TARİH
16 Temmuz 2023
Muvakkit'in zihninin içinden süzülen şöyle bir cümle duydum: "Hayatında sadece acı varsa, hiç acı yoktur". Üstelik sormadan anladım ki, bununla acının fazlalığından kaynaklanan bir kayıtsızlık halini kastetmiyordu. Tuhaf bir fikir diye düşündüm, ama bir açıklama istemedim. Öylece kalmaya, salınmaya devam ettim. İfadeyi tersinden kursaydı, örneğin "Hayatında sadece zevk varsa, hiç zevk yoktur" deseydi, kabul etmek o kadar zor olmayacaktı sanki. Sonra, öylece kaldım ve yavaş yavaş ne demek istediğini anladım.
Devamını OkuTARİH
15 Nisan 2023
Seçimlere kısa bir süre kala bazen kendimi öylesine sıkışmış, cansız ve isteksiz bir ruh haliyle mahut günün gelmesini ve ne olacaksa olmasını bekler bir durumda buluyorum ki, ilgimi başka konulara yöneltmek ihtiyacı hissediyorum. Bu hafta sonu da gündemden birkaç saatliğine uzaklaşmak için Elliott Oring'in Sigmund Freud'un Fıkraları: Mizah ve Yahudi Kimliği Hakkında Bir Çalışma adlı kitabını okuyordum. Kitap beklediğimden hayli farklıydı ve Freud'un incelemek için seçtiği fıkralarla kendi hayat öyküsü arasında ilginç bağlantılar kuruyordu[i]. Öte yandan kitapta incelenen fıkraları okurken zihnimin bunları bir şekilde Muharrem İnce'ye bağlayıp durduğunu fark ettim. Bir iki fıkra sonra da bunu kendim için eğlenceli bir hafta sonu uğraşı haline getirdim. Derken, belki bunu bir yazıya dökebilirim diye düşündüm.
Devamını OkuTARİH
15 Aralık 2022
Ona duyduğum sevgi onun da beni sevmesine değil ama kendisini sevmesine yol versin isterim. Sevgi çok fazla olunca bir kısmını başka biçimlere dönüştürerek mi ifade etmek gerekir?
Devamını OkuTARİH
14 Ekim 2022
Travmanın kuşaklararası iletimi, aslında kuşaklararası iletimin bir yönüne işaret ediyor. Gerek bugünümüzü kavramaya çalışırken, gerek ruhsal tedavi pratiklerinde bunun tek olası yön olmadığını akılda tutmakta fayda var. Galit'in kitabın sonlarındaki şu cümlesi sanırım bunu gayet güzel hatırlatıyor: "Travma zihinlerimiz ve bedenlerimiz aracılığıyla iletilir, ancak dayanıklılık ve şifa da öyle"
Devamını OkuTARİH
27 Temmuz 2022
Tökezleyen bir çocuğa önüne bakmasını, dikkat etmesini söylemenin ne yararı, ne anlamı var? Ona iyi hissettirmeyeceği belli, ona bir şey öğreteceği de şüpheli
Devamını OkuTARİH
16 Temmuz 2022
TARİH
14 Haziran 2022
Oyuna dalan çocuk kendini içinden gelene, merakına, isteğine bırakarak aslında kendi kişisel dünyasını araştırır. Bu sırada zaman zaman annesinin destekleyici mevcudiyetini kontrol eder ve devam etmek için yalnızlığına annesinin eşlik ettiğini görmeye ihtiyaç duyar. Winnicott'ın "Kaybolmak zevkli ama bulunmamak felakettir" sözleri de bunu anlatır
Devamını OkuTARİH
16 Temmuz 2021
"Ben bıktım be Muvakkit, ya sen, sen bıkmadın mı?" "Bilmem", dedi, "dağ durmaktan, dere akmaktan bıkar mı?" "Kalp çarpmaktan bıkabilir ama." Ses etmedi. Hem söylenecek bir şey yoktu hem de sessizlik zaten bütün cevap ihtimallerini kapsıyordu.
Devamını OkuTARİH
17 Nisan 2021
Bazen benzer üzüntü ve kayıpları olanların tesellilerinde kendi geçmiş dertlerinin bir tesellisinin gizli olduğu fark edilebilir. Hayattaki kayıplara, travmalara ve bahtsızlıklara katlanabilmenin bir yolu başkalarının da bunlardan mustarip olmasıdır sanki. Eğer teselli edilen, teselli verenin kendi acısına ve bahtsızlığına başkalarının da ortak olmasından kaynaklanan bir tür rahatlama içinde olduğunu sezerse bu da acıyı hafifleten değil ağırlaştıran bir etki yaratır
Devamını OkuTARİH
29 Ocak 2021
Kişi kendisini ruhsal aygıtın şu ya da bu parçasında değil, bu parçaların birbirleriyle "dinamik" ve değişken ilişkisinde bulabilir. Yani bir yerlerde bulabileceğimiz sabit bir "kendimiz" yoktur. "Kendimiz" her an oluş halinde olan ve ruhsal yapının öğelerinin izin verdiği sınırlar içinde sürekli dönüşen, hareketli ve değişken bir görüngüdür
Devamını OkuTARİH
22 Ocak 2021
Kişisel gelişim kitaplarının (bile) aslında hayatın dönüm noktalarında içimizin derinliklerinden (bilinçdışından) gelen karara ayak uydurmamızı salık veren Freud'dan beslendikleri söylenebilir
Devamını OkuTARİH
13 Ocak 2021
İdealize etmeye duyduğumuz ihtiyaç azaldığı ölçüde onun tamamlayıcısı olan düşmanlığa ve kötülemeye yönelik ihtiyaç da azalır. Bu önermeyi tersinden de ifade etmek mümkündür. Yani, ikincisine duyulan ihtiyacın azalması ilkine duyulan ihtiyacı azaltır
Devamını OkuDaha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.