Green Book-Yeşil Kitap
2018 yılı yapımı Green Book filmini hatırlarsınız. Amerika'nın gerçek, derin güneyli bölgelerinde siyahi caz piyanist Don Shirley ile ona şoförlük ve koruma hizmeti veren İtalyan asıllı Amerikalı "Tony Lip" Vallelonga'nın 1962 yılında yaşadıkları gerçek hikayeyi anlatan nefis bir filmdir. Filmin yönetmeni Peter Farrelly, senaryoyu, Hayes Currie ve Vallelonga'nın oğlu Nick Vallelonga ile birlikte yazar. Yaklaşık iki ay süren bir konser turnesini anlatan hikaye, Tony Lip ve Don Shirley ile yapılan mülakatlar ve Tony'nin eşine seyahati sırasında gönderdiği mektuplar üzerinden yazılır.
Victor Hugo Green tarafından "The Negro Motorist Green Book" başlığıyla Amerikalı siyahlara güney eyaletleri için güvenli seyahat rehberi olarak yazılan kitap, filmin ismi için ilham kaynağı olur. İç savaştan 100 yıl geçmesine rağmen Amerikalı siyahlar o yıllarda, belirli güney eyaletlerinde neredeyse hiçbir yerde beyazlarla aynı otellerde kalamazlar, aynı ortamda yemek yiyemezler. Onların kalacakları otel ve restoranlar Green Book'ta yazılıdır. Harlem'de yaşayan ve New Jersey Hackenack'te posta taşıyıcısı olarak çalışan Green, bu kitap projesi üzerinde 1936-1966 yılları arasında tam otuz yıl çalışır, siyahi Amerikalılar için sorunsuz bir seyahat rehberi hazırlar.
İlk kez 11 Eylül 2018 tarihinde Toronto Uluslararası Film Festivalinde gösterime giren Green Book filmi, buradan "People's Choice Award-Halkın Tercihi Ödülüyle" ayrılır. 91nci Akademi ödülleri töreninde ise "En iyi görüntü", "En iyi Orijinal Konu" ve "En iyi Yardımcı Oyuncu" ödüllerini toplar.
1960'ların ardından neredeyse 60 yıl geçmesine rağmen, 46 yaşındaki siyahi Amerikalı George Floyd'un Minneapolis'te bir polis tarafından hazin bir şekilde öldürülmesi ertesinde yaşanan olaylar, sanki her şeyin uzun süre bir soğutucuda sımsıkı saklandıktan sonra aniden ortaya çıktığı görüntüsünü vermekte. Öğrenci olarak 2 yıl yaşadığım gerçek güneyli Eyaletlerden Tennessee'deki Nashville şehrinde, 1985 yılında siyah-beyaz evli çiftlerin okul yurdu dışında yaşamaya cesaret edemediklerini hatırlıyorum. O zamanlarda bile, güney eyaletlerinde ayrımcılığın en güzel örneği, sadece siyahların gittiği Üniversitelerin olmasıydı.
1960'lı yıllarında Başkan Kennedy ve kardeşi Adalet Bakanı Robert F. Kennedy'nin Federal yönetim olarak müdahaleleriyle yumuşatılmaya çalışılan siyah-beyaz gerginliği 1980'li yıllarda bile derin güney eyaletleri başta olmak üzere Amerikan toplumuna, özellikle siyahi Amerikalılara kendisini hala hissettiriyordu.
Filmi seyredenler hatırlarlar. Don Shirley, şoförü ve koruması Tony ile birlikte iki ay süren turnesinde, kendisini hayranlıkla izleyen beyazların kullandığı tuvalete girerken engellenir, bahçedeki ağaçlara yönlendirilir. Mağazalarda elbise denemesine ve onur konuğu olarak konser verdiği salonlarda beyazlarla birlikte yemek yemesine asla izin verilmez. Sonunda şoförünün polisle olan bir tartışması sonucunda, hiçbir kusuru olmamasına rağmen gözaltına alınır. Avukatla görüşme talebi kabul edilmeyen Don Shirley, son bir çabayla polisten sadece bir telefon görüşmesi için ricada bulunur. 10 dakika sonra Karakolun numarası çalar. Telefonu açan polisler şaşkınlıklarını gizleyemezler. Arayan Adalet Bakanı Robert F. Kennedy'dir.
Amerikalıların Bobby ismiyle hatırladıkları Robert Francis Kennedy Amerika Birleşik Devletleri'nin 64'üncü Adalet Bakanıdır. Ocak 1961 ile Eylül 1964 yılları arasında bu görevini başarıyla sürdüren Kennedy, 5 Haziran 1968 günü Başkanlık seçimi için yaptığı propaganda çalışmaları sırasında Filistinli Sirhan Bişhara Sirhan tarafından öldürülür.
Amerika'daki ırk ayrımına ve Vietnam savaşına karşı şiddetle mücadele eden insan hakları savunucusu Robert Kennedy, ağabeyi Başkan Kennedy'nin döneminde siyah Amerikalıların uğradığı haksızlıkların önlenmesi için çok önemli adımlar atarak, güney eyaletlerindeki ırkçı uygulamalara set çeker. Güneyli valilerinin ırkçı uygulamalarına amansızca karşı çıkar. Gerektiğinde Federal orduyu göndererek baskıcı uygulamaları engeller. Siyahlara yapılan saldırılara koruma kalkanı olarak karşı çıkar.
Robert F. Kennedy'nin 18 Mart 1968 tarihli Kansas konuşması
Robert Kennedy Başkanlık yarışı mücadelesinde, öldürülmesinden yaklaşık 2,5 ay önce 18 Mart 1968 tarihinde Kansas Üniversitesinde çok önemli bir konuşma yapar. Kennedy'nin konuşması kısmen yoksulluk ve Vietnam Savaşı üzerinedir. Önemli bir bölümü de Amerika Birleşik Devletleri Gayri Safi Milli Hasılasının (Gross National Product-GNP) hesaplanmasında gördüğü yanlışlıkları değerlendirip, eleştiren adeta sosyal bir manifestodur. Yaptığı değerlendirmelerle ırk ayrımı, Vietnam Savaşı ve insan hakları gibi konularda kararlı ve usta çizgiler çizen Kennedy, günümüzde hala boşluğu duyulan çok özel bir konuya değinir. Milli Gelir hesapları ülkelerin gerçek refah ve mutluluğunu ölçmede yeterli midir?
Robert F. Kennedy
Kansas Devlet Üniversitesinde yaptığı konuşmanın hemen ardından uçakla gittiği Kansas Üniversitesinde, büyük bir heyecan vardır. Bütün dersler iptal edilmiş, yaklaşık yirmi bin öğrenci alanı hıncahınç doldurarak kendisini beklemeye başlamıştır. Konuşmasına başlamadan önce öğrencileri uyarır. "Bazılarınız birkaç dakika sonra söyleyeceğim şeyleri beğenmeyebilirsiniz, özellikle hatırlatmak isterim. Söyleyeceğim her şeyi Başkan seçilirsem uygulayacağım."
Konuşmasının başlangıcında öğrencilerin yaptıkları demokratik hak arama mücadelesine duyduğu saygıyı ifade eden Kennedy, öğrencilerin seslerini duyurduğu okulların geleceğin dünyasının şekillenmesindeki önemine değinir. Daha sonra Amerika'nın birçok yerinde karşılaştığı, kendisini de ciddi acılar bırakan yoksulluktan bahseder. Mississippi'de gözlemlediği açlık çeken yoksul çocukların geleceğe dair hiçbir umutlarının olmadığını söyleyen Kennedy, 800 milyar dolar Gayri Safi Milli Hasılası olan bir ülkenin böyle bir manzarayı görmeyi asla hak etmediğini anlatır. Amerikalı yerlilerin zorunlu yerleşim birimlerindeki sefil ve yoksul yaşamın Mississippi'den hiç farkı olmadığını vurgularken, işsizliğin yüzde seksenlere ulaştığı bu bölgelerdeki umutsuz havanın genç insanların kendi hayatlarına son vermelerinin en büyük nedeni olduğunu söyler. Siyahların gettolarda yaşadığı kötü koşulların Amerikan toplumunun en büyük ayıplardan biri olduğunu önemle vurgular. Ardından Vietnam Savaşının yanlışlıklarına değinir. Savaşın ülke için en onurlu şekilde sonuçlandırılmasından yana olduğunu adeta ilan eder.
Sonunda konuşmasının en çarpıcı kısmına geçer. Ülke Gayri Safi Milli Hasılasının hesabında kullanılan yöntemin çok yetersiz ve adaletsiz olduğunu anlatmaya başlar. Birçok olumsuz kalem hesaplamada dikkate alınırken, en olumlu faktörlerin değerlendirilmediğini söyleyen Kennedy, örnekleri vermeye başlar. "… Bizim Gayri Safi Milli Hasılamız 800 milyar doların biraz üzerindedir. Eğer Amerika'yı bu hesaplamaya göre değerlendirirsek, bu GNP'nin hava kirliliğini, sigara reklamlarını, yollarımızdaki kazalara yardım için koşuşturan ambulansları, evimizde güvenlik amacıyla kullandığımız özel kilitleri, suçlu ve tutukluları koyduğumuz hapishaneleri, ülkemizde çeşitli amaçlar uğruna kesilen ağaçlarla, tahrip edilen doğayı, napalm bombasını, nükleer başlıkları ve polisimizin suçluların peşinde koştuğu özel zırhlı araçları hesaba kattığını görürüz. Bu yöntem, Whitman'ın tüfeğini ve Speck'in bıçağını kayıt altına aldığı gibi, çocuklarımıza şiddeti özendiren oyuncakları cezbeden televizyon reklamlarını da hesaba dahil etmektedir. Bu hesaplama yöntemi çocuklarımızın sağlığını, eğitimlerini ve oyunlarından aldığı mutluluğu ölçmemize fırsat vermemektedir. Bu hesaplama, güzel şiirlerimizi veya evliliklerimizi güçlü kılan değerleri, toplumsal tartışmaların yarattığı akıl birikimini ve kamu çalışanlarının dürüstlüğünü dikkate almaz. Cesaretimizi ve ince nüktedanlığı ölçmediği gibi, bilgeliğimizi ve öğrenme yeteneğimizi, merhametimizi ve ülkemize olan fedakarlığımızı da değerlendirmez, hesaplamaz. Herşeyi en basit haliyle ölçer ama yaşamı değer kılan şeyleri dikkate almaz. Sonuç olarak Amerika için bize her şeyi söyler ama bizim Amerikalı olarak neden gurur duymamız gerektiğini söylemez. Bu bizim ülkemiz için nasılsa, bütün dünya için de aynı şekilde geçerlidir…"
Kennedy konuşmasının son bölümünde George Bernard Shaw'ın bir deyişini hatırlatır. "Bazı insanlar, etrafındakileri olduğu gibi görür ve niçin diye sorgular. Ben, olmayan şeyleri hayal ederim ve neden olmasın derim."
Kullanılan bu ifadeler Robert F. Kennedy'nin kısa süren Başkanlık yarışında yaptığı konuşmaların hareket noktası olur, birçok toplantıda tekrarlanır. Kansas'ta Kennedy'nin konuşması 38 kez alkışlarla kesilir. Kalabalığın arasından aracına güçlükle ulaşan Kennedy, Washington DC'ye doğru uçarken, kampanyasını yürüten Jim Tolan "… toplantı öncesinde öğrencilerin kontrol dışına çıktığını gözlemlediğimden, Kennedy için ilk defa çok korktum. Ama itiraf etmeliyim ki, konuşma bittiğinde, her şey mükemmeldi…"
Başkan Obama yıllar sonra kendisi ile yapılan bir mülakatta Robert Kennedy'nin yaptığı bu konuşmayı överek, yaptığı en mükemmel ve etkin konuşmalardan biri olduğunu söyler.
Beyond GDP-GDP ötesi çalışmaları
Robert Kennedy'nin GNP'nin hesaplanması ile ilgili eleştirileri 1960'lı yılların sonlarında pek dikkate alınmasa bile, yıllar sonra birçok ciddi ekonomistin görüşüne ışık tutar. 2007 yılında Avrupa Toplulukları Komisyonu, Avrupa Parlamentosu, Roma Kulübü, OECD ve Dünya Doğal Hayatı Koruma Fonu (WWF) çok üst seviyede bir konferans düzenler. Beyond GDP-GDP Ötesi.
Avrupa Birliği'nin düzenlediği toplantının amacı, gelecekte toplumsal refahı daha iyi ve gerçekçi ölçebilmek için gelişme ve kalkınmayı temsil etmek üzere hangi indekslerin dikkate alınması gerektiğinin tesbitidir. AB, yapılacak çalışmalar sonunda üzerlerinde anlaşılan bu indekslerin, karar verme süreçlerine nasıl dahil edileceğinin sorgulanmasını da hedeflemektedir. Beyond GDP çalışması, refah, mutluluk ve gelişmenin daha sağlıklı ölçülmesi için çalışmalarına devam eder. Avrupa Birliği, Ağustos 2009 yılında yeni bir yol haritası açıklar.
Simon Kuznets
50 ülkeden 650 delegenin katılımı ile yapılan Beyond GDP toplantısında Birliğin o tarihteki Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso bir konuşma yapar. Mesajın hedefi çok açıktır. Barroso, milli gelir hesaplamasında Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYİH-GDP), Simon Kuznets* tarafından ilk yaratıldığı 1930 yılından günümüze kadar dünyadaki ekonomik gelişmeyi ölçen en iyi yöntem olarak kabul edildiğini vurgular. Ekonomik faaliyetlerin ölçümü için iyi bir hesaplama yöntemi olmasına rağmen, GDP'nin refah ve mutluluğun ölçümü için geliştirilmiş bir hesaplama yöntemi olmadığını hemen ilave eder. Barroso, GDP'nin mucidi Simon Kuznets'in bile, bir ulusun refahının basit bir milli gelir hesabı ile ölçülemeyeceğini vurguladığını ifade eder. Barroso'ya göre ekonomik politikalar için vazgeçilmez bir araç olmakla beraber, GDP hesaplama yönteminin küresel ısınma, kamu sağlığı ve çevre kirlenmesi gibi günümüzün evrensel sorunlarının çözümü için iyi bir araç olmadığının kabul edilmesi gerektiğini söyler. Son olarak, gelecekteki sorunlarımızı geçmişin araçları ile çözmemiz mümkün değildir, ifadesini kullanır ve devam eder. "Artık GDP ötesinin zamanı gelmiştir."
Robert F. Kennedy'nin açılışını 18 Mart 1968 yılında yaptığı, GNP'nin (veya GDP'nin) mutluluk ve refahı ölçmede ne kadar açıklayıcı olduğu tartışması sonunda beklenen hedefine adım adım yaklaşsa bile, sigara reklamı ve bireysel silah satışlarının dahil edildiği, sosyal değerlerin, mutluluğun dışarda bırakıldığı, küresel ısınmanın, çevre ve sağlık sorunlarının dikkate alınmadığı milli gelir hesaplamaları ve bu değerlere göre karar veren yöneticiler -mali analistler- şirketler bizleri hala yanlış yönetip, yönlendirmeye devam ediyorlar.
Şimdi geçmişe dönüp, bu işin uzmanına sormanın tam zamanı, "Bize mutluluğun GNP'sini hesaplayabilir misin Kuznets?"
Kaynaklar
- Remarks at the University of Kansas, March 18, 1968, Robert Francis Kennedy.
- Double Entry- How The Merchants of Venice Created Modern Finance, Jane Gleeson_White
- Beyond GDP, Measuring Progress, True Wealth, and the Well Being of Nations, International Conference, 19-20 November 2007, Brussels.
- The Science of Happiness Can Trump GDP as a Guide Policy? The World Economic Forum, 13. April 2016
- Moving Beyond GDP, Newsletter- Planet Money, Greg Rosalsky, 14.01.2020
*1901 yılında Rusya'da doğan büyük Ekonomist Simon Kuznets, 1922 yılında Amerika'ya göç eder. Columbia Üniversitesinde doktora çalışmalarını sürdüğü dönemde, tez danışmanlığını yapan Ekonomist Wesley Clair Mitchell'in dikkatini çeker. Mitchell, Kuznets'i daha sonra National Bureau of Economic Research'e davet eder. İkinci Dünya Savaşı dönemi, Kuznets'e ideallerini uygulamaya koyması için büyük bir fırsat olur. Bu dönemde geliştirdiği girdi-çıktı analizi çalışması ile savaş ekonomisinin silah talebi için gerekli üretimi planlayan yeni bir model üzerinde çalışır. Bu çalışma ile milli gelir ve muhasebe hesaplamalarını (Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH-GNP) başlatmış olur. 1941 yılında yayınlanan "Milli Gelir ve Unsurları 1919-1938" kitabı Gayri Safi Milli Hasıla hesaplamaları için yapılmış en mükemmel eserlerden biridir. 1971 yılında Nobel ödülü alan Kuznets'in geliştirdiği GSMH (Gayri Safi Millî Hasıla-Gross National Product-GNP), en basit ifadeyle bir ülke vatandaşlarının verilen bir yıl için ürettikleri toplam mal ve hizmetlerin, belli bir para birimi karşılığındaki değerinin toplamıdır. GSYİH (Gayrisafi Yurt İçi Hasıla -Gross Domestic Product-GDP) ise, GSMH'den daha dar kapsamlı bir tanımlamadır. Bir ülke sınırları içerisinde belli bir zaman içinde, üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerin para birimi cinsinden değerini ifade eder.
Enver Güney kimdir?
Enver Güney 1956 yılında Kars'ta doğdu. Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi'ni 1973 yılında tamamladı. 1977 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümü'nden mezun oldu.
1978 yılı Nisan ayında çalışmaya başladığı Maliye Bakanlığı'nda 1988 yılı sonlarına kadar Maliye Müfettişi ve Maliye Başmüfettişi olarak görev yaptı.
Amerika Birleşik Devletleri Vanderbilt Üniversitesi'nde ekonomi üzerine yaptığı yüksek lisansını tamamlamasının ardından Ahmet Kurtcebe Alptemoçin'in Maliye Bakanlığı döneminde Bakan Özel Danışmanı olarak atandı. 1988-1991 yılları arasında Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü'nde Daire Başkanı olarak çalıştı.
İzleyen dönemde, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nda Serbest Bölgeler Genel Müdür Yardımcılığı (1991-1993), Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü (1993-1994) görevlerini yürüttü. Bu görevi sırasında ‘Türk Serbest Bölge modeli'ni yeniden yapılandırdı.
Müsteşarlığın ikiye ayrılmasından sonra, Hazine Müsteşarlığı Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü'ne atanarak 1994-1997 yılları arasında üç yıl Genel Müdür olarak görev yaptı.
Kamuda çalıştığı dönemde OECD Mali İşler ve Çokuluslu Şirketler-Uluslararası Yatırımlar komitelerinde Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı'nı temsil etti. Bu dönemlerde, çevre ile ilgili konuların uluslararası maliye ve muhasebe literatürüne girdiği ilk kurum olan Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi Muhasebe Standartları Komitesi'nde iki dönem Türkiye'yi temsilen daimi üye olarak görev yaptı.
Hazine'yi temsilen Enerji Bakanlığı Enerji Fonu Kurulu üyesi olarak da görev aldı. Özelleştirme öncesinde Sümerbank (bankacılık) Yönetim Kurulu üyeliği ve Soma Elektrik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüttü.
Özel sektöre geçtikten sonra 1997 ile 2001 yılları arasında Denizbank Yönetim Kurulu üyeliği ve Zorlu Holding - Vestel'de Dış İlişkiler Koordinatörlüğü görevlerinde bulundu.
Kısa bir süre yeminli mali müşavir / proje ve yatırım danışmanı olarak çalıştı; 2005-2007 yılları arasında Türkiye Barolar Birliği Sosyal Yardım ve Dayanışma Fonu Yönetim Kurulu üyeliği yaptı.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu "DEİK" bünyesinde yer alan Türk-ABD, Türk-Kanada, Türk-Letonya, Türk-Arjantin, Türk-İngiliz ve diğer ülkelerle kurulan iş konseylerinde yürütme kurulu üyesi ve başkanı olarak uzun yıllar çalıştı.
2005-2019 yılları arasında Uni-Mar Enerji Yatırımları A.Ş.'de Genel Müdür ve Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptı.
"An Empirical Study of the Ratchet Effect on Money Demand for Selected Countries" başlıklı kitabı 1993 yılında Hazine ve Dışticaret Müsteşarlığı Ekonomik Araştırmalar ve Değerlendirmeler Genel Müdürlüğü tarafından yayımlandı.
T24'de yer alan yazılarının yer aldığı ikinci kitabı "Tarih Tesadüfleri Sever" Kasım 2022'de yayımlandı.
Enerji, vergi, dış ticaret ve yatırım politikaları, tarih ve uluslararası ilişkiler üzerine çeşitli dergi ve gazetelerde çeviri ve yazıları yayımlandı. 2020 yılından itibaren T24 Haftalık'ta yazan Enver Güney evli ve iki çocuk babası.
|