Guguk Kuşu, Amadeus, Hair ve Aydaki Adam gibi filmleriyle sinema sanatına eşsiz katkılarda bulunan Miloš Forman, 86 yaşında hayatını kaybetti
Pek çok sinema eleştirmeni tarafından başyapıt olarak nitelendirilen Guguk Kuşu ve Amadeus gibi unutulmaz filmlerin yönetmeni Miloš Forman, 86 yaşında hayatını kaybetti. Çek haber ajansı CTK, Forman’ın kısa süreli bir rahatsızlık sonrasında ABD’de hayatını kaybettiğini bildirdi.
Çekoslovakya’da 1932’de dünyaya gelen Miloš Forman, Çek mizahını eşsiz anlatım diliyle beyazperdeye taşıyan ve Hollywood’da da başarıya ulaşmış usta bir yönetmendi. Ailesini Nazi toplama kampı Auschwitz’de kaybeden Forman, Prag’da bulunan Müzik ve Dramatik Sanatlar Akademisi ile Film Akademisi’nde eğitim gördü. Forman, biyografisinde yer alan bilgilere göre, çocukluğu hakkında şu sözleri kaydetmişti: “Annemle babam gerçek birer vatanseverdi; zaten büyük ihtimalle bu nedenle öldüler. Ancak çok sonraları, birdenbire kendimi vatanımdan ve oranın kültüründen, ailemden çok uzakta bulduğumda, kendimi çocukluğumun ülkesinden koparılmış bulduğumda, ülkeme karşı bu derinlemesine düşkünlüğü onlarla paylaştığımın ayırdına vardım.”
İlk dönem filmlerinde gençliğin coşkularını, hayallerini ve hayal kırıklıklarını beyazperdeye aktaran Forman, The Loves of a Blonde filmiyle En İyi Yabancı Film kategorisinde Oscar adaylığı alarak uluslararası düzeydeki ilk başarısını kaydeder. Forman, daha sonra, 1967’de de Koşun İtfaiyeciler adlı filmiyle aynı başarıyı tekrarlayacaktır.
Prag Baharı’nın yaşandığı 1968 yılında Paris’te bulunan Miloš Forman, Varşova Paktı müttefiklerinin Prag’ı işgal etmesi üzerine, ABD’ye göç eder. Forman, ABD’deki ilk yönetmenlik denemesi olan ve Amerika’daki kuşak çatışmasını ele alan Taking Off filmiyle, 1971’de Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü kazanır.
Yönetmen, Ken Kesey’nin aynı adlı romanını beyazperdeye aktardığı Guguk Kuşu filmiyle adını sinema tarihine silinmeyecek şekilde yazdırır. Jack Nicholson ile Louise Fletcher’ın başrolleri paylaştığı yapım, En İyi Yönetmen ve En İyi Film de dâhil olmak üzere beş dalda Oscar Ödülü’ne değer görülür. Forman, Amerikan Yönetmenler Birliği’nde yaptığı bir konuşmada, filmin yapım aşamasında arkadaşlarının ve yakınlarının kitabı “fazla Amerikan işi” buldukları için kendisini eleştirdiklerini söyledikten sonra, şunları dile getirir: “Onlara, bana göre bunun edebiyat değil, gerçek hayat olduğunu, 1932’de doğduğum günden 1968’e dek Çekoslovakya’da yaşadığım gerçek hayat olduğunu, filmi de bu yüzden çekmek istediğimi söyledim. İşte, benim Ratched Hemşire’m de Komünist Parti’ydi; neyi yapıp neyi yapamayacağımı, neyi söyleyip neyi söyleyemeyeceğimi, nereye gidip nereye gidemeyeceğimi, hatta ve hatta kim olup kim olmadığımı söyleyen oydu.”
Guguk Kuşu, gişede büyük başarı kazanmasının yanında, o güne dek Akademi Ödülleri’nin en büyük beş ödülünü eve götüren ikinci film olarak da sinema tarihine geçer. Forman, Hair müzikalini beyazperdeye aktardığı Hair- Bırak Güneş İçeri Girsin filmiyle 1979 yılında gişe başarısını tekrarlar. 1984 yılında ise, Wolfgang Amadeus Mozart’ın hayatını, dönemin saray bestecisi ve ünlü müzisyenin en büyük rakibi Salieri’nin gözünden beyazperdeye aktaran Amadeus filmiyle Forman, dokuz dalda Oscar Ödülü kazanmakla kalmaz, En İyi Yönetmen dalında altın heykelciği de ikinci kez kucaklar.
Sinema sanatına 11 uzun metraj filmle katkıda bulunan Miloš Forman, 1989 sonrasında sinemaya yedi yıllık bir ara verir. 1996’da Lara Flynt: Skandalın İsmi filmiyle bir kez daha Oscar’a aday gösterilen Forman, efsanevi komedyen Andy Kaufman’ın hayatını anlattığı ve Jim Carrey’nin başrolde yer aldığı Aydaki Adam filmiyle 1999’da Berlin Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülü’nü kazanır. Forman’ın tamamlanmış son filmi, 2006’da gösterime giren Goya’nın Hayaletleri’dir. (K24)