Die Welt gazetesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın muhtemel Almanya ziyaretine şu satırları ayırmış:
"Bir Cumhuriyet kendini asıl zor ve acı verici durumlarda kanıtlar. Türkiye Cumhurbaşkanı ilk kez bu sıfatla Almanya'ya yapacağı ziyaretten muhtemelen zaten zor olan Almanlarla Türkler arasındaki ilişkileri daha da kötüleştirmek için yararlanmak isteyecektir. Devlet konuğu devletin konuğudur, yabancı bir ülkede kışkırtıcılık yapamaz. 1980'li yıllarda ABD Başkanları ziyarete geldiklerinde Almanya'da yer yerinden oynar, protestolar birbirini izlerdi. Barış canlısı sivil toplum bu geleneği yeniden canlandırıp, düzenlenen protestolarla Erdoğan'a otokrat liderlerin demokratik bir ülkeye gelmesini sakıncalı bulduğunu göstermelidir.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung ABD Başkanı Trump'un İran'a zirve buluşması önermesini şöyle yorumluyor:
"Hâlihazırda Trump metodu sanki karşı tarafa kendi ülkesinden daha fazla yarıyor gibi. Bunda Trump'ın bu gibi buluşmalara iyi hazırlanmadan ve ciddiye almadan katılmasının da payı olmalı. İran Cumhurbaşkanı ile buluşması da farklı olmayacaktır. İki devlet arasındaki aykırılıklar gösteriyi andıran bir randevuyla aşılamayacak kadar büyüktür. Hele nükleer anlaşmazlık, bölgenin nizamı ve İsrail gibi çetin cevizler söz konusu olunca. İran'ın nükleer programıyla ilgili anlaşmaya varılması yıllar sürdü. Trump'ın gereksiz yere anlaşmadan çekilmesi işi daha da zorlaştırıyor. Bu bakımdan dışişleri bakanının buluşma için sonradan ön şartlar öne sürmesine şaşmamak gerekir. Ancak çevresindekilere aldırış etmemenin de Trump metodu olduğu unutulmamalı.”
Neues Deutschland gazetesi Trump'ın önkoşulsuz buluşma önerisinin başlı başına kabul edilmesi mümkün olmayan bir önkoşul olduğunu yazıyor:
"Trump yıllarca süren pazarlığın ardından Washington'ın da imzasıyla kabul edilen nükleer anlaşmayı elini tersiyle ittikten sonra konuyu teknik bilgisi olmadan yapacağı birkaç saatlik görüşmeyle tatlıya bağlayabileceğini sanıyor. Washington iyi niyet jestinde bulunmadan İran'ın bu öneriyi ciddiye alması beklenemez. Önümüzdeki hafta yürürlüğe girmesi beklenen İran'ın enerji ve finans sektörüyle ilgili yaptırımlar kaldırılarak iyi niyet gösterilebilirdi. Ama bu jest söz konusu bile edilmedi.”
Neue Osnabrücker Zeitung'un konuyla ilgili yorumu ise özetle şöyle:
"Trump Mollallar rejiminin bölgedeki nüfuzunu sadık müttefikleri Suudi Arabistan ve İsrail lehine değiştirebilmek için Tahran yönetimini istikrarsızlaştırmaya çalışıyor. İran ekonomik bakımdan çok zor durumda. ABD nükleer anlaşmadan çekilmekle ve ek yaptırımlar kararlaştırmakla İran'ın ekonomik sıkıntılarına tuz biber ekti. İran ABD'yi zor durumdayken yardım elini uzatan değil, rejim değişikliği umuduyla sıkıntı yaratan taraf sayıyor. Trump bütün dünyada huzursuzluk sembolü olarak görülüyor. Şimdiye kadar dünyaya bunun aksini ispat edecek herhangi bir başarısı olmadı. İran politikasında da olmayacak.”
DW, dpa, afp/AG, BÖ
© Deutsche Welle Türkçe