DİĞER
"Bir çeviriye neden iyi veya kötü dediğimizi açıklamaya çalışırken, kendi dil anlayışımıza dair, belki de o güne dek farkında olmadığımız pek çok noktaya temas ederiz. Dil gibi dolambaçlı bir alanda karşı tarafa parmak sallayacaksak da önce kendi kavram dünyamızdan yola çıkmamız, kendimizin neyi nasıl veya ne kadar doğru anladığını değerlendirmemiz, çevirinin işleyiş mantığını göz önüne almamız ve en nihayetinde doğru veya yanlış bulduklarımızı gerekçelendirmemiz gerekiyor."
Evde doğru eşyaları, doğru eşya oranını, doğru düzeni tutturduğumuzda, hayatımızda her şeyin yerli yerine oturacağını, iç huzura kavuşacağımızı, olabilecek en ideal hâlimize nihayet bürüneceğimizi düşünüyor, böyle düşünmeye zorlanıyoruz
Pietro'nun kendi hikâyesini anlatırken çocukluk yıllarını yeni bir gözle değerlendirmek zorunda kalması, belleğimizde çevire çevire hakikate eşdeğer sayageldiğimiz kişisel anlatılarımızın gerçeği ne kadar yansıttığından şüphe etmemize neden oluyor...
Bizim için anlaşılmaz olan içsel ve dışsal pek çok şey, müzisyenin verdiği biçimde anlam bulur. Gelgelelim biz bu anlama müziği dinlediğimiz sırada erişemeyiz...
Philip Roth'un Portnoy'un Feryadı'na kulak kabartarak yola çıkalım; yanımıza arzuyu, aşkı ve cinselliği alarak günümüz Türkiye toplumundan, "erkeklik" merkezinden etrafımıza bir bakalım...
İnsanlık tarihi bir bakıma, zorla getirildikleri dünyada kendilerine yer açmaya çabalayan insan kalabalıklarının öyküsü olarak düşünülebilir. İşte bu bocalamanın prototipi de kardeşlik ilişkileridir...
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık