30 Kasım 2023

Menopoz cildinizi nasıl etkiler?

Yirmili yaşların ortalarında kollajen üretimi maksimumdadır. Ancak bu noktadan sonra her yıl yüzde 1-1,5 oranında azalır

Yaşlanma süreci, kollajen ve östrojen

Kayahan bir şarkısında "Aynalarda eskimiş yüzüm" diyordu.

Her ne kadar kabullenmek istemeseniz de, yaşlanmak doğal, ama istenmeyen değişiklikler getiren kaçınılmaz bir süreçtir. Yaşı en çok gösteren ise, iç ve dış faktörlerin etkisiyle hızla yaşlanan cildinizdir. Yıllar geçtikçe cildiniz daha ince, mat, elastikiyetini kaybetmiş ve kırışık hale gelir. Ciltteki değişikliklerin birincil sebebi zamanla azalan kollajendir. Kadınlarda kollajen ve östrojen seviyeleri arasındaki ilişki durumu menopoz sürecinde daha da komplike hale getirir. Sonra aynalarda eskimiş bir yüze bakarken bulursunuz kendinizi. Bu nedenle kollajen ve menopoz arasındaki ilişkiden ve aktif tedavi içerik ve yöntemlerinden bahsetmek istiyorum.

Yaşlanma süreci, kollajen ve östrojenin cilt sağlığındaki rolü

Yaşlanma vücutta pek çok fizyolojik değişikliklere neden olsa da en belirgin etkisi ciltte görülür. Cilt sağlığı büyük ölçüde kollajenin varlığına bağlıdır. Kollajen ciltteki pirimer yapısal protein olup tüm vücutta bağ dokusunda bulunur. Kollajen cildin elastikiyetini ve dokunun güçlü durmasını sağlar.

Yirmili yaşların ortalarında kollajen üretimi maksimumdadır. Ancak bu noktadan sonra her yıl yüzde 1-1,5 oranında azalır. Kulağa çok değilmiş gibi geliyor olabilir ancak 50 yaşında bir kadında, 25 yaşına kıyasla yüzde 40-60 daha az kollajen vardır. (Fig.1) Kollajen azalması kendini ciltte incelme, kırışıklıkların mimik yapmadan da görünür hale gelmesi, ciltte elastikiyet ve sıkılığın azalması ve sarkma şeklinde kendini gösterir.

Fig.1. aktif içerikli bakım ürünleri ve tedaviler cilt yaşlanma sürecini durdurmaya yardımcı oluyor.

Menopoz ve cilt üzerine etkileri

İşin acı kısmı menopozda kendini gösteriyor. Menopoz tipik olarak 45-55 yaşları arasında görülüyor. Kadının hayatındaki en önemli dönem dersek abartmış olmayız. Menstrüel siklüsün bitmesi ve östrojen dahil hormonlarda azalma beraberinde tüm vücutta fiziksel değişimlerin başlama miladı.. Östrojen kadın sağlığında çok önemli etkilere sahip, fibroblastların çoğalması ve etkin şekilde kollajen üretmesine yardım ediyor, ayrıca kollajen matrixi yıkımdan koruyor. Menopozun ilk beş yılında ise kollajen kaybınız yüzde 30'a varıyor. Östrojen azalmasının cilt üzerinde inkar edilemez etkisi hızla yaşlanma şeklinde görülüyor. Östrojenin nemlenme, elastikiyet, sıkılık sağlayarak cilt sağlığında temel rol oynadığını düşünürsek ne demek istediğimi anlarsınız. (Fig.2.)

 Fig.2. Menopoz döneminde fibroblast ve kolajen kaybı maksimuma çıkıyor.

 

Bu dönemde ciltteki değişikliklerin nedenleri

  • östrojen tarafından desteklenen doğal yağların üretiminin azalmasına bağlı nem kaybı
  • kollajen azalmasına bağlı ciltte incelme ve elastikiyet kaybı
  • cildin güneş hasarı ve çevresel yaşlanma etkilerine karşı daha duyarlı hale gelmesi

Sonuç olarak daha derin kırışıklıklar, ince çizgiler, cilt tonunda eşitsizlik, mat, parlamayan bir cilt. Aslında tüm bu değişiklikler basit bir kozmetik sorundan öte, kadının tüm sağlığını etkileyen sürecin dışardan görünen kısmı.

Cilt yaşlanmasıyla mücadelede stratejiler

Kollajeni koruyan ve uyaran aktif temel cilt bakım içeriklerinden ve bir sonraki yazımda doktor tarafından uygulanabilecek tedavilerden bahsedeceğim. Ancak cildin yaşlanma biyolojisini anlarsak etkileriyle mücadele ederken daha bilinçli bir yol haritası çıkarabiliriz. Bu içeriklerin hücresel seviyede çalışıyor olması kollajeninizin doğal olarak stimüle edilmesini sağlıyor.

Retinol: Dünyada cilt bakımında anti-aging etkisi altın standart olarak klinik çalışmalarla tescillenmiş bir A vitamin türevidir. Cildi kollajen üretmesi için tetikler, elastikiyeti arttırır, cilt doku ve tonunu iyileştirir. Ciltte irritasyona sıklıkla sebep olabilir, çare olarak aralıklı olarak veya retinol kadar umut vadeden bakuchiol 'u alternatif olarak kullanabilirsiniz.

Vitamin C: Güçlü bir antioksidan, serbest oksijen radikallerini nötralize eden, çevresel hasara karşı koruma sağlayan ve doğal kollajen üretimini tetikleyen aktif ve hayati bir içerik. Cilt nemlenmesi, cilt tonunu eşitlemesi ve cildi parlatması gibi etkilerini seviyoruz. Formülünde E vitamini ve Ferulik asit gibi diğer antioksidanlarla desteklenmesi etkisini güçlendiriyor. Türkiye'de uygun fiyatlı alternatifi bulunuyor.

Niacinamide: Veya B3 vitamini cildin bariyer fonksiyonunu ve elastikiyetini güçlendirmeye yardım ediyor. İrrite olmuş cildi yatıştırıyor ve cilt tonunu eşitliyor. Cilt hücrelerini bir arada sıkı sıkıya tutarak cilt nemini kaybetmeyle savaşan cildin kendi seramid'lerini üretmesini sağlıyor.

Büyüme faktörleri ve peptidler: Hücreler birbirleriyle iletişimde büyüme faktörlerini ve peptidleri kullanıyorlar. Bu ürünler vücudun kendi doğal konuşma sistemlerini taklit ederek gençleşme yönünde mesajlar veriyorlar. Peptid ve büyüme faktörleri cildin daha yumuşak, sıkı ve genç görünmesini sağlıyorlar.

AHA ve BHA: Cildi nazikçe soyan cilt bakım ürünlerinde bulunur. Koyu renk cilt tonuna sahip olanlarda kullanımı sorun yaratabileceğinden bu konuda doktorunuza danışmanızı öneririm. Cildin en üstündeki hücreler gençlerde 20 gün sonra dökülerek uzaklaşırken, 50 yaşından sonra çok daha uzun sürelere -60-90 gün- çıkar. Düzenli olarak kullanmanız parlak ve eşit bir cilt tonu sağlarken, cildinizi genç tutmaya yardımcı olur. 

Hidrolize kollajen: Kullanım sonucu başarısı başka faktörlere de bağlı olan kollajenin işe yaraması için öncelikle düşük moleküler ağırlıklı olması gerekiyor. Tercih ederken dikkat etmeniz gereken en önemli özellik bu olmalı.

Güneş koruyucu: Asla ihmal etmemeniz gereken anti-aging bakım güneşten korumadır. Foto yaşlanma ciltte kollajen ve elastin kaybına neden olur. UV güneş ışınları ciltte oksidatif stres ve inflamasyona neden olarak mevcut kollajen ve elastin yıkımına, ayrıca MMP (kollajen yıkımından sorumlu enzim) aktivasyonuna neden olarak yapılan kollajenin hemen yıkılmasına neden olur. Bu nerdeyse yüzünüzde üretilmiş veya enjekte edilmiş kollajen yaşayamayacak demektir. 2-3 saatte bir tekrarlamayı unutmayın. Evet… Güneşsiz havalarda ve kapalı ortamlarda da kullanmanız gerekiyor. Hızlı ve lekeli yaşlanmak istemiyorsanız tabii.

Dermaroller (microneedling): İyileşmesi kolay küçük yaralar oluşturarak kollajen üretimini tetiklemek hedefleniyor ancak dikkat edilmezse sorunlara neden olabilir. Öncelikle evde kullanırken 0.25-0.5 mm'den daha uzun iğneli olanları kullanmayın ve hijyene dikkat edin. Klinikte yapılacak dermapen veya altın iğne (radiofrequency microneedling) tedavileri kontrollü hasar sağlarken, dermaroller ile hasarın dozunu kaçırmanız ve kollajen üretimini tetikleyeyim derken leke problemi ile mücadele etmeniz çok muhtemel bir sonuç olur.

Üzerine serum sürmeyi düşünürseniz C vitamin asla kullanmayın. Maalesef kalıcı olma potansiyeli taşıyan bir problem olan "yabancı cisim granuloma" oluşumunu tetikleyebilir. Diğer serumlar konusunda da şunu söyleyebilirim, ciddi olarak bilgilenmeden kullanmanız risk almak olur. Ve yaz aylarında da kendi kendinize dermaroller yapmaktan uzak durun.

Yazımın devamında doktor uygulamalarından, yapılan işlem ve içeriklerden detaylı olarak bahsedeceğim…


Referanslar

https://www.menopausefacts.org/signs-symptoms/

https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1111/jocd.15420

https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1111/ics.12117

https://www.researchgate.net/figure/Collagen-content-of-skin-is-maximal-between-the-2nd-and-3rd-decade-after-which-there-is_fig5_360809380

 https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/6827031/

Yazarın Diğer Yazıları

Beyin sağlığı, Omega 3 ve BDNF

Yeterli omega 3 tüketip tüketmediğinizi anlamanızın en iyi yolu omega indeksi’nizi ölçtürmektir

Zombi hücreler

Anti-aging tıbbı daha önce kader kabul ettiğimiz yaşlılığı tedavi edilebilir hastalıklar kategorisine sokmaya başladı ve bu kapsamda hücresel yaşlanma ve oksidasyon dikkat ve tedavi gerektiren bir sorun olarak ele alınıyor. Senolitik tedavi yani yaşlılığı bir hastalık kabul ederek tedavi eden ilaç araştırmaları şu an devam ederken, elimizde henüz tedavide kullanabileceğimiz bir ilaç imkanı sağlamasa da, elimizdeki bilgilerle neler yapabileceğimize odaklanalım

Saatleri ayarlama enstitüsü: Moleküler saatlerinizi nasıl ayarlarsınız?

Bütün bu saat yazısını sadece bilimsel bir meraktan dolayı değil, sağlığımız tüm bu saatleri senkronize tutmamıza bağlı olabileceği için yazıyorum