09 Eylül 2018

Tahran'da ve Trabzon'da yenen ve yenilen...

Erdoğan diplomatik kurallara uymadan iki büyük diplomasi ustası devletin liderlerine baskı yapmayı denedi, olmadı

Cuma okkalı bir gündü.

Rusya bir gün içinde iki galibiyet aldı: Tahran’da ve Trabzon’da...

Biz ise...

Neyse...

Trabzon’daki durum, gol sayımı esasına dayandığı için yandaş medya sonucu reddedemedi.

Ama Tahran var ya, Tahran...

O konuda atış serbest!

*          *          *

Akşam CNN Türk’te çoktandır tanıdığım bir akademisyen, Tahran’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığını överek “Ders kitaplarına girecek kadar başarılı bir örnek!” dedi.

Kulaklarıma inanamadım.

Sabah gazetelerin manşetlerini görünce bu kez de gözlerime inanamadım.

Akşam gazetesi: “Başkan ateşkes istedi, Rusya ve İran izledi!”

Aman Tanrım, gerçekten böyle mi oldu? Yani manşetin ikinci bölümü?..

Star: “Dünyaya ‘insani hassasiyet’ dersi”...

Efendim?..

Takvim: “Erdoğan damgası”.

Hah, bak bu doğru, Erdoğan damgasını vuruyor. Ama size! Yandaş medyaya, akademisyenlere...

Hürriyet’i (ihbar etmek gibi olmasın ama) kısmen de olsa ilginç buldum; diyeceğini tam diyemese de, manşeti “Naklen zirve sürprizi” olarak girmiş.

Bravo, ne de olsa “amiral şeysi”!..

*          *          *

Konuya oradan girelim.

Ya da ben girmeyeyim de, meseleyi ironik bir üslupla Kommersant’ta anlatan Kolesnikov’un yazdığını özetleyeyim.

Tahran’daki zirvenin olağanüstü ilkel şartlarını uzun uzun anlatan Rus meslektaşım, toplantının “kapalı” (“gizli”?) bölümünde birdenbire canlı yayının başlamasının yarattığı şaşkınlığı yansıtıyor. (Demek, Hürriyet de bu “Allah’ın Rusu” ile aynı tepkiyi vermiş! Hımmm...)

Evet, beklenmeyen bir şeymiş bu. Önceden planlanmamış. Veya “İran usulü bir sürpriz” olarak liderlerin kendi aralarındaki konuşmalar dünyaya izletilmiş.

Ne yani, fena mı oldu?

Ne münasebet!

Bayıldık bu sürprize.

Biz sıradan ölümlüleriz; bugüne kadar bizim bildiğimiz, en fazla toplantı başlarken liderlerin nasıl gülümseyip selamlaştığıydı; bir de en son, basın toplantısında nasıl çocuklar gibi birbiriyle el ele tutuştuklarına falan bakardık...

Meğer “içerdeki hava” epeyce “farklı” imiş. (“Farklı” yerine “ilginç” veya “sıkıntılı” mı desem diye düşündüm.)

*          *          *

Öyle zirve toplanmadan, daha alt kademelerdeki uzmanların hazırladıkları kararların ve açıklamaların imzalanıp herkese duyurulmasından ibaret değilmiş meğer bu görüşmeler...

Bazen liderler de kendi aralarında bayağı kapışıyormuş.

Diplomasiye ve realitelere herkes uymuyormuş.

Son anda “Durun ya, hazırlanan belgede bir değişiklik yapalım, bakın çok iyi olacak, güvenin bana!” türünden bir çıkış da, “zirve” gibi yüksek bir kavramın içine sığdırılabiliyormuş. 

Kolesnikov şöyle diyor:

“Erdoğan, İran’da ilan edilmesini önerdiği ateşkesin anında Suriye’de uygulanabileceğini sanıyor gibiydi. (...) Devam ettikçe ‘ateşkes’ten de epeyce ileri gitti; teröristlerin silah bırakmasını (kapitülasyonunu) ve bölgeden uzaklaşmasını savunmaya başladı.”

Sonra diğer liderlerin karşı çıkışlarını ve ateşkes önerisinin Sonuç Bildirgesi’ne alınmamasını özetleyen Rus gazeteci, neşesini de elden bırakmıyor:

“Erdoğan biraz heyecanlı bir çıkış yaptı galiba. Bunları hiç olmazsa öğle yemeği sırasında söyleseydi işi daha kolay olurdu...”

*          *          *

Evet, Erdoğan diplomatik kurallara uymadan iki büyük diplomasi ustası devletin liderlerine son anda (“akşam pazarlığı”?) baskı yapmayı denedi.

Olmadı.

Ateşkes kararı çıkmadı. Bildirgeye de yazmadılar. Zaten yakında İdlib’e saldırarak oradaki teröristleri yok etmeye niyetliler.

Ama tabii Ruhani yumuşak konuştu. Putin başlangıçta “Silahlı muhalefet masada değil ki, IŞİD ve Nusra adına nasıl ateşkesten söz ederiz?” diye gerildikten sonra sakinleşip “Tabii, genel olarak dediğiniz doğru, biz de silahların susmasını istiyoruz haliyle...” falan gibi bağlamalarla durumu idare etti.

Sonuç?

Trabzon Medical Park Stadyumu değil ki burası, sonucu tabloda göresin!

Biraz akıl, biraz bilgi, biraz da objektif değerlendirme özgürlüğün olacak en azından...

Ama bunlar yoksa her şeyi söylersin tabii:

“Başkan ateşkes istedi, Rusya ve İran izledi!”

“Dünyaya ‘insani hassasiyet’ dersi”.

“Erdoğan damgası”.

“Ders kitaplarına girecek kadar başarılı bir örnek!”

Elinizi korkak alıştırmayın, arkadaşlar!

Kim tutar sizi!

Sallayın!..

Yazarın Diğer Yazıları

Güzellik ve hüzün, bir ülke ve bir kadın…

Bunca güzelliğin mutluluk verememesi ne kadar acı. Bir kadın için de... Bir ülke için de...

Sahi, şu anda kim iktidar kim muhalefet?

En son ne zaman o farklı insanlardan tek bir tanesini kazanmayı başarabildiniz?

Ne şarkılara pranga vurulabilir ne de anılara

Bazen bir müzik, bazen bir koku, bazen bir söz, bazen de bir görüntü aniden insanın içini sızlatır, canını yakar