Ukrayna krizi öncesinde planlanan Doğu Forumu toplantısına Ukrayna ve Kırım'da yaşanan gelişmeler damgasını vurdu. Berlin'de bir araya gelen siyaset ve ekonomi dünyasından temsilciler, bölgede oluşan yeni koşullar karşısında neler yapılabileceğini masaya yatırdı. Alman Ekonomisi Doğu Komisyonu Başkanı Eckhard Cordes, tüm Avrasya'yı kapsayan bir serbest ticaret bölgesi oluşturulması vizyonunu savunarak, şu an geçen yıllarda elde edilen tüm kazanımların tehlikede olduğu uyarısında bulundu:
“Tüm bir neslin gelişim yönünde yaptığı çalışmalar şu an tehlikede. İşbirliği yerine çatışma yolu bir alternatif olamaz. Bizim ekonomik ilişkilerimizi zayıflatanlar, bu şekilde Avrupa'da barışı tehlikeye attıklarını bilmek zorundadır.”
Cordes, siyasetçileri müzakere masasına oturup sorunlara barışçı çözüm yolları bulmaya çağırdı. İki tarafın da hatalar yaptığını belirten Cordes, ekonomik yaptırımların genişletilmemesi uyarısında da bulundu.
"Yaptırımlar genişleyebilir"
Toplantıya katılan Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier ise ekonomik perspektifler ve şirketlerin büyüme potansiyelleri gibi konuları kendisinin de severek konuşmak isteyeceğini, ancak konunun bu kadar basit olmadığını söyledi ve ekledi:
“Bu, sonunda Ukrayna'yı ya bölecek ya da daha da parçalara ayıracak bir politikadır. Ukrayna'nın başka bölümlerini de Kırım gibi ilhak edecek ya da yönetilemez hale getirecek bir politikayı kabul edemeyiz. Gelişmeler bu yönde olursa, şimdi attıklarımızdan başka adımları da düşünmek durumundayız. Bunu ekonomi dünyası anlamak zorunda.”
Aynı zamanda Kiev'de zor durumdaki hükümete yardımların devam edeceği sinyalini de veren Steinmeier, ülkede durum yatışır yatışmaz Ukrayna için mali yardımların masaya yatırılacağı bir konferans düzenleneceğini belirtti.
Moldova endişeli
Toplantıya katılan Moldova Cumhuriyeti Başbakanı Iurie Leanca da Rusya ile yaşanan gerilimin, Moldova'nın AB üyelik sürecini tehlikeye atmasına izin verilmemesi çağrısında bulundu.
“Yirmi yıllık dönüşüm döneminden aldığımız ders, Batı ile Doğu arasında bir tampon bölge olarak kaldığımız sürece ülkemiz için kalıcı bir kalkınmanın ve bir geleceğin olmadığıdır. Bizim seçimimiz Avrupa bütünleşmesinden yanadır.”
Ülkesinin üyelik perspektifi sayesinde son yıllarda yatırımcılar için çok iyi koşullar yarattığına dikkat çeken Moldova Başbakanı, buna rağmen halk içinde iyimserliğin azaldığını ve AB karşıtlarının en önemli tezi olan, “Avrupa bizi sonsuza dek bekleme odasında tutacak' tezinin endişe yarattığını kaydetti.
