12 Ağustos 2022

Soçi'de Putin 3 - Erdoğan 0

"Uluslararası alanda Erdoğan'ın sözleri buz üstünde kalıyor, hızla yalnızlığa sürükleniyor, buna şimdi Rusya da dahil"

"Gelenek bu kez işlemiyor."

Dünyanın her yerinde, buna Türkiye dahil, ülkeler arasındaki resmi görüşmeler sonrasında "ortak basın toplantıları" düzenleniyor. Görüşen taraflar, belki kelimesine kelimesine değil ama, en azından ele alınan konular hakkında kamu oyunu bilgilendiriyor. Görüşlerini açıklıyor.

Hatta...

O görüşmede işler tarafların istediği biçimde gelişmemiş bile olsa...

Anlaşmazlık çıkmış bile olsa...

Yine de, tarafların gazetecilerin karşısına birlikte çıktıkları basın toplantısı düzenleniyor, bu klasik ve alışılmış bir gelenek.

"Ancak, Soçi'de geçen hafta yapılan Putin - Erdoğan görüşmesi sonrasında basın toplantısı iptal ediliyor."

Soçi'de Putin ve Erdoğan tam dört saat konuşuyor ama, basın toplantısı yok.

Soçi dönüşünde Erdoğan uçakta, her zamanki gibi, eski deyimle ‘en ziyade müsaadeye mazhar', yani ‘en çok kayrılan en çok gözetilen', kısaca ‘bizden' olan ‘yandaşlarına' , bazı açıklamalar yapıyor.

Putin'den ise, hiç ses çıkmıyor. Putin kontrollu Rus medyasında görüşmeye ilişkin haberleri ara ki, bulasın!..

Bu görünüş şunu yansıtıyor:

"Belli ki, görüşme tatsız geçmiş, hele de Erdoğan'ın hiç istemediği biçimde."

Bununla birlikte bazı ayrıntılara inmek mümkün.

Erdoğan Soçi dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Git, Esad'la görüş"

Suriye konusu... Suriye'ye Türkiye'nin yapmak istediği operasyon...

Putin - Erdoğan arasındaki en çetrefil, Erdoğan'ı en zor durumda bırakan konulardan biri bu. Uçakta dönüşte Erdoğan bunu şöyle dile getiriyor:

"Putin'in bunları mümkün olduğunca, rejimle birlikte çözüm yolunu tercih ederseniz, çok daha isabetli olur gibi, bir yaklaşımı var."

Bunun Türkçesi şu.

Erdoğan'ın yaklaşık üç aydır ‘Suriye'ye askeri operasyon yaptık, yapıyoruz' yolunda en az sekiz, on açıklaması var. Ama, o operasyon bir türlü gelmiyor, gelemiyor. Neden gelemediği Erdoğan'ın uçaktaki sözlerinden anlaşılıyor.

"Putin izin vermiyor."

Erdoğan'ın Putin'e atfen ‘sorunu rejimle birlikte çözün' sözü bunun kanıtı.

"Rejim" kim Suriye'de?.. Esad!..

"Putin, sen git Esad'la anlaş" diyor.

Erdoğan'dan geri adım

Putin Esad'ı işaret ederken, Erdoğan'ın uçaktaki sözlerinin devamı şöyle:

"Biz de diyoruz ki, şu anda bizim istihbarat örgütümüz Suriye istihbaratıyla bu konuları görüşüyor, bütün mesele netice almak."

Yani, Esad'la doğrudan görüşmese bile, Suriye ile bir temasın varlığını aktarıyor. ‘Ben görüşmüyorum ama, kurumlar arası görüşmeler var' diyerek, alttan alıyor, Putin'e Esad ile uzlaşmaya gidebileceğinin sinyalini veriyor.

Kurumlar arasında alış veriş başladığına göre, ‘Esed' yakında yeniden ‘kardeşim Esad' olursa, şaşmamak gerek!..

Erdoğan'ın dış politikada benzer geri adımları yok mu?.. Hem de, çok.

Putin 1 - 0 öne geçiyor.

Akkuyu Rus üssü gibi

Diğer bir konu "Akkuyu nükleer santralı."

Orada bir Rus şirketi ile bir Türk şirketi ortak çalışırken...

Ruslar ortaklığı sonlandırıyor, Türk şirketini devre dışı bırakıyor.

Ankara izliyor sadece.

Sonra?..

CHP Mersin milletvekilleri TV'lerde bağıra bağıra anlatıyor:

"Ruslar santral bölgesine Türkleri almıyor."

Bir zamanlar Amerikan Üsleri de, böyle. Hiç bir Türk'ün giremediği Amerikan Üslerine şimdi Rus Santralı ekleniyor. Akkuyu tümüyle Rus denetimine geçiyor.

Peki, önceden imzalanan anlaşmalar ne oluyor?..

Erdoğan Akkuyu ile ilgili sorulara uçakta yuvarlak yanıtlar veriyor. Akkuyu şu anda tam bir bilmece.

Putin 2 - 0 öne geçiyor.

Rubleli kredi kartları

Görüşmenin ekonomik boyutu yine Putin'in isteği doğrultusunda gelişiyor. Erdoğan uçakta:

"Sayın Putin ile Ruble üzerinde mutabık kaldık. Ruble noktasında bu alış verişlerimizi yapacağımız için Türkiye ile Rusya arasında makul noktada ayrı bir güç kaynağı olarak, Rusya'ya ve Türkiye'ye kazandıracak. Bir de Rusya'nın MİR kartı var. Şu anda beş bankamız bunun üzerine çalışıyor. Bu Rusya'dan gelen turistleri çok rahatlatacak bir süreç, onlarla alış verişlerini, otel ödemelerini yapabiliyorlar."

Bu yeni bir gelişme. Ve yine Putin'in istediği bir gelişme.

Türkiye'de artık "Rus kredi kartları geçerli" hale geliyor.

Erdoğan Rusya'dan doğalgaz almak istediğinde, Putin:

"Doğalgazı Ruble ile alın, güncel kurdan."

Türkiye Ruble'yi nereden bulacak?..

Putin'in çözümü hazır:

"Bizden Türkiye'ye gelen turistler harcamalarını Ruble ile yapsın!.."

Erdoğan bunu da, kabul ediyor.

Peki, bundan kim kazançlı?..

Ukrayna'ya saldırdığında, Putin Avrupa ülkelerine de, doğalgazı Ruble ile ödeme koşulu getiriyor. Bu koşul Ruble'nin değerini arttırıyor.

Doğalgazı Ruble ile almak, alış verişleri Ruble ile yapmak, Rusya için bir "kazanç", Türkiye için bir "kayıp."

Hesabı şöyle.

TL - Ruble dengesi

Son bir yıllık kurdaki değişikliklere bakıldığında...

10 Ağustos 2022 itibariyle, yani iki gün önceki durum...

"Türk Lirası son bir yılda Ruble karşısında yüzde 60.46 değer kaybediyor, dolar karşısındaki değer kaybı bile son bir yılda yüzde 51.81."

Türk Lirası hangi para karşısında daha çok değer kaybına uğramışsa...

Türkiye de, o daha çok değer kaybeden parayla ticaret yaparsa...

 "Türkiye'nin maliyeti artıyor, yani kaybediyor."

Erdoğan, Putin'in dayatması karşısında, göz göre göre, malum kendisi ekonomist ya, bilmesi gerekir, bu kayba razı oluyor.

Putin 3 - 0 öne geçiyor.

Görüşmede diğer konular uzatmalara gidiyor, dostlar alış verişte görsün, türünde.  

Erdoğan Soçi'den neden böylesine bir yenilgi ile ayrılıyor?..

Ve bunu nasıl kabulleniyor?..

Daha doğrusu, kabul etmek zorunda kalıyor?..

"Uluslararası alanda Erdoğan'ın sözleri buz üstünde kalıyor, hızla yalnızlığa sürükleniyor, buna şimdi Rusya da dahil."

Onun yalnızlığı Türkiye'nin daha çok kaybına yol açıyor.

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesini, 1969da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyette ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyette önce Yayın Koordinatörü, 1999da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003te Hürriyet Gazetesinde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyetiin çeşitli ödülleri yanında, 2014te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TVnin Kırılmayan Kalemler’ ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

Cumhuriyetçisi olmayan Cumhuriyet

AKP'nin imam hatiplerle, vakıf ve derneklerle, kendine bağlı sermaye ile oluşturduğu taban karşısında duranların ortak söylemi var. Hangi siyasi kanatta olurlarsa olsunlar... Ortak söylem Cumhuriyet!..

Piyasa Erdoğan'a, Erdoğan Murat Kurum'a güvenmiyor

Erdoğan ve bakanların İstanbul'da her oy avcılığı Kurum'u biraz daha değersiz kılıyor

Promosyon aldatmacası, İstanbul kâbusu

Başta Erdoğan, hükümetin tekmil bakanları İstanbul’da, hepsi birden Ekrem İmamoğlu’na karşı oy devşirme yarışında. 1946’dan bu yana hiçbir genel ve belediye seçiminde görülmeyen manzaralar!..