29 Ağustos 2018 16:10
Kilise duvarına Selçuklu Sultanı tasvir edilmiş
\'KAPADOKYA\'ya açılan kapı\' olarak nitelendirilen Aksaray\'da, Ihlara Vadisi\'ndeki Kırkdamaltı Kilisesi\'nin duvarına tasvir edilen Selçuklu Sultanı 2\'nci Mesud\'un sarıklı ve kaftanlı resmi ilgi çekiyor. Kilise duvarında Sultan Mesud, \'Yüceler yücesi\' sözleriyle övülüyor. Sultan Mesud\'un resminin kiliseye resmedilmesinin, o dönem Roma İmparatorluğu\'nun baskılarından kaçıp, Kapadokya bölgesine yerleşen Hristiyanlara sahip çıkmasından kaynaklandığı üzerinde duruluyor.
Kapadokya\'nın başlangıcı olarak görülen Ihlara Vadisi, Anadolu’daki Hristiyanlığın ilk izlerini de barındırıyor. Belisırma köyü kıyısındaki vadide, 100\'den fazla oyma kilise bulunuyor. Bu kiliselerden en önemlisi ise Kırkdamaltı Kilisesi (Saint Georgios) olarak belirtiliyor. İçindeki kitabelere göre kilisenin, 1283- 1295 yıllarında inşa edildiği kaydediliyor. O dönemde Roma İmparatorluğu’nun baskılarından kaçıp, Selçuklu Devleti himayesindeki Kapadokya bölgesine yerleşen Hristiyanların varlıklarını burada sürdürdüğü belirtiliyor. Hristiyanlar, inşa ettikleri Kırkdamaltı Kilisesi’ndeki kitabelerde, dönemin Selçuklu Sultanı 2’nci Mesud’a da övgülerle yer veriyor. Kilisenin duvarında bulunan bölgenin yönetici konumundaki Amirarzes Basileios ve eşi Tamara ile yanlarında Müslüman sarığı ve kaftanıyla resmedilen kişinin, Hristiyanlara sahip çıkan Sultan 2’nci Mesud olduğu düşünülüyor.
\'AHDE VEFA GÖSTERMİŞLER\'
Ihlara Vadisi\'nin farklı inanca sahip milletlerin bir arada yaşadığı ortam olduğunu belirten Aksaray Belediyesi Kültür Dairesi Azmi Milli Müzesi Müdürü Mustafa Fırat Gül, \"Ihlara Vadisi, bozkırın ortasında sadece cennetten bir parça değildir. Ihlara Vadisi\'nin bir özelliği de farklı inançlara gösterilen müsamahadır. Birden fazla inanca sahip milletin, aynı anda yaşadığını görebiliyoruz. Kırkdamaltı Kilisesi’nin farklı bir özelliği var. Dünyada alışkın olmadığımız bir sahne var. Egemen olan bir devletin, başka inanca olan saygısını ve hoşgörüsünü görüyoruz. 13’üncü yüzyılın sonlarında Selçuklu Sultanı 2’nci Mesud’un burada yaşayan gayrimüslimlere Roma’nın zulmünden kaçan özellikle Ortodoks Hristiyanlara, dönemin Katolikleri müsaade etmezken, Haçlı Seferleri düzenleyip en önemli kiliseleri Ayasofya’yı yağmalarken, burada tam tersi bir durum vardı. Selçuklu Türkleri farklı inanca tahammül ettikleri gibi mabetlerini yapmalarına da müsaade ettiler. Onun için de gayrimüslimler ahde vefa göstererek, Sultan Kılıçarslan’a ve onun yöneticisine saygı göstererek, onların kıyafetini resmederek, aynı havariler gibi kiliselerin duvarına işlemişlerdir. 700 yıldır burada ziyaretçilerini karşılayan bu sahneyi herkesin görmesini isteriz\" diye konuştu.
700 YILLIK KİLİSE DUVARI TAHRİP EDİLMİŞ
Tarihi oyma kilisenin duvarlarının kimliği belirsiz kişiler tarafından tahrip edildiğini de dile getiren Mustafa Fırat Gül, \"Doğanın tahribatı yüzde 1 iken, insanlarımız ciddi zararlar vermişler. Resimlerin üzerlerine yazılar yazıp, tasvir edilen kişilerin yüzlerini kazımışlar. Bu tarihi eserlere sahip çıkalım. Bunlar Anadolu\'nun öz kültürüdür, bunlar bizim birer parçamızdır\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------------
-Kilisenin içinden görüntüler
-Ihlara Vadisi drone görüntüleri
-Mustafa Fırat Gül ropörtaj
-Kilise duvarından detaylar
Haber-Kamera:Hasan DÖNMEZ/AKSARAY,(DHA)
========================
SOMA FACİASI DAVASINDA GEREKÇELİ KARAR AÇIKLANDI
MANİSA\'nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 5\'i tutuklu, 51 sanıklı davada cezaları içeren kısa kararını daha önce açıklayan mahkeme, gerekçeli kararını da hazırladı. 5 bin 820 sayfadan oluşan kararda \"Şirketin yönetim kurulu Başkanı Can Gürkan\'ın, ocaktaki yangınlardan ve yapısal eksikliklerinden en baştan itibaren haberdar olduğu hususu mahkememiz tarafından kabul edilmiştir. İddianameye konu olayın en önemli ve temel nedenleri, yönetim anlayış ve uygulamalarından kaynaklanan yapısal nitelikte nedenlerdir\" denildi.
Soma\'da 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen faciada, 301 madencinin yaşamını yitirmesinin ardından başlatılan adli soruşturmada, haklarında, \'Olası kastla öldürme\', \'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma\', \'Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama\' suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle haklarında dava açılan toplam 51 sanık, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi\'nde yargılandı. 11 Temmuz\'da mahkeme heyeti, kısa kararını açıkladı. Mahkeme Başkanı Salih Pehlivanoğlu\'nun açıkladığı karara göre, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan 15 yıl, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru 22 yıl 6 ay, maden mühendisi ve İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı 22 yıl 6 ay, İşletme Müdürü Akın Çelik 18 yıl 9 ay, maden mühendisi Ertan Ersoy 18 yıl 9 ay hapis cezası aldı. Mahkeme ayrıca Can Gürkan\'ı 3 yıl süreyle maden faaliyetlerinde bulunmaktan men etti. Davada, tutuksuz yargılanan sanıklardan emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik\'e 11 yıl 8 ay, maden mühendisleri Yasin Kurnaz ve Hilmi Kazık\'a 10 yıl 10\'ar ay, Yönetim Kurulu Üyesi Haluk Sevinç, çalışanlardan Hilmi Karakoç, Mehmet Eres, Hüseyin Alkan, Fuat Ünal Aydın\'a 8 yıl 4\'er ay ve Murat Bodur\'a 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Aralarında şirketin patronu Alp Gürkan\'ın da bulunduğu 37 kişi de beraat etti.
GEREKÇELİ KARAR 5 BİN 820 SAYFA
Mahkeme heyeti, yaklaşık 1,5 aylık aradan sonra gerekçeli kararı da yazdı. Sanıkların savunmalarından mağdur ailelerin anlatımlarına, yaralı kurtulanların tanıklıklarından sanıklara yönelik değerlendirmelere kadar pek çok konuya yer verilen gerekçeli karar, toplam 5 bin 820 sayfa tuttu.
FACİA BİR ANLIKI OLAY DEĞİL
Mahkeme heyeti, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve davanın bir numaralı sanığı Can Gürkan\'a ait bölümdeki değerlendirmelerinde çarpıcı tespitlere yer verdi. Gerekçeli kararda, şu ifadelere yer verildi:
\"Can Gürkan\'ın Eynez ocağındaki yangınlardan ve ocağın yapısal eksikliklerinden, ocağın devir alındığı tarihten, yani en baştan itibaren şirketin yönetimi kurulu başkanı olan sanığın, haberdar olduğu hususu mahkememiz tarafından kabul edilmiştir\" denildi. Olaya dair değerlendirmelerini sürdüren mahkeme heyeti, \"İddianameye konu olayın en önemli ve temel nedenleri, yönetim anlayış ve uygulamalarından kaynaklanan yapısal nitelikte nedenlerdir. Olay, bir anlık hatalı uygulama, bir işçinin yanlış bir davranışına münhasıran bir vardiyaya tesadüf eden bir icrai hareket gibi anlık kusurlu bir harekete dayanmamaktadır. İddianameye konu olan olayın meydana gelmesinin somut olay üzerinden örneklemek gerekir ise yıllık 1,5 milyon ton kömür üretimine göre planlanmış ocak altyapısına rağmen, Haziran 2011 tarihli ek uygulama revize projesiyle projelendirilen S panolarına yönelik ikinci hava yolu paralele havalandırma yolunun uygulamaya geçirilmeyip, mevcut öngörülen riskli durum ile üretime devam etme ve yıllık 3,5 milyon ton olmak üzere uzun zamana yayılan hareketlerin birikimi olmuştur. Özellikle meydana gelen yangının zararlı etkilerini arttırıcı nitelikteki havalandırma sorununun uzun yıllar şirket yönetim kurulu üyeliği yapıp, kaza tarihinde ise şirket yönetim kurulu başkanı sıfatına haiz sanık Can Gürkan tarafından oluşturulan mekanizasyona bağlı hızlı üretim artışı temelli üretim anlayış ve yaklaşımı doğrultusunda bu yönü ile karar alma yetkisi kapsamında işletme organizasyonunu aşan yapısal nitelikte bir kusur ve problem olduğu açıktır. Gerçekten, işletilen ocak yüksek risk içermekte olup, bu risklerle yukarıda belirtildiği üzere yüklenici şirket yönetim kurulu başkanı tarafından bizzat bilinmektedir.\"
Taylan YILDIRIM/İZMİR, (DHA)
=======================================================
878 GÜNDÜR KAYIP YASİN\'İ ÖZEL EKİP DE BULAMADI
KONYA\'nın Akören ilçesinde, yaklaşık 2 yıl önce, 6 yaşındayken evlerinin önünde oynadığı sırada kaybolan Yasin Şahin\'i Ankara\'dan gelen polis ve askerlerden oluşan özel ekip de bulamadı. 878 gündür kayıp çocuğun babası Yavuz Şahin, \"Özel ekip bizimle görüştü. Oğlumuzdan halen haber yok\" dedi.
Akören\'e bağlı, daha önce köy statüsünde olan Belkuyu Mahallesi\'nde yaşayan Ümmü- Yavuz Şahin (38) çiftinin 5 çocuğundan Yasin, 4 Nisan 2016 tarihinde, Belkuyu Anaokulu\'ndan döndükten sonra evlerinin önünde oynarken kayboldu. Yasin\'in bulunması için aynı gün jandarma, AFAD ve köylüler tarafından arama çalışması başlatıldı. Evin çevresi, su kuyuları, foseptikler, sarnıçlar, mağaralar aranırken, ağaç ve çalılık dipleri kontrol edildi. Çalışmalarda askeri helikopter ve AFAD\'ın insansız hava aracı da kullanıldı. Mahalle yakınındaki Çarşamba Çayı ve aktığı Apa Gölü girişinde, Mersin\'den gelen dalgıç polisler tarafından sonar cihazlarıyla arama yapıldı. 80 kilometrelik alanda yapılan arama çalışmalarından sonuç alınamadı. Çalışmalar, kaymakamlık tarafından 24 günün ardından sonlandırıldı.
İçişleri Bakanlığı\'nca kayıp çocukların bulunması için Ankara\'dan görevlendirilen polis ve askerlerden oluşan özel ekip, Konya\'ya gelerek, çalışmaya başladı. Dosyayı yeniden açan özel ekip, emniyet ve jandarma yetkilileriyle görüşerek, daha önce yapılan çalışmalarla ilgili bilgi aldı. Ekip, aile ve mahalleli ile de görüştü.
Oğlunun 878 gündür kayıp olduğunu belirten Yavuz Şahin, \"İçişleri Bakanı\'mızın talimatı ile görevlendirilen özel ekip, bir süre mahalleye gelip, bizlerle görüştü. Bizden olayla ilgili bilgi aldılar. Daha sonra mahalleli ile görüştüler; ancak onlar da bir sonuç elde edemedi. Oğlumuzdan halen bir haber yok\" dedi.
ARŞİV GÖRÜNTÜLER
Tolga YANIK/KONYA, (DHA) -
=========================================
HER ELEKTRİK KESİLDİĞİNDE HAYATI TEHLİKEYE GİREN CELAL\'İN TEK İHTİYACI BİR JENERATÖR
ZONGULDAK\'ta 2 yıl önce akciğer enfeksiyonu geçiren ve elektrikle çalışan solunum cihazına bağlı yaşayan Celal Balta\'nın (11), oturduğu mahallede elektriklerin sıklıkla kesilmesi nedeniyle sağlığı tehlikeye giriyor. Her elektrik kesildiğinde oğlunun ölümle burun buruna geldiğini ifade eden anne Gül Arslan, jeneratör desteği bekliyor.
Tepebaşı Mahallesi Değirmenbaşı Sokak\'ta oturan eşinden boşanan Gül Aslan\'ın oğlu Celal Balta, doğuştan belden aşağısı felçli olarak dünyaya geldi. Celal Balta, 2 yıl önce de akciğer enfeksiyonu nedeniyle yatağa bağımlı yaşamaya başladı. Celal Balta, boğazına takılan makineye bağlı solunum borusuyla nefes alıyor. Hayatını oğlunun yaşamasına adayan anne Gül Arslan, oğlunun bakımını ve tüm ihtiyaçlarını büyük bir özveriyle karşılıyor. Ailesinin evinde kalan Gül Arslan, oturdukları mahallede sık sık elektrik kesintileri olması nedeniyle oğlunun hayatının tehlikeye girdiğini söyledi. Elektrik kesildiğinde oğlunun açık yara hastası olduğu için enfeksiyon riski nedeniyle hastaneye de gidemediğini ifade eden Gül Arslan, \"Celal\'in hayatta kalması için gerekli olan en önemli şeyin elektrik. Oğlum her elektrik kesildiğinde sıkıntı yaşıyor. Elektrik firması yetkililerine bunu belirttik. Orada evraklarımız da var. Ben bir yardım istemiyorum. Ben firma yetkililerinden sadece elektrikler kesildiğinde bana güç kaynağı yardımında bulunmalarını istiyorum. Cumhurbaşkanımızdan da bu konuda yardım istiyorum. Ben artık yoruldum. Elektrikler olmadığında cihazlar çalışmıyor, çocuğumun boğazına bir balgam kaçsa artık öldü demektir. Elektrik kesintisi yaşandığında firmayı arıyorum, durumumu anlatıyorum. Size ambulans göndereyim diyor. Ambulansı aramasını ben de biliyorum. Ancak, çocuğum açık yara hastası olduğu için enfeksiyon riski yüksek. Bunu doktorları biliyor. En uygun bakımı evde hijyenik ortamda bakımıdır.\" dedi.
Dün saat 12.00\'da kesilen elektriğin akşam saat 21.00\'da geldiğini ve jeneratöre ihtiyaçları olduğunu belirten Gül Arslan, \"9 saattir elektrikler yok. Ödünç bir güç kaynağı buldum onunla çocuğumu yaşatıyorum. Bunu da geri vereceğim. Yenisini almamız gerek, ancak alacak gücümüz yok. Elektrikler olmazsa çocuğumun yaşama şansı çok az. Nefes alması için makineye bağlı olması lazım. Tek istediğim elektrikler kesildiğinde bizi 24 saat idare edecek bir güç kaynağının bize temin edilmesi.\" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-------------------------
-Celal\'den detaylar
-Elektriklerin olmadığı evden detaylar
-Anne ile röportaj
Süre: (5:23) Boyut: (622 MB)
Haber-Kamera: Cüneyt ÖZFİDAN-Aytaç ÖZTÜRK/ZONGULDAK,(DHA)
==================================================
DEVRİLEN KAMYONUN ŞOFÖRÜ YARALANDI
İZMİR\'in Torbalı ilçesinde, yağmurun kayganlaştırdığı yolda kontrolden çıkan kamyon iki otomobile çarparak refüje devrildi. O anlar güvenlik kameraları tarafından görüntülenirken, kamyon şoförü yaralandı.
Kaza, dün (salı) saat 18.00 sıralarında Ayrancılar Mahallesi, Türkmenköy Yokuşu, Egekent Kavşağı yakınlarında meydana geldi. Yönetimindeki 35 DVM 61 plakalı kamyonla İzmir\'den Aydın yönüne seyir halinde olan 28 yaşındaki Sami Taştutar, yokuş inerken, yağmurun kayganlaştırdığı yolda direksiyon hakimiyetini kaybetti. Savrulan kamyon seyir halindeki iki otomobile çarpıp, refüje devrildi. Kazada, kamyon şoförü Taştutar hafif yaralandı. Taştutar, olay yerinde 112 Acil Servis ambulansında ayakta tedavi edildi. Kamyonun çarptığı iki otomobilde ise küçük çapta maddi hasar meydana geldi. Kaza anının yakındaki bir işyerinin güvenlik kameraları tarafından görüntülendiği belirlendi. Polis, kazayla ilgili soruşturma başlattı.
Görüntü Dökümü
-------------------------
-Kaza anı güvenlik kamerası görüntüsü
(Haber: İbrahim DANIŞ / TORBALI (İzmir), (DHA)
======================================
Düğün magandalarına ceza yağdı
KONYA\'nın Karapınar ilçesindeki düğünde, etrafta koşturan çocuklara aldırış etmeden peş peşe ateş eden şüpheliler hakkında jandarma soruşturma başlattı. Jandarma, 7 kişiye 1046\'şar lira olmak üzere toplam 7 bin 322 lira idari para cezası yazdı. Kurusıkı olduğu belirlenen tabancalara ise el konuldu.
Karapınar ilçesine bağlı Hasanoba Mahallesi\'nde hafta sonu kaydedilen görüntülerde, düğün kutlamalarının ardından edilen dua sonrası, ellerine tabanca alan magandalar, düğün alanında bulunan çocuklara aldırış etmeden peş peşe tetiğe bastı. Sosyal medya da paylaşılan görüntülerin ardından hareket geçen jandarma ekipleri belirledikleri Özcan B. (42), Süleyman B. (45), Ercan B. (43), Veli Y. (37), Fikret U. (39), Osman B. (47), Mustafa A.\'ya (40), 1046\'şar lira olmak üzere toplam 7 bin 322 lira idari para cezası yazdı. 7 şüphelinin kullandığı belirlenen kurusıkı tabancalara ise el konuldu.
(Görüntü dökümü:
----------------------------------
-Magandaların ateş ederkenki görüntüsü
-Çocukların kaçışması
(KJ:Haber-Kamera:Mehmet IŞIK/KONYA,(DHA))
============================
Karadenizli balıkçılar \'Vira bismillah\' için gün sayıyor
SİNOP\'ta balıkçılar 1 Eylül\'de sona erecek av yasağı nedeniyle yeni sezon için hazırlıklarını tamamladı. Karadenizli balıkçılar denize açılmak için gün sayıyor.
Karadenizli balıkçılar, 1 Eylül’de sona erecek av yasağı için geri sayıma başladı. Sinoplu balıkçılar ağlarını onardı, teknelerinin bakımını tamamladı. 1 Eylül’de denize açılacak balıkçılar sezondan umutlu olduklarını ifade etti. Balıkçı Yahya Demirtaş, yeni av sezonu için tüm hazırlıkları tamamladıklarını söyleyerek \"Ağlarımızı onardık teknemizin bakımını yaptık. İşaretlere bakılırsa güzel palamut var. Fakat av verir mi? Vermez mi? Bakacağız. Yeni av sezonundan umutluyuz\" dedi. Balıkçı İlyas Tuzcu ise \"Ağlarımızı tamir ettik. 1 Eylül için beklemedeyiz. Tüm hazırlıklarımızı ona göre yaptık. 1 Eylül\'de nasip olursa denize açılacağız. Sezondan umutluyuz. Çinekop, istavrit, mezgit, palamut hepsinden var. Denize çıktığımızda belli olacak. Şimdilik öyle görünüyor ama inşallah olur. Umudumuz olmasından yana\" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
----------------------
-Palamut tezgahlarından detay
-Balıkçı teknelerinden drone görüntüsü
-Balıkçıların ağ tamir ederken detay
-Balıkçıların ağ tamir ederken drone görüntüsü
-Detaylar
-Röportajlar
(SÜRE:3:23 Dk) (BOYUT:375 MB)
Haber-Kamera:Esra AKSU/SİNOP, (DHA)
======================================
© Tüm hakları saklıdır.