05 Eylül 2023

Afrika'da darbe salgını Gabon'a sirayet etti

Gabon'daki darbenin, Nijer darbesi ile, daha doğrusu Batı Afrika'da art arda izlediğimiz darbeler ile bir alakası bulunmadığını baştan söyleyeyim. Gabon terör tehdidi altında bir ülke değil. Gabon'da Fransa karşıtlığı da yok

Temmuz ayında Nijer'de darbe olunca şaşırdığımı itiraf edeyim. Batı'nın askeri, siyasi ve ekonomik açıdan desteklediği, uluslararası kuruluşların yardım için sıraya girdiği Nijer'de, darbe için gerekli nesnel koşullar apaçık mevcut değil idi. Bölgenin temel sorunu cihatçı terör ile mücadelede komşulara oranla daha iyi durumdaydı. Şunu söyleyebilirim: Komşu Mali ve Burkina Faso'da darbeler yaşanmamış olsa idi, Nijer'de pek muhtemelen darbe meydana gelmezdi. Ağustos ayında, emekli meslektaşlarım darbe sırası kimde, diye sormaya başladılar. Akıllarından geçen gerçekleşti. Bu defa herhangi bir terör tehditi altında bulunmayan, 2,5 milyon nüfuslu, petrol ve orman zengini Gabon'da darbe oldu. Afrika kıtasında askerlerin iktidar merakları salgın hastalık halini aldı, der isek abartmış olmayız.

Gabon'daki darbe Nijer darbesinden çok farklı

Gabon'daki darbenin, Nijer darbesi ile, daha doğrusu Batı Afrika'da art arda izlediğimiz darbeler ile bir alakası bulunmadığını baştan söyleyeyim. Gabon terör tehdidi altında bir ülke değil. Gabon'da Fransa karşıtlığı da yok. Muhalifler sokakları doldurarak "kahrolsun Fransa", "yaşasın Rusya" vs. demiyorlar. Fransa'nın Afrika'daki 4 askeri üssünden biri Gabon'da bulunuyor ve tepki görmüyor. Emmanuel Macron'un, geçtiğimiz mart ayında, Gabon ve Fransa tarafından ortaklaşa düzenlenen tropik ormanların korunması konulu zirveye katılmak üzere başkent Libreville'de, cumhurbaşkanı Ali Bongo Ondimba ile elele, medyanın karşısına geçtiğini hatırlıyoruz.

Bongo ailesinin halkın parasıyla yurt dışında mülk edindiği sır değil

Beklenmeyen darbenin iktidardaki Bongo ailesinin son 50 yıl boyunca ülkeyi sömürerek ceplerini dolduruşunun sonucu olduğu hususunda hiç kuşku yok. Gabon'daki köklü sömürü düzeninin, Ali Bongo'nun babası Omar Bongo döneminde (1967-2009), Fransa'nın önderliğinde geliştirildiği herkesin malumu. Sistem çok basit: Gabon'un yeraltı ve yer üstü zenginlikleri Fransız şirketlerine emanet edilmiş, petrolünü Fransız enerji devi Total çıkarıyor, işliyor ve satıyor. Bongo ailesi mensupları, petrol arama imtiyazının sahibi Total'in ödediği rüşvet parayla Fransa'dan lüks gayrimenkul satın alıyorlar. Yolsuzlukla mücadele eden hükümet dışı kuruluşların gayretleriyle (Panama papers gibi) bu yasadışı zenginleşme ortaya çıkarılıyor. Gelişmeler basına yansıyınca Fransız savcılar konuyu yargıya taşıyorlar. Lüks araç ve mülklerin halktan çalınan parayla satın alındığı mahkeme kararlarıyla tespit ediliyor.

Sadece Gabon mu? Ekvator Ginesi, Kamerun, Kongo (Brazavil), Angola liderlerinin aileleri de yolsuzluklara dahil 

İktidardaki ailelerin, devlet kurumları üzerindeki hükümranlıkları sayesinde, lüks araç, koleksiyon parçaları, kıymetli gayrimenkul vs. edinmeleri sadece Gabon'a mahsus bir yolsuzluk değil. Avrupa ve ABD'nde bazı mahkemeler, Angola, Kamerun, Ekvator Ginesi ve Brazzavil Kongo'nun koltuklarına yapışmış liderlerinin aile yakınlarına ait, iktisadi kamu teşebbüsleri üzerinden hortumlanmış paralarla satın alınmış menkul ve gayrimenkul değerleri ortaya çıkardılar. Angola'nın müteveffa lideri Dos Santos'un çocukları ile Ekvator Ginesi'nin ölmek bilmeyen liderinin çocuklarının defalarca bu yolsuzluk haberlerinin konusu olduklarına şahit olduk. "Cesur" Fransız savcıların hazırladıkları bu tür yolsuzluklara dair dosyaların "affaires des biens mal acquis- haksız kazanılmış mülkler vakası" adıyla, Fransız kamuoyunun bilgisine getirildiğini biliyoruz. Bu davaların, Afrikalı liderler ile Fransa arasında soğukluk ve gerginlik yaratmasına karşın, Paris'in ulusal ve uluslararası kamuoyu baskısı nedeniyle, otokrat lider bağlantılı yolsuzluklara göz yumması artık mümkün değil. Batılı ülkeler, günümüzde, Batılı şirketleri kayırmaya devam eden, buna mukabil, demokratik kurallara saygılı, bütçe gelir ve giderleri itibariyle kendi halkına hesap veren bir Afrika tercih ediyorlar. Demokrasi içinde kayırma olur mu?

Seçimler darbeye vesile teşkil etti

Gabon'da neler olduğunu kısaca özetlemek gerekirse... 2009 yılında babasından koltuğu devralan Ali Bongo"nun, öncelikle, gerek görevde kaldığı süre, gerek kişisel sağlığı açısından, koltuğunu devretmesi icap ediyordu. Bu duruma Bongo ailesinin karıştığı yolsuzluklar da dahil edilince, devir teslimin seçim sandığı vasıtasıyla yapılma olasılığı teoride hayli yükselmiş oldu. Ancak koltuğa yapışan aile, serbest ve adil seçimlere bu defa da müsade etmedi. Muhalefete yine baskı uygulandı. Seçimleri izlemek isteyen yabancı basına ve resmi gözlemci heyetlerine izin verilmedi. Sandıkların kapandığı saatten itibaren internet kesildi. Ardından Ali Bongo'nun seçimleri kazandığı ilan edildi. Muhalefetin itiraz ettiği bu sonuçları Gabon'un dostu batı ülkeleri dahi benimsemedi, eleştiri konusu yaptı. Özetle, yapılanın seçim değil, sandık komedisi olduğu hususunda geniş mutabakat oluştu. 

Önceki darbeler örnek oluşturdu

Yukarıdaki koşulları gol atmak üzere iyi bir fırsat olarak nitelendiren Gabon silahlı kuvvetleri (Cumhurbaşkanlığı Muhafız Birliği), Ali Bongo'nun çocuklarının ülkeyi bir dönem daha talan etmesine rıza göstermeyerek darbe yaptı, "sorumsuz ve öngörülemez rejime" son verildi. Dış koşulların müsait olması da darbeciler için teşvik edici unsur oldu; zira son 3 yıl içinde 6 Afrika ülkesinde yozlaşmış iktidarlara karşı darbe yapıldığı gerçeği önümüzde duruyordu. Gabon askerinin onlardan daha sorumsuz, daha az milliyetçi olduğunu iddia edebilir miyiz? Afrika Birliği Gabon'un üyeliğini askıya alırken Orta Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECCAS) Merkezi Afrika Cumhuriyeti lideri Touadéra'yı arabulucu olarak görevlendirdi. Darbelere karşı ECCAS'ın ECOWAS'a oranla daha ılımlı bir tavır izlediği dikkat çekti.

Ali Bongo ev hapsinde tutuluyor.

Saray içi darbe 

Darbeden en fazla memnuniyet duyan kişinin, ilk günlerde, muhalefetin ortak adayı Albert Ondo Ossa olduğu şüphesiz. Şaibeli seçimler nedeniyle iktidara el koyan askerlerin oyları tekrar saydırarak kendisini seçimin galibi ilan edeceklerini zanneden muhalif liderin, 3-4 gün sonra acı gerçeği kavraması mümkün oldu. Askerlerin, şaibeli seçimleri demokrasi ve adalet dürtüsüyle iptal etmedikleri, sadece darbe için gerekçe olarak kullandıkları ortaya çıktı. Geçiş döneminin cumhurbaşkanı sıfatıyla, 4 Eylül günü, yemin ederek ülkenin dümenini teslim alan general Brice Oligui Nguema'nın amacının, iktidarı seçimlerin galibine teslim etmek gibi ulvi bir hedefi olmadığını böylece hep birlikte kavramış olduk. Muhalif lider artık darbenin "saray içi" darbe olduğunu, Ali Bongo'nun akrabası olan General Nguema'nın, Gabon'un sorunlarını çözmeye değil, talana devam etmeye geldiğini iddia etmeye başladı. Askeri liderin geçmişinde bu iddiaları doğrular nitelikte unsurlar mevcut. General, geçiş döneminin süresini açıklamadı, seçim sonuçlarını rafa kaldırdı, yeni anayasa, yeni seçim kanunu hazırlanması gibi taahhütlerde bulundu. Bu temel yasaların halk oyuyla kabulü ve ardından generalin aday olacağı yeni seçimler vasıtasıyla, Gabon'un geleceğinin asker kökenli yeni ailenin tekeline devredilmesine hep birlikte tanık olacağımız kolaylıkla anlaşılıyor.

General Nguema askerlerle darbeyi kutluyor

Fransa'nın sorumluluğu var mı? 

Gabon'daki darbenin sorumlusu doğrudan Fransa'dır diyorsak yanlış olur. Ancak gelinen bu nahoş aşamanın yollarının taşlarını Fransa döşedi der isek yanlış olmaz. Afrika'nın ilk 10 petrol üreticisine dahil 2,5 milyon nüfuslu ülkesinin demokrasi ve adalet içinde kalkınması bu kadar mı zordur? Bağımsızlık ilanından 60 yıl sonra, 2023 yılında, Gabon'da hür ve adil seçimler düzenlenemiyor ise, yolsuzluklara bulaşmış iktidarlar halkın oyu ile uzaklaştırılamıyor ise, iktidardaki yozlaşmış yöneticiler ile Fransız şirketlerinin kayırılması için iyi ilişkiler hala sürdürülüyor ise, Paris'in sorumluluğunu inkâr etmek mümkün olur mu? İşin ilginç yanı devrik Gabon hükümeti de Paris'in tutumundan mutlu değil idi. Frankofon Gabon'un geçen yıl İngiliz Milletler Topluluğuna (Commonwealth of Nations) üyelik müracaatını başka nasıl açıklarsınız? Eski İngiliz sömürgelerinde darbecilik sona ermiş iken Fransa'nın sözü geçtiği ülkelerde halen darbelere başvurulmasını nasıl izah edersiniz?

Hasan Servet Öktem kimdir?

Hasan Servet Öktem 1953 yılında Düzce’de doğdu. Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (Mülkiye) bitirdi. 1977 yılında “meslek memuru” olarak Dışişleri Bakanlığı’na girdi. Stuttgart, Tahran, Cenevre (BM) ve Ottawa'da görev yaptı. Belgrad (2003-2008) ve Havana’da (2012-2016) büyükelçi olarak Türkiye’yi temsil etti. Merkezde, Dışişleri Bakanlığı Personel Dairesi Başkanlığı, Uzakdoğu-Afrika Genel Müdürlüğü, İkili Siyasi İlişkiler Genel Müdürlüğü, görevlerinde bulundu.

Yaklaşık 41 yıl çalıştığı Dışişleri Bakanlığı’ndan 2018 yılında emekliye ayrıldı. T24’te 2018 yılından itibaren, ağırlıklı olarak Afrika ve Latin Amerika'daki gelişmeleri yorumlayan yazılar yazıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Sudan'da ordular savaşı bir yılını doldurdu; uluslararası toplum ilgisiz ve sessiz

Son bir yıldır ülkede yaşanan vahşet ve insani dram maalesef uluslararası kamuoyunun dikkatinden kaçıyor. Afrika Boynuzu bölgesinde Kızıldeniz’e kıyısı bulunan, stratejik açıdan önem arz eden bu ülkeye karşı genel bir sessizlik ve ilgisizlik dikkati çekiyor...

2023 yılında Latin Amerika'da neler oldu?

Ekonomi çevrelerinin ve uluslararası finans kuruluşlarının gözü 2023 sonunda Arjantin’e çevrildi. Sürpriz biçimde seçimleri kazanan aşırı sağcı ve ultra-liberal devlet başkanı Javier Milei tango ülkesini sonu gelmeyen ekonomik krizlerden çıkarabilecek mi?

2023 yılında Afrika'da neler oldu?

2023 yılında Afrika'da kaybeden ülke açık ara Fransa'dır. Ukrayna ile savaşta olmasına ve Wagner isyanına rağmen, Rusya, Fransa'nın çekildiği alanları başarıyla doldurarak yılı kazanç ile kapatmıştır. Biden döneminde Afrika'ya geri dönen ABD, 3 yıl içinde kıtada siyaseten en etkili ülke konumuna erişmiştir der isek abartmış olmayız