"1923 yılından başlayarak Cağaloğlu Yokuşu’nun başında bulunan Kanaat Kitabevi tarafından yayınlanan ve kurucusu M. Ragıp Uluğ’un adını taşıyan Uluğ Takvimi Ragıp Cep Ajandası, Kanaat Kitabevi’nin kapanmasına rağmen halen yayınlanmaya devam etmekte…"
31 Aralık 2020 13:00
Yeni bir yıl daha geldi, takvim yaprakları birbiri ardına devrilip, yenilerine yer açarak koca bir yılı tamamladı. “Zaman” bazılarımız için geçmek bilmedi, bazılarımız içinse göz açıp kapayıncaya kadar hızla geçti. Şimdi her yılbaşında adet olduğu gibi yeni yılı umutla, ümitle karşılamanın zamanı… (Pandemiden filan hiç söz etmiyoruz dikkat ettiyseniz. Adını bile anmıyoruz.)
Takvim yapraklarından söz ederek başladık yazıya, devam edelim. Takvimler, teknoloji çağına girmeden önce gündelik hayatımızın vazgeçilmez unsurlarıydı. Duvar takvimleri, cep takvimleri, masa takvimleri… Osmanlı döneminden bu yana evlere, ofislere ve de ceplere giren bu takvimler yılı, ayı ve günü göstermenin yanı sıra aynı zamanda da hayatı kolaylaştırıcı bilgiler içermekteydi: milli ve dini bayramlar, namaz saatleri, fırtınalar, şehirlerin düşman işgalinden kurtarıldığı günler, gelir ya da bina vergisinin ilk taksitinin ne gün olduğu, yemek listeleri gibi... Yılbaşı gelmeden evlere duvar takvimi alınan yıllar çok geride kaldı. Bu duvar takvimlerinin en bilineni “Saatli Maarif Takvimi” idi. Bütün ülkede hemen her evin duvarında asılı olan bu takvimler gibi cepte taşınacak büyüklükte hazırlanan, boyutundan dolayı küçük –ama gerçekten küçük– puntolarla birçok “faydalı bilgi” içeren “cep takvimleri” ya da “cep ajandaları” da sıkça kullanılmaktaydı. Eskiden yılbaşı dendiğinde ilk akla gelen bu takvimler, hayatımızın hızla değişimi sonucunda yaygın kullanımını yıllar içinde yitirdi, zamana yenik düştü…
Artık teknoloji çağında yaşıyoruz. Takvimlerin işlevini avuç içi bilgisayarlar, cep telefonları görmekte. “Faydalı bilgiler” için ise “Google” var. Üstelik not ettiğiniz “iş”lerinizi de dijital ajandanızdan takip edebiliyorsunuz... Siz yine de “kâğıt ve kalemden vazgeçmem” diyenlerdenseniz, eskisi gibi rağbet görmese de yeni yılla satışa çıkan duvar takvimleri, cep ajandaları da var elbette. Örneğin ismini Atatürk'ün ilk dünya güzellik kraliçemiz Keriman Halis'e verdiği ‘‘Ece’’ unvanından alan Afitap Kitapevi tarafından yayınlanan ajanda, Ece Cep Ajandası ve bizim bu yazıda konu edindiğimiz Uluğ Takvimi Ragıp Cep Ajandası hâlâ yayınlanmakta.
Bir zamanlar yeni yıla girmeden bütün bir yılı aldıkları bir küçük ajanda ile “organize” etmeyi düşünenler bu ajandaları içerikleri ile adeta birer küçük ansiklopedi gibi görüyorlar mıydı, bilemiyorum. Ancak içeriklerinin hayatı kolaylaştırıcı, okuyanı bilgilendirici oldukları kesin.
Biz bu yazıda henüz doldurulmamış, boş bir ajandayı konu edindik. Eskiden ceplerden eksik olmayan, günün önemli olaylarının, hesapların, alacak vereceklerin not edildiği yani kişisel tarihlerin kayıt altına alındığı ajandalar, şimdilerde unutulmuş olsalar da uzun yıllar boyunca hayatımızın birer parçası oldular. Bu ajandaları bir hesap defteri, hayatımızdan bir yılın en unutulmaz olaylarını not ettiğimiz bir günlük olarak görmek de mümkün elbette. Yaşı kemale ermiş olanlar bilir, bu ajandalar biriktirilir. Yıllar sonra geri dönüp okunacaktır çünkü. O yıl bütün şehri etkileyen fırtına hangi gün başlamıştı, satın alınan eve kaç lira ödenmişti, Taksim’den Şişli’ye bindiğimiz taksi kaç para tutmuştu, büyük kızın doğduğu günün karşısına ne yazılmıştı?
Sözlük anlamı “unutulmaması için gerekli notları yazmaya yarayan takvimli defter, andaç” olan “ajanda”, Osmanlı döneminden bu yana her yıl çeşitli kurum ve yayınevleri tarafından yayınlanmakta. “Cep takvimi” olarak da anılan ajandalardan birinin, Takvimi Ragıp Cep Ajandası’nın sayfalarını karıştırmaya başlamadan önce ajandanın yayıncısı hakkında birkaç satır ekleyelim. 1923 yılından başlayarak Cağaloğlu Yokuşu’nun başında bulunan Kanaat Kitabevi tarafından yayınlanan ve kurucusu M. Ragıp Uluğ’un adını taşıyan Uluğ Takvimi Ragıp Cep Ajandası, Kanaat Kitabevi’nin kapanmasına rağmen halen yayınlanmaya devam etmekte…
Artık, 1957 tarihli cep ajandasının sayfalarını çevirmeye başlayabiliriz. Önce içindekiler:
“Aile bütçesi, Bayram Namazlarının Saatleri, Burçların Hükümleri, Dini Günlerimiz, Hava Değişiklikleri, Havalar Nasıl Geçecek?, Namaz Vakitleri, Resmi Tatil Günleri, Sağlık Öğütleri, Sayılı Günler ve Yemek Listeleri.”
İçindekilerde yazılmamış; bir de “Faydalı Bilgiler” sayfası var. Ajandanın en sonunda yer alan bu sayfa ajanda sahibine ayrılmış. Virgülüne, noktasına dokunmadan aktaralım:
“Elektrik Abone No, Havagazı Abone No, Su Abone No, Gömlek No, Şapka No, Eldiven No, Çorap No, Potin No, Lâstik No, Gözlük No, Tasarruf Kumbarası No, Cari Hesap Cüzdanı No, Yangın Sigorta Poliçesi No, Hayat Sigorta Poliçesi No, Milli piyango Bilet No, Gelir veya Bina Vergileri Hesap No ve Radyo Ruhsatname No”
Evet, bazıları günümüzde geçerliliğini çoktan yitirmiş bu kişisel bilgiler için ayrılan bölüm çok küçük. Ama zaten bu bir cep ajandası… Cebe sığacak kadar küçük olan ajanda da yer alan bu bölümün yazılarını okumak için eskilerin deyişi ile pertavsız yani büyüteç gerek!.. Hemen altında ise “Tarifeler” bölümü var ki, bu da çok önemli. Vapur ve trenlerin “Gidiş” ve “Dönüş” saatleri için ayrılmış bu bölümü arkadaki sayfada yer alan “Adresler” bölümü izliyor.
Toplam 258 sayfalık bu ajandanın her sayfasının sonunda “özlü sözler” yer almakta. “Ağaca balta vurmuşlar, sapı bendendir demiş.” gibi bildik sözlerin yanı sıra şöyle ilginç sözler de var örneğin:
“Düşman karınca ise sen fil farz et.”
“Eğri ağaca yayım, her gördüğüne dayım deme.”
“El yumruğu yemeyen kendini kahraman sanır.”
“Berber berbere benzer ama başın Allaha emanet”
“Can cefadan da usanır, sefadan da.”
“Bezi herkesin arşınına göre vermezler.”
“Zenginlikten züğürtlük iyidir derlerse inanma.”
“Zengin kesesini döğer, züğürt dizini.”
“Demir nemden, insan gamdan çürür.”
“Bugün ne pişirmeli?” gibi çok zor sorunun yanıtı “Yemek Listesi” bölümünde… İşte, Ocak ayının yemekleri:
“Kimyonlu köfte (sığır etli), Ispanak kavurması (yoğurtlu), Kabak tatlısı (cevizli), Pirinç çorbası (terbiyeli), Havuç (etli), Üzüm hoşafı, Ciğer kebabı (piyazla), Peynirli patates köftesi, Sütlü muhallebi, Beyin salatası, Ispanak kökü (terbiyeli), Pilav (nohutlu)…”
Son sayfalarından anlatmaya başladığımız cep ajandasının başına dönelim şimdi. On iki ayın ayrı ayrı ele alındığı, o ayın genel bilgilerinin yanı sıra “Burçların Hükmü”, “Tarım İşleri” ve “Sağlık Öğütleri” başlıkları altında sayfayı bütün ayı gün gün gördüğünüz “Sayılı Günler” başlıklı sayfa izlemekte. Ocak ayı ile başlayalım:
“1957 yılının ilk ayıdır. Eski adı ‘Kânunusani’ idi. Salı başlar, Perşembe biter ve 31 gün sürer. Güneş ayın başında 7.24 te ve sonunda 7. 12 de doğar; batması ise ayın başında 16.50 de ve sonunda 17.24 tedir. Şu halde günler bu ay içinde 43 dakika kadar uzar.”
O zamanlar da şimdiki kadar ilgi uyandıran bir bölüme geldi sıra, burçlara. On iki burç, “Burçların Hükmü” başlığı altında o yıllardaki isimleriyle yer almakta: “Cedi [Oğlak], Delv [Kova], Hut [Balık], Hamel [Koç], Sevr [Boğa], Cevzâ [İkizler], Seretân (Yengeç], Esed [Aslan], Sümbüle [Başak], Mizân [Terazi], Akreb ve Kavs [Yay]”…
Biz Ocak ayının burcunu okuyalım:
“Cedi (Oğlak) burcu: (22 Aralık-19 Ocak)
Şiddetli heves ve yükselme arzusu alâmetidir. Bu aylarda doğan kadınlar güzel ve mütenasip endamlı olurlar. Umumiyetle çok yaşarlar; biraz hafif meşrep, haris, hassas ve huzuzata [hoş şeylere] maillidirler. Gençliklerinde mahcup iken yaşları ilerledikçe mütaazzım [kibirli] ve yükselmeye heveskâr olurlar; kocalarınıkarşı kıskançtırlar.
Bu aylarda doğan erkekler doğruyu severler; arzularına nail olmak için her fedakârlığa katlanırlar.”
EN bilinen takvimlerden Büyük Saatli Maarif Takvimi.
Burçlar sayfalarında kadınlara daha fazla yer verildiğini belirterek bir sonraki “faydalı bilgiye” geçelim. İster çiftçi olun ister evininizin bahçesinde çiçek yetiştirin “Tarım İşleri” başlığı altında yazılanlar mutlaka ilginizi çekecek. Bağ, bahçe ile daha önce ilgilenenler için hatırlatma, yeni başlayanlar için yapılacaklar listesi bu bölümde:
“Çiçek Bahçesi: Her taraf bellenir; bozulan çimenler ve tarhlar yenileştirilir. Çiçek soğanları dikilir. İyi havalarda güller budanır, yabaniler aşılanır ve çelik yapılır.
Sebze Bahçesi: Tarlalar gübrelenir, kirizme [ağaç dikmek için tarlayı kazmak, hazırlamak] işleri bitirilir. Enginarların dipleri ayıklanır. Kenarlara nohut, bakla, soğan ve hava iyi ise ıspanak, salata dikilir.
Meyva Bahçesi: İyi havalarda elma, armut, kiraz, erik, kayısı ağaçları budanır ve bütün ağaçların kurumuş dalları kesilir. Güzün açılan çukurlara ağaçlar dikilir.
Tarlalar: Bu ay yapılacak iş olmadığından havalar düzgün gittikçe bahar ekimleri için tarlaları sürmeli, gübre taşımalı ve hendeklerin yolları temizlenmelidir.
Hayvanlar: Ahır ve kümeslerin soğuktan korunmasına, temiz ve kuru tutulmasına dikkat etmeli. Tavukları yumurtlatmak için çavdar, karabuğday vermeli.”
Ve sayfanın sonuna geldik. İki satırla da olsa “Sağlık Öğütleri”:
“Ocak ayında sıkı giyinip soğuklardan sakınmalı. Kalabalık yerlerde bulunmamalı. Evlerde odaların sıcaklığını 20 dereceden yukarı çıkarmamağa dikkat etmeli.”
Karşı sayfada ise bütün ay gün gün alt alta sıralanmış. Ocak ayında önemli günler belirtilmiş: “Zemheri fırtınası”, “Mersin’in kurtuluşu”, “Haçın suya atılması”, Birinci İnönü Zaferi”, “Regaip gecesi”…
Ve hemen ardından Ocak ayının gün gün namaz saatlerinin yer aldığı sayfalar gelmekte. Bütün aylar bittikten sonra ajanda kısa notlar almanız için boş bir sayfaya dört gün ayrılarak devam etmekte. Bu sayfalarda günlerin yanına da “Namık Kemal’in ölümü”, “Kilis’in kurtuluşu”, “Karakış fırtınası”, “Noel yortusu” gibi notlar düşülmüş…
Uluğ Takvimi Ragıp Cep Ajandası’nın sonunda özenle katlanmış, açılınca büyüyen bir de Türkiye haritası bulunmakta. Daha sonraki yıllarda yayınlanan ajandalarda yukarda okuduğunuz bölümlere yeni “faydalı bilgiler” eklenir: “Malî Yılı Bütçesi”, Vilâyet ve Kazalarımız”. “Nüfusumuz ve Yüzölçümü”, “Türk Bayrağı ve İstiklâl Marşı”, “Posta ve Telgraf Tarifeleri”, “Ölçüler”, “Paralarımız”, “Başlıca Yabancı Memleket Paraları ve Kur Fiyatları”…
Yeni yılın geçtiğimiz yılın sıkıntılarından, felaketlerinden, kaygı ve korkularından uzak, barış ve huzur dolu bir yıl olması dileğiyle, iyi yıllar…
•