TARİH
05 Mayıs 2024
Biraz ilerisi Antartika; burası da kıtanın da, dünyanın da sonu gibi bier yer. Devasa buzullar, çatur çutur yarılıyorlar. Sonsuz bir ses; ekolu ve derinden… Çok hüzünlü, çok sevinçli, çok çaresiz ve çok hiçbir şey gibi hissettiğim bir an. Ben yokum, dünya var. Burası Patagonya
Devamını OkuTARİH
14 Nisan 2024
Adı: Ayşe Kazancıgil Döler. Yaptığı işleri uzun zamandır takip ettiğim bir ressam. İnsanın içini açan, şaşırtan eserleri var. Biraz muzip, bazen geleneksel motiflerle bezeli, bazen şen şakrak şarkılar söylermiş gibi resimler yapıyor. Yaptıkları hiçbir kalıba sığmıyor, ölçeklere nanik yapar bir halde, durmadan çalışıyor…
Devamını OkuTARİH
07 Nisan 2024
"Ne yeniyor?" diye çok soran oluyor. Malum, Arjantin çok dikkat çekiyor, çok gezginin rüyalarını söylüyor. Konuya açıklık getirmek için buradayım! "Ne yenir?" sorusunu aslında tek kelime ile özetlemek gerekirse, "et" demem yeterli olacaktır. Hadi iki kelime isterseniz; et ve hamur işi. Üçüncü kelimeyi de zorla araya sıkıştırabilirsem: Et, hamur, dulce de leche!
Devamını OkuTARİH
31 Mart 2024
Ana yazı içinde geçirsem, yazık olacaktı, güme gidecekti. İki çok özel yer; birisi bir mezarlık, diğeri de opera binası. İkisini de görmeden, gezmeden, hatta özel tur almadan Arjantin'den dönülmez. İkisi de birçok sanat eserini barındıran, kendileri de kocaman birer sanat eseri olan şaheserler…
Devamını OkuTARİH
24 Mart 2024
Gezginlere hep "En beğendiğiniz şehirler hangileridir" diye sorarlar. Veya "Nerede yaşamak istersiniz?" Cevaplarım yıllardır hiç değişmez: İstanbul'dan asla vazgeçmem, ama zamanda geri gitmek mümkün olsa 50'lerin 60'ların İstanbul'unda yaşamak isterdim; bu bir. Floransa, Avrupa'da en sevdiğim şehirdir. Yeterli maddi imkanım olursa, oradan bir ev alıp yılın yarısını Floransa'da geçirmek isterim; bu iki. Buenos Aires, uzaklarda beni en çok cezbeden şehirdir. Büyüleyici bir karışımdır, şahane bir mimarisi vardır. Ayrıca insanlarını çok severim. Ömrümün bir kısmını da orada geçirmek isterdim; bu da üç
Devamını OkuTARİH
17 Mart 2024
Gittikçe bitmeyen bir yoldayım yine. Benim fıtratımda "gitmek" var. Artık bu yaşımda, bundan yüzde yüz eminim. Çok para, başarı, büyük kazanımlar değil; alnımda yazan sadece gitmek…
Devamını OkuTARİH
03 Mart 2024
Bir ağızdan, bağıra çağıra söylüyoruz şarkıları. Gece yarısını çoktan geçmiş saat. Yaşını başını almış üç kişi, bir Nişantaşı evinde, ansızın oluşan bir parti atmosferinde, kendimizden geçiyoruz. Kalpler hep genç, figürler hep 80'lerden, şarkılar her daim yaren…
Devamını OkuTARİH
18 Şubat 2024
Ne zamandır bir trekking günü yapmak istiyordum. Biliyorum, iyi gelecek. Bir saatlik egzersiz, iki saatlik yürüyüşten başka bir etki; bir "iyileşme" deneyimi olacak. Tam gün, sıkı bir dağ-bayır yürüyüşü, tırmanışı, arada da hafif tempo koşu… İşte, tam "o gün", insanın hep bir manisi, hep bir başka organizasyonu, hep bir duygu durum dalgalanması çıkıveriyor. "Başka zaman yaparım" deyip sallamak, bilinç altının ürettiği en kolay çözüm olarak karşımızda beliriyor
Devamını OkuTARİH
04 Şubat 2024
Hayatın en hatırlanır anları en beklenmedik zamanlarda karşımıza çıkan, en umulmadık yerlerde oluşan, saniye saniye şekillenen durumlar değil midir?
Devamını OkuTARİH
28 Ocak 2024
Didim, doğal güzelliğini bir çırpıda sallayıvermiş bir tatil beldesi. Çok güzel kadınmış, acayip kötü giyinmiş, boyaları yüzüne avuç avuç sürmüş, hafiften akli melekelerini yitirmiş, zavallı yıllarca da yıkanmamış gibi bir durum. Bu kadar güzellik; plajlar, bu doğa, bu kum, bu iklim; sonra böylesi korkunç ötesi apartmanlar… Ege değil de, İç Anadolu’nun çirkince büyümüş ama gelişememiş kasabalarına benzer Didim. İnsanın içini acıtır…
Devamını OkuTARİH
21 Ocak 2024
Türkiye sınırlarına girip hemen Ege'ye doğru yola çıktım. Arka arkaya katılmam gereken iş ve dost toplantıları bahane oldu. Ben geziyorken, gidiyorken en iyi formatımdayım. Bu kesin bilgi. Bu sefer de yolda olmak, Ege'de olmak, Tavacı Refik'te yemek yemek şahaneydi
Devamını OkuTARİH
07 Ocak 2024
Özgürlük, demokrasi, zarafet bir gölge gibi her an takip ediyor. Ama pislik, pahalılık ve yüzlerine acı oturmuş göçmenler de her kareye sızıyor. Dünya kast sisteminin en altındakiler, Londra'da nasıl hayat kuruyor; şaşıyorum. Pahalılık ve çok kötü evler, "Aaaah, yeter ama" dedirtiyor. Londra, bu yazıda bir üçleme olarak satırlara dökülüyor…
Devamını OkuDaha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.