DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Hiçbir yönetmenin hiçbir yazardan 'alıntı' yapmak için izin almasına gerek yoktur. Aksini düşünelim; yazarların yazılarında filmlerden sahneleri anlattığı, alıntılar yaptığı örnekleri saymaya başlayalım mı? 'Benim filmimden bahsedişinden hoşlanmadım' diye yönetmenler yazarlara, 'Bu oyunda tablomla dalga geçiliyor' diye ressamlar tiyatroculara... dava açmaya başlasa?”
"Kayda değer bir ilk roman, Soytarı, Everest Yayınları’ndan çıktı. Yazarı İdil Başural, 50’lerine yeni girmiş kahramanı Gönül vasıtasıyla vatan, yaşlanmak, fiziksel ve toplumsal cinsiyet kavramları, evlilik, aşk, ahlak, inanç gibi uzun duraklarla dolu bir Paris-İstanbul trenine bindiriyor bizi."
“Bir söylediği diğerini tutmayan, her şeyi sadece kendine isteyen, kendi çıkarını düşünen, bilinçli olarak ısrarla yalan söyleyen bir kişiyi sokakta görseniz bile selam vermekten imtina edecekken, onu bir lider olarak konumlandırmak ve kurtuluş gününün onun sayesinde geleceğini düşünmek, güvenilmez anlatıcının sabit değil, akışkan bir tanım olduğunu da göstermektedir bize.”
"Hamburg’un bolca yağmurlu ve fırtınalı, havanın erkenden karardığı kış günlerinde müze ziyaretleri adeta bir sığınaktır. Sanat okulu öğrencilerinin kimi salonlarda gruplar halinde çalıştığını, seçilen eserlerin eskizlerini yaptığını görmek ve mekânla bütünleştikleri açık derslerine tanıklık etmek ise ayrı bir keyiftir."
"Mike White’ın yazıp yönettiği The White Lotus dizisi beyaz zengin insanın erdem tohumuyla büyüttüğü parlak renkli meyvelerin kabuğunu zarifçe soyuyor. Ancak ortaya çıkan çekirdek çürümüş, meyvenin de suyu çekilmiştir..."
“Nesiller boyunca Kafka’dan esinlenerek yaratılan birçok eser oldu ve olmaya devam edecek. Kafka’nın eserlerinden ilham alınarak yaratılan tüm sanat eserlerinde ortak olan güçlü duygu yazın terminolojisine 'Kafkaesk' olarak geçer. Bu basit bir sıfat değildir, sinsi bir korkuyu ve Kafka’nın savaşını yüklenir.”
“Dönüş bana ‘80’leri getirdi; bu tarihi ondan öncekilerle birlikte getirdi; 'dönüş' kelimesindeki ironiyi, yıllar ve yıllar içinde, her politik kuşağın ağına takılan sürgün, adalet, göç, kayıp, aile, parçalanma, direniş kelimelerinin etrafında ha bire nafile dönüp duruyormuşuz duygusunu getirdi.”
“Kitapta altı kör adamın bir sabah resimleri yapılmak üzere uyandırılması ve resimlerini yapacak ressamın evine doğru yürüyüşleri anlatılır. Bu kalabalık yürüyüşü yolculuğa dönüştüren şey, yürüyüş esnasında hepsinin birbirini daha iyi hatırlaması, hatta tüm detaylarıyla hatırlaması, her şeyin, üzeri örtülenlerin de gün yüzüne çıkması ve hatta korkularla yüzleşilmesidir.”
"Meriç’in romanı her biri adlandırılmış on dört ayrı hikâyeden oluşuyor. Bölümlerin başında Geoffrey Chaucer’ın Canterbury Hikâyeleri’nden alıntılar var. Meriç’in tema ve karakter seçimi de Chaucer’a benzer yapıda. Karakterleri sıraları geldikçe sözü alıp hikâyesini sunuyor..."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık