Araştırmacı gazeteci Claudio Gatti, İtalyan çevirmen Anita Raja’nın Elena Ferrante olduğunu öne sürdü. Ferrante okurları ise yazarın mahremiyetinin ihlal edildiğini düşünüyor
Edebiyat dünyasının yakın tarihteki en büyük gizemlerinden biri çözülmüş olabilir. İtalyan araştırmacı gazeteci Claudio Gatti, “Napoli Romanları” serisiyle tüm dünyada geniş bir okur kitlesi edinen ve 20 yılı aşkın bir süredir mahlasla yazan romancı Elena Ferrante'nin kimliğini gün yüzüne çıkardığını iddia etti. Yayınevinin malî kayıtlarını inceleyen Gatti, İtalyan çevirmen Anita Raja'nın “gerçek” Elena Ferrante olduğunu öne sürdü.
Claudio Gatti, New York Review of Books, Il Sole 24 Ore, Frankfurter Allgemeine Zeitung ve Mediapart'ta eşzamanlı olarak yayınlanan “Elena Ferrante: Bir yanıt?” başlıklı makalesinde, “aylar süren araştırmalar” sonucunda Roma'da yaşayan ve Almancadan İtalyancaya çeviriler yapan Anita Raja'nın Elena Ferrante olduğunu ileri sürdü. Gatti, Ferrante kitaplarını basan yayınevi Edizione e/o, Anita Raja ve romancı eşi Domenico Starnone'nin gelir- giderlerini incelemesi sonucunda, Elena Ferrante'nin kitaplarının yabancı dillere çevrilmesi ve büyük başarılar elde etmesi ile Raja'ya yayınevi tarafından yapılan telif ödemeleri arasında “tutarlı” bir bağlantı olduğu sonucuna vardı.
Ferrante'nin ilk kitabı Belalı Aşk'tan aynı adla beyazperdeye aktarılan yapımın 2000'de İtalya'da kayda değer bir gişe başarısı elde etmesinin ertesinde, Raja'nın Roma'nın “nezih” bir semtinde yedi odalı bir apartman dairesi, ertesi yıl ise Toskana'da bir villa aldığını yazan Gatti, “Napoli Romanları”nın İngilizce başta olmak üzere pek çok dile çevrilmeye başladığı 2014 itibariyle Raja'ya yapılan telif ödemelerinin de eşzamanlı olarak arttığını iddia etti. Gatti'nin ismini vermekten imtina ettiği bir kaynaktan aldığı verilere göre; Edizione e/o'nun yıllık geliri 2014'te, bir önceki yıla kıyasla yüzde 65'lik bir artış kaydederek 3,087,314 euroya, 2015'te ise yüzde 150'lik bir artış göstererek 7,615,203 euroya ulaştı. Raja'ya yapılan yayınevi ödemeleri de 2014'te bir önceki yıla kıyasla yüzde 65, 2015'te ise yüzde 150'lik artış kaydetti. Aynı dönemde yayınevine çalışan herhangi bir yönetici, yazar veya editöre yapılan ödemelerde ise benzer bir artış saptanmadı. Gatti, haberinde Raja'nın “herkesin bildiği gibi çok az gelir getiren” kitap çevirileriyle böyle bir gelir elde edemeyeceğini, “aslında” telif ödemelerinin Elena Ferrante'ye yapılması gereken ödemelerle örtüştüğünü de yazdı.
Gatti, Elena Ferrante'nin yazılarını, yazışmalarını ve söyleşilerini biraraya getirdiği Frantumaglia adlı kitabında yazarın annesinin Napolili bir terzi olduğu ve üç kız kardeşi olduğu yönündeki iddianın okurun “iştahını tatmin etmek” amacıyla uydurulduğunu iddia etti ve “Elena Ferrante: Bir yanıt?” başlıklı haberiyle birlikte yayınladığı “Bir İsmin Ardındaki Hikâye” başlıklı yazısında Anita Raja'nın ailesinin hikâyesini yazdı. Gatti'ye göre; Raja'nın annesi Napolili bir terzi değil, Almanya'nın Worms kentinde doğan bir öğretmen. Krakov'da yaşayan ailesi Nazi zulmünden kaçmayı başarmış, fakat ailenin pek çok ferdi toplama kamplarında, Nazilerin elinde hayatını kaybetmiş. Napoli'de doğan Raja, üç yaşında ailesiyle birlikte Roma'ya taşınmış. Gatti, Ferrante'nin yayıncısına yazdığı ve Frantumaglia'da yayınladığı “Yalanlardan hiç de nefret etmiyorum, hayatta onları faydalı buluyorum ve gerektiğinde kendimi, duygularımı, sıkıntılarımı himaye etmek için onlara başvuruyorum” şeklindeki ifadeyi de, yazarın ailesi hakkında doğru bilgiler vermemesinin “anlaşılır” olduğunu gösteren bir demeç olarak aktardı.
Claudio Gatti, Anita Raja'nın Elena Ferrante olduğuna dair kanıtların, çevirmenin malî kaynaklarıyla sınırlı olmadığını kaydederek, “Napoli Romanları” dörtlemesinin anlatıcısı “Elena Greco”nun Raja'nın teyzesinin adı olduğunu, Elena'nın kitaptaki büyük aşkı “Nino” isminin ise çevirmenin eşi Domenico Starnone'nin göbek adı olduğunu iddia etti. Gatti ayrıca, Franz Kafka ve Hans Magnus Enzansberger gibi isimleri İtalyancaya çeviren Raja'nın, Doğu Almanyalı kadın yazarların çevirisi konusunda uzmanlaştığını, Christa Wolf çevirilerinin ise Elena Ferrante'nin kimliğini ele veren önemli bir kanıt olduğunu öne sürdü.
Nadiren söyleşi veren Elena Ferrante, K24 için Yasemin Çongar'ın sorularını yanıtladığı “Yazarın görevi metinden kaçanı anlatabilmektir” başlıklı söyleşide, “Esasen, eserimin başarısının bilinmeyen kimliğime bağlı olmadığını anlamak için yazarlık hikâyeme bir göz atmak yeterli olacaktır; meçhul yazar olma konumumu merkeze almayı yeğleyen basın kuruluşları var ve bu da bana açıkçası şaşırtıcı gelmiyor. Şaşırtıcı olan, kitaplarımın farkına geç ve ancak medyanın ilgisi sayesinde varmış olanlar arasında eserime en azından burada, İtalya’da, düşmanca değilse bile önyargılı bir kuşkuyla yaklaşanlar olduğunu keşfetmek. Sanki benim ortalarda görünmemem saldırgan bir tutummuş veya suçmuş gibi davranıyorlar” demiş ve eklemişti: “Yapabileceğim tek şey, eseri merkeze oturtmak için kendi küçük mücadelemi sürdürmek. Bence önemli olan yazarın kendini bütün olarak ortaya koyabilmesi ve bunu metniyle birlik içinde yapabilmesidir.”
Ferrante'nin kimliği, uzun bir süredir İtalya başta olmak üzere dünyadaki edebiyat hafiyelerinin iştahını kabartıyor. 2000'li yılların ortasında, La Sapienza Üniversitesi'ndeki fizikçi ve matematikçilerden oluşan bir ekip, yazar Luigi Galella'nın isteği üzerine, Ferrante romanlarının filolojik içeriğini incelemiş ve kitapların “büyük olasılıkla” Raja'nın eşi Domenico Starnone tarafından yazıldığı sonucuna varmıştı. İtalyan medyasında, Ferrante'nin kim olduğuna yönelik tartışmalarda en çok ismi zikredilenler arasında Starnone'nin yanısıra Anita Raja, Edizioni e/o'nun kurucuları Sandro Ferri ve Sandra Ozzola ve Ferrante'yi İngilizceye çeviren Ann Goldstein da bulunuyor. Kısa bir süre önce, Dante uzmanı Marco Santagata, yazılarındaki “dilbilimsel benzerlikler” nedeniyle modern tarih uzmanı Marcello Marmo'nun Ferrante olduğunu öne sürmüştü.
Her ne kadar, Ferrante'nin kim olduğu üzerine tartışmalar uzun yıllardan beri sürse de, Claudio Gatti'nin haberi yayın dünyasını ve pek çok Ferrante okurunu epey kızdırdı. Ferrante'nin yayıncısı Sandro Ferri, Guardian'a yaptığı açıklamada, “Bu tür bir gazeteciliği iğrenç buluyoruz. Kimliğini açıklamak istemeyen bir yazarın cüzdanını karıştırmayı...” dedi. Sandra Ozzola ise New York Times'a yaptığı açıklamada, “Biri yalnız kalmak istiyorsa, kendi hâline bırakın. O, [İtalya'nın ünlü suç örgütlerinden] Camorra'nın bir üyesi veya Berlusconi değil ki. O bir yazar ve kimseye zarar verdiği yok” dedi. Pek çok okur sosyal medyadan haberin yazarın mahremiyetinin ihlali olduğunu yazarken, New York Times'da çalışan gazeteci Pamela Paul da araştırmacı gazetecilik işlerinin Elena Ferrante'nin kimliği yerine, ABD Başkan adayı Donald Trump'ın vergi incelemelerine odaklanması gerektiğini yazdı.
Claudio Gatti, tepkilere cevaben Ferrante'nin dünyada en çok tanınan “İtalyan figür” olduğunu ve okurların yazarın kimliğini bilmeye hakkı olduğunu öne sürdü.
Anita Raja ve Domenico Starnone ise iddialara ilişkin henüz bir açıklama yapmadı.
Elena Ferrante'nin Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım, Yeni Soyadının Hikâyesi, Terk Edenler ve Kalanlar ve Kayıp Kızın Hikâyesi romanları, 40'ı aşkın dile çevrildi. (K24)