DİĞER
“Melih Cevdet Anday, Çeşitlemeler ile Karacaoğlan’ın koşmasını âdeta başı sonu olmayan izlenimci bir resme dönüştürür ve boşlukları kendi imgeleriyle süsleyip ‘bir hikâyeyi’ sürdürür. Bir sorunun peşinde gibidir: Kim var imiş, biz burada yoğ iken?”
gecegil, akşamcıl, göğengin, ormancıl, hiçyer, kıvraşım, sengil, aycivarı, alınlarkıyısı, buzışıl, buludî, biçimadeta, derindem, ışılçıyan, karanguyumru, günyabancıl, bengece, kumtanesiseyri, yerekomşu, kalpşahmerdangümüşü, tomartomur, büyükperhizarifesigözlü, vahşikanaçan, dumanağız, bengilolmuş, görguvan, kelâmoyukları, ışığsayvan, yazlayan [kar], balçıkahşap, gözoğulları/yeroğulları, şakaksıl, mânâdalı, yılberi/yılöte, gözgil...
"Otopsi masasında incelenmeyi bekleyen bir bedene duyduğu tiksinti ile içtenlik dolu sevi, anne ve yaşam temalı şiirler bir tezat taşımaz onun şiirinde. Aynı yabanıllık kendini ‘dışarıda’ da gösterir çünkü. Bir balo salonu da olabilir bu dış(arı)lık, bir bank ya da bir tabut da…"
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık