Kitap fuarları önemlidir. Mitinglerden, fuarı sen yapamadın ben yaptım kavgalarından, stant kiralarından, fuarlardan çalınan kitaplardan ve şehrine göre imzaya kaç kişi gelecek kaygısından...
05 Haziran 2015 03:25
Son iki ayda üç ayrı kentte gerçekleşen kitap fuarlarındaydım; TÜYAP İzmir Kitap Fuarı, 1. Amed Kitap Fuarı ve TÜYAP Samsun Kitap Fuarı. Ben, ülkenin bir ucundan diğer ucuna dolaşırken, arada Mardin Kitap Fuarı ve Kocaeli Kitap Fuarı açıldı. Mardin’i çok merak etsem de gidemedim ama birkaç yıl önce Sinemardin Festivali için gidip, gençlerle konuştuğumda hiç kitapçı yoktu Mardin’de. Şimdi fuarı var, uzun ömürlü olur umarım.
Amed’e gittiğimde (kızanlar için; Diyarbakır) tesadüftür ki Bülent Arınç da oradaydı. Yollarda ve halkta bir etkisi söz konusu değildi. Samsun’a gittiğim gün ise Cumhurbaşkanı’nın “mitingi” vardı, tabii yollar kapalı, her noktada güvenlik güçleri ve tuhaf bir ıssızlık…
Fuarı ziyaret eden okurlardan biriyle konuşurken “TÜYAP aslında çok yere billboard çalışması yaptı ama onları çıkarıp Cumhurbaşkanı mitinginin afişlerini koydular, çok kimsenin haberi bile olmayabilir fuardan” dedi. Şaşırmadım tabii. Bu arada miting kalabalık olsun diye okullardan öğrencileri Cumhurbaşkanı’nın mitingine götürmek, hasbelkader gitmiş olanların alandan ayrılmasına (gazeteci de dâhil) izin vermemek ne demek… Yeni Türkiye’de birçok şey, birçok şey demek ama neyse… O çocukları okullarından edebiliyor, servislere bindirip mitinge götürebiliyorlar ama eminim aynı şeyi kitap fuarına götürmek için yapmazlar. Hem zaten, onlara göre “Öyle kitaplar vardır ki bombadan daha tesirlidir…"
Hadi gidelim ülkenin diğer ucuna… Amed Kitap Fuarı’nı Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve çeşitli sivil toplum kuruluşları düzenledi. 72 yayınevinin katıldığı fuarda İstanbul’dan Sel Yayıncılık, Yapı Kredi Yayınları, İthaki Yayınları, Bilgi Üniversitesi Yayınları, Metis, Evrensel Basım Yayın gibi yayınevleri vardı. Alışık olduğumuz fuarlardan elbette farklıydı. Sümerpark alanına kurulan fuarda sivil toplum örgütleri ve Kürtçe kitap basan yayınevleri çoğunluktaydı. Panellerde, park içindeki kalabalığın gündeminde elbette seçimler de vardı. Bölgenin havasını ve nabzını özetlemeye gerek yoktur sanırım. TÜYAP önümüzdeki dönemde yeniden bölgeye gidecek mi henüz belli değil, umarım gider ama gitmese de; Her hêl e hêl e hêl e / Ji Amedê re hêl e…
Şimdiye dek birçok ilde yapılan kitap fuarlarını gezdim. Her gidişimdeki amacımın dayanağı farklı bölgelerdeki okurları gözlemlemekti. Kitaba nasıl dokunuyorlar, satış elemanlarına nasıl sorular soruyorlar, bakışları, merakları, fiyatlara tepkileri, yazarlara sordukları sorular... Bunların önemli olduğu aşikâr…
Samsun’da orta yaşın üstünde bir çift lise çağındaki oğullarıyla bir yayınevinin standına çekingen bir şekilde yaklaştı. Bir süre kitaplara baktılar, aralarında fısıldaştılar ve sonrasında baba, satış görevlisine “10- 15 tane alsak ne kadar indirim yaparsınız, çocuk seviyor kitapları” dedi. Bir süre onları izledim. Çok mahcuplardı, neden bilmiyorum. Anneyle göz göze geldik bir an, ama çok kısa… Bu sırada çocuk kitaplarını seçti, anne ile baba hesap kitap yaptı ve sonrasında iki poşet kitapla stanttan ayrıldılar. Güzel ve tuhaf bir andı. Ben böyle yazınca, siz öyle okuyunca belki anlaşılmıyor o ânın önemi ama ben hiç unutmayacağım çocuğuna kitap alabilen anne ile babanın sevinciyle, çocuğun yüzündeki heyecanı…
Kitap fuarları önemlidir. Mitinglerden, fuarı sen yapamadın ben yaptım kavgalarından, stant kiralarından, stantlardan çalınan kitaplardan. Önemlidir. Duygusal olarak bakıyorsun, işin maddi yönü de var diyenler olacaktır. Açıkçası umurumda değil. Bir kentteki fuardan kitap çalınıyor da diğerinden çalınmıyor mu? Çalınsın! Kitap çalınsın. Üç ay önce bu ülkede Ağrı'da bir köy okulunun kitaplığından kitap çaldın suçlamasıyla bir öğrenci aşağılandı, jandarmayla korkutuldu ve sonrasında buna dayanamayıp hayatına son verdi. Aldığı kitabı vermedi ya da izinsiz kitap aldı diye, neyse ne… Hırsızlığın kol gezdiği bu ülkede, bir çocuk, bir kitap ve intihar… Hemen unutuldu…
Seçim öncesi ülkenin gündemi malûm. Vaatler, vaatler… Kimsenin kültür ve sanatla, kitapla ve gerçek bilgiyle uğraşacak, bunlara dair edecek bir vaadi yok. Biz haberini verelim; Şırnak’ta Ehmedê Xanî Kütüphanesi açıldı iki ay önce. Kimsenin ruhu duymadı. Şırnak Belediyesi, bazı kurum, sivil toplum kuruluşları ve Şırnaklı gençler kurdu kütüphaneyi. Bana da fotoğraflarını gönderdiler, çok mutlu oldum. Kendi elleriyle yaptılar rafları, çaktılar çivileri. Dolu kitap var artık Şırnak’ta. Kim mutlu olmaz ki? (Bağış yapmak isteyenler benimle iletişime geçebilir.)
Diyeceğim şu ki; her yerde kitap fuarı olsun. Yayınevleri korkmasın koltuklarında oturanların savaşından… Yazarlar imza günleri için şehir ayrımı yapmasın. Bir şehirde de imzanıza 100 değil de 10 okur gelsin, ne olur? Bir şey olmaz…