DİĞER
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Uzun giriş bölümünün belki en önemli noktalarından biri de Afrika, Okyanusya gibi coğrafi bölgelerde ortaya çıkan kabile (tribe) yapısının Ortadoğu ülkelerinde tarih boyunca gözlemlenen aşiret ve göçebe formasyonları ile farklarının vurgulanması. Bence bu giriş metninin İngilizceye çevrilerek yayımlanması gerekiyor."
"Devrim deyince aklımıza eski düzenin yıkılıp yerine yeni düzenin geçtiği sayılı günler geliyor. Ama devrimleri devrim yapan bu birkaç gün değil. Bir düzenin ortadan kalkıp yerini yeni bir düzene bırakması doğal olarak zamana yayılan bir süreç. Eski düzenin tüm kalıntılarının ortadan kalkması, yeni düzenin tüm kurumlarıyla tesis edilmesi uzun olduğu kadar zikzaklı, gelgitli bir süreç aynı zamanda. Aynı bu romanda gördüğümüz gibi…"
"Hasret burcu şairinin zamanı içten dışa, dıştan içe bu türden sancılı çatışmalarla da yaşandı. Bu durum modern çağın her kültürel ikliminde görece böyleydi; derecesi farklı. Zamanıyla boğuşmaktan umutsuzca yıpranmış şairin sinir uçları denetimsiz yanıp sönecekti. Doğdum mu doğmadım mı, oldum mu olmadım mı; şair miyim değil mi? Bunu nasıl bilebilirim?"
Üç ayrı kuşağın ve altı şairin gözünden kalıp kırıcı bir şiir yolculuğu: Afro-Amerikalı şairlerin ırkçı toplum düzenine karşı geliştirdikleri kalıp kırıcı ve özgürleştirici şiir geleneği, dize dize verilen bir mücadele…
"Afro-Amerikan şiirinin kanonun dışında konumlanmasında Langston Hughes’un öncü bir rol oynadığını söylemek herhalde yanlış olmaz. Hughes kendinden sonra gelen tüm Afro-Amerikan yazarları derinden etkileyen bir dönüşümün gerçekleşmesini sağladı: Ten rengini inkâr etmeden, siyahlıktan yola çıkarak kaleme aldı şiirlerini."
"Her ne kadar en ünlü şiirlerini 1940 ve 1950’li yıllarda kaleme almış ve Afro-Amerikan şiirinin ilk dönemi ile ikinci dönemi arasında bir köprü oluştursa da, Brooks’un 1990’ların sonuna kadar uzanan edebi üretiminde bütün isyanların, mücadelelerin, hak taleplerinin izine rastlamak mümkün."
"Ama şiir de tehlikelidir. Çünkü şiirin hakikate, duyguya erişmenin, onu bedenin içinden küremenin başlıca yollarından biri olduğunu savunur Lorde. Şiir tehlikelidir çünkü aslında hakikat tehlikelidir. Çünkü hakikat iktidara karşı mücadele edenlerin gücünün kaynağıdır bir bakıma."
“Baraka’nın 1972 sonrasındaki şiirinde gerçekler ısırıyordu adeta. Sadece beyazlar, siyasetçiler, kapitalistler, peygamberler almıyordu nasibini; Siyahları dua etmeyi bırakıp harekete geçmeye teşvik ediyor, ateşi de tokat gibi çarpan dizeleriyle fitillemenin yolunu arıyordu sanki.”
"Yurttaş’ı özel kılan da bu. Siyah bir yazardan Beyazların toplumunda Siyah olarak yaşama deneyimini, aslında herkesin yıllardır konuştuğu, tartıştığı, yorumladığı, insanları isyan ettiren, sokaklara döktüren bir gerçeği dupduru bir sarahatle dile getirmesi. Beyazları utandırma davetiyesini neredeyse geri çevirerek toplumsal yaraların hâlâ ne denli açık ve derin olduğunu gözler önüne sermesi."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık