21 Eylül 2018 13:32
(ÖZEL)
1)SALDIRILAR DURDU, İDLİB\'DE HAYAT NORMALE DÖNMEYE BAŞLADI
TÜRKİYE ile Rusya arasında mutabakatın imzalanmasının ardından İdlib\'e yönelik hava ve karadan saldırıların durması sivillere rahat nefes aldırdı. Günlerdir tedirginlik yaşayan siviller, saldırıların durmasının ardından kentte günlük yaşamlarını güven içerisinde sürdürdü.Suriye rejim güçleri, ülkedeki iç savaşın fitilinin ateşlendiği yer olan Deraa\'da kontrolü sağlamasının ardından yeni hedefi olarak belirlediği muhaliflerin elindeki son kent merkezi olan İdlib\'e Rusya desteği ile havadan bombardıman başlattı. İdlib\'in güneyi ile Hama\'nın kuzeyindeki kırsal bölgelerin hedef alındığı bombardımanda çok sayıda kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı ve yerleşim alanları tahrip edildi. Binlerce kişinin hava saldırıları nedeniyle evlerini terk ederek kent merkezi ve ilçelerine doğru gittiği İdlib\'in güneyindeki bölgeler rejim güçlerince karadan da ağır silahlarla ateş altına alındı. Günlerce süren saldırılar 4 milyon kişinin yaşadığı İdlib\'de büyük tedirginliğe yol açtı. Rejim karşıtları ile Esad güçlerinin kontrolü sağladığı yerden tahliye edilenlerin gelmesiyle muhaliflerin elindeki son kaleye dönüşen İdlib, olası bir harekat ile 4 milyon insanın hayatını tehdit etmesi nedeniyle tüm dünyanın da bir anda merkezine oturdu. Astana mutabakatı kapsamında garantör ülke olarak İdlib\'de bulunan Türkiye, Rusya ve İran saldırıların durması için diplomasi trafiği başlatırken, sahada da muhalif gruplar olası kara harekatına karşı savunma hatları oluşturdu.
Tüm dünyanın yakından takip ettiği İdlib\'de olası bir operasyonun katliama dönüşmemesi için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin\'in yaptığı son görüşmede mutabakat zaptı imzalandı ve silahsızlanma bölgesi oluşturulması kararlaştırıldı. Varılan mutabakatın ardından Rusya ve rejim güçleri, İdlib kırsalına yönelik hava saldırılarına son verdi. Rejim güçlerinin bazı bölgelerde ise muhaliflerin bulunduğu alanlara yönelik topçu ateşini geçmiş günlere göre azalttı.
Günlerdir evlerinden çıkmayan İdlibliler ise anlaşma sonrası saldırıların durmasıyla rahat nefes aldı. Eski günlere göre daha fazla sayıda insanın gündüz ve gece sokaklarını doldurduğu kentte insanlar, Türkiye\'ye müteşekkir olduklarını ifade ediyor. Geçmiş günlerde kırsala yönelik hava ve kara saldırıları nedeniyle tedirgin olduklarını, kent merkezinde dünyanın rejimi engellemesini beklediklerini anlatan İdlibliler, bu konuda en büyük gayreti savaşın başından bu yana desteğini yanlarında hissettikleri Türkiye\'nin gösterdiğini kaydetti. Bundan sonraki süreçte saldırıların son bulmasını ve dünyanın yıllardır süren bu savaşı sonlandırması için sivillerin sesini duymasını istediklerini anlatan İdlibliler, en büyük isteklerinin biran önce Suriye\'de huzurun sağlanması olduğunu vurguladı.
Saldırılar nedeniyle kırsal bölgelerde yaşayan ve evlerini terk ederek güvenli gördükleri yerlere giden 30 bini aşkın kişinin büyük bölümü de mutabakatın ardından yeniden köylerine döndü.
Öte yandan İdlib\'in 100 bin nüfuslu ilçesi Eriha\'da da saldırıların durmasıyla insanlar sokaklara çıkmaya başladı. Hava saldırıları nedeniyle birçok yerleşim alanının yıkıldığı, okul ve camilerin tahrip olduğu ilçede yaşayanlar, Türkiye\'nin daha önce yaptığı Fırat ve Zeytin Dalı Harekatları ile Azez, Cerablus, El Bab ve Afrin kentlerinin ardından İdlib\'i de terörden arındırarak güvenli hale getirmesini arzuladıklarını dile getirdi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------
- Çarşıdan genel ve detaylar
- Alışveriş yapanlardan detaylar
- Yıkılmış binalar ve altında alışveriş yapanlar
- Kentte gezen insanlardan detaylar
- Roket isabet etmiş futbol sahasında top oynayan çocuklar
- Yıkılmış okul ve tarihi eserlerden genel detaylar
- Duvara sprey boyayla yapılmış \'silah kullanmayın\' uyarısı
- Yıkılmış binaların yoğun olduğu Arihah ilçesinin genel görüntüsü
- Gün batımı ve yıkılmış bina
- Manzaraya karşı çay içen genç kızlar
- Yıkılmış binalardan genel detaylar
- Bankta oturan aileler
- Nargile içenler ve sokak yiyecekleri yapan esnaf
- Parkta oyun oynayan çocuklar ve aileleri
- Şarkı söyleyen çocuklar
- Oyun salonunda bilgisayar oyunu ve bilardo oynayan gençler
- Ekmek fırınından çıkan ekmekler
- Ekmek satın alan insanlar
- Terk edilmiş bir lunaparktaki dönmedolaplar
775 MB
Hasan KIRMIZITAŞ- Uğur CAN- Hüseyin BOZAN- Nuri PİR/İDLİB (Suriye), (DHA)-
===================================================
(ÖZEL)
2)SAVAŞTAN KAÇAN SURİYELİ 20 AİLE, 6 YILDIR ÇADIRDA YAŞIYOR
SURİYE\'deki iç savaştan kaçan 20 aile, 6 yıldır Hatay\'ın Reyhanlı ilçesinde söğüt ağaçlarının gölgesinde kurdukları çadırlarda yaşıyor. 13 çocuk babası Abdulmecit El Halebi (30), \"Suriye\'de silah sesi, uçak sesi dayanacak gücümüz kalmamıştı. Çadırda yaşam zor; ama en azından güvendeyiz. Türkiye\'ye teşekkür ediyoruz\" dedi.
7 yıldır süren iç savaş nedeniyle ülkelerini terk ederek, sınırdaki Hatay\'a sığınan Suriyelilerin kentte en yoğun yaşadığı bölge Reyhanlı. 95 bin nüfuslu ilçeye sığınan yaklaşık 100 bin Suriyeli arasında, zor şartlar altında yaşayanlar da var. 2012 yılında İdlib\'den göç eden 20 aile, Yenişehir mevkiinde söğüt ağaçlarının gölgesinde kurdukları çadırlarda yaşıyor. Kadınlar, zor şartlarda çamaşır yıkayıp yemek yaparken, kocaları da günlük işlerde çalışarak geçimlerini sağlamaya çalışıyor. Çadırlarda yaşamlarını sürdüren 100 Suriyeliye, zaman zaman çevredeki hayırseverler de yardım ediyor.
\'ÇADIRDA HAYAT ZOR; AMA GÜVENDEYİZ\'
Ailelerin aralarında \'muhtar\' diye hitap ettikleri 13 çocuk babası Abdulmecit El Halebi, ev kiralayacak maddi güçleri olmadığı için 6 yıldır çadırda yaşadıklarını söyledi. Suriye\'de hepsinin de kendi evleri olduğunu anlatan Halebi, şöyle konuştu:
\"Suriye\'de savaştan önce her şey güzeldi. Evimiz vardı, her şeyimiz vardı. Savaştan kaçtık. Silah sesi, uçak sesi dayanacak gücümüz kalmamıştı. Çocuklarımız korkuyordu. 2012 yılında buraya geldik. Fakirlikten ev kiralayamadık. Bu söğüt ağaçlarının gölgesine sığındık. Çadırda yaşamak zor. Kışın çok soğuk, yazın çok sıcak oluyor; ama şükrediyoruz halimize. En azından güvendeyiz. Burada kimse karışmıyor bize. Normal bir hayat sürüyoruz. Türkiye\'ye teşekkür ediyoruz.\"
Görüntü Dökümü
-Çadırlarda yaşayan Suriyeliler
-Röportajlar
Ersin ERCAN- Ferhat DERVİŞOĞLU/REYHANLI (Hatay), (DHA)-
====================================================
3)TIR\'DAN YOLA DÜŞEN BETON BORULAR YOLU KAPATTI
KOCAELİ\'nin Dilovası ilçesinde, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği TIR bariyerlere çarparken, dorsesinde yüklü beton borular yola düştü. Yol ulaşıma kapanırken, trafik akışı yan yollardan sağlandı.Kaza sabah saatlerinde, D-100 Karayolu Dilovası mevkiinde meydana geldi. İzmit istikametine gitmekte olan sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 41 YY 214 plakalı TIR sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu bariyerlere çarptı. TIR\'ın dorsesinde bulunan beton borular yola düştü. Kaza yapan TIR ve yola dökülen beton borular nedeniyle yol ulaşıma kapandı. Sürücü kazadan yaralanmadan kurtulurken, ulaşım yan yollardan sağlandı. TIR ve beton boruların yoldan kaldırılmasıyla yol ulaşıma açıldı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Görüntü Dökümü
------------------------
TIR\'dan görüntü
TIR\'dan yola düşen beton borulardan görüntü
(Haber-Kamera: Erol POLAT/DİLOVASI(Kocaeli), (DHA)
======================================================
4)ŞIRNAK\'TA 5 GÜNDÜR KAYIP 2 KİŞİDE PKK ŞÜPHESİ
ŞIRNAK\'ın Uludere ilçesinde 5 gün önce kaybolan 2 kişiden haber alınamıyor. Kayıp 2 kişinin, PKK terör örgütü tarafından kaçırılmış olabileceğinden şüpheleniliyor.
Uludere ilçesinde yaşayan S.Ö. ve Ü.A., 17 Eylül günü kayıplara karıştı. İlçenin kırsal kesiminde kaybolan kişilerin ailesi durumu güvenlik güçlerine bildirdi. Kayıp 2 kişinin bulunması için arama çalışmaları başlatıldı. 5 günden bu yana haber alınamayan 2 kişinin, PKK terör örgütü tarafından kaçırılmış olabileceğinden şüphe ediliyor. Kaybolan kişilerin yakınlarının ifadesine başvurulurken, olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldı.
ŞIRNAK, (DHA)-
======================================================
5)CEP TELEFONU HIRSIZLIĞI KAMERADA
KONYA\'da çay evinde çalışanların dışarıya çıkmasını fırsat bilen şüphelinin cep telefonunu çalma anı güvenlik kameraları tarafından görüntülendi. Olay, geçen 4 Eylül günü merkez Karatay ilçesi Aziziye Mahallesi\'nde bulunan bir çay evinde meydana geldi. İddiaya göre çay evine müşteri gibi gelen şüpheli, çayını içtikten sonra Feyyaz Barıştıran\'ın (26) dışarı çıkmasını bekledi. Bu sırada ocağın olduğu bölüme gelen şüpheli bir saniye içerisinde tezgahta bulunan 7 bin lira değerindeki cep telefonun alıp cebine koydu. Şüpheli daha sonra çantasını da alıp hızla işyerinden uzaklaştı. Bu anlar işyerinin güvenlik kameraları tarafından saniye saniye görüntülendi. Feyyaz Barıştıran\'ın şikayetçi oması üzerine polis, şüpheliyi yakalama için çalışma başlattı.
Görüntü Dökümü
------------------------
- Şüphelinin ocağı yaklaşması
- Telefonu alıp uzaklaşması
Haber: Tolga YANIK, KONYA (DHA)
===============================
6)EVLERİ YANAN AİLE PREFABRİKTE YAŞAM SAVAŞI VERİYOR
SİVAS merkeze bağlı Eskiboğazkesen köyü, Dayı Deresi mezrasında çıkan yangında evleri, ahırları ve samanlığı tamamen kül olan 10 kişilik Süer ailesi, Valilik tarafından verilen prefabrikte yaşamlarını sürdürüyor. Isıtma sistemi olmayan evde kalan aile yaklaşın kışı nasıl geçireceklerini kara kara düşünüyor.
Sivas\'a yaklaşık 25 kilometre mesafede bulunan Dayı Deresi mezrasında 23 Temmuz günü öğlen saatlerinde neden kaynaklandığı bulunamayan bir yangın çıktı. Yangında Süer ailesine ait ev, 4 ağıl, ahır, 2 samanlık tamamen kül oldu. Süer ailesinin talebi üzerine Sivas Valiliği içerisinde bir oda ve bir mutfak bulunan 2 adet prefabrik ev gönderdi. İçerisinde elektrik, su, ısıtma sistemi bulunmayan prefabrik evlerde yazı geçiren 4\'ü çocuk 10 kişilik Süer ailesi, kış aylarının yaklaşması nedeni ile endişe yaşıyor.
Çiftçilikle uğraşan evli 4 çocuk babası Adem Süer (30), yangın günü kendisinin hayvanları otlatmaya götürdüğünü, babası Selahattin\'in de Sivas kent merkezinde olduğunu söyledi. Süer \"Yangının hangi sebeple çıktığını bilmiyoruz. Yangında yerleşim yerimizin 4\'te 3\'ü yandı. Evimiz, 4 tane ağıl, bir ahır, 2 tane samanlık, samanlığın içerisindeki hayvanlarımızın kışlık yiyecekleri yandı. Ahır yandığından dolayı duvarları hayvanların üzerine çöktü, 5-6 tane hayvanımız da telef oldu. Evimiz yandıktan 1 hafta sonra Sivas Valiliğine gittik. Valilik bize yangından 1 ay sonra prefabrikleri geçici olarak gönderdi. Şu anda bunlarda ikamet ediyoruz. Burada 10 kişi hayatımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Prefabrik evde annem, babam, 2 kardeşim, eşim, 4 çocuğum ve ben kalıyoruz\" dedi.
\'GECELERİ SOĞUK OLUYOR\'
Yanan evlerinin çok büyük olduğunu ve 10 kişi yaşadıklarını ancak 1+1 prefabriklerde yaşamanın çok zor olduğunu belirten Süer \"Prefabrikler 2 adet elektrik, su şu an için bağlanmadı. Yerleşim yerimizin alt yapısı, borular falan tamamen iptal oldu. Şu anda durumumuz bu şekilde. İçerisinde bir mutfak, bir oda var. Yanan evimiz 20 kişilik bir evdi. 20 kişilik bir evden çıkıp da bunlarda yaşamak çok zor. Kış geliyor şuan için ısıtması yok. Bunlar yazlık amaçlı kullanılan prefabrikler, kış için yapılmamış. Bugün itibari ile geceleri çok soğuk oluyor\" dedi.
\'CUMHURBAŞKANIMIZDAN YARDIM İSTİYORUZ\'
Yangın sonrası zararlarının yaklaşık olarak 350 bin lira olduğunu ifade eden Süer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan\'dan yardım beklediklerini ifade ederek, \"Yangından sonra usta getirdim yangın maliyetini çıkarmak için yaklaşık 350 bin lira zararımızın olduğunu söyledi. Hayvanlarımız sigortalıydı, evimizin sigortası yoktu. Hayvanlarımızın da parasını henüz alamadık. Devletimizden yardım bekliyoruz. Maddi ve manevi yardım bekliyoruz. Hayvanlarımız barınakları yandığı için dışarıda kalıyorlar. Hayvanlarımızın kışlık yiyecekleri yangında kül oldu. Şu an komple çökmüş durumdayız. Özellikle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan\'dan ve yardımseverlerden yardım bekliyoruz\" ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü
------------------------
-Köyden görüntüler
-Ailenin yanan binalarının görüntüleri
-Tahsis edilen prefabdrik evlerin görüntüsü
-Adem Süer\'in konuşmaları
-Detaylar
Haber-Kamera: İrfan ÖZŞEKER/SİVAS, (DHA)
(530 mb)
======================================
7)KANGAL KÖPEKLERİ ÖZEL İZİNLE İTALYA\'YA GÖNDERİLEBİLİR
DÜNYACA ünlü Sivas Kangal köpeklerinin, İtalya\'nın Toskana bölgesinde son aylarda yaşanan kurt saldırılarının ardından yerel belediye meclisinde görüşülmesi memnunlukla karşılandı. Kangal üreticisi Hüseyin Yıldız, \"Bu köpeklerin yurt dışına çıkması yasak. Sadece Tarım Bakanlığı iznine tabi. Bu izin verilirse köpeklerimizin İtalya\'ya gitmesinden gurur duyarız\" dedi.
İtalya\'nın Siena kenti yakınlarındaki bir çiftliğe kurtların saldırması ve sürüyü telef etmesi üzerine, yerel belediye meclisinde Kangal köpekleri gündeme geldi. Hızı, sürüyü koruma içgüdüsü, gücü, doğada yaşama kabiliyeti ve kurtları boğmasıyla bilinen Kangal köpeklerinin Sivas\'taki en önemli üreticisi konumunda bulunan ve yaklaşık 2 bin metre yükseklikteki Meraküm Tepesi üzerinde kurulan, İç Anadolu Seçkin Irk Kangal Köpeği Eğitim ve Üretim Merkezi\'nin işletmecisi ve Kangal köpeği uzmanı Hüseyin Yıldız, İtalya\'nın yerinde bir karar verdiğini ve kurtlarla başa çıkacak tek köpeğin Kangal köpeği olduğunu söyledi. Kangal köpeklerinin dünyadaki öneminin git gide arttığını ifade eden Yıldız, bu hayvanların profesyonel bir koruma köpeği olduğunu ifade etti. Doğadaki en iyi koruma köpeğinin Kangal köpeği olduğuna vurgu yapan Yıldız \"Kangal köpeği profesyonel bir koruma köpeğidir. Sürüyü ondan daha kaynağında, zemininde koruyabilecek literatürde ikinci bir çoban köpeği ırkı yoktur. Kangal köpeği bugün diğer çoban köpekleri ırklarından farklılığını Avrupa\'da da ortaya koydu. Çünkü ne kadar diğer sürü köpekleri sürüleri korusalar da güçlerinin yetmediği bir nokta var. O nokta da kurda karşı koyamayacaklarını her yerde gösteriyorlar. Kangal köpeği bu konuda profesyoneldir. Koruma alanında güçlüdür, inanılmaz zekidir, telefçi kurda karşı son derece caydırıcı, stratejik bir avcıyı, öldürmek için programlanmış bir avcıyı yok edecek güce sahiptir. Bugün, zekasıyla, gücüyle, yapısıyla, karakteristik özelliğiyle malına sahip çıkmakla bilinen bizim doğal bir seleksiyonumuzdur. Dağdaki kurtla Kangal köpeğinin arasında hiçbir fark yoktur. Onlar da bir doğal ırktır, bunlarda doğal bir ırktır. İki profesyonelin karşılaşmasıyla neticelenen ölümcül sonuçlar vardır. Neticede Kangal köpeği kadar güçlü bir koruma çoban köpeği bulamazsınız\" dedi.
\'CANI PAHASINA SÜRÜYÜ KORUR\'
Kangal köpeklerinin canı pahasına sürüyü koruduğunu ve sürünün telef olmasına asla izin vermeyeceğini belirten Yıldız \"Bugün sürü alanında kimsenin baş edemeyeceği bir kurtla karşı karşıya gelmek çiftçi için en zor, en kritik durumdur ama kangal köpeğine 200 tane sürüyü teslim edip rahatlıkla gidebilirsiniz. Gece çoban ne kadar görebilir, bilebilir, sürünün karşılaştığı tehlikeye karşı koyamaz ama Kangal gece bir radardır, duyarlılığıyla, iç güdüsüyle, hesaplarıyla ve kendi aralarındaki o doğal oluşumlarıyla karşı karşıya geldiği bir kurdu yaklaştırmaz, canı pahasına sürüyü korur ve sürünün telef olmasına izin vermez\" ifadelerini kullandı.
\'KANADA\'DA KULLANDI\'
Kangal köpeklerinin dünyanın bir çok bölgesinde sürü koruma köpeği olarak görev yaptığını, bir dönem Kanada\'ya gönderilen köpeklerin kurtlarla başa çıktığını ifade eden Yıldız \"Sadece İtalya\'da değil, Kanada\'da Tarım Bakanlığı bir dönem ortak çalışma yürüttü. Bu çalışmanın neticesinde bizim Kangallarımızı Kanada\'nın yükseklerde gelen timberwolflarına karşı kullandı ve bu konuda çok önemli bir sonuca vardı. Bugün İtalya\'da aynı sorunlar başladı, meclis gündeme getirdi ve bizim Kangallarımızın Dünyada ne kadar önemli olduğunu Avrupalılar da biliyor, batılılar da, Amerikalılar da, Orta Asyalılar da. Kangal köpeği yaratılış itibari ile kurtla eşdeğerdir ama onun evcilidir. Koyununu korumakla mükellef olan bir Kangalın, dışarıdan inatla yiyip de hayatını idame ettirecek aç kurtla bir mücadele formatı var. Bununla da başarıyı sadece bizim Sivas Kangallarımızda görürsünüz. Başka köpeklerde bu başarıyı sağlamak mümkün değildir. Çünkü ortak yaratılış özellikleri vardır. Onun için de her zaman evden beslenen, iyi halde olan, koruma yapacak Kangal köpeğinin kriterleri çok yüksektir\" diye konuştu.
\'TARIM BAKANLIĞININ ÖZEL İZNİ GEREKİYOR\'
Kangal köpeklerinin yurt dışına çıkarılmasının yasak olduğunu, Tarım Bakanlığının özel iznine tabi olduğunu ifade eden Yıldız şöyle konuştu:
\"Tarım Bakanlığımız Kangalların yurt dışına kesin çıkış yasağı koymuştur. Tarım Bakanlığımız özel izin verirse, ülkeler arasında bu anlaşma sağlanırsa Kangal köpeğimiz oraya rahatlıkla götürülebilir. Ben inanıyorum ki iki taraf anlaşma sonucunda böyle bir neticeye varılır ve bizim Kangal köpeklerimiz oraya gider. Ülkemiz bu konuda en doğru kararı verecektir. Bir kere tercih edilmesi, ön planda tutulması ve mecliste bu konunun konuşulması bizim için, benim için, Türkiye\'miz için gurur kaynağıdır ve bu milli değerin mutlaka diğer uluslararası memleketlere gitmesinden hiç rahatsız olmam, huzur bulurum. Köpeklerimizin oradaki görevini en iyi şekilde icra edeceğini bildiğim için gururla gitmesini isterim. Sürat, koruma, güç, dinamizm, doğada yaşama kabiliyeti ve kurdu boğacak, yakalayacak en büyük niteliklere, güce sahip olduğu için İtalyanların tercihi bundan dolayıdır.\"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-----------------
-Kangal üretim merkezinden görüntüler
-Köpeklerin görüntüsü
-Yetiştirici Hüseyin Yıldız\'ın açıklamaları
Haber-Kamera: İrfan ÖZŞEKER/SİVAS, (DHA)
(590 mb)
======================================
© Tüm hakları saklıdır.