum. Bunlar hakkındaki görüşlerimi merak eden fanlarımla paylaşayım dedim. 

İlk izlenim: Neredeyse bütün dizilerde kötülüğü yapanlar hep kadınlar oluyor. Önce, "erkekler o kadar salak ki, entrika kuramazlar" gibi bir görüşü benimsedim fakat daha sonra alttan alta işlenen "hain kadın" portreleri fikrimi değiştirdi. Örnek mi istiyorsunuz? Dün gece sezon finali yapan Camdaki Kız.

Canım arkadaşım Nur Sürer ve Kaktüs arkadaşım Hande Ataizi'nin kötülükleri yetmiyormuş gibi şimdi bir de aldatılmış orta yaşlı anne rolünde Laçin Ceylan devreye girdi. Üstelik, onu kötülüğe sürükleyen darbeyi de dizideki en aklı başında kadın gibi görünen Devrim Yakut yapmış. Kadının sevgilisini baştan çıkarıp onunla evlenmiş. Zaten kadınları çıkarırsanız ortada dizi mizi kalmayacak.

Umarım bir dahaki sezona insanda silkeleme isteği uyandıran Camdaki Kız yani Burcu Biricik, kendine gelir de olumlu bir kadın karakter izleriz ama galiba orada da fazla bir umut yok. Kız sınıf mınıf dinlemeyip bıçkın şoförüne aşık olmuş görünüyor. Zaten o da kendine dünkü bölümde "deli gelin" bile dedi. 

Nur Sürer-Hande Ataizi-Laçin Ceylan-Devrim Yakut 

İnanılmaz naif senaryosuna rağmen HomeRoom müdavimlerinden Berker Güven oynadığı için izlediğim Üç Kız Kardeş'te, en çekici karakter jönün annesini oynayan Veda Yurtsever. İyi karakterleri oynayan anne ve kızlarının yarım akıllılıkları inanılır gibi değil. Bir de dizi, her sıkıntıya düştüğünde anne İclal Aydın ya da baba Reha Özcan kalp krizi geçirdiğinde yataklara düşüyor. Al sana heyecan. 

Üç Kız Kardeş'in kötüsü orta yaş civarı Veda Yurtsever

Aklı başında güzel iki kadın karakterin başrol oynadığı (Songül Öden-Nihal YalçınOğlum dizisi ise kötü karakterli bir kadına sahip olmadığından erken final yaptı. Belli ki Türkiye halkları kötü kadın karakterlere bayılıyor. 

Bir de azıcık iyimser bir notla bitireyim. Senaryo yazarlarından Murat Uyurkulak eski stajyerlerimden olduğu için izlediğim Üç Kuruş hiç fena başlamamıştı ama sonunda kan gölüne döndü. Tek kazancım, Uraz Kaygılaroğlu, Aslıhan Malbora, Ekin Koç ve Damla Makar gibi dört genç ve iyi oyuncuyu tanımak oldu. 

Uraz Kaygılaroğlu-Aslıhan Malbora-Ekin Koç-Damla Makar 

Sıkça sorulan sorular ve cheap shots

* Evet, okul arkadaşım Yeni Yüzyıl ve Cumhuriyet'in unutulmaz müdürlerinden Okay Gönensin'i kaybedeli tam beş yıl olmuş. Gönensin’i anma töreni, Nakkaştepe Mezarlığı’nda, 18 Haziran Cumartesi günü, 13.30’da başlayacak. Özellikle eski Cumhuriyet okurlarına duyurulur. 

Masanın en genç görüneni tabii ki Okay Gönensin. Ötekiler ise Altan Öymen, Hasan Cemal, Murat Belge. (Kaynak: #Tarih)

* Evet, saklamıyorum. 60'larda Amerikan kültür emperyalizminin kıyametleri koparken ben, deliler gibi Hollywood filmlerini seyrederdim. Aşağıdaki fotoğrafı, yani Türkiye dâhil bütün dünyanın sevgilisi olan dört kişiyi görünce benden solcunuz bile bana hak verecek.

Prof. Dr. Orhan Tekelioğlu'na fotoğraf için teşekkürlerle. 

* TV100'de program yapan Ertuğrul Özkök ve Cengiz Semercioğlu'na bir müjdem var. Patronları bayramda herkese 1000'er lira dağıtacakmış. Upper Cihangir'e gelebilselerdi bana bir kahve ısmarlarlardı. Ucuz kurtuldular. 

* Hayır, bu hafta Halk TV, KRT, Tele 1 gibi "muhalif" kanallara bulaşmayacağım. Çünkü zaten başları yeterince dertte. Serhan Asker, Ataol Behramoğlu ve Nebil Özgentürk'ü bile görmezden geleceğim. Hepsine sevgiler. 

Advertorial (!)

Galiba Türkiye'de ilk kez yaşam alanlarında hayvanları da hesaba katan bir çalıştay yapıldı. Çalıştay, İzmir Barosu'nda, Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi'nin desteğiyle gerçekleşti.

Belli ki hızlarını alamamışlar. Haftaya da "Direnmesini de biliriz, eğlenmesini de" etkinliği düzenliyorlar. İzmirli hemşerilerime de bu yakışır. 

 

Müzik önerisi

Bu haftaki şarkımızı eski meslektaşlarımdan Behzat Şahin seçti. Yurt dışında yaşamak zorunda kalan "İranlı Bob Dylan" denilen Mohsen Namjoo söylüyor. 


Tuğrul Eryılmaz kimdir?

Tuğrul Eryılmaz, kendisini "sadece gazeteci" olarak tanımlıyor. Dünyayı etkileyen 1968 rüzgârı sırasında üniversiteye gitti. 1969 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (Mülkiye) bitirdi. Bir süre Londra'da öğrenim gördükten sonra Türkiye'ye döndü.

Mülkiye'de yüksek lisans eğitiminin ardından Ankara'da TRT Haber Merkezi'nde gazeteciliğe başladı. Bir dönem Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda iletişim dersleri verdi. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından üniversiteden ayrıldı.

İstanbul'da haftalık Nokta, Yeni Gündem, Tempo ve Sokak dergileriyle Cumhuriyet ve Yeni Asır İstanbul gazetelerinde çalıştı.

Ankara, Bahçeşehir, Bilgi, İzmir Ekonomi ve Kadir Has üniversitelerinin iletişim fakültelerinde gazetecilik dersleri verdi.

1996’daki kuruluşundan 2013 yılına dek yaklaşık 16 yıl Radikal İki’nin yayın yönetmenliğini yaptı. “Gazeteci olarak yaptıklarımın çok azından pişmanım. Neyse, ‘önemli’ bir köşe yazarıymışım gibi sizlerin sütunlarından çalmayayım. Bize güvenerek yazı gönderen herkese bol minnettarlık ve sevgiyle…” satırlarıyla Radikal İki'ye veda etti.

Özgür Gündem Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği'nden yargılanan gazeteciler arasında yer aldı; bu nedenle açılan davada 1 yıl 3 ay hapis ve 6 bin lira para cezasına çarptırıldı.

Sinema ve dizilerde senaryo ve kurgu danışmanlığı da yapan Eryılmaz, IPS İletişim Vakfı kurucusu ve Yönetim Kurulu üyesi. Rolling Stones ve Marianne Faithfull hayranı. Asya'nın dedesi.

Yazarın Diğer Yazıları

Magazin noir girişimlerine yavaş yavaş başlıyorum

Gonzo gazeteciliğimin bu aşaması en fazla 6-7 ay sürecek, çünkü sizlere veda etmeyi düşünüyorum...

Happy bayrams!

Bayram seyran demeyip Cihangir kafelerini gezerek yazımı yazdırmayı becerdim, etraf pek boş...

Seçimlerle gelen rahatlama...

Yeniden, hafif çekinerek de olsa gülmeye başlamak ne kadar güzel bir şey, değil mi?