25 Haziran 2022

Yargıyı iyice ele geçirmenin büyük adımı

Sınav yoksa, atama neye göre olacak?.. Atanmanın ölçüsü ne?.. "Yandaş" olmak mı, ne?.. "AKP il ve ilçe örgütünden" mi gelmek, ne?.. "İktidar sahiplerinin yakını" mı olmak ne?.. 

"- Hakimler ve Savcılar Kurulu yürütme erkinden bağımsız değil.

- Hakim ve savcıların seçiminde hükümet çok rol oynuyor.

- Hakim ve savcıların verdikleri kararlar nedeniyle yerleri değiştiriliyor, güvenceleri bulunmuyor.

- Hakim ve savcıların yargılanmaları için dokunulmazlıklarının kaldırılması kararı bağımsız yargıçlar tarafından verilmiyor."

Türkiye'de yargıyı yürütmenin etkisi altına alan, yargı bağımsızlığını ortadan kaldıran birkaç örnek.

Tam da, gününde!..

Bu saptamalar Avrupa Konseyi'nin ilgili birimi, kısaca "GRECO" diye anılan yolsuzlukluk ve rüşvetle mücadele birimi tarafından açıklanan bir dizi uygulamadan bazı örnekler.

Evrensel hukuka ve standartlara uymayan bu uygulamalar tam da, Meclis'te hakim ve savcılarla ilgili bir yasanın görüşülmesinden bir gün önce açıklanıyor.

Sınav yok

Marmaris yangını, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman'ın Ankara'ya gelmesi, ek bütçe derken, bu yoğun ve birbirinden çok farklı gündem içinde Meclis'te görüşülen "6. Yargı Paketi"ningüme gitmesine gönlüm razı gelmiyor.

Hele de, seçimlere giderken birkaç kural getiriliyor ki...

"Yargı iyiden iyiye AKP - MHP ortaklığının denetimine sokulmak isteniyor." 

Örneğin:

Halen hakim ve savcıların atanması meslek öncesi eğitim sonunda yapılan yazılı ve sözlü sınav sonuçlarına göre gerçekleşiyor.

"Yeni düzenlemede bu kural kaldırılıyor."

Ya?.

"Yazılı ve sözlü sınavı kaldırıp, henüz aday olan hakim ve savcıların, hakim ve savcı yardımcısı unvanıyla atanması öngörülüyor."

Sınav yoksa, atama neye göre olacak?.. Atanmanın ölçüsü ne?..

"Yandaş" olmak mı, ne?..

"AKP il ve ilçe örgütünden" mi gelmek, ne?..

"İktidar sahiplerinin yakını" mı olmak ne?.. 

Avrupa Konseyi diyor ki:

"Daha önce biz Türkiye'ye 22 öneride bulunduk, ancak ikisi yerine getirildi."

Bunun Türkçesi şu:

"Sen yargı bağımsızlığına uymuyorsun, dolayısıyla senin ülkende demokrasi yok!.."

"Batılı olmak istemiyor"

Avrupa Birliği'nin en son kaleme aldığı "İlerleme Raporu" Türkiye'ye ilişkin pek çok eleştiriyle dolu. Hepsinin ulaştığı son nokta, aynı:

"Türkiye demokraside sürekli geriye gidiyor, evrensel hukuk kuralları yerine getirilmiyor."

Bu yeni değil. Son yıllarda Türkiye hep aynı eleştirilerle karşılaşıyor.

Ancak, bu kez AB'nin en üst düzey yetkilisi bir ek yapıyor:

"Türkiye bizim önerilerimizi bilerek yerine getirmiyor, çünkü Avrupa Birliği'ne girmek istemiyor."

Önerileri yerine getirirse, demokrasi yönünde adım atmış olur, ne gerek var!..

* * *

Meclis Başkanı Şentop'u ara ki, bulasın!

Ayıp değil mi, Meclis Başkanı Mustafa Şentop, değil mi ayıp?..

HDP milletvekili Salihe Aydeniz bir gösteride polise yumruk atıyor, asla onaylanacak bir tavır değil. Hemen bütün partiler ve yöneticileri olayı kınıyor.

Meclis Başkanı Mustafa Şentop da, demeci patlatıyor:

"Bu çok büyük bir haddini bilmezliktir. Bir milletvekilinin kamu düzenini sağlamaya çalışan bir kamu görevlisine karşı bu şekilde müessir fiil denilen bir harekette bulunması, bence hiçbir biçimde dokunulmazlık kapsamında olmaması gereken bir husustur. Teknik olarak dokunulmazlık kapsamındadır ama, parlamentonun dokunulmazlık kaldırma yetkisi vardır, benim şahsi kanaatim dokunulmazlığının kaldırılması gerekir."

Gerçekten de süreç hızla dokunulmazlığın kaldırılması yönünde işliyor.

Aradan çok geçmiyor. Bu kez:

"Bir polis memuru DEVA Partisi milletvekili Mustafa Yeneroğlu'na kamu oyu önünde hakaret ediyor, parmak sallıyor."

Yeneroğlu'nun üstüne yürümediği kalıyor.

Meclis Başkanı Mustafa Şentop'u ara ki, bulasın!..

Bu çirkin olayı, milletvekiline hakareti Şentop görmezden geliyor, tek laf etmiyor. Salihe Aydeniz'in polisi yumruklamasından aslan kesilen Şentop, polisin bir milletvekiline hakaret etmesi karşısında sus pus!..

"Meclis Başkanı" olarak, o sembolik görevde herkesin gözünün içine baka baka, bu ölçüde "taraf olmak" ayıp değil mi Mustafa Şentop, değil mi ayıp!..

Meclis'in, dolayısıyla hangi partiden olursa olsun, milletvekillerinin saygınlığını korumak Meclis Başkanı'nın görevi değil mi Mustafa Şentop?..

Bir Meclis Başkanına yakışıyor mu bu Mustafa Şentop?..

Bir "hukuk profesörü" olarak, siyasetin bu kadar mı emrinde olunur Mustafa Şentop?..

Yazarın Diğer Yazıları

İbretialem için: Yunusemre Belediyesi'ne seyahat

Görgüsüzlük, doyumsuzluk, aç gözlülük, görmemişlik

"Milletin Meclisi" akla şimdi geldi!..

Yeni bir Anayasa için sıkışınca, gelsin Millet Meclisi

Steinmeier’in sıra dışı ziyareti: Döner ve ötesi

Gezi “resmi gezi” ancak, Tayyip Erdoğan’la görüşmesi gezinin son gününde