11 Ekim 2023

Çetelerin hakimiyetindeki Haiti'ye Kenya polisi gidiyor

Haiti'nin içine düştüğü derin kriz ve kaostan kendi başına çıkamayacağı hususunda içeride ve dışarıda geniş bir mutabakat mevcut

Haiti'ye dair son iki makalemi 2021 ve 2022 yılları temmuz aylarında kaleme almışım. Her iki yazıda da, ülkenin nasıl battığını, asayişin nasıl ortadan kalktığını, hangi adımların atılması halinde krizin aşılabileceğini, uluslararası toplumun acilen müdahale etmesi icap ettiğini vurgulamışım. Yıllık Latin Amerika bilançolarımda ise Haiti'yi bölgenin tamamen dibe vurmuş ülkesi diye nitelendirmeyi sürdürmüşüm. Aradan geçen dönemde Haiti'yi tekrar yazmak istedim, ancak, maalesef, hiçbir olumlu gelişme olmadığı gibi, çöküşün daha da derinleşmesinden ötürü makaleyi ötelemek zorunda kaldım. En sonunda doğru yönde bir gelişme vuku buldu: Afrika'nın bölgesel barış ve güvenlik alanında sorumluluk sahibi ve nispeten istikrarlı ülkelerinden Kenya, Haiti'nin yardım çığlıklarını duydu. Kanun ve nizamın kalmadığı bahtsız ülkeye bin kişilik özel güvenlik gücü yollayacağını duyurdu. Haiti kâbusunun sona ermesi yönünde bir ümit ışığı bu karar.

Aynı ada üzerinde Haiti batarken Dominik Cumhuriyeti kalkınıyor

Bildiğiniz gibi Haiti kuzey yarım kürenin en geri kalmış ülkesi. Karayiplerde, Küba'nın hemen doğusunda ve Küba kadar büyük İspanyola adlı adanın batı yarısında kurulmuş bir devlet. Vatandaşları, 1700'lü yıllarda Afrika'dan çalıştırılmak üzere zorla getirilen köleler. 1804 yılında bir şekilde bağımsızlığını kazanan ülkeye hiçbir zaman, barış, demokrasi ve istikrar birlikte uğramamış. Üç kez ABD'nin askeri müdahalesine maruz kalmış, her müdahale maalesef mevcut durumu daha da kötüye götürmüş. Adanın doğusundaki Dominik Cumhuriyeti istikrar içinde kalkınır ve gelişirken Haiti tam tersine kriz, kaos ve karmaşadan bir türlü kurtulamamış.

Haiti'de çöküş ve kırılma 2019 yılına uzanıyor

Refahın tadından, demokrasinin keyfinden bugüne kadar uzak kalan Haiti'de son büyük çöküşün başlangıcı 2019 yılına uzanıyor (2010 depremi ile 2012 ve 2016 kasırgalarının yıkımlarına girmiyorum). Akaryakıt kıtlığı, hayat pahalılığı ve siyasi elitlerin karıştıkları yolsuzlukların duyulmasının tetiklediği yaygın protestolar nedeniyle o sene parlamento seçimleri yapılamadı, kitleler haftalarca sokakları meydanları terk etmedi. Hükümet, muhalefet ve diğer baskı grupları ortak bir çözüm etrafında birleşemediler. En sonunda, uluslararası toplumun yoğun baskıları neticesinde, parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birlikte, 2021 Eylül ayında gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı. Bu gelişme halk nezdinde ve bölge ülkeleri arasında memnuniyet ve nispi bir iyimserlik yarattı. Haiti nihayet yuvarlandığı çukurdan çıkabilecek denilirken, Hollywood filmlerini andıran dehşet bir baskın sonucunda, Devlet Başkanı Jovenel Moise seçimlere üç ay kala evinde profesyonel bir cinayet timi tarafından öldürüldü.

Jovenel Moise

Cumhurbaşkanı öldürüldü, çeteler ülkeyi teslim aldı

Cumhurbaşkanı suikasti ertesinde, ülkede, kanun, nizam ve asayişten ne kalmış ise, onlar da hızla ortadan kalktı. Hakimiyet büyük ölçüde çetelerin eline geçti. Şehir eşkiyaları başkent Port-au-Prince'de hayatı tamamen felç ettiler. Başkente giden ana yolları kontrol altına aldılar. Bu şiddet koşulları neticesinde 2022 yılında 2 binin üzerinde Haitili hayatını kaybetti, bin civarında masum insan fidye için kaçırıldı. Zayiatın bir kısmı ise çeteler arası hakimiyet ve rekabet mücadelesi sonucunda ortaya çıktı. 2023 yılında bu utanç sayılarında yüzde 50 artış bekleniyor. Tabiatıyla asayiş yokluğunda, 2021 Eylül seçimlerinin yapılması da mümkün olmadı. Başbakan Ariel Henry ile muhalefet, geciken seçimlerin düzenlenmesi bakımından farklı çözümler ortaya attılar. Görev süresi sona eren başbakan Ariel Henry'nin, seçimlerin kendi önderliğinde yapılması hususunda ısrarcı olması nedeniyle, "geçiş dönemi esasları ve süresi" üzerinde bir türlü mutabakat sağlanamadı.

Ariel Henry

Devletten ümidini kesen halk çetelere savaş başlattı 

Can güvenliğinin devletin güvenlik kurumları tarafından sağlanamayacağına iyice kanaat getiren Haiti halkı, özellikle başkent Port-au-Prince'de, mahalleler temelinde örgütlenmek suretiyle çetelere karşı mücadele başlattı. 2023 ilkbahar aylarında "mahalle tugayları" tarafından linç edilen çete mensuplarının sayısındaki artış dikkat çekici seviyelere yükseldi (nisan ayı linç vakaları: 164 ölüm). Yasaların, bazı koşullarda, halka kendisini müdafaa hakkı verdiği yönündeki hükümet açıklamaları ise "halk kendi başının çaresine baksın" manasında algılandı. "Brigades de vigilance" (yerel lisanda: Bwa Kale) adıyla bilinen bu mahalle savunma gruplarının on yıllardır Haiti'de mevcut oldukları, tabi afetler ertesinde veya devletin güvenlik güçlerinin sivilleri koruyamadığı koşullarda hep ortaya çıktıkları yazıldı.

Yabancı güçler BM Güvenlik Konseyi'nin onayıyla Haiti'ye yollanacak

Haiti'nin içine düştüğü derin kriz ve kaostan kendi başına çıkamayacağı hususunda içeride ve dışarıda geniş bir mutabakat mevcut. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'e ilaveten, ABD ve Kanada başta olmak üzere, uluslararası aktörlerin çoğunluğu, Haiti'ye dışarıdan takviye güçler gönderilmediği takdirde, ülkede kamu düzeninin sağlanamayacağına, geciken seçimlerin düzenlenemeyeceğine, iktidar ve muhalefetin asgari müştereklerde birleşemeyeceğine ve mevcut kaosun daha yıllarca devam edeceğine inanıyor. İçeride ve dışarıda herkesin mutabık olduğu bir başka husus ise takviye askeri gücün BM Barış Gücü adını taşımaması. 2004-2017 yıllarında Haiti'de görev yapan BM personeli (MİNUSTAH) ülke kamuoyu nezdinde öyle kötü bir intiba ve imaj bırakmış ki, bu defa BM veya barış gücü adı katiyen kullanılmıyor; "yabancı güçler" terimi tercih ediliyor. Ancak bu harici gücün, uluslararası hukuk çerçevesinde, adaya gönderilmesi bakımından, BM Güvenlik Konseyi'nde karar alınması tabiatıyla zorunluluk arz ediyor.

Çete liderlerlerinden biri olan Jimmy 'Barbecue' Cherizier 

ABD'nin gayret ve baskılarıyla Kenya Haiti'ye yardım elini uzattı

Son birkaç yıldır, Haiti'ye yabancı asker gönderilmesini teminen Washington'un ciddi çaba harcadığını duyuyoruz, okuyoruz. Demek ki ABD diplomatlarının gayretleri olumlu sonuçlanmış ve Kenya hükümeti Haiti'ye asker/polis yollama hususunda ikna edilmiş. Bir yıl süreli bu misyon için ABD'nin 100 milyon dolar tahsis ettiği basında vurgulanmış. Eğer görev başarılı biçimde ve cüzi kayıplarla tamamlanırsa, Cumhurbaşkanı William Ruto ve ülkesi Kenya'nın uluslararası toplum nezdindeki itibarı birkaç kademe yukarılara çıkacak. Nairobi'nin ABD nezdindeki yeri güçlenecek ve kıymetlenecek. Washington'un Haiti'ye gönderilecek yabancı güce Kanada’nın önderlik etmesi için epeyce baskı yaptığını duyuyorduk, demek ki Justin Trudeau'yu ikna etmeye muvaffak olamamışlar. 2 bin kişiden oluşacak yabancı polis ve askerin bin kişilik Kenya ekibi dışında kalan kısmının Jamaika, Bahamalar ve henüz adı açıklanmayan üçüncü ülkelerden tedarik edileceği anlaşılıyor. Haiti'ye ilgisi bilinen Kanada belki de sembolik sayıda polis göndererek misyona dahil olur. Hassas uluslararası görevin sene sonuna doğru başlaması öngörülüyor.

William Ruto

Haiti halkı, bu defa, inşallah, kamu düzenine, barışa ve refaha kavuşur 

Haiti başbakanı Ariel Henry, yasal süresinin 2022 Şubat ayında sona ermesine karşın, gecikmiş seçimlerin düzenlenmesini teminen ihtiyaç duyulan geçiş döneminin liderliğini muhalefet ile paylaşmak istemiyor. Uluslararası toplumun ve yabancı askerlerin yardım ve desteğiyle, ülkede kamu düzenini sağlayabileceğini, ardından seçimleri kazanarak koltuğunu muhafaza edebileceğini hesaplıyor. Bu çerçevede 2022 Ekim ayında BM Genel Sekreteri'ne bir mektup göndererek, ülkesine uluslararası özel güç gönderilmesini resmen talep etti. 2023 Haziran ayında ikinci bir mektup daha yollayarak talebinde ısrarcı oldu. Kamuoyu yoklamaları Haiti halkının ve muhalefetin, kerhen de olsa, bu talebi desteklediğini ortaya koyuyor. "Haiti tarihindeki, en uzun, en ölümcül, sosyopolitik krizin" Kenya önderliğindeki uluslararası güçlerin desteğiyle aşılmasını bekliyor, siyasetçilerin ve çetelerin el ele mağdur ettiği bahtsız Haiti halkının, daha fazla gecikmeden barış ve refaha kavuşmasını temenni ediyoruz.

Hasan Servet Öktem kimdir?

Hasan Servet Öktem 1953 yılında Düzce’de doğdu. Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (Mülkiye) bitirdi. 1977 yılında “meslek memuru” olarak Dışişleri Bakanlığı’na girdi. Stuttgart, Tahran, Cenevre (BM) ve Ottawa'da görev yaptı. Belgrad (2003-2008) ve Havana’da (2012-2016) büyükelçi olarak Türkiye’yi temsil etti. Merkezde, Dışişleri Bakanlığı Personel Dairesi Başkanlığı, Uzakdoğu-Afrika Genel Müdürlüğü, İkili Siyasi İlişkiler Genel Müdürlüğü, görevlerinde bulundu.

Yaklaşık 41 yıl çalıştığı Dışişleri Bakanlığı’ndan 2018 yılında emekliye ayrıldı. T24’te 2018 yılından itibaren, ağırlıklı olarak Afrika ve Latin Amerika'daki gelişmeleri yorumlayan yazılar yazıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Sudan'da ordular savaşı bir yılını doldurdu; uluslararası toplum ilgisiz ve sessiz

Son bir yıldır ülkede yaşanan vahşet ve insani dram maalesef uluslararası kamuoyunun dikkatinden kaçıyor. Afrika Boynuzu bölgesinde Kızıldeniz’e kıyısı bulunan, stratejik açıdan önem arz eden bu ülkeye karşı genel bir sessizlik ve ilgisizlik dikkati çekiyor...

2023 yılında Latin Amerika'da neler oldu?

Ekonomi çevrelerinin ve uluslararası finans kuruluşlarının gözü 2023 sonunda Arjantin’e çevrildi. Sürpriz biçimde seçimleri kazanan aşırı sağcı ve ultra-liberal devlet başkanı Javier Milei tango ülkesini sonu gelmeyen ekonomik krizlerden çıkarabilecek mi?

2023 yılında Afrika'da neler oldu?

2023 yılında Afrika'da kaybeden ülke açık ara Fransa'dır. Ukrayna ile savaşta olmasına ve Wagner isyanına rağmen, Rusya, Fransa'nın çekildiği alanları başarıyla doldurarak yılı kazanç ile kapatmıştır. Biden döneminde Afrika'ya geri dönen ABD, 3 yıl içinde kıtada siyaseten en etkili ülke konumuna erişmiştir der isek abartmış olmayız