Bu yıl yedincisi düzenlenen İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali, 4- 8 Mayıs arasında edebiyatseverlerle buluşuyor. Festivalin kapsamını ve sürprizlerini İTEF ekibinden dinleyelim...
30 Nisan 2015 13:00
Türkiye’nin ilk uluslararası edebiyat festivali İTEF- İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali, 4- 8 Mayıs 2015 tarihleri arasında yedinci kez edebiyatseverlerle buluşuyor. Garanti Bankası ana sponsorluğunda düzenlenen festival başlamadan, İTEF ekibinden Tütengül Küçüker ve Özge Uysal ile festival üzerine konuştuk...
Türkiye ve edebiyat festivali… Bir hayal kurdunuz ve bugünlere kadar geldiniz. 2009 yılından bugüne İTEF’in geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tütengül: 2009 yılından bu yana hem dünyadaki edebiyat festivalleri arasında hem de Türkiye'deki yazarlar arasında bilinirliğimiz her geçen gün artıyor. Özellikle yurt dışı ağımızın genişlemesinin bir kültür- sanat şehri olan İstanbul'daki edebiyat platformu için çok önemli ve değerli bir gelişme olduğunu düşünüyoruz. İTEF kökleşmiş festivaller arasında yerini şimdiden aldı, bize de mutlu olmak ve daha da büyük bir gayretle çalışmak kalıyor.
İTEF ekibi nasıl bir ekip? Ve ekip hangi hassasiyetler üzerine yoğunlaşıp programı oluşturuyor?
Özge: İTEF ekibi olarak biz işimizi severek yapıyoruz. Ortaya çıkacak etkinlikleri, festival antolojisini; kısaca festivalin her bir ürününü heyecanla bekliyoruz. Ekip esasen dört kişiden oluşuyor: Fatma, Helena, Özge ve Tütengül. Gönüllüleri de ekleyince festival dönemi ekibimiz epey kalabalıklaşıyor, 20 kişilik kocaman bir ekip oluyoruz. Biz ekipçe çok eğleniyoruz, ekip çalışmasının öneminin bilincindeyiz. Bu da işimize yansıyor elbette.
Programı oluştururken bizi de heyecanlandıracak, yazarların üzerine konuşmaktan keyif alacağı ve dinleyicilerin de takip etmekten keyif alacağı etkinlikler düzenlemeye çalışıyoruz. Hatta eşzamanlı etkinliklere katılamayacağımız için şimdiden üzülmeye başladık bile!
İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali ama Bitlis’e kadar da uzanıyor. Anadolu okurunun festivale ilgisi nasıl?
Tütengül: Anadolu okuru her türlü etkinlikte olduğu gibi, İTEF’i de heyecanla karşılıyor. İstanbul'daki okurun biraz “alışmış” olduğunu söyleyebiliriz. Ankara'dan Bitlis'e uzanan yolculuğumuzda katılımcıların daha sık bu tip etkinlik ve festivalleri beklediğini görebiliyoruz. Bu da yeni projeler ve yeni şehirlere gitme isteğimizi körüklüyor.
Bu seneki temanız Şehir ve Sınırlar… Bu temayı belirlemenizdeki nedenleri biraz açıklar mısınız?
Özge: 2015 yılı, Çanakkale Savaşı ve Ermeni Meselesi gibi hem Türkiye’de hem de dünyada önemli sonuçlar doğurmuş iki tarihi olayın 100. yıldönümü. Bu sene tema olarak “Şehir ve Sınırlar”ı belirlememizin temelindeki nedenlerden biri, yaşanan tarihi, siyasi, ekonomik vs. olayların yansımalarının en iyi edebiyatta takip edilebilecek olduğunu düşünüyor olmamız.
Sınırlar’ın yan anlamlarını, zıt anlamlarını konuşmak için 26 ülkeden 40’tan fazla yazar biraraya geliyor. Bu yıl İTEF hepimiz için çok heyecan verici bir festival olacak. En azından biz ekip olarak böyle olmasını hayal ediyoruz.
Okurlarla yazarları buluşturmanın yanında uluslararası platformlarda editör, yayınevi ve çevirmenleri de buluşturuyorsunuz. Bu profesyonel buluşmaların kapsamı ve amaçları nedir?
Özge: 2011 yılında başlatılan Profesyonel Buluşmalar- Fellowship Programı, bugüne kadar 63 uluslararası yayıncıyı festival sırasında İstanbul’da ağırladı ve Türk edebiyatının, yayıncılığının tanıtılmasına katkıda bulundu.
Bu yıl 15 farklı ülkeden gelen yayıncı, telif hakları yetkilileri, çevirmenler, çeviri fonu yetkilileri ve edebiyat festivali yöneticileri gibi sektörün 20 profesyoneli İTEF kapsamında İstanbul’da biraraya geliyor ve Türkiye’de yayıncılığın sektörel gelişimine önemli katkılarda bulunuyor.
Özellikle yurt dışından katılan yazarları nasıl belirliyorsunuz?
Tütengül: Yazarlara davet gönderirken öncelikle Türkiye'de o yıl yayımlanacak kitaplara ve yeni isimlerin olmasına dikkat ediyoruz. Bestseller isimlerin yanı sıra özellikle Türkiye'deki okuyucularla tanışmak için heyecanlı yazarları davet ediyoruz. Festivale katılacak yazarların hem İstanbul'u görmeye hem de okuyucularla buluşmaya hevesli olmaları da bir kriter aslında. Türkiye'deki edebiyat dünyası ve okuyucular için, tabii bizim için de, deyim yerindeyse ufuk açıcı yazarların gelmesine özen gösteriyoruz.
Bu yılın özel etkinliklerine dair neler söylersiniz?
Özge: Bu yılki program, geçen yıllarda da olduğu gibi, çok farklı ve heyecan uyandıran içeriklere sahip etkinliklerden oluşuyor. Bu yıl ilk defa “Gece Yarısı Edebiyatı” etkinliğiyle festivalin açılışını yapıyoruz. Dünyada da Türkiye’de de çok okunan Avustralyalı yazar Markus Zusak, Türkiye’deki okuyucularıyla biraraya geliyor. FABİSAD etkinlikleri kapsamında edebiyatın “sevilmeyen” çocuklarına selam veriyoruz. PEN International ve PEN Türkiye ile ifade özgürlüğünün dijital platformlardaki durumunu masaya yatıran bir etkinlik düzenliyoruz.
Biz İTEF Ekibi olarak çok heyecanlıyız. Bu söyleşi vasıtasıyla, heyecanımızı paylaşmak ve ufuk açan yabancı- yerli yazarlarla söyleşmek üzere herkesi bir kez daha İTEF - İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali etkinliklerine davet etmiş olalım.