Kıraathane Kitap Şenliği'nden izlenimler – 3

Dördüncü Kıraathane Kitap Şenliği'ne katılan yayınevlerinin stantlarındaki kitaplardan ve hazırlamakta oldukları yayınlardan bazıları: Aras, Corpus, Flaneur, Lemis, Metropolis, Umami.

16 Eylül 2022 17:17

Corpus Yayınları

Corpus 2016 yılında yayıncı Ömer Över, sanatçı-yazar Ekrem Kahraman, ve akademisyen-tasarımcı Savaş Çekiç tarafından “nesne kitap” fikrinden yola çıkılarak kurulan bir yayınevidir. Farklı dillerden Türkçeye çevrilen kuram kitaplarından bir külliyat yaratmayı amaçlayan yayınevi aynı zamanda sanatçı kitaplarını da İngilizce-Türkçe olmak üzere yayınlamaktadır. Sanat Kazası, Bir Öğretmenin Eskiz Defteri, Yapıtsız Sanatçılar – Yapmamayı Yeğlerim, İmgenin Zamanı, Pek Kronolojik Olmayan Hayatımız: Türkiye’de Modernleşme ve Sanat isimli bazı kuram kitaplarının yanında Titreşimlerin Büyüsü – Devrim Erbil, Bubi, Desen – Günce – Nevhiz isimli bazı  sanatçı kitaplarını yayınlamıştır. Corpus, “nesne kitap” fikrini daha da güçlendirmek ve görsel sanatlar alanına kazandırdığı külliyatı, daha geniş kesimlere ulaştırabilmek için 2017 yılında Corpus Galeri’yi kurdu.

Çağdaş Sanat Nasıl Oluyor Yani?  

Çağdaş Sanat Nasıl Oluyor Yani?, Türkiye’de 80’lerden bu yana görsel sanatlar alanında yaşanan gelişimi anlama ve paylaşma çabasının izdüşümü olan “1980’den Günümüze Türkiye’de Görsel Sanatlar: Tanıklıklar ve Paylaşımlar” başlıklı konuşma dizilerini bir araya getiriyor. “Sanatçılar”, “Atölyeler”, “Galeriler”, “Basın”, “Bienaller”, “Sanatçı Kolektifleri”, “Sergiler”, “Küratörlük”, “Yayıncılık”, “Bağımsız Oluşumlar”, “Çok Merkezli Sanat”, “Kurumlar”, “Sanat Piyasası”, “Yayıncılık”, “Kültür Politikaları”, “Eleştiri ve Eleştirmenlik”… Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Birliği (AICA) Türkiye Şubesi’nin düzenlediği ve 2012 yılı Aralık ayının son iki haftası ile 2013’ün Ocak ayının ilk haftasında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sedat Hakkı Eldem Oditoryumu’nda gerçekleşen bu konuşmalara ilişkin kapsamlı ve belgesel bir yayın olan Çağdaş Sanat Nasıl Oluyor Yani?, sanat alanından farklı aktörlerin tanıklıkları, tartışmaları ve paylaşımlarıyla, Türkiye’de çağdaş sanatın 80’lerden bugüne uzanan serüvenine dair bir bilanço niteliği taşıyor.

Ekphrasis: Çağdaş Sanatta Bireyleşmeler I
Barış Acar

Ekphrasis Üçlemesi, en basit anlamıyla bir kolaj kitap olarak görülebilir. Barış Acar “kolaj” kavramının bütün modern düşünceye damgasını vurduğunu ve günümüzde ekphrasis’in kurgusunda bu arayış ruhunun egemen olduğunun altını çiziyor.

Ekphrasis: Görünür ile Söylenir Arasındaki Geçitler başlığını taşıyan birinci kitabın ardından Çağdaş Sanatta Bireyleşmeler - Ialt başlığını taşıyan bu ikinci kitap doğrudan sanatçılar üzerine yazılardan oluşuyor: Cevdet Erek, .-_-., Nova Kozmikova, Handan Börüteçene, Nancy Atakan, Canan Dağdelen, Ferhat Özgür, Genco Gülan, Erdal Duman, Mehmet Ali Uysal, Sera Marshall, Ekrem Kahraman, Hakan Gürsoytrak, Zeliha Akçaoğlu, Nazım Ünal Yılmaz, Ali Elmacı, Burcu Perçin, Nihal Martlı, Nur Gürel, Hayri Ağan, Kemal Seyhan, Mustafa Duymaz, Uğur Güler, Serdar Milli, Selma Gürbüz, Burhan Doğançay, Abidin Elderoğlu, Şadi Çalık, İlhan Koman, Kuzgun Acar, Osman Dinç, Mehmet Aksoy, Selçuk Yılmaz, Gül Ezen, Atilla Torunoğlu, Uygur Asan, Ziya Azazi.. 

Aras Yayıncılık

Aras Yayıncılık 1993 yılında, Ermeni kültürünün üretildiği en önemli şehirlerden biri olan İstanbul’da kuruldu. Kısa zamanda Ermenice edebiyata açılan pencere” olarak nitelenmesine yol açan bir yayın çizgisi izledi. Ermenice ve Türkçe kitaplarıyla, Türkiye’de iki dilli yayın yapan ender yayınevlerinden biri oldu. Kuruluşundan itibaren taşıyıcısı olduğu kültürel mirası korumaya, aynı zamanda unutulmaya yüz tutmuş kıymetli işleri okurla buluşturmaya çalıştı. Ermeni yazarlardan çeviri kitaplar veya çağdaş Ermeni yazarların kaleminden Türkçe eserler yayımlamanın yanı sıra, Ermeni tarihi, edebiyatı ve kültürüyle ilgili yapılan derinlikli çalışmaları da basan yayınevi, bu yolla, aynı coğrafi bölgede doğup büyümüş, yan yana yaşayan farklı kültürlerden insanların birbirlerini edebiyat yoluyla daha iyi tanıyıp, anlamalarına yardımcı olmayı, insanlığın ortak değerlerine birlikte katkıda bulunmayı amaçlıyor. Anadolunun kültürel öğelerini gelecek kuşaklara da taşımaya aracılık eden Aras Yayıncılık, Türkiyede köklü bir geçmişi olan Ermeni yayıncılık geleneğinin temsilcisi ve sürdürücüsü olmayı hedefliyor.

Sahnemizin Değerleri
Nesim Ovadya İzrailin sunuşuyla
Aşod Madatyan

Sahnemizin Değerleri, tüm yaşamını sahneye adamış rejisör Aşod Madatyan’ın 1880’lerden 1940’lara Osmanlı-Türkiye tiyatro tarihinde derin izler bırakmış oyuncular hakkında kaleme aldığı eleştirilerini içeriyor. Kariyeri boyunca birlikte sahne aldığı veya oyunlarını yönettiği Kâmil Rıza, Ahmet Fehim, Arusyag Papazyan, Bedia Muvahhit, Cahide Sonku, Mardiros Mınakyan, Muhsin Ertuğrul, Naşit Özcan, Neyire Ertuğrul, Bedros Atamyan, Halide Pişkin ve daha pek çok oyuncu, bu kitapta Madatyan’ın eleştiri süzgecinden geçer ve tiyatro tarihinde yerini alır. İlk kez 1943-1944’te yayımlanan ancak yıllar içinde her nasılsa unutulan bu derinlikli çalışma, gazeteci, yazar ve çevirmen Burhan Arpad’ın sözleriyle “Türk sahnesi için yazılmış ilk batılı eser”dir. Adeta kayıp bir hazine olan Sahnemizin Değerleri’ni, tiyatro tarihimize sunduğu büyük katkının bilincinde, yıllar sonra Türkçe okurla buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz.

Çiçekli Defter
Laurent Galandon

Laurent Galandon ve Viviane Nicaisein eseri olan Çiçekli Defter, Aras’ın çizgi roman serisinden yayımlanacak. 1915ten günümüze, Anadoludan Fransaya uzanan, Ermeni Soykırımı’nın kanlı karmaşasında dağılmış bir ailenin hikâyesi çevresinde Türkler ve Ermeniler arasındaki aşılmaz duvarlara, ancak bir yandan da bu duvarlar üzerindeki ışık sızan çatlaklara dikkat çeken Çiçekli Defter, gecenin en karanlık anı ardından gelen gün ışığına selam ediyor. Akıcı, çarpıcı hikâyesi, muhteşem çizimleriyle bu kitap, edebiyat ve çizgi roman sevenlerin beğenisini tatmin edecek.

Flaneur Books

Flaneur Books, 2012’de kuruldu. Nitelikli grafik roman yayıncılığı yapma amacı güden yayınevi, zaman içinde dünya çapında tanınan önemli sanatçıların eserlerini, artık imzası haline gelmiş limitli edisyonlarla birlikte yayımladı. Son yıllarda yayın programına Türkiye’den de sanatçılar dahil etmeye başlayan Flaneur’ün kataloğunda çizim, kompozisyon, hikâye açısından değerli ve popüler kültür ya da edebiyat tarihi içinde önemli pek çok yayın bulunuyor: Bunlar arasında Jean-Pierre Gibrat’nın İkinci Dünya Savaşı’na odaklanan epik anlatıları; Alan Moore ve Eddie Campbell’ın grafik romanın seyrini değiştiren birkaç kitaptan biri olan From Hell/Cehennemden Gelen’i; çizim dünyasının yaşayan efsanesi Robert Crumb’un eserleri; Craig Thompson’ın başyapıtı Habibi ve pek çok yazar-müzisyen grafik-biyografisi var. Flaneur, okura çok özenli editöryal ve grafik çalışmaları ile sunduğu kitaplarından kimileri için hazırladığı ve sanatçılardan imzalı serigrafiler ya da koleksiyonluk nesneler içeren edisyonlarıyla da ünlü. 

Nick Cave and The Bad Seeds Artbook 

Flaneur’ün 50. kitabı Nick Cave and The Bad Seeds Artbook, sadece Türkiye’de bulunabilen, benzersiz bir edisyon olarak hazırlandı. Reinhard Kleist’ın (Türkçede de bulunan) Nick Cave grafik romanını yaratma sürecini anlattığı kitapta, daha önce görülmemiş çizimler, eskizler, ‘içeriden’ ipuçları ve Nick Cave’in iki parçasının Kleist tarafından çalışılmış versiyonları da bulunmakta. Sanatçı tarafından imzalanmış bir serigrafinin eşlik ettiği kitabın limitli edisyonu ise, Cave’in The Mercy Seat ve Deanna parçalarını içeren özel tasarım bir 45’lik plak içeriyor. Yüzyılın en büyük popüler kültür ikonlarından biri olan Nick Cave’in eserlerine, iç dünyasına ve kariyerine derinlemesine dalan albüm, Türkçedeki özgün edisyonu ile Flaneur Books kitaplığının onuncu yılındaki 50. kitabı. 

Sophie'nin Baladı
Filipe Melo, Juan Cavia
 

Filipe Melo ve Juan Cavia ortaklığının ürünü Sophie’nin Baladı, son yılların en etkileyici ve sürükleyici grafik romanlarından biri olarak, Eisner ve Harvey gibi önemli ödüllere aday oldu ve çok konuşuldu. Neredeyse bütün yüzyılı kateden hikâyesinde savaşın getirdiği işgallerden dostluk ve aşka, piyano edebiyatından gösteri dünyasının kaotik taraflarına dek pek çok uğrak geçiliyor. Genç Julien Debois’nın onun için giderek hem bir nemesis hem bir tutkuya dönüşen dahi piyanist François Samson ile ilgili hikâyesini anlatması giderek öyle dallanıp budaklanıyor ki, müziği, şöhreti, kuşakları, zamanları ve yalnızlığı bile aşan yerlere ulaşıyor. Kitaba adını veren ya da adını kitaptan alan özgün bir bestesi/kaydı da bulunan Sophie’nin Baladı’nda genç bir gazeteci inzivada yaşayan ünlü piyanist ve şovmen Eric Bonjour’un kapısını çalıp geçmiş ve şimdiyi iç içe geçiren ‘reaksiyonu’ başlatıyor. 

Lemis

Lemis mekân, sanat, estetik meselelerine çoğunlukla politik bir perspektiften bakan metinler, sinema, müzik kitapları ve kanondışı edebiyat eserleri yayımlayan bir yayınevi. 

Kabuklar
Georges Didi-Huberman

Lemis standının en öne çıkan kitabı Georges Didi-Huberman'ın Kabuklar'ı oldu.

Kabuklar, adını yazarın Haziran 2011’de Auschwitz Müzesi’ni ziyareti sırasında kendi ifadesiyle “soykırımın sessiz tanığı” huş ağaçlarından kopardığı kabuklardan alıyor.

Özellikle imge ve fotoğraf üzerine çalışmalarıyla öne çıkan Didi Huberman'ın bu ziyaret boyunca çektiği fotoğraflar metne eşlik ediyor. Kabuklar, okuru mekân, hafıza, tanıklık, görme ve tahayyül etme üzerine düşünmeye davet eden bir deneme, aynı zamanda keskin bir müze ve müzecilik eleştirisi.

Kabuklar'ın gördüğü ilgi sevindirici ve motivasyon kaynağı oldu, zira sırada bir başka, sürpriz bir Didi-Huberman kitabı var...

Biyopolitika ve Modern Mimarlığın Ortaya Çıkışı
Sven-Olov Wallenstein

Sven-Olov Wallenstein bu kitapta, mimarlığın hem içsel mantığının, yani teorisinin, hem de bir araç olarak seferber edilme biçiminin dönüştürüldüğü, klasik paradigmanın terk edildiği noktanın aynı zamanda biyopolitik makinenin ortaya çıktığı eşik olduğunu gösteriyor. Wallenstein’a göre, modern mimarlık biyopolitik makinenin önemli bir parçasıdır. Bu da temel amacının öznellik üretmek olduğu ve modern öznenin soybilimi açısından yorumlanması gerektiği anlamına geliyor. Dolayısıyla da, panoptik ilkeyi herhangi bir arkitektonik formla değil, Foucault’nun “diyagram” dediği şeyle –iktidar ilişkilerinin ortaya çıktığı ve pek çok fiziksel şekle (hastane, hapishane, kışla, fabrika, okul, vs.) bürünebilecek soyut bir makineyle– ilişkilendirmek gerekiyor.

Wallenstein’ın benimsediği Foucaultcu perspektiften baktığımızda, yeni fikirlerin kentsel mekânın tamamına yayılmadan önce test edildiği bir tür “laboratuvar” haline gelen modern hastanenin, klasik paradigmayı yerinden eden yeni mimarlık mantığının en somut örneklerinden biri olduğunu görürüz. Kitabın ikinci yarısında modern hastanenin iki yüzyıllık seyrinden bir kesit alan görsel bir deneme bulunuyor.

Metropolis Kitap

Metropolis Kitap dünyanın dört bir yanında söylenen yeni sözlerin, parlak fikirlerin, yaratıcı çözümlerin, ufuk açıcı tartışmaların Türkçedeki basılı mecralarından biri olma amacıyla Eylül 2016'da yayın hayatına başladı. Yayın programında yalnızca edebiyat dışı türde ve çoğunlukla çeviri eserlere yer veren Metropolis’in halihazırda 17 kitabı bulunuyor.

Kendine Ait Bir Yuva: Yetişkinlikte ayrılma-bireyleşme mücadeleleri
Sarah Fels Usher

Kanadalı psikolog Sarah Fels Usher, "Kendine Ait Bir Yuva"da gelişimin ileriki aşamalarında yaşanan ve kişinin benliğini tanımlayan ayrılma [separation] meselesine eğiliyor. Okul, iş veya bir ilişki sebebiyle evden ayrılmak üzere atılan somut adımlar da dahil buna, aile üyeleriyle kurulan ilişkilerin ruhsal bakımdan değişip dönüşmesi de. Ebeveynlerden ve kardeşlerden ayrılma görevini hayatın daha erken dönemlerinde tamamlayamamış bireylerin ve çiftlerin yaşadıklarına odaklanan Usher, ayrı bir hayata sahip olma hakkı için yetişkinlikte verilen mücadeleleri kendi danışanlarının deneyimleri ve Margaret Mahler’in kuramı üzerinden ele alıyor.

Çin Nasıl Çin Oldu?
Jonathan Clements

Çin’in müfredattaki ders kitaplarında “Yüzyıllık Aşağılanma” adı verilen bir dönemden söz edilir. 1839 dolaylarından 1949’a dek süren bu dönemde Çin, yabancı güçlerin saldırısına uğramış, sömürgeleştirilmiş, kaynaklarına el konmuş ve güç diplomasisi yüzünden limanlarını zorla ticarete açmak zorunda kalmıştı. Ayrıca Afyon Savaşları’nın ardından Çinlilere uyuşturucu satma imkânları genişleyen İngilizler, Hong Kong adasını 1841’de devralmışlardı.

Bugünse dünyanın en büyük ekonomileri (ya da süper güçleri) sıralamasında ABD’nin ardından ikinci sırada gelen Çin, SSCB'nin dağılmasından sonra şekillenen dünya düzeninde yeni bir denge unsuru olarak öne çıkıyor. Uzakdoğu Asya tarihi uzmanı Jonathan Clements, bu kitapta bütün bu tarihi, Çin’i Çin yapan dönüm noktaları ve dönüşüm dinamikleri üzerinden ele alıyor. Çin uzmanı siyaset bilimci Ceren Ergenç de bu kitap için kaleme aldığı sonsözde, Xi Jinping yönetimi altındaki Çin’in gidişatını birinci elden değerlendiriyor. Çin Nasıl Çin Oldu? modern Çin’i merak eden herkes için derli toplu bir başvuru kaynağı.

Umami Kitap

Umami Kitap ilk kitabını 2021 Eylül’de yayımlamış, yayıncılık macerasında henüz bir yılı geride bırakmış yeni bir yayınevi. Dünyadan çağdaş queer ve feminist kitapları Türkçe okuruyla buluşturmak üzere kurulan Umami, kâr amacı gütmeyen, tüm gelirini yeni kitaplar yayımlamak üzere kullanan bir yapıya sahip. Üç yakın arkadaş tarafından kurulan Umami, kurucularının gönüllü emeği ve birlikte çalıştığı çevirmen ve tasarımcıların özenli katkılarıyla hem queer feminist edebiyatın bilinirliğini artırmayı hem de edebiyat çevresinde yeni tartışmalara alan açabilmeyi hedefliyor. Umami’nin yayımlanmış Yakut Orman (Rita Mae Brown) ve Cennet Çürüdü (Jenny Hval) adlı iki kitabı bulunuyor.

Cennet Çürüdü
Jenny Hval

Şu an Kıraathane Kitap Şenliği standımızda okuru bekleyen kitaplarımızdan biri Cennet Çürüdü. Kendi okurunu bulacağından çok emin olduğumuz bir kitaptı ki yavaş yavaş bunun gerçekleştiğini görüyoruz aldığımız geri dönüşlerden. 2021 Mart ayında, aynı zamanda müzisyen de olan Norveçli yazar Jenny Hval’ın Classic Objects albümüyle eşzamanlı olarak okurla buluşan romanı Cennet Çürüdü üniversite okumak üzere başka bir ülkeye giden Jo isimli karakterin yaşadıklarını anlatıyor. Cinsel uyanışın ve queer arzunun, seslerin ve yüzeylerin, duyguların ve rüyaların iç içe geçtiği bir roman Cennet Çürüdü. Dilek Başak’ın Norveççeden çevirisiyle yayımladığımız roman özellikle beden, çürüme, rüya temaları etrafında dönen ilginç metinleri seven okurlar için mutlaka göz atmaları gereken bir kitap.

Açık Sular (Open Water)
Caleb Azumah Nelson

Umami’nin üçüncü kitabı ise geçen yılın çok konuşulan kitaplarından Açık Sular (Open Water). Caleb Azumah Nelson henüz çok genç, geçen yıl ilk romanı Açık Sular yayımlandığında sadece 26 yaşındaydı ve biz ilk romanını yayına hazırlarken ikinci kitabını tamamladığı haberini aldık. Açık Sular aslında bir aşk hikâyesi diyebiliriz. Londra’da yaşayan iki Siyah gencin tanışma, yakınlaşma, birbirlerinde köklerini ve kendilerini bulma çabalarının hikâyesi. Yayın programında sınırlı kitabı olan kapasitesi de çok küçük bir yayınevi olarak her kitap seçimimizde bir sürü soru soruyoruz kendimize, bu sorulara verdiğimiz cevaplar da o kitapları en iyi tanımlayan şeyler oluyor. Açık Sular sanırım en çok ırk konusunu erkeklik üzerinden de ele alması, yazarının ve karakterinin kırılganlıklarını bu kadar kolay ifade edebilmesi ve şiirsel dili sebebiyle yayın programımıza aldığımız bir kitap oldu. Çevirisi Didem Dinçsoy tarafından yapılan kitabın editoryal süreci devam ediyor. Umarız birkaç ay içinde okurla buluşacak Açık Sular.

•