15 Kasım Dünya Hapisteki Yazarlar Günü dolayısıyla ortak bir basın toplantısı düzenleyen yazar, gazeteci ve yayıncı örgütleri, ifade özgürlüğü için birlikte mücadele edilmesi çağrısında bulundu
Yazar, basın ve yayıncı örgütleri, 15 Kasım Dünya Hapisteki Yazarlar Günü dolayısıyla Türkiye ve dünyadaki tutuklu gazetecilerle ilgili görüş ve bilgi aktarmak üzere biraraya gelerek ortak bir basın toplantısı düzenledi. Türkiye Yayıncılar Birliği, PEN Türkiye Merkezi, Türkiye Yazarlar Sendikası, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gazeteciler Derneği ve DİSK Basın İş'in katılımıyla düzenlenen toplantıda, ifade özgürlüğü için birlikte mücadele edilmesi hatırlatıldı ve meslek içi dayanışmanın arttırılması çağrısında bulunuldu.
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celâl, toplantının hapisteki yazarlara dikkat çekmek için düzenlendiğini belirterek başladığı konuşmasında, Türkiye'deki gelişmeleri takip etmenin artık "imkânsız" olduğunu vurguladı ve "Her sabah 'Bugün kim tutuklandı' diye uyanıyoruz" dedi. Celâl, Uluslararası PEN'in bu yıl dikkat çektiği yazarlar; "kamunun iffetini bozmak" suçlamasıyla iki yıl hapis cezası verilen Mısırlı romancı ve gazeteci Ahmed Naji, Honduras'ta öğrenci protestolarına karıştığı nedeniyle yargılama ve küçük düşürme çabalarıyla karşı karşıya kalan Cesario Alejandro Féelix Padilla Figueroa, "terör örgütüne yardım" suçlamasıyla ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle ev hapsinde tutulan İsrailli Dareen Tatour, 2015'ten bu yana kayıp olan Çinli Gui Minhai ve Aslı Erdoğan hakkında bilgi verdi.
PEN Türkiye Merkezi Başkanı Zeynep Oral, Çin, Türkiye ve Nikaragua'nın adeta "en çok yazarı kim hapsedecek diye bir yarış hâlinde" olduğunu söyledi ve "Yaşadığımız olaylar, her şeyden önce insanlık onuruma hakaretmiş gibi geliyor. Bu rezilliğin altında hem birey hem toplum olarak ezildiğimizi hissediyorum" dedi. Yazarların tutuklanmasına alışılmaması gerektiğini söyleyen Oral, "Gerçek demokrasilerde böyle bir şey yok. Sadece totaliter, demokrasinin çalışmadığı, kuvvetler ayrımının işlemediği ilkel toplumlarda bu var" dedi. Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay'ın "artık bir simge" olduğunu belirten Oral, onlar özelinde verilen mücadelenin aslında tutuklu 144 gazeteci ve yazar için ses çıkarmak anlamına geldiğini söyledi. Cumhuriyet Gazetesi'nin tutuklu 10 yazar ve yöneticisinin isimlerini sayan Oral, "Ülkemizin geleceği için susmayın, haykırın" dedi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, meslek örgütleri arasındaki dayanışmaya dikkat çektiği konuşmasında, "Türkiye'de bir süredir korku iklimi oluşturmaya çalışıyorlar. Bugün bu korku iklimi iyice oturmuş gibi. Bizi yıldıramayacaklar. Biz ne gideceğiz, ne de onların istediği gibi yaşayacağız" dedi.
Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Temsilcisi Uğur Güç, 7 Haziran seçimlerinden bu yana toplumun büyük bir savaşın içine çekildiğini belirtti ve 15 Temmuz öncesinde tutuklu gazeteci sayısının 35 civarında olduğunu vurguladı. Haber Nöbeti ile "karartılan haberleri" ülke gündemine taşıdıklarını, Özgür Gündem gazetesine yönelik sistemli saldırılara karşı dayanışma amacıyla başlatılan nöbetçi genel yayın yönetmenliğine 100'ü aşkın gazetecinin katıldığını vurguladı ve günümüzde gazeteciler, yazarlar arasındaki dayanışmanın cezalandırıldığını söyledi. 15 Temmuz sonrasında iki bin 500 gazetecinin işsiz kaldığına dikkat çeken Güç, Ben Gazeteciyim ve #haberSizsiniz gibi yeni platformlarda gazeteci ve yazarların haberin izini sürmeye devam ettiklerini söyledi.
Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Mustafa Köz, yaşanan gelişmelerle yalnızca yazarlara değil, bütün topluma gözdağı verildiğini ifade ettiği konuşmasında, topluma "Düşünmeyin. Görmeyin. Konuşmayın" mesajı verildiğini söyledi ve "belleksizleştirme alanı" yaratılmaya çalışıldığını belirtti. "Otobüsün tekeri patladığında yolcular arasında dayanışma daha çok olur. Bu Türkiye otobüsünün tekeri çoktan patladı" diyen Köz, basın ve yayıncı örgütlerinin biraraya gelerek ayda bir yayınlanmak üzere tutuklu yazarlar için bir bülten çıkarılması önerisinde bulundu. Metin Celâl ise, hâlihazırda bianet ve Punto24 gibi çeşitli kurumların böyle kıymetli çalışmalar yürüttüklerini, önemli olanın bu çalışmalara dikkat çekmek olduğunu vurguladı.
DİSK Basın İş Başkanı Faruk Evren, "Hapishane görmemiş yazarımız, aydınımız yok" dedikten sonra, her gün gazeteci ve yazarlara yönelik yeni bir tutuklama dalgası olduğunu ifade etti. Evren, "Bu karanlığı konuşarak, haber yaparak, yazarak kırmaya çalışacağız" dedi ve toplum desteğinin bu süreçte elzem olduğuna dikkat çekti.
İfade özgürlüğünü savunmak üzere düzenlenen toplantıda, dinleyicilerin söz almasıyla birlikte başkonsolosluğun önüne siyah çelenk bırakarak ABD'yi protesto etmek, "... (kişisi) dâhil" veya "... (kişisinin) bile" özgürlüğünü savunmak gibi "verimli" öneriler de ortaya atıldı, çeşitli kesimlerin "önce özeleştiri yapması gerektiği" ileri sürüldü.
Punto24 Bağımsız Gazetecilik Platformu'nun verilerine göre, Türkiye'de hâlen ifadeleri nedeniyle en az 144 gazeteci ve yazar tutuklu ve hükümlü olarak cezaevinde bulunuyor. 15 Temmuz darbe soruşturması kapsamında gözaltına alınan birçok gazetecinin durumu hakkında güncel verilerin açık kaynaklara yansımaması nedeniyle bu sayının daha fazla olduğu düşünülüyor. (K24)