Engellenmemiş Kızlar'ın yazarı, ödüllü gazeteci Tanith Carey ile kadın olmak, kız çocukları yetiştirmek ve ebeveynlik üzerine konuştuk...
13 Nisan 2017 13:50
Porno kültürünün gitgide yaygınlaştığı, örtük şiddetin normalleştiği ve güzellik normlarının gün geçtikçe ulaşılmaz hâle geldiği bir dünyada çocuk sahibi olmak, hele de kız çocuğu sahibi olmak kulağa ürkütücü gelebilir. Fakat Engellenmemiş Kızlar’ın yazarı Tanith Carey öyle düşünmüyor. Britanyalı gazeteci ve yazar Tanith Carey, ebeveynlik ve çocuk yetiştirmek üzerine kaleme aldığı kitap ve yazılarıyla tanınıyor. Carey'nin ilk olarak Mart 2015’te yayımlanan ve dünya çapında ilgiyle karşılanan Girls, Uninterrupted adlı kitabı Engellenmemiş Kızlar adıyla Türkçe okurlarıyla buluştu. Engellenmemiş Kızlar’da özgür ve özgüvenli kız çocukları yetiştirmenin incelikleri üzerine düşünen Carey’nin kendisi de iki kız çocuğu sahibi ve kitabında da çoğunlukla kendi deneyimlerinden yola çıkarak çözümler üretmeye girişiyor. Yazara göre, bütün dış etmenler bir yana, kızlarımızı yine de özgür ve güçlü bireyler olarak yetiştirmemiz mümkün. Kız çocuğu yetiştiren ebeveynler için adeta bir “hayatta kalma” rehberi olan Engellenmemiş Kızlar’ın yazarı Tanith Carey’le kadın olmak, kız çocukları yetiştirmek ve ebeveynlik üzerine sohbet ettik.
Kız çocuklarını bekleyen dünya tasviri oldukça korkunç; pornografik pop kültürü, sosyalleşme ihtiyacının getirdiği sorunlar, taciz vb. durumlar... Hâlihazırda anne olanlarımız kendimizi kızlarımızı korumaya hazırlayabilir, fakat henüz çocuk doğurmamış olan ve doğurma arzusu duyanlarımız bu görüntü karşısında kendilerini çocuk doğurmaya nasıl motive edebilirler?
Dünyanın karşı karşıya olduğu iklim değişikliği, aşırı nüfus, aşırılık ve politik karışıklıklar karşısında güçlü kadınlara her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Bu yüzden de genç yaşlarında daha güçlü olabilen kızlar yetiştirmemiz şart. Kitapta anlattığım pratik yollarla içsel benlik değerinin güçlü bir çekirdeğini inşa etmeleri için onlara yardım etmeliyiz. Aynı zamanda sorgulayıcı bir zihin geliştirmeleri gerekiyor, böylelikle kadınların erkeklerle eşit olmadığı ya da yalnızca cinsel değerlerine göre değerlendirilmeleri gerektiği gibi yanlış fikirleri körü körüne kabul etmezler.
Engellenmemiş Kızlar’ı yazmanızın ardındaki en önemli motivasyonun kızlarınız Lily ve Clio olduğunu biliyoruz. Ama merak ettiğim, kızlarınız dünyaya gelip bu aydınlanmayı yaşamadan önce siz bir kız çocuğu, bir kadın olarak karşılaştığınız cinsiyetçi dayatmalarla nasıl baş ettiniz?
Kızlarım doğmadan önce de kalıplaşmış kadınlık fikirlerinin dışında yer alıyordum. Görünüşümle değil, yalnızca işim ve kendi değerimle kabul edilebilmek için çok sıkı çalıştım.
Yaşım ilerleyip güvenim artınca cinsiyetçiliği sorgulamaya başladım. Bir yabancı, sokakta gözünü dikip bana bakmaya başlarsa ya da laf atarsa ona beni tanımadığı hâlde neden bana baktığını ve dikkatimi çekmek için neden uğraştığını sorardım. Kızlarım doğduğunda nasıl göründüklerinin onların kim ve ne olduğuna dair küçük bir parça olduğunu ve bunun onlara kıymet katan yegâne şey olmadığını bildiklerinden başından beri emin oldum. Onlara başkaları tarafından nasıl göründükleriyle yargılanacak nesneler olmadıklarını anlattım. Onlara bu standartlara uymaya çalışmanın yalnızca ulaşabilecekleri çok daha önemli şeylere ulaşmaları konusunda onların dikkatini dağıtacağını anlattım.
Engellenmemiş Kızlar'ın en önemli odak noktası, bugün sosyal medyadan televizyon reklamları ve filmlere kadar kız çocuklarının hiç olmadığı kadar fazla güzellik imgesiyle karşı karşıya geliyor olması. Bunu engellemek mümkün olmadığına göre, onların bu imgelerle başa çıkması için öncelikli olarak neler yapabiliriz?
Kitapta ebeveynlere kızlarına kim oldukları ve kendileri hakkında ne hissettikleri konusunda yardımcı olmayan bir dünyaya gözlerini açmakta nasıl yol gösterebileceklerini anlatıyorum. Ben de kızlarımı, henüz küçük birer çocuklarken, etraflarında gördükleri şeylere inanmamaları konusunda eğittim. Reklam panolarında gördükleri modellerdeki “düzeltilmiş” yerlerini bulma oyunları oynardık. Onlara süpermodel gibi görünen sekiz kadın ve süpermodel gibi görünmeyen üç milyar kadın olduğunu anlattım.
Kız çocuklarını tehdit eden en önemli unsurlardan biri güzellik algısı, üstelik burada normu da toplum belirliyor. Bu şartlar altında makul bir güzellik kavramını nasıl belirleyebiliriz? Burada dikkate alınması gereken sınır nedir?
Bu, kişisel bakım konusunda bir denge geliştirmekle ilgili. Kızlarıma vücutlarıyla ilgilenmeyi öğrettim, fakat vücutlarının nasıl göründüğüyle değil, vücutlarının nasıl olduğuyla ilgilenmeyi. Onlara sağlıklı olmanın ve sağlıklı beslenmenin bedenlerini mümkün olduğunca verimli hâle getireceğini ve onlara daha çok şey yapmak için enerji vereceğini açıkladım.
Ben küçükken yeterince güzel olmadığımı düşündüğüm için güzellikten tümüyle vazgeçmiş ve “akıllı kız” olmaya karar vermiştim. Kız çocuklarına güzellik ve akıllılığın birbirinin zıddı olmadığını, ikisinin de bir arada bulunabileceğini nasıl anlatmalıyız?
Evet, kadının YA güzel YA DA akıllı olabileceğine dair bir düşünce var, ikisi birden olamayacağınıza dair bir düşünce. Sorgulayın bunu. Erkekleri bunlardan herhangi biri olarak kabul etmiyoruz; ya yakışıklı ya da zeki diye, değil mi? Güzel kadınlara bu kadar çok değer verilmesi onların başka bir şeye ihtiyacı olmadığını düşünmeye mi sebep oluyor? Kadınları görüntüleri üzerinden değerlendirmek kolayımıza geldiği için mi kadınların güzelliğinin bizi körleştirmesine izin veriyoruz? Soruyorum, neden kadınları evvela görünüşlerine göre değerlendirmekte bu derece ısrarcıyız? Angela Merkel, Theresa May, Hillary Clinton ve Michelle Obama harika rol modeller. Kadınların dünyayı yönetebileceğini ortaya koydular. Zihinleri onların en önemli parçaları.
Geçmişte eğitim, oy hakkı ya da iş yerinde eşit ücret için mücadele ediliyordu. Siz de, kız çocuklarının bugün her zamankinden daha sağlıklı olduğunu ve eğitime daha kolay ulaştıklarını belirtiyorsunuz. Peki, bugün en önemli mücadele başlıkları ne sizce?
Bana göre en büyük mücadele başlığı erkeklere, kadınlara nesne gibi davranabileceklerini düşündüren vahşi pornografiyle mücadele etmenin bir yolunu bulmak. Porno izlemenin genç erkekler arasında teşvik ettiği kadın nefreti ve kadın düşmanlığı ile mücadele etmeliyiz. Bu, kadınların rutin bir biçimde şaplak atılacak, üzerine işenecek ya da boğazlanacak bir şey olarak görülmesine neden oluyor. Porno günümüzde delikanlıların cinsel eğitimindeki en kuvvetli form. Bu yüzden ilk kez cinsel deneyim yaşayan genç erkeklerin seksin böyle bir şey olduğuna inanmasında şaşılacak bir şey yok. Oğullarımıza pornonun gerçek yaşam olmadığını, rol yapmak olduğunu anlamalarında yardımcı olmalıyız. Böylelikle pornoyu bir tür kullanım kılavuzu olarak görmez ve kadınlara o gözle bakmazlar.
Toplum tarafından yaratılan “mükemmel kız çocuğu” şartlarının ileride karşı cinsle rekabet içinde olacakları durumlarda kız çocuklarını geriye düşüreceğini düşünüyor musunuz?
Kızlar zaten pek çok ülkede okulda, üniversitede ve iş yaşamında erkek çocuklarından daha öndeler. Yine de kızlarımızı “Küçük Bayan Mükemmel” olarak yetiştirmememiz gerektiğini düşünüyorum. Doğasında insanları memnun etmek olan kız çocukları, erkek çocuklarına oranla daha mükemmel olmaları gerektiği mesajını özümsemeye eğilimlidirler. Fakat yaşları ilerlediğinde her zaman uyum sağlamak zorunda olmadıklarını bilmeliler. Kızlarınıza kimsenin mükemmel olmadığını ve varlık sebeplerinin başkalarının beklentilerini yerine getirmek olmadığını hatırlatın.
Kız çocuklarını yetiştirirken bugüne dek kitabınızda saydığınız yanlış davranışları sergilemiş ebeveynler için bu durumu geri döndürmek, telafi etmek mümkün mü? Kız çocuğu yetiştirilirken küçük yaşta yapılan hatalar ilerleyen yaşlarda nasıl telafi edilebilir?
Fikirlerinizi ve çocuklarınıza ilettiğiniz mesajları gözden geçirmek için asla geç değil. Bu yüzden kitabım henüz doğmamış kız çocuklarından 16 yaşındakilere, hatta daha da ileri yaşlardaki kız çocuklarının ailelerine hitap ediyor. Bizler çocuklarımızın en önemli rol modelleriyiz. Düşünme biçimimizi değiştirme ve kızlarımıza daha derin düşünmelerinde yardım etme imkânına her daim sahibiz.
Tanith Carey’nin tüm bu tavsiyeleri Britanya'da yaşayan eğitimli bir kadın olarak verdiğini biliyoruz. Dünyanın birçok yerinde ise çocuğun cinsellikle erken tanışması okulda dahi karşılaştığı güzellik algısı ile mücadele etmesi, hâlâ eğitim ve hatta yaşam hakkı gibi en temel haklarından mahrum çocuklar için ikincil sorun olarak kalıyor. Kitabınızdaki konuların aslında belli bir coğrafyada ve belli bir sınıf içinde yaşayan annelere hitap ettiğini söyleyebilir miyiz?
Benim kitabım her türden kız çocuğu ebeveyni için. Kızların erkeklerle eşit fırsatlara sahip olmadığı yerlerde bu durum sorgulanmalı, kızların temel haklarından mahrum bırakıldığı ülkelerde bu daha da önemli. Çünkü bu gibi ülkelerde sağlık ve eğitim gibi en önemli şeyleri kaybedecekler.
Son olarak, biz yetişkin kadınlar içimizdeki o aşağılanmış, ötelenmiş, topluma ayak uydurmayı başaramamış ve yaralanmış kız çocuğuyla nasıl konuşmalıyız? Bugünkü güvensizliklerimizin birçoğunun kaynağı olan o çocukluk yaşantılarının bir telafisi mümkün mü sizce?
Yetişkin kişiler olarak bizler kendimizin ebeveynleriyiz. Eğer çocukluğumuzda zor zamanlar geçirmişsek geriye dönüp o korkmuş ve kafası karışmış çocuk hâlimize şefkâtle yaklaşmalıyız, özellikle de şu görmüş geçirmiş hâlimizle. Eğer biz içimizdeki çocuğa ebeveynlik etmezsek kimse etmez.