07 Nisan 2025

Dördüncü ve son evre!

Ne kemoterapi ne de radyoterapi, bunun yanında ‘akıllı ilaç’ da işe yaramaz!

Yakın zamanda yaşanmış gerçek hikaye; kanserin 4’üncü ve son evresindeki iki yakın arkadaş taksiye biniyor. Çağın vebası yüzlerinin gözlerindeki ışığı almış ama her ikisi de yaşamla barışık. Taksici soruyor, “Abi nereye?” İçlerinden birisi yanıt veriyor, “Zincirlikuyu.” Taksici yanıtı alınca arkaya dönüp yolcularına bakma gereği duyuyor, 70’lerine gelmiş ‘soluk benizli’, hastalıkları belirgin iyi giyimli iki uygar insan. ‘Fırlama’ taksi sürücüsü yapıştırmış cümleyi, “Abi önce bir yıkamaya gitseydik.” Taksinin içinde bir kahkaha tufanı kopuyor. Beşiktaş’ın durumuyla bağdaştırdım bu trajikomik anekdotu. Bir fark; futbolcular kendileriyle de takım arkadaşlarıyla da barışık değiller…

Kasımpaşa başlama düdüğü ile oyunun hakimiyetini ele geçiren taraf oldu. Hem savunmada, hem orta alanda, hem de Mamadou Fall’ın üstün gayretiyle ileride. Yansız aktarımla Beşiktaş’ın kanıksanan ‘kabız’ futboluyla rakibi Kasımpaşa’dan iyi olma olanağı zaten yoktu. Mortadha Ben Ouanes takımını öne geçiren golü attı, sonrasında Emirhan Topçu sakatlandı, yerini de kupa maçında kırmızı kart görüp penaltıya neden olan Tayyip Talha Sanuç aldı. Lakin Beşiktaş’ın oyunu ‘sıradanı’ dahi olamadı. Derken Tayyip yaptığı sert hareket sonrası bu maçta da ‘kırmızı kartı’ gördü ve takımın sahada yine eksik bıraktı…

Tam o sırada da yaşamını Selanik’te sürdüren can dostum gazeteci Ragıp Duran’dan WhatsApp mesajı geldi; “Tayyip Talha'ya kırmızı kart üzdü beni. Bir başka Tayyip'e çıksaydı milletçe sevinirdik.” Güler misin, ağlar mısın? Yazamadım Ragıp Duran’a uzun uzun ama buradan yazayım fırsatını bulmuşken! Üzülecek bir şey yok. Ne Tayyip Talha, ne Mustafa Hekimoğlu, ne Salih Uçan, ne Emirhan Topçu Beşiktaş’ta forma giyme becerisine sahip oyuncular değil. Üstüne üstlük takımın değişmezi Gedson Fernandes dahi Beşiktaş’ı yaptığı rekor top kayıplarıyla aşağıyı çekmekte. Diğerleri hakkında da yazsam çok uzun olacak. Ancak şunu özenle belirtmem gerekli, kötü oynayan, ki nerede ise tüm futbolcular Beşiktaş’ın en iyisi Rafa Silva’nın performansına sekte vurmakta.

Maçın bir de ‘ilginç’ ikinci bölümü vardı. Sahada bir eksikle mücadele eden Beşiktaş ilk yarıya oranla çok daha pozitif, çok daha etkili oynamaya başladı hatta zaman zaman gol pozisyonlarına da girdi. Bu nasıl oldu? Burada da teknik ekibin mevcut kadroyla sahadaki oyun sistemini sorgulamak gerekiyor. Acaba, bir süre için 3-5-2 mi yoksa 3-4-2-1 mü olmalı? Beşiktaş’ı ve oyuncularını çözmek giderek zorlaşıyor hatta ‘muamma’ olup çıkıyor…

Takım oyunu futbolda ‘kötü’ günündeki futbolcunun ‘vasat’ performansı 10 kişi içinde çok sırıtmaz. Beşiktaş’ta ise bunun tam tersi yaşanıyor. Takım genelde o kadar kötü ki iyi oynayan tek eleman hızla bozulmaya başlıyor. Savunma sürekli açık veriyor, orta alan top üstüne top kaybediyor, ileri uçta ne olduğunu ise kimse adlandıramıyor. Beşiktaş’ın son dakikada bulduğu penaltı golüyle bir puan alması mucize oldu. Kasımpaşalı futbolcular biraz becerikli ve ciddi olsalardı Beşiktaş’ı 4-0 yenmeleri içten bile değildi…

Şimdi birileri çıkıp yine teknik direktör Ole Gunnar Solskjaer’i eleştirecek; o oynatılır mıydı, ona forma verilmiydi vs... Bu takımı Norveçli teknik adam oluşturmadı, o yapılan hataları en alt seviyeye çekmek ve adım adım başarıyı yakalama koşuluyla geldi. Eminim içinden ‘hay buraya gelenin…’ diyordur. Ole Gunnar Solskjaer değil Alex Ferguson gelse bir şey yapamaz. Eldeki kadro yetersiz ama çok daha önemlisi isteksiz.

Bu arada sevgili Yalçın Doğan’dan “Asena ne olacak bu takımın hali?” mesajını da yanıt veremedim. Yalçın abi, bu sorunun yanıtını kimsenin verebileceğini sanmıyorum ama şurası açık; Beşiktaş 4’üncü ve son evrede. Ne kemoterapi ne de radyoterapi, bunun yanında ‘akıllı ilaç’ da işe yaramaz!

 

Yazarın Diğer Yazıları

Türk kafası!

Gabriel Armando de Abreu’yu yedek kulübesinde oturtup yerine Tayyip Talha Sanuç’u oynatırsan olacağı buydu

‘Yabancı savcı istiyoruz!’

Bana gecenin en büyük hayal kırıklığını yaşatan ‘yaratıcı’ Beşiktaş tribünleri oldu. Onlara da tek notum var; ‘korkunun ecele faydası yok!’  

Doluya koydum almadı boşa koydum dolmadı

Konya’daki tarihi yenilginin ardından oyuncu seçimleri nedeniyle Beşiktaş Teknik Direktörü Ole Gunnar Solskjaer’i yermeyeceğim gibi art arda yitirilen puanlar nedeniyle de Başkan Serdal Adalı’yı eleştirmeyeceğim, boşuna beklemeyin!

"
"