Sylvia Plath'in daha önce yayımlanmamış romanına ne oldu, Salinger'ın tüm metinleri yayına hazırlanıyor, Uluslararası Arap Kurmaca Ödülü'nün kısa listesinde kadın yazarlar çoğunlukta...
21 Şubat 2019 09:30
“Arap Booker'ı” diye anılan Uluslararası Arap Kurmaca Ödülü'nün kısa listesi açıklandı. Bu yıl listeye ilk kez rekor sayıda kadın yazarın girmesi heyecan yarattı.
DC’nin yayınlamaktan vazgeçtiği İsa Peygamber hakkındaki çizgi romandan, Sylvia Plath’in “ortadan kaybolan” Double Exposure adlı romanı hakkındaki soru işaretlerine… Uluslararası edebiyat ve yayıncılık alanında öne çıkan gelişmeleri derledik.
“Arap Booker'ı” diye anılan ve 2008’den beri dağıtılan Uluslararası Arap Kurmaca Ödülü'nün (The International Prize for Arabic Fiction) kısa listesi açıklandı. Listeye alınan altı kitaptan dördünün yazarı kadın ve kadınların lehine olan bu oran, ödül için bir rekor. Bugüne dek ödüle yalnızca 2011 yılında bir kadın yazar layık görüldüğü (Raja Alem ödülü Mohammed Achaari ile paylaşmıştı; diğer tüm yıllarda ödül tek bir kişiye, bir erkeğe verildi), kısa ve uzun aday listelerinde her defasında erkeklerin egemenliği dikkat çektiği için, bu yılki liste heyecan yarattı. Kısa listeye giren her yazar 10 bin dolarlık ödülün sahibi oluyor. Kazanana ise 50 bin dolar daha veriliyor. Seçici kurul kararını 23 Nisan’da, Abu Dabi’de açıklayacak. Aday listesi şöyle: The Night Mail, Hoda Barakat (Lübnan); The Commandments, Adel Esmat (Mısır); The Outcast, Inaam Kachachi (Irak); What Sin Caused her to Die?, Mohammed Al-Maazuz (Fas); Summer with the Enemy, Shahla Ujayli (Suriye); Cold White Sun, Kafa Al-Zou’bi (Ürdün)
Twitter, İran'ın dinî lideri Ali Hamaney’in @khamenei_ir adresinde faaliyet gösteren İngilizce hesabını, 14 Şubat’ta Salman Rushdie hakkındaki paylaşımının ardından askıya aldı. İlgili tweeti sildikten sonra ise hesap üzerindeki engellemeleri kaldırdı. 18 Şubat’ta yeniden tweet atmaya başlayan Hamaney, Şeytan Ayetleri kitabının ardından Rushdie hakkında 1980’lerin sonlarında verilen fetvanın geçerliliğini koruduğunu yazmıştı. Oysa İranlı yetkililer bu yöndeki yoğun dış baskının ardından, 2000’lerin başında fetvanın artık geçerli olmadığını duyurmuştu. Twitter’ın konuya ilişkin açıklaması ise şöyle: “Bir kişiyi ya da grubu hedef alarak şiddet tehdidinde veya ciddi fiziksel zarar, ölüm ya da hastalık dileğinde bulunmak kurallarımıza aykırıdır.”
DC, Vertigo etiketiyle 6 Mart’ta yayınlanacağını duyurduğu Second Coming adlı çizgi romandan, muhafazakâr Hristiyan gruplardan gelen tepkiler üzerine vazgeçti. Tanrı’nın Sun-Man adlı süper kahramandan ders alsın diye yeniden dünyaya yolladığı İsa Peygamber, Hristiyanlığın geçirdiği değişim karşısında şaşkına dönüyordu. Çizgi romanı din düşmanlığıyla suçlayan gruplar, 230 bin imza toplayarak, yayına karşı çıktı. İmza metninde “DC Comics diğer dinî liderlerle, mesela Muhammed Peygamber ya da Buda ile ilgili benzer metinler yayınlayacak mı acaba?” ifadeleri yer aldı. (The Independent)
Çavdar Tarlasında Çocuklar, Franny ve Zooey gibi kitapların yazarı J.D. Salinger’ın oğlu Matt Salinger, The Guardian’a verdiği söyleşide, babasının daha önce görülmemiş bazı çalışmalarını yayına hazırladıklarını duyurdu. Son kez 1965 yılında New Yorker’a bir öykü gönderen J.D. Salinger, 2010’daki ölümüne kadar bir daha hiçbir metnini okurla buluşturmamış, kendisini New Hampshire’daki evine kapatmıştı. Onun yazmayı hiçbir zaman bırakmadığını belirten Matt Salinger ise, babasının kaleminden çıkmış her metnin bir noktada paylaşılacağını söyledi. Öykülere ilişkin detay vermeyen Matt Salinger, Glass ailesi hakkında bir şeyler okuyacağımızı, yine de müjdeledi. Salinger, 2011’den beri, Salinger’ın eşi Colleen O’Neill ile birlikte metinleri yayına hazırlamaya çalıştıklarını ifade etti. (The Guardian)
Sylvia Plath, Smith Koleji’nin kütüphanesinde korunan 1962 yılına ait ajandasına, 10 Ağustos tarihine “Int. Loaf’a başla!!!” diye bir not düşmüştü. Plath, kısa süre evvel bitirdiği Sırça Fanus’tan sonra yazmayı planladığı ikinci romanı The Interminable Loaf’tan bahsediyordu. Kusursuz sandığı adamın gerçek yüzünü gören bir kadını anlatan, bu yarı otobiyografik kitabın adını, çok geçmeden değiştirecek ve ona önce Doubletake, bir süre sonra da Double Exposure diyecekti. Romandan kimi parçalar okuttuğu arkadaşlarına göre, kara bir komediydi bu kitap. Fakat Plath’in intiharı, bu kitabın durumunu karanlıkta bıraktı. Bu arada, Plath’in Sırça Fanus’tan önce kaleme aldığı, Hughes’la ilişkisinin tutkulu başlangıcına odaklanan ve bizzat yaktığı için hiçbir zaman okurla buluşmayacak Falcon Yard adlı bir romanı daha vardı.
Electric Literature için konuya ilişkin, “Sylvia Plath’in kayıp romanlarına ne oldu?” başlıklı kapsamlı bir makale kaleme alan Kristopher Jansma, şair eşi Ted Hughes’un Plath’in mirasçısı olduğunu, Ariel’deki şiirlerin Hughes’un girişimiyle okurla buluşturulduğunu ve başlangıçta bazı şiirlerin onun tercihi doğrultusunda dışarıda bırakıldığını hatırlattı. Öyle ki, bu şiirler 2007’de hazırlanan genişletilmiş baskıya dâhil edilene kadar gün yüzü görmemişti.
1977’de basılan ve Plath’ın günlüklerinden parçalarla kısa öykülerinden oluşan Jonny Panik ve Rüyaların Kutsal Kitabı’na yazdığı önsözde ise Hughes, Double Exposure adlı 130 sayfalık bir romandan bahsetmiş fakat bu romanın 1970’lerde kaybolduğunu iddia etmişti. Plath okurları bu iddiaya şüpheyle yaklaşmıştı elbette; kitabın konusunu göz önünde bulundurarak Hughes’un onu hasıraltı ettiğinden şüphelenmişlerdi. Hughes onların gözünde sabıkalıydı da zaten. Çünkü 1982’de Plath’ın günlüklerinden başka kimi parçalar yayınlandığında, “Aslında iki defter daha vardı. Bunlardan biri birkaç aylık bir süreyi kapsıyordu ve ben çocuklarımızın okumasını istemediğim için onu yok ettim. Diğeri ise kayboldu” demişti. Oysa biyograf Jacqueline Rose’a yazdığı mektupta o parçaları yok etmediğini, sakladığını söylüyordu.
1995’te The Paris Review’a verdiği röportajda, bu defa başka bir hikâye anlatan Hughes, “Annesi tamamlanmış bir romandan bahsetti, benim bundan hiç haberim yoktu. Benim bildiğim kaybolmuş, 60-70 sayfalık bir romandı. Gerçeği söylemek gerekirse, bu sayfaları annesinin aldığını düşünüyorum,” demişti. Öyleyse bu tamamlanmış bir roman mıydı? 130 sayfalık bir taslak mıydı? Yoksa 60-70 sayfalık tamamlanmamış bir metin miydi? Bu taslak metin, günlüklerin eksik parçalarıyla birlikte kayıp mı olmuştu, yok mu edilmişti, yoksa saklanmış mıydı? Görünen o ki, Double Exposure’un günün birinde yayınlanması ihtimali, pek de uzak değil.
İkonik kitapçı Shakespeare&Co.’nun New York’taki şubesinde bulunan Espresso Kitap Makinesi adlı üç boyutlu yazıcı, dükkanın çalışanlarına o sırada elde bulunmayan bir kitabı, bir espresso hazırlanacak kadar kısa bir sürede, yani üç dört dakika içinde basma imkânı veriyor. Bu yazıcının kendi kitaplarını kendi basmak isteyen yazarlar için de bir nimet olduğunu belirten, dükkanın CEO’su Dane Neller, “Kitapçıların geleceğinin daha küçük, toplum kökenli ve deneysel dükkânlarda olduğunu düşünürdüm. Bu teknoloji kitap depolarını dükkânın içine yerleştiriyor. Eğer bağımsız kitapçıların bir geleceği varsa, sanırım bunun yolu buradan geçiyor” dedi. Yazıcının bastığı kitapların maliyetiyle, raftakilerin maliyeti arasında da bir fark bulunmuyor. Zor olan ise büyük yayıncılardan gerekli izinleri almak.
Bu yıl Elif Şafak’ın başkanlık ettiği, 30 bin pound değerindeki Wellcome Kitap Ödülü'nün jürisi, 2019 için uzun listesini açıkladı. Sağlığın, tıbbın ve hastalığın insan yaşantısına etkilerini aydınlatan bir kitaba, kategori ayırt etmeksizin verilen ve bu yıl 1 Mayıs’ta 10’uncu kez dağıtılacak olan ödülün adayları şöyle: Amateur, Thomas Page McBee; Astroturf, Matthew Sperling; Educated, Tara Westover; Freshwater, Akwaeke Emezi; Heart: A History, Sandeep Jauhar; Mind on Fire, Arnold Thomas; Fanning Murmur, Will Eaves; My Year of Rest and Relaxation, Ottessa Moshfegh; Polio: The Odyssey of Eradication, Thomas Abraham; Sight, Jessie Greengrass; The Trauma Cleaner, Sarah Krasnostein; This Really Isn’t About You, Jean Hannah Edelstein
Nobel Ödüllü yazar Orhan Pamuk The New Yorker için podcastler hazırlayan Deborah Treisman’ın yayınına konuk oldu. Jorge Luis Borges’in 1970 yılında yine The New Yorker için kaleme aldığı “Ibn Hakkan Al-Bokhari, Dead in his Labyrinth”’i okuyan Pamuk, metin hakkındaki görüşlerini de paylaştı.