Adana (arşiv)
Sekiz bin yıldır, evet aynen, sekiz bin yıldır...
Çok farklı bitkilere dayalı tarımsal üretimin yapıldığı Çukurova...
Yılda iki, üç kez ürün veren Çukurova...
Dramatik roman ve filmlere konu olan Çukurova, şimdi bir trajedi ile karşı karşıya.
24 Temmuz'da, bundan on beş gün önce Seyhan Bölgesi Sol Sahil Sulama Birliği Çukurova çiftçilerine bir yazı gönderiyor:
"Yetersiz su nedeniyle bu yıl kışlık sebze ekimi yapılamayacaktır, ekim yapılsa bile, su verilemeyecektir."
Susuzluk... Alarm ötesi...
Çukurova'da tarımla uğraşan binlerce çiftçi ailesi için genelde sebze, meyve, pamuk üretimi için olağanüstü bir alarm.
Tarım Bakanlığı'nın bu uyarıdan haberi var mı?..
Prof. Ortaş yazdı
Çukurova'da "bu yıl kışlık sebze ekimi yapılmayacak çünkü, su yok” uyarısının çiftçilere gönderildiğini Prof. İbrahim Ortaş'ın yazısından öğreniyorum.
Çukurova Üniversitesi Toprak Bilimi ve Bitki Beslenme profesörü İbrahim Ortaş iki gündür, dün ve önceki gün bu konuda yazı yazıyor. Yazılarını bana da gönderiyor. Şimdiye kadar hiçbir yerde görmediğim bu olağanüstü uyarı, Türkiye'nin bugüne kadar rastlamadığımız çevre sorunlarından birini anlatıyor.
Yirmi iki yıldır AKP iktidarının yol açtığı çevre felaketinin en büyük alarmlarından biri.
Ağır sonuçları
Bu kış Çukurova'da ekim yapılamamasının maliyeti çok ağır.
1- Önce oradaki çiftçi aileler ekim yapmadıkları zaman, ne yiyecek, ne içecek, nasıl geçinecek?..
2- Susuzluktan ekim yapılamayacağından dolayı, Prof. Ortaş örnek veriyor, çeşitli meyveler, patates, marul, lahana, soğan, sarımsak gibi ürünler yetişmeyeceği için Türkiye bu ürünleri de ithal etmek zorunda kalabilir. Yani gıda sorunu, yani gıda fiyatlarının artması, o artışın enflasyona etkisi devam edebilir.
Hale bakın...
Ceyhan, Seyhan ve Berdan akarsularıyla yüzyıllardır beslenen 450 bin hektarlık Çukurova şimdi susuzluğa mahkûm!..
Tekrar sormak gerek, Tarım Bakanlığı'nın haberi var mı?..
Varsa, ne yapıyor, nasıl bir önlem düşünüyor?..
Tarım Bakanlığı var mı?
Türkiye'nin her bölgesinde...
- Çiftçiler zaten ekimden vazgeçiyor,
- Çiftçi nüfus hızla azalıyor,
- Son yirmi yılda Türkiye Hollanda büyüklüğünde tarımsal arazi kaybediyor.
- Su kaynakları hızla azalıyor.
- Ne düzgün bir tarım politikası, ne ürün planlaması var.
Dünyada genel iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkeler arasında yer alan Türkiye'nin bu tehlikeye karşı elle tutulur, fiilen uyguladığı bir politikası var mı?..
Aslında, bu ülkede Tarım Bakanlığı var mı, diye sormak belki daha doğru.
Ormanları kesip biçmek
Boğazına kadar siyasete batmış, hukuk facialarıyla, ağır geçim derdiyle, bin türlü sosyal sorunla cebelleşen Türkiye'de çok hayati konuları, işte örnek Çukurova, ele alan, ne yapılması gerektiğini öneren bir tartışma, bir plan var mı?..
Su günümüzde kısa, orta ve uzun gelecekte en büyük sorunların önünde geliyor.
Buna karşı AKP...
Ormanları birer birer ormanlık alanların dışına çıkartıyor. Böylece kar ve yağmur yağışı azalıyor. Su kaynakları kuruyor.
Kesilen ormanlar imara açılıyor, ormanlar betonlaşıyor.
Betonlaşma her yere su sıkıntısı olarak dönüyor.
Bir milyon 137 bin metrekare
En son, daha bir hafta önce Resmi Gazete'de yine Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla uzun bir karar yayınlanıyor.
O kararla birlikte...
İstanbul, İzmir, Mersin, Muğla, Manisa, Kütahya, Sivas, Trabzon, Balıkesir, Yozgat ve Antalya'da toplam bir milyon 137 bin 248 metrekare ormanlık alan orman arazisi dışına çıkartılıyor.
13 Aralık 2023'te Bingöl, Bursa, Elazığ, Eskişehir, Kastamonu, Kocaeli, Konya, Kütahya, Manisa, Muğla, Sinop, Tokat ve Zonguldak'ta yaklaşık bir milyon metrekare orman arazisi yine ormanlık alanın dışına çıkartılıyor.
Ya imara açılıyor ya madenlere...
Gün geçmiyor ki, Türkiye'nin herhangi bir yerinde insanlar ormanlarını korumak için ağaçlarına sarılmasın, mahkemelere başvurarak, yürütmeyi durdurma kararı çıkartmasın.
Kim dinler mahkeme kararlarını?..
Sırtını iktidara dayamış inşaatçılar, madenciler yöre halkıyla karşı karşıya kalmayı göze alıyor, bildiğini okuyor.
Çukurova ilk örnek
Prof. Ortaş'ın uyarısı son derece hayati.
Susuzluk en ağır biçimiyle yaklaşıyor.
Çukurova ilk örnek.
Sırada İstanbul ve diğer büyük kentler var.
AKP ormanları kesmekle meşgul, muhalefet bu ağır sorunu ne zaman ele alacak diye, merakla bekliyorum.
Yalçın Doğan kimdir?
Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.
Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.
1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.
Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.
Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.
|