İyiydi Enver Ercan. Sevmeyi, yaşamayı, oturup kalkmayı, edep ve cesareti bilir, eğilmez ama kof slogana bel bağlamazdı. Doldurma bilgi değildi yaşadığı...
23 Ocak 2018 14:00
Enver Ercan benzeri insanlara sıklıkla rastlanmaz. Onlar, her şey dengesini bulsun diye vardırlar sanki. Öfke onları görünce diner, en sert eleştiri yelkenleri suya indirilir. Sonuna kadar özgürlükten yanadır ama hayat yoksa özgürlüğün de bir kıymeti kalmaz. Edebiyat yaşayacak ki yenilik olacak. Eskiler hak ettiği değeri bulacak ki yeniler yol alacak. Dahası hayatını adadığı olgunun iyiliği için ömür boyu çalışan bir şair, yayın yönetmeni, editör ve kültür adamıydı Enver Ercan. Severdik, ama severdi. Değer verirdik ve değer verirdi. Yakın hissederdik yakın dururdu. Biz onunla tanıştığımızda çoktan bireysel hırs ve hesaplardan durulmuştu. Belki de baştan beri hep öyleydi. Bir kalabalık öznesi değildi ama iyi ve gerekli her yerde rastlaşırdınız. Selamı doluydu. Gönlü açık ve edebiyata bağlılığı hasbiydi.
Şiirini de sevginin, iyinin jest ve ironisiyle çatmıştı. Hayat bir karmaşa değil sonsuz bir düzendir bu şiirde. İncelip incelip iplik olmuş sonra da bütün inceliklerle dokunmuştur. Hareket, müzik, ses, duygu, duyuruş, matematik hep bir anda işler. Kendisinden şiire doğru değil de, Türk Şiirinin ballarından tatlar duyura duyura kendisine çağırır şiirinin karakteri. Başka, bildik, güven veren, biraz alışılmış bir yol izlenimi verir bu sebepten. Naif ve acemiydi yazıp söylediklerinde ancak sözün ve tutumun diplomasisini bilirdi. Enver Ercan âdeta, Ghost Dog filminin unutulmaz oyuncusu Forest Whitaker gibi çatısında güvercinler beslerdi. Çok yüksekten, insan olmanın erdem seviyesinden bakmadan göremezdiniz bu tutkusunu. O güvercinler ki tek tek şiirimizin pek değerli şairleriydi. Gençler, çaylaklar güvenle yanlarına taklide gelirlerdi.
Başarılı bir yayın yönetmeniydi Enver Ercan. Şan, para, iktidar değil, insan kazanırdı. Yeniliğe kulak kabarttığı için gençlerle doluydu çevresi. Onlara, ustalık/ üstatlık taslamaz, varsa içlerinde bir cevher ona vesile olmaya çalışırdı. Eşik Cini unutulacak türden bir öykü dergisi değildi. Arkadaşlarından yaralanması kadar yönlendirmeyi de becerirdi. Ekip olmak kanında vardı. Neredeyse tek başına çok az fotoğrafı vardır.
İyiydi Enver Ercan. Sevmeyi, yaşamayı, oturup kalkmayı, edep ve cesareti bilir, eğilmez ama kof slogana bel bağlamazdı. Doldurma bilgi değildi yaşadığı. Görerek, yaşayarak gelişmişti. Edebiyat ve sanat düşüncesi kolektif şuurla işliyordu. Eleştiriye açıktı. Güveni vardı ama kaba bir ben bilirimci hiç olmadı.
Denge, dönüp dolanıp söz dengeye varıyor. O şiir ve edebiyatımızda kuşaklar arasındaki dengeyi de temsil ediyordu. Çağdaşlarını ıskalamazdı ama, klasik olanlarla geleceği kucaklayanları bir anda kucaklardı.