10 Kasım 2023

Balkanlar'ın minik ülkesi Karadağ'ın siyasi istikrarla sınavı

Yeni kurulan ancak içinde tezat görüşler barındıran Milojko Spajiç liderliğindeki koalisyon hükümeti, istikrar içinde ve uyumlu biçimde çalışır mı?

Adriyatik denizi kıyısındaki 650 bin nüfuslu şirin Balkan ülkesini, son 30 yıl boyunca Milo Dukanoviç yönetti. Kurt politikacı siyaset sahnesindeki ilk yenilgi ile 2020 parlamento seçimlerinde tanıştı. Milo'nun önderliğindeki Sosyalistlerin Demokratik Partisi (DPS) Meclis çoğunluğunu bir milletvekili ile kaybederek iktidarı 3 yıl önce muhalefete devretmek zorunda kaldı. Yenilgi, daha sonra mahalli seçimlerde devam etti. Başkent Podgoritza dahil 14 belediye başkanlığından 10'u kaybedildi. 2023 ilkbaharında Milo bu defa cumhurbaşkanlığı koltuğundan indirildi. Tüm muhalif siyasi partiler/sivil teşkilatlar, farklı siyasi çizgilerine rağmen, Milo karşıtlığında bir araya gelerek, "Şimdi Avrupa" adlı partinin 36 yaşındaki başkan yardımcısı, reformist, Batılı, ekonomist Jakov Milatoviç'i cumhurbaşkanı seçtiler. Tecrübeli politikacı seçmenin "artık yeter" mesajını alarak partisinden istifayla kendisini 64 yaşında emekliye ayırdı. Yaz aylarında düzenlenen erken parlamento seçimleri son tokat oldu: Milo'suz yarışan DPS toplam 81 sandalyeden sadece 17'sini kazanabildi. Böylece Karadağ'a bağımsızlığını kazandıran ve arkasında silinmez izler bırakan güçlü siyasetçinin dosyası rafa kalktı.

Milojko Spajić

Seçimlerden 4 ay sonra hükümet kurulabildi

Karadağ siyasetinde yıldızı yükselen "Şimdi Avrupa" adlı reformist parti , 11 Haziran seçimleri neticesinde 81 sandalyeli Mecliste 24 milletvekili elde ederek hükümeti kurma görevini üstlendi. Başbakan adayı Milojko Spajiç'in koalisyon hükümeti için en az 17 milletvekilinin desteğini araması gerekti. İki seçeneği mevcuttu. Ya devirdikleri Milo'nun DPS ve ortağını (21 milletvekili), ya da Belgrad'ı öne çıkaran, batıyı eleştiren, Rusya'yı müttefik kabul eden, Kosova'nın bağımsızlığına karşı duran Demokratik Cephe adlı koalisyonu (13 milletvekili) tercih etmesi icap ediyordu. 3 ay süren yorucu hükümet kurulması çabaları geçtiğimiz hafta nihayet sonuçlandı. Koalisyon hükümeti, Batı Balkan ülkeleri turu çerçevesinde 31 Ekim günü Karadağ'ı ziyaret edecek olan Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in gelişine yetiştirildi. Demokratik cephe ve Arnavut azınlığa mensup birkaç milletvekilinin dahil olduğu yeni koalisyon hükümeti 44 evet oyuyla görevi devraldı. Bu şekilde Belgrad yanlısı olarak tanıdığımız Andrija Mandiç (Demokratik Cephe) Meclis başkanlığı koltuğuna oturdu.

Andrija Mandiç

Avrupa'nın İsviçre'si Uzakdoğu'nun Singapur'u Karadağ!

Şirin Karadağ'ı zar zor kurulan yeni koalisyon hükümeti dolayısıyla tebrik ettikten sonra resmin bütününe bakalım: Yeni başbakan, Karadağ'ı Avrupa'nın İsviçre'si, Uzakdoğu'nun Singapur'u yapacağını ilan ederken, muhalefet, yeni hükümetin batı karşıtı, NATO düşmanı, Kosova aleyhtarı ve Rusya yanlısı olduğunu ileri sürüyor. Avrupa Birliği ve ABD, haziran seçimleri sonrasında ve Von der Leyen ziyaretinden saatler önce kurulabilen yeni hükümete başarılar dilediler, ancak açıklamalarından birtakım tereddütleri bulunduğu da anlaşılıyor. Hükümete ortak olan Demokratik Cephenin, Karadağ'ın Avrupa-Atlantik kurumlarına bağlılığına zarar verebilecek adımlar atabileceğinden tabiatıyla endişe duyuyorlar.

Siyasetin gerçekleri ile mantığın gereği farklı

Mantığın gereği ile siyasetin gerçekleri maalesef uyuşmuyor. Cumhurbaşkanı ve parlamento seçimlerini kazanan Şimdi Avrupa adlı partinin, yönlerini Belgrad ve Moskova istikametine çevirenler ile değil de, Avrupa Birliği üyeliğini esas alanlar ile koalisyona gitmesi, en makul çözüm değil mi? Milojko Spajiç ve Jacov Milatoviç, yıllarca muhalefet ettikleri ve sonunda devirdikleri Milo'nun partisiyle (DPS) koalisyon kurma esnekliğini gösteremediler. DPS'in Avrupa-Atlantik kurumlarına bağlılığı hususunda hiçbir tereddüt bulunmamasına rağmen.

Spajiç hükümeti uzun ömürlü olamaz

Peki, yeni kurulan ancak içinde tezat görüşler barındıran Milojko Spajiç liderliğindeki koalisyon hükümeti, istikrar içinde ve uyumlu biçimde çalışır mı? Pek zor gözüküyor. 4 yıllık sürelerini tamamlayabileceklerine inananların azınlıkta olduklarından eminim. Temas kurduğum Karadağ Boşnak partisi (6 milletvekili) yeni hükümetin en geç bir yıl içinde devrileceğine inanıyor. Burada bir hususu hatırlatmakta yarar var. Milo'nun partisi DPS'in yeni hükümete katılmak istemediği, bir süre muhalefette kalarak toparlanmayı ve tekrar güçlenmeyi tercih ettiği biliniyor. Bu aşamada DPS ikna edilebilir miydi sorusuyla vaktimizi harcamayalım.

Kosova ile ilişkilerde bir değişiklik beklenmemeli

Yeni başbakan hükümetin önceliklerini, AB üyeliği, aktif güvenilir NATO üyeliği ve komşu ülkeler ile iyi ilişkiler olarak açıkladı. Bu çerçevede etnik ve dini tartışmalar ile vakit kaybedilmeyeceğini, ekonomik, yargısal reformlar üzerinde yoğunlaşacaklarını duyurdu. AB ile katılım müzakerelerinde en fazla ilerlemiş batı Balkan ülkesi olarak 2030 yılında Karadağ'ın AB üyesi olması için çalışacaklarını açıkladı. Hükümete 13 milletvekili ile dahil olan Demokratik Cephenin Karadağ'ın yukarıdaki önceliklerini değiştirebilecek imkan ve kabiliyeti yok. Belgrad'ın aksine Kosova'yı tanıyan ve bu komşusu ile iyi ilişkiler kuran Karadağ'ın bu saatten sonra Kosova politikasını değiştirmesi söz konusu değil. Yeni hükümetin Belgrad ile ilişkilerinde ise nispi iyileşmeler bekliyorum. Nüfusun yüzde 30 civarının kendisini Sırp kabul ettiği Karadağ'ın Belgrad ile ilişkilerini, Türkiye misali, iyi tutmasında hiçbir sakınca bulunmuyor.

Karadağ Bulgaristan'ı hatırlatıyor 

Karadağ'daki siyasi gelişmeler aklıma hep Bulgaristan örneğini getiriyor. Bulgaristan'ın Batı yanlısı eski Başbakanı Boyko Borissov ve lideri olduğu siyasi parti GERB ile Milo Dukanoviç ve partisi DPS benzeşiyorlar. Bunların aynı akıbetle karşılaştıklarını izledik. Her ikisi de iktidarı kaybederken ülkeleri siyasi istikrarsızlık içine düştüler. Karadağ'da 2020 seçimleri sonrasında istikrarlı bir hükümet kurulamadı, kurulan koalisyon hükümetleri iki kez gensoru ile düşürüldüler. Bulgaristan'da benzer gelişmeler yaşandı, son iki yıl içinde seçimler beş kez tekrarlandı. Karadağ'ın yükselen partisi "Şimdi Avrupa" ile Bulgaristan'ın başarılı PP-DB ittifakı da benzeşiyorlar. Karadağ'ın yeni başbakanı Milojko Spajiç'in, PP-DB lideri Kiril Petkov'u iyi izlemesini, onun yanlışlarından kaçınmasını tavsiye ederim. Brüksel'e doğru istikrar içinde ilerlemeyi arzulayan Karadağ'da "Şimdi Avrupa" ile DPS ittifakı zorunluluk arz etmektedir. Bulgaristan'ın, nispi de olsa, istikrara, iki kayıp yılın ardından, GERB ile PP-DB'nin koalisyon hükümeti kurmaya muvaffak olmaları ertesinde kavuştuğunu bu vesileyle hatırlayalım.

Hasan Servet Öktem kimdir?

Hasan Servet Öktem 1953 yılında Düzce’de doğdu. Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (Mülkiye) bitirdi. 1977 yılında “meslek memuru” olarak Dışişleri Bakanlığı’na girdi. Stuttgart, Tahran, Cenevre (BM) ve Ottawa'da görev yaptı. Belgrad (2003-2008) ve Havana’da (2012-2016) büyükelçi olarak Türkiye’yi temsil etti. Merkezde, Dışişleri Bakanlığı Personel Dairesi Başkanlığı, Uzakdoğu-Afrika Genel Müdürlüğü, İkili Siyasi İlişkiler Genel Müdürlüğü, görevlerinde bulundu.

Yaklaşık 41 yıl çalıştığı Dışişleri Bakanlığı’ndan 2018 yılında emekliye ayrıldı. T24’te 2018 yılından itibaren, ağırlıklı olarak Afrika ve Latin Amerika'daki gelişmeleri yorumlayan yazılar yazıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Sudan'da ordular savaşı bir yılını doldurdu; uluslararası toplum ilgisiz ve sessiz

Son bir yıldır ülkede yaşanan vahşet ve insani dram maalesef uluslararası kamuoyunun dikkatinden kaçıyor. Afrika Boynuzu bölgesinde Kızıldeniz’e kıyısı bulunan, stratejik açıdan önem arz eden bu ülkeye karşı genel bir sessizlik ve ilgisizlik dikkati çekiyor...

2023 yılında Latin Amerika'da neler oldu?

Ekonomi çevrelerinin ve uluslararası finans kuruluşlarının gözü 2023 sonunda Arjantin’e çevrildi. Sürpriz biçimde seçimleri kazanan aşırı sağcı ve ultra-liberal devlet başkanı Javier Milei tango ülkesini sonu gelmeyen ekonomik krizlerden çıkarabilecek mi?

2023 yılında Afrika'da neler oldu?

2023 yılında Afrika'da kaybeden ülke açık ara Fransa'dır. Ukrayna ile savaşta olmasına ve Wagner isyanına rağmen, Rusya, Fransa'nın çekildiği alanları başarıyla doldurarak yılı kazanç ile kapatmıştır. Biden döneminde Afrika'ya geri dönen ABD, 3 yıl içinde kıtada siyaseten en etkili ülke konumuna erişmiştir der isek abartmış olmayız