26 Şubat 2017

Başkanlık huzur getirir: İşte Azerbaycan'dan mutlu bir aile!

Kimseyi kıskanmayın! Öyle kocalara, öyle babalara, öyle dedelere sahip olmak herkese nasip olur mu?..

Azerbaycan'da mutlu bir aile var: Aliyev çifti.

34 yıldır evliler.

Üç çocukları ve üç torunları var. (Allah bağışlasın!)

Aile reisi İlham Bey (55), aynı zamanda ülkenin de “Reis”i.

Eşi Mihriban Hanım (52) ise aynı zamanda ülkenin iki numaralı yöneticisi.

Hayatı paylaşıyorlar.

Ve aile sorumluluklarını.

Ve devlet iktidarını.

Ve ülke yönetimini.

Huzur veren bir tablo...

*             *             *

 

Ama her zamanki gibi, “bunu çekemeyen iç ve dış güçler” var.

Neymiş efendim, demokrasi tırpanlanıyormuş, ülke bir “aile şirketi” gibi yönetiliyormuş, falan filan...

E, “millî irade” var: Anayasa değişikliği için bütün Azerbaycan sandık başına gitmiş (28 Eylül 2016), sonuçta yüzde 86'ya yakın oyla “evet” çıkmış.

Daha ne?..

O referandumda bir sürü madde kabul edilmiş. Cumhurbaşkanı’nın görev süresi 5 yıldan 7 yıla çıkarılmış, kendisine Meclis’i feshedip ülkeyi erken seçime götürme gibi yeni yetkiler tanımlanmış.

Yine Cumhurbaşkanı'na, Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı atama hakkı tanınmış. 

*             *             *

İlham Aliyev öyle sıradan biri değil ki! Tecrübeli, akıllı, başkanlık yetenekleri genlerinde var.

Babası Haydar Aliyev’in (Sovyet döneminde Azerbaycan Cumhuriyeti lideri, KGB'nin en etkili isimlerinden biri; 90'ların başında Moskova'dan memleketine dönüş yapmış ve sonrasında 10 yıl bağımsız Azerbaycan'ın Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunmuştu) 2003’te ölmesinden sonra 3 dönemdir ülkeyi yöneten İlham Aliyev, geçen hafta tarihî kararını açıkladı.

Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı olarak eşi Mihriban Aliyeva’yı uygun görmüştü.

Bu karara göre, seçilmiş Cumhurbaşkanı Aliyev’in başına bir şey gelmesi durumunda (Allah göstermesin!) yetkileri, atanmış Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Aliyeva’ya geçecek. Ayrıca İlham Aliyev’in ülke dışında olduğu zamanlarda da, yönetim yine Mihriban Aliyeva’da olacak. (Kararın en kötü tarafı, kanımca, ikisinin aynı anda yurtdışı gezilerine katılmasını biraz zorlaştırması.)

Mihriban Hanım da politikaya uzak biri değil ki...

2004’ten beri siyasetin içinde. Milletvekili. Bir ara Yeni Azerbaycan Partisi'nin liderlerinden biriydi. Ayrıca birçok organizasyonun yöneticisi durumundaki Mihriban Aliyeva’nın bu göreve en uygun isim olduğu apaçık ortada. 

Üstelik Mihriban Hanım'ın ait olduğu ünlü Paşayev ailesi ile Aliyevler'in kan bağıyla birbirine kenetlenmesi, ülke için önemli bir istikrar unsuru...

Diyorlar ki "insan eşini yardımcısı olarak atar mı?" Niye olmasın, efendim!

O ailede her gün siyaset konuşuluyor. Devlet yönetimi ister istemez evin mutfağına bile giriyor. Bu ne denli büyük bir deneyimdir, bilir misiniz siz? Bir nevi yıllarca doğal bir kurstan geçiyor siyasi liderin aile üyeleri. Yarın çocukları, torunları da devletin önemli mevkilerine gelirse, bundan ancak Azerbaycan kazanır, öyle değil mi? 

 

*             *             *

 

Ayrıca bunun tarihte ve günümüzde bir sürü örneği var.

Tacikistan Cumhurbaşkanı Emomali Rahmon, oğlu Rüstem’e başkent Duşanbe’nin belediye yönetimini verdi. Kızı Ozada ise bir dönem Dışişleri Bakanı Yardımcısı idi, şimdi Cumhurbaşkanlığı İdaresi Müdiresi. Çocuklar yetişiyor!

Türkmenistan Cumhurbaşkanı Kurbankulu Berdimuhammedov da oğlu Serdar’ı milletvekili yaptı. Çocuk yetişiyor!

Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan liderleri de benzer adımlar atmışlardı. Herkes çocuklarını yetiştirme derdinde, haliyle...

Sadece eski Sovyet coğrafyasında mı var bu tür örnekler? Elbette hayır!

Romanya’nın eski lideri Nikolay Çavuşesku’nun eşi Yelena, Başbakan Yardımcısı olarak 1989’da onunla birlikte kurşuna dizilmişti, hatırlarsanız.

Arjantin Devlet Başkanı Juan Peron’un üçüncü eşi İsabel, önce Devlet Başkanı Birinci Yardımcısı, sonra da (1974’te) Devlet Başkanı olmuştu (dünyanın ilk kadın devlet başkanıydı).

Küba’nın geçenlerde ölen efsanevi önderi Fidel Castro iktidarını kime devretmişti? Kardeşi Raul’a.

 

*             *             *

Gelelim demokrasiyi en iyi uygulayan ülke olduğunu iddia eden ABD’ye. Bush ailesini unutmadınız herhalde? Kim derdi ki baba George Bush’un haylaz ve alkolik oğlu küçük George Bush da onun gibi Devlet Başkanı olacak! (Hatta onun kardeşi, eski Florida Valisi John Ellis “Jeb” Bush da büyüklerine özenip “Ben de başkan olucam, benim başım kel mi!” diye ortaya çıkmıştı da, kısmetsiz çocuk bir türlü amacına ulaşamamıştı.)

Malum, bir dönemin ABD başkanı Bill Clinton’ın eşi Hillary de aynı koltuğa oturmayı pek arzulamıştı, ama beceremedi.

Diyeceksiniz ki, “Koca Amerika’da birkaç aile dışında lider yetişmiyor mu?” Öyle demeyin! Aile tecrübesi işte! Evlerin mutfağına kadar giren siyasi deneyimler, yıllarca süren bedava kurslar!.. Bunlar boşuna değil.

Hem Hürrem’in Muhteşem Süleyman’ı nasıl etkilediğini haftalarca keyifle izledikten sonra, bu tür örnekleri “aile şirketi” diye karalamak size yakışıyor mu?

Başka aileler de var elbette. Başka yetenekli eşler de var. Ve çocuklar. Ve torunlar...

Kimseyi kıskanmayın!

Öyle kocalara, öyle babalara, öyle dedelere sahip olmak herkese nasip olur mu?..

 

Yazarın Diğer Yazıları

Güzellik ve hüzün, bir ülke ve bir kadın…

Bunca güzelliğin mutluluk verememesi ne kadar acı. Bir kadın için de... Bir ülke için de...

Sahi, şu anda kim iktidar kim muhalefet?

En son ne zaman o farklı insanlardan tek bir tanesini kazanmayı başarabildiniz?

Ne şarkılara pranga vurulabilir ne de anılara

Bazen bir müzik, bazen bir koku, bazen bir söz, bazen de bir görüntü aniden insanın içini sızlatır, canını yakar