01 Temmuz 2023

"Yelpazeli Kadın" Uzakdoğu'da

Klimt'in "Yelpazeli Kadın"ı rekor fiyata Hong Kong'a gitti. Acaba bu tablo da Leonardo da Vinci'nin Suudi prenslerinin elinde ortadan kaybolan "Salvator Mundi"si gibi kayıplara karışacak mı?

Arefe günü, halkımız Kurban Bayramı tatilini geçirmek için akın akın güney sahillerine koşarken, Gustav Klimt'in "Yelpazeli Kadın" adlı tablosu Sotheby's'in Londra'daki müzayedesinde 108.4 milyon ABD Doları'na satıldı. Bu rakam Avusturyalı ressamın tüm yapıtları için bir müzayede rekoru kırarken, "Yelpazeli Kadın" da Alberto Giacometti'nin 2010'da 104.3 ABD Doları'na satılan "Yürüyen Adam I" adlı heykelini geride bırakarak Avrupa'da bugüne kadar bir müzayedede en yüksek fiyata alıcı bulan sanat yapıtı olmakla kalmadı, bir müzayedede en yüksek fiyata satılan portreler arasında da ikinci sırayı aldı.

* * *

Bu haber, Caretta Caretta'ların koruma alanı ilan edilen sahildeki kaçak barakalarda Kurban Bayramı'nı mutlu mesut geçiren insanların ilgisini çekecek değildi elbette. Eskiden bir hafta, on gün tatile giderken, bu sefer hiç değilse üç günlüğüne kendimizi bir yerlere atalım diyenlerin de.

Büyük kentlerden kıyı kentlerine uzanan yollarda birbiri ardı sıra tıkanıp kalan arabaların görüntüleriyle sokak aralarındaki, boş arsalardaki kaçak kurban kesimlerinin görüntüleri bir kez daha birbirine karıştı.

* * *

Ben de, müzayede rekorları kıran "Yelpazeli Kadın"a bakarak gözlerimi arındırıp sağaltayım bari dedim kendi kendime.

Müzayede demişken, kamuya mâl olması beklenen sanat yapıtlarının alınıp satılabilmesi, özel koleksiyonların bir parçası olması, çok uzun yıllardır tartışma konusu. Gerçi pek çok resim ve heykeli birçok ülkedeki devlet müzelerinde, büyük koleksiyoncuların açtığı özel müzelerde izleyebiliyoruz. Gel gör ki, örneğin Rönesans ustalarından Leonardo da Vinci'nin "Salvator Mundi" tablosu, uzun yıllar süren incelemeler ve tartışmalardan sonra gerçekten Leonardo'ya ait olduğu anlaşılınca, 2017'de New York'ta düzenlenen bir müzayedede 450.3 milyon ABD Doları'na satıldıktan sonra gizemli bir biçimde kayıplara karışmıştı.

Tabloyu satın alan Suudi prensi Bedr bin Abdullah'ın müzayedeye Birleşik Arap Emirlikleri adına katıldığı ve "Salvator Mundi"nin Abu Dhabi'deki Louvre Müzesi'nde sergileneceği öne sürülmüştü. Oysa bugün tablonun Suudi veliaht prensi Muhammed bin Salman'ın elinde bulunduğu sanılıyor. Yapıt bazılarına göre İsviçre'deki bir bankanın kasasında, bazılarına göre de Bin Salman'ın açık denizlerde gezinen yatında. Sonuç olarak, rekor fiyata satılan bu Rönesans başyapıtı ortada yok.

* * *

Gelelim "Dame mit Fächer" ya da "Yelpazeli Kadın"a… Klimt'in son başyapıtlarından. Avusturya'da Sezession adıyla anılan art nouveau akımının en önemli temsilcilerinden sayılan ressamın bu yapıtı için üçü salonda bulunan dört katılımcı arasında yalnızca on dakika süren bir çekişme olmuş ve tablo sonunda sanat danışmanı Patti Wong aracılığıyla Hong Konglu bir koleksiyoncuda kalmış. Müzayede adabı gereği adı verilmiyor, ama bilen biliyordur.

Ressam 1918'de elli altı yaşında beklenmedik bir biçimde öldüğünde şövalesinde kalan "Yelpazeli Kadın", isimsiz bir kadının alımlı bir portresi. Uzmanlara bakılırsa, sanatçının tüm teknik ustalığını ve coşkulu yaratıcılığını yansıtıyor. Klimt'in yaptığı son portre olduğu söyleniyor.

Kadının yüzünde belli belirsiz, dalgın bir gülümseyiş. Hafif çekik gözlerinde beklentili bir bakış. Sırtında yarım dekolte süslü bir giysi. Figürü çevreleyen bezemeler tenin duyumsallığını daha da öne çıkarıyor.

Klimt'in Çin ve Japon sanat ve kültürüne düşkünlüğü bu tabloda alabildiğine gözler önünde. Evinin Doğu'dan gelme ipek kimonolar ve harikulade objelerle dolu olduğu biliniyor. Evine sık sık giden Egon Schiele anlatıyor: "Oturma odasının ortasında kare bir masa vardı, duvarlar bir sürü Japon baskısıyla kaplıydı; içerideki odadaki koskocaman gardrop şahane bir Çin ve Japon giysileri koleksiyonuyla doluydu…"

"Yelpazeli Kadın" tablosunda da özellikle Çin motifleri ağır basıyor. Ölümsüzlüğü, yeniden doğuşu, bahtı açıklığı ve sadakati simgeleyen zümrüdüanka ve aşkın, mutlu evliliğin ya da saflığın timsali lotus çiçekleri. Figürün çevresindeki örgeler, Klimt'in Japon tahta baskılarına duyduğu derin ilgiyi yansıtıyor.

* * *

Bir zamanlar Degas, Whistler, Manet, Monet, Renoir, Gauguin, Bonnard gibi Batılı sanatçıları büyüleyen Doğu sanatlarının etkilerinin görüldüğü yapıtlar son yıllarda özellikle Uzakdoğulu koleksiyoncuların ilgisini çekiyor ve Uzakdoğu sermayesi kendi kültüründen etkilenmiş Batı'nın yapıtlarını kendi coğrafyasına taşıyor. Orta Doğu sermayesi de Batı futbolunun yıldızlarının yanı sıra Batı sanatının yıldızlarını da müzelerine, koleksiyonlarına katıyor.

Bütün bunlar, bütün bu çabalar bir çağdaşlaşma uğraşını mı yansıtıyor, yoksa yalnızca bir mal edinme ve gösteriş hırsını mı? Batı'nın sanatı satın alınabiliyor, ama demokrasi ve özgürlük satın alınamıyor.

Celal Üster kimdir?

Celal Üster, İngiliz Erkek Lisesi ve Robert Academy'yi bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde öğrenim gördü. 1983'te George Thomson'ın Tarihöncesi Ege adlı yapıtının çevirisiyle Yazko Çeviri dergisinin Azra Erhat Çeviri Ödülü'ne değer görüldü. Aralarında Yeni Dergi, Aries, Sözcükler ve Notos'un da bulunduğu birçok dergide çevirileri yayımlandı.

Belgelerle Türk Eczacılığı, National Geographic Fotoğraflarıyla İstanbul, Metropolis: Ana Tanrıça Kenti, Unforgettable/Unutulmaz Dizisi, Ortak Kültürel Miras: Birlik İçinde Çokluk gibi kitapları yayına hazırladı.

Uzun yıllar Cumhuriyet Gazetesi Kültür Editörlüğü'nü, ilk yayımlandığı yıllarda Cumhuriyet Kitap'ın, 1996-2005 arasında P Dünya Sanatı Dergisi'nin, 2003-2008 arasında Can Yayınları'nın yayın yönetmenliğini üstlendi. “Yeryüzü Kitaplığı” yazılarını Radikal Kitap'tan sonra Cumhuriyet Kitap'ta sürdürdü.

Robert Louis StevensonH. G. Wells, Jaroslav HašekJames JoyceLiam O'FlahertyGeorge OrwellJuan RulfoIris MurdochRoald DahlJorge Luis BorgesJohn Berger gibi yazarların yapıtlarının yanı sıra Marx ve Engels'in Komünist Manifesto'su ve Lenin'in Devlet ve Devrim'i gibi Marksist klasikleri dilimize kazandırdı.

Ünlü yazarlardan özlü sözleri Sözün Özü, eski ozanlardan aşk şiirlerini Aşk Olsun! adlı kitaplarda bir araya getirdi. İngiliz ve Amerikan Edebiyatında Kısa Öykünün Büyük Ustaları adlı bir antoloji hazırladı. Körün Taşı ve Bir 'Çevirgen'in Notları adlı kitapları yayımlandı.

Yazarın Diğer Yazıları

Futbolun içinde var bunlar…

Son yıllarda Türk futbolunda yaşanan düzeysizlik belki hiçbir dönemde yaşanmamıştı. Pek çok alan gibi futbol da iktidarın ellerinde yerlerde sürünüyor

Kendi yurdunda sürgün

Elli yıldan fazla bir zaman önce Robert Kolej'de çıkardığımız İzlerimiz dergisinin sayfalarında geziniyorum. Filistin direniş edebiyatının şiir ustaları Mahmud Derviş, Tevfik Zeyyad, Semih el-Kasım'ın dizeleri arasında bir umut yolculuğu…

Hayal gözü ve renk belleği

Katarakt ameliyatı olduktan sonra, özellikle eski dönemlerde gözleri bozulan ressamların yapıtlarında ne gibi değişiklikler olduğunu merak ettim. Uzun yıllar kataraktla boğuşan Monet neler yaşamıştı? Resimleri nereye doğru evrilmişti?