26 Eylül 2023

Hacimlerin üstadı Fernando Botero'nun ardından...

Onun resimlerini bir kez sindirerek beğenen ömür boyu her resmini ilk bakışta tanır

Kolombiya'nın en sevilen ve sayılan sanatçısı Fernando Botero önceki hafta ikamet ettiği Monako'da hayatını kaybetti. Sadece Kolombiya'nın değil tüm Latin Amerika'nın sanat dünyasındaki temsilcisi ve gururu sayılırdı der isek abartmış olmayız. 91 yaşında hayatını kaybeden ressam ve heykeltıraş Botero için geçtiğimiz yıllarda dünyanın yaşayan en zengin sanatçısı diye yazıldığını bir yerlerde okumuştum.

Şişman değil, hacimli

Botero'yu Küba görevimden önceki yıllarda tanıdım. Onun şişman karakterleri ilk görüşte dikkat çeker ve bellekteki yerini derhal alır. Resimlerindeki insanlar hep yereldir, saf ifadeleri, basit kıyafetleri ve özellikle iri yarı vücutları Botero'nun imzasını oluşturur. Onun resimlerini bir kez sindirerek beğenen ömür boyu her resmini ilk bakışta tanır. Sanat çevreleri ve Botero'nun kendisi, tuvale yansıttığı şişman Kolombiyalılar için şişman sıfatını katiyen kullanmazlar; iri yarı, kilolu veya kalıplı vs. de demezler. "Hacimli" karakterler terimini kullanırlar (Fransız sanat çevreleri "proportion demesurée" diyor). Üstadın ve sanat otoritelerinin bu hassasiyetini anlayışla karşılıyorum. Ancak beni Botero meraklısı yapan onun şişman, sevimli ve yerel kokan şahsiyetleri olduğu hususunda şüphem yok. "Hiç balerinin şişmanı olur mu? diye sormayın. Botero'nun çizdiği balerin şişmandır ancak pek zariftir. 

Medellin'in iki meşhuru

Küba görevim vesilesiyle Latin Amerika'yı öğrenirken Botero'nun Kolombiya'nın Medellin şehrinde doğduğunu ve bu kötü şöhretli şehirde yetiştiğini keşfedince kendisine olan merakım ikiye katlandı. Medellin, Kolombiya'nın başkenti Bogota'nın ardından, en büyük şehri, nüfusu 2 milyonun üzerinde. Bu şehir, hem Türkiye'de, hem dünyada pek tanınıyor. Zira Kolombiya'dan ABD'ye yollanan yasadışı kokain ticaretinin merkezi konumunda. Dizilerden ve filmlerden tanıdığımız Pablo Escobar'ın yurdu. Bir şehir düşünün, dünyaca meşhur iki isim yetiştirmiş, biri gurur ve kıvanç vesilesi, diğeri yasadışı işler şampiyonu, binlerce masum insanın hayatını kaybetmesine yol açmış ünlü uyuşturucu baronu.

Botero, Pablo Escobar'a karşı

Şimdi şu hususu çok merak ettiğinizi hissediyorum: Söz konusu iki büyük ismin yolları Medellin'de kesişmiş mi? Evet kesişiyor yolları: Nitekim, uyuşturucu kökenli şiddet sarmalındaki ülkesinin resimlerine yansımasını "şiddetin resmini çizmek zorundaydım" diye izah ediyor sanatçı. 1994 yılında, Medellin'in merkezindeki bir parkta bulunan Botero'ya ait kuş heykelinin yakınında patlayan bir bomba 30 kişinin ölmesine, onlarcasının yaralanmasına yol açıyor. "Pablo Escobar'ın ölümü" ve "Bomba arabası " adlı tablolar Botero'nun ülkesinde yaşanan şiddet karşısındaki duygularını yansıtıyor. Bir başka olay Botero'nun ülkesini terk etmesine sebep oluyor: Pablo Escobar'ın gizlendiği bir eve yapılan baskın neticesinde evde ele geçirilenler arasında Botero'ya ait birkaç tablo bulunduğu basına yansıyor. Bu gelişme üzerine, sanatçı gazeteye açıklama göndererek uyuşturucu parasıyla eserlerinin satın alınmasından rahatsızlık duyduğunu bildiriyor. Gazete yetkilisi, açıklamayı yayımlayacaklarını söylüyor, ancak yayımlandıktan sonra Botero'nun Kolombiya'yı terk etmesi icap edeceğini, aksi takdirde öldürülmesinin kesin olduğunu hatırlatıyor. Açıklama gazetede çıkıyor ve Botero ülkesinden ayrılarak Avrupa'ya yerleşiyor.

Medellin'de Botero açık hava müzesi

Uyuşturucu şiddeti karşısında halkının yanında yer alan Botero'nun adı halen Medellin şehri ile iç içe geçmiş vaziyette. Şehrin en merkezi yerlerinden birinde açık havada üstadın 23 adet heykeli daimi sergileniyor, bu park Botero meydanı adıyla tanınıyor. Tam bir açık hava heykel müzesi. Medellin sakinleri onunla ne kadar gurur duysalar azdır. Kolombiya'yı ziyaret eden on binlerce turistin, üstadın eserlerini görmek üzere bu şehri gezi programına dahil ettikleri biliniyor.

Botero FARC ile barışı destekledi 

Kolombiya'yı takip edenler bu ülkenin başının yarım asırdan fazla bir süredir terör örgütleri ile dertte olduğunu bilirler. Toprak reformu ve gelir dağılımı adaletsizliği gibi ulvi ilkelerden yola çıkan bu sol örgütlerin yıllar içerisinde amaçlarından uzaklaştıkları, teröre meylettikleri hep izlenmiştir. Havana'daki görevim vesilesiyle, Kolombiya hükümeti ile FARC (Forzas Armadas Revolucionaras de Colombia) arasında, 2012 yılında Küba'da başlayan barış müzakerelerini izleme imkanım oldu. Taraflar 4 yıl sonra Havana'da törenle barış anlaşması imzaladılar. Kolombiya Cumhurbaşkanı Juan Manuel Santos 2016 sonbaharında anlaşmayı halkın onayına sundu. Fernando Botero bu tarihi anlaşmayı destekledi, yaptığı beyaz bir güvercin heykelini cumhurbaşkanı Santos'a hediye ederek kampanyaya katkı yaptı, ülkesinin sosyal barışa ve huzura kavuşması için çaba gösterdi. Sanatçı olarak sorumluluk ve görev üstlendi. Lakin, muhafazakar Kolombiya seçmeni FARC mensuplarına fazla taviz verildiğine inandığından sandıklardan cüzi bir fark ile red sonucu çıktı. Beklenmedik netice karşısında cumhurbaşkanı Santos, bazı küçük değişiklikler yaptıktan sonra anlaşmayı doğrudan Parlamentoda onaylamak suretiyle yürürlüğe soktu. Bu vesileyle tarihi barış anlaşmasına verdiği destek ile öne çıkan Botero'yu çoğunluğun karşısında yer almakla suçlayanlar oldu. Referandumdan 7 yıl sonra hayatını kaybeden Botero'nun, o dönemde, cumhurbaşkanı Santos ile kol kola barıştan yana durmasının, onu unutulmaz kılan unsurlar arasında bulunduğuna inanıyorum.

Bogota'da muhteşem Botero müzesi

Küba görevimin sonunda, Galatasaraylı meslektaşımın daveti üzerine, merkeze Kolombiya üzerinden döndüm. Bu vesileyle başkent Bogota'yı görmek ve gezmek imkanım oldu. Unutamadığım yerler arasında şehir merkezinin biraz dışında (Candelaria) bir mevkideki Botero müzesi de var. Sanatçının yüzlerce eserine ilaveten, dünyanın en tanınmış tablolarını da bu müzede görebiliyorsunuz. Yaşamı boyunca kıymetli tablolar satın almış, biriktirmiş, çok önemli resim koleksiyoncusuna dönüşmüş Botero. Bu müzenin bitişiğinde Kolombiya Merkez Bankasının müzesi mevcut. Botero müzesinin sorumluluğu ve yönetimi de Merkez Bankasına verilmiş.

Botero her yerde ve İstanbul'da

Botero'nun ölümü üzerine, Kolombiya devlet başkanı Gustavo Petro "geleneklerimizin, kusurlarımızın ve erdemlerimizin sanatçısını kaybettik" dedi. Sadece Latin Amerika caddeleri ve meydanlarında değil, Newyork, Paris, Barcelona, Madrid, Bamberg (Almanya) ve Kudüs gibi merkezlerde karşımıza çıkan "hacimli" heykelleriyle unutulmazlar arasında yerini aldı Fernando Botero. 2010 yılı yazında İstanbul-Pera müzesinde düzenlenen sergisiyle ülkemizden de geçen Botero'ya şükranlar, sevenlerine taziyeler.

Hasan Servet Öktem kimdir?

Hasan Servet Öktem 1953 yılında Düzce’de doğdu. Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (Mülkiye) bitirdi. 1977 yılında “meslek memuru” olarak Dışişleri Bakanlığı’na girdi. Stuttgart, Tahran, Cenevre (BM) ve Ottawa'da görev yaptı. Belgrad (2003-2008) ve Havana’da (2012-2016) büyükelçi olarak Türkiye’yi temsil etti. Merkezde, Dışişleri Bakanlığı Personel Dairesi Başkanlığı, Uzakdoğu-Afrika Genel Müdürlüğü, İkili Siyasi İlişkiler Genel Müdürlüğü, görevlerinde bulundu.

Yaklaşık 41 yıl çalıştığı Dışişleri Bakanlığı’ndan 2018 yılında emekliye ayrıldı. T24’te 2018 yılından itibaren, ağırlıklı olarak Afrika ve Latin Amerika'daki gelişmeleri yorumlayan yazılar yazıyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Sudan'da ordular savaşı bir yılını doldurdu; uluslararası toplum ilgisiz ve sessiz

Son bir yıldır ülkede yaşanan vahşet ve insani dram maalesef uluslararası kamuoyunun dikkatinden kaçıyor. Afrika Boynuzu bölgesinde Kızıldeniz’e kıyısı bulunan, stratejik açıdan önem arz eden bu ülkeye karşı genel bir sessizlik ve ilgisizlik dikkati çekiyor...

2023 yılında Latin Amerika'da neler oldu?

Ekonomi çevrelerinin ve uluslararası finans kuruluşlarının gözü 2023 sonunda Arjantin’e çevrildi. Sürpriz biçimde seçimleri kazanan aşırı sağcı ve ultra-liberal devlet başkanı Javier Milei tango ülkesini sonu gelmeyen ekonomik krizlerden çıkarabilecek mi?

2023 yılında Afrika'da neler oldu?

2023 yılında Afrika'da kaybeden ülke açık ara Fransa'dır. Ukrayna ile savaşta olmasına ve Wagner isyanına rağmen, Rusya, Fransa'nın çekildiği alanları başarıyla doldurarak yılı kazanç ile kapatmıştır. Biden döneminde Afrika'ya geri dönen ABD, 3 yıl içinde kıtada siyaseten en etkili ülke konumuna erişmiştir der isek abartmış olmayız