Veri madenciliği ile İnce Memedler’de bulduklarımızın düşündürdükleri

"Veri madenciliği ile elde edilen sonuçlar İnce Memed 1’e ait olan 5.000 kelimeden oluşan pasajların öteki roman pasajlarından tamamıyla farklı olduğunu göstermektedir. Son iki romanın arasındaysa göze çarpan bir örtüşme gözlenmektedir. Bu saptamalar Oğuzertem’in üslup yorumuyla örtüşmektedir."

24 Şubat 2021 18:00

Bu yazı, “İnce Memedler’in Sayılarında Gizlenenler” dizi başlığı altında farklı alt başlıklarla sunduğum üçlemenin sonuncu bölümünü oluşturmaktadır. Üçlemenin ilk bölümünde Yaşar Kemal’in 4 ciltten oluşan İnce Memed romanlarından (İM 1, İM 2, İM 3, İM 4) ikincisinin yazıldığı zamana ve veri madenciliğinin edebiyat araştırmalarında nasıl yapıldığına değindim. İkinci bölümündeyse İnce Memed dizisindeki romanların veri madenciliği yöntemleriyle incelenince somutlaşan değişimini verdim [1, 2]; kullanılan kelimelerinin zamanla uzamasıyla ilgili benzer değişimin Türk edebiyatı [3] ve Türkçe çevirilerde de [4] gözlendiğini sayılarla gösterdim. Çevirilerle yapılan incelemede Türkçede azalan kök sayısının, başka bir deyişle azalan anlam zenginliğinin kelimelerde daha fazla ek kullanılarak giderildiğini sayısal ölçümlere dayanarak belirttim. Bu bölümdeyse önce veri madenciliği sonucunda bulunanların edebiyat araştırmacıları için ne ifade edebileceğini kısaca anlatıyor ve Türkçedeki değişim konusunda farklı duruşları sergileyen dört alıntı veriyorum. Takiben, veri madenciliği yöntemleri ile yapılabilecek, Yaşar Kemal’in eserleri ve dille ilgili yeni araştırma konuları öneriyorum. Dilin dinamik yapısına ve yazar-dil etkileşimine değinerek yazıyı sonuçlandırıyorum.

Veri madenciliğinin edebiyat araştırmacıları açısından anlamı ve olası kullanımı

Metinler üzerinde yapılan veri madenciliği yazarların ayrımına varmadan kullandıkları örüntüleri bulmayı ve yorumlamaları için araştırmacıların dikkatine sunmayı amaçlar. Dildeki değişim de veri madenciliği ile anlaşılabilir ve bu değişim edebi bir okumayla teyit edilebilir. Şimdi bu önermemi desteklemek amacıyla üç edebiyat eleştirmeninin İnce Memedler’deki üslup değişimi konusundaki görüşlerine bakalım. Fethi Naci: İnce Memed dizisi için “[D]illeri aynıdır” demektedir. [5, s. 411] Konur Ertop ise aynı görüşte değildir, romanların üslupları konusunda şunları söylemektedir: “Aradan geçen 32 yıllık zaman dilimi, [...] bu uzun diziyi oluştururken yazarın anlatış biçimini, kahramanına ve onu kuşatan çevreye, sorunlara bakışını da değiştirmiş, geliştirmiştir.” [6, s. 184] Akademisyen-eleştirmen Süha Oğuzertem: Birinci romanı “romantik”, ikincisini “realistik”, üçüncü ve dördüncü romanıysa “post-modernist” olarak nitelendirmektedir. [7]

Yazı dizisinin ikinci bölümünde verdiğim, veri madenciliğinde blok olarak adlandırılan romandan alınmış eşit uzunluktaki pasajların hangi romandan geldiğinin saptanması konusunda yapılan veri madenciliği gözlemleri Ertop ve özellikle Oğuzertem’in düşüncelerini destekler mahiyettedir: Elde edilen sonuçlar İM 1’e ait olan 5.000 kelimeden oluşan pasajların öteki roman pasajlarından tamamıyla farklı olduğunu göstermektedir. İM 2 takip eden İM 3 ve İM 4 romanlarıyla az bir örtüşme sergilemektedir. Son iki romanın arasındaysa göze çarpan bir örtüşme gözlenmektedir. Bu saptamalar Oğuzertem’in üslup yorumuyla örtüşmektedir. Bu gözlemler veri madenciliğiyle keşfedilenlerin edebiyat eleştirmenlerinin yorumlarını sayısal biçimde desteklemek, yeni sorular sormak ve yeni meraklar üretmek amacıyla kullanabileceğini göstermektedir.

Türkçedeki değişimin doğrultusu ve bu değişimin düşündürdükleri

Üçleme yazının ikinci bölümünde çağdaş Türkçede yıllar içinde daralan kelime dağarcığının telafisi için sözcüklerde daha fazla ek kullanıldığını [4] sayısal olarak gösterdim ve Türkçedeki bu değişime yukarıda kısaca değindim. Bir dış gözlemci olarak dilbilimci Geoffrey Lewis dilin fakirleşmesi olarak nitelediği Türkçenin değişimi konusundaki görüşünü “feci bir başarı ve trajikomik” olarak ifade etmekte ve bu durumu dil devrimine atfetmektedir [8].

Peki, Türkçedeki değişim onunla birlikte hayatını sürdüren, isteyerek veya farkına varmadan onu değiştiren insanlara neler hissettirdi? Bu konudaki “teslimiyet”, “pişmanlık”, “onay” ve “Hello new world!” biçiminde özetlediğim dört farklı duruşu aşağıda veriyorum.

Yaşar Nabi’nin 1966 yılında öz Türkçeye olan tutkusuna rağmen kaybolan dil karşısında duyduğu hüznü ifade eden, Abdülhak Şinasi Hisar’ın Fahim Bey ve Biz adlı romanının önsözündeki düşünceleri şöyledir:

“Yeni kuşaklar bir süre sonra daha önceki Türk edebiyatçıları gibi, bu daha dün aramızdan ayrılmış usta sanatçıyı da mı anlamaz, onun da mı tadına varamaz olacaklar? Ama üzerinde durmayalım; bu Türk yazarının, şairinin alınyazısı ve ne zaman tamamlanacağı bilinmeyen büyük dramıdır.” [9, s. 29]

Murat Belge’nin 1982 tarihli “Türkçe Sorunu” başlıklı yazısındaki düşünceleri ise şöyle:

“Osmanlı aydını yapay Osmanlıcasını konuşup elitliği yaşıyordu. Avam ne kadar anlamasa o da o kadar seçkin oluyordu. Şimdi aynı şeyi Türkçe ile başardık. Seçkin olanla olmayanı dil ayırıyor.” [10]

Tahsin Yücel’in ilk kez 1968 yılında yayımlanan Dil Devrimi ve Sonuçları başlıklı kitabında yer alan, konu hakkındaki düşüncelerine bakalım:

“[D]il devrimi, çok zor erişilebilen [O]smanlıcanın tümden bir yana bırakılıp ülkenin her yanında konuşulan dilden: [T]ürkçeden yola çıkılarak bir ekin dilinin geliştirilmesidir.” [11, s. 181]

Necmiye Alpay’ın, ilk baskısı 2000 yılında yapılan Dilimiz Dillerimiz başlıklı kitabındaki düşünceleri ise şöyle:

“[D]il devrimi Türkçenin üretkenliğini ve yabancı sözcük kaldırma gücünü yeniledi, kapitalizmin gerektirdiği türden bir dil olma yoluna girmesini sağladı.” [12, s. 29]

Yeni araştırma konuları neler olabilir?

Yaşar Kemal’i daha iyi anlamamızı sağlayacak, yeni meraklar uyandıracak çok sayıda özgün araştırma olduğuna inanıyorum. [13, s. 36-37] Sayısal bağlamda benim önerebileceklerimden bir kısmını: Romanlarındaki duygu akışının, anlatım farklılıklarının, giriş, gelişme ve kapanışta izlediği anlatım yaklaşımlarının, lirik ve destansı olarak nitelenen tarzının ayrıştırılmaya çalışılarak sayısal yaklaşımlarla incelenmesi; zaman içinde sözcük dağarcığındaki değişimin mukayeseli olarak görseller kullanarak araştırılması ve eserlerinin veri madencileri ve edebiyat araştırmacıları tarafından birlikte incelenmesi [14] şeklinde özetliyorum.

Türkçenin dinamik değişiminin incelenmesi hep sürecek bir araştırma niteliğinde olduğu söylenebilir. Yazı dizisinin ikinci bölümünde sunduğum araştırma sonuçları zaman içinde ortalama kelime boyunun uzamaya devam edeceğini gösteren niteliktedir, ancak Türkçe eskisine göre daha sade olduğu için kelimelerin uzaması daha yavaş gerçekleşebilir. Bu beklentinin aksine, bilim ve teknolojinin ürettiği yeni kavramlar, yeni tüketim ihtiyaçları ve başka faktörler, örneğin günümüzde daha çok kullanılmaya başlanan bileşik kelime kullanımının sürerek yaygınlaşmasıyla, kelime boylarının beklenenden hızlı artmasına yol açabilir. Bu bağlamda WhatsApp ve Twitter gibi iletişim ve sosyal medya ortamlarının hangi sonuçları getirdiği veya getireceği de yeni araştırmaları davet eder niteliktedir.

İnce Memedler’in gizlerini ararken vardığımız noktada sonuç olarak ne söyleyebiliriz?

Üçlü yazı dizisinin kapsamında sonuçlarını kısaca verdiğim araştırmalar İnce Memedler’de [1, 2], 20. yüzyıl Türk edebiyatında [3] ve çevirilerde [4] dilin kayda değer ölçüde değiştiğini göstermektedir. Bu değişimde dil devriminin en önemli etken olduğu söylenebilir. [8] Toplumun ortak malı olan dilin değişiminde yazarların, Yaşar Nabi gibi editörlerin ve okurların tercihlerinin de öncelikli olarak etkili olduğunu söyleyebiliriz.[1] Dilin değişimi Yaşar Kemal gibi usta bir yazarı da içine almıştır: O da dil ırmağının bir parçasıdır. Yazarlar yazarken dili “etkilemekte” ve değiştirmektedirler. Yazarların kelime kullanımına göre hesaplanan, bu yazı dizisinin bir önceki bölümünde verilen, denklemlerin tanımladığı kelimelerin zaman içinde uzayacak olduğunu belirten dilin başka etkilere de açık dinamik yapısı, zaman ilerledikçe daha uzun kelime kullanımını yazarlar için adeta zorunlu kılmaktadır. Yazar dilin dili değiştirirken değişen sahiplerinden biridir.

Yazar ve dil arasındaki etkileşim “sonuç”a “neden” rolünü üstlendirmektedir. Bu dönüşümlü etkileşim Newton’ın “her etki için eşit miktarda tepki vardır” biçiminde tanımladığı üçüncü hareket kanununu andırmaktadır. Neden-sonuç dönüşümü için Darwin’den esinlenerek: Yapay seçim (artificial selection) –kelimelerin insanlar tarafından üretilmesi– zaman içinde kabul görerek doğal seçim (natural selection) –kelimelerin kendince türemesi– haline dönüşmektedir denebilir. Özetle yazar-dil ilişkisi, hükümranın kendi koyduğu hükümlerin hükmüne tesliminin başka bir örneğidir.

 

KAYNAKLAR


[1]
Patton, Jon M. ve Fazlı Can, A Detailed Stylometric Investigation of the İnce Memed Tetralogy, Technical Report #MiamiU-CSA-04-001, Miami University, Oxford, OH, 2004.

[2] Patton, Jon M. ve Fazlı Can, A Stylometric Analysis of Yaşar Kemal’s İnce Memed Tetralogy”, Computers and the Humanities, 2004, 38(4): 457-467.

[3] Can, Fazlı ve Jon M. Patton, Change of Word Characteristics in 20th Century Turkish Literature: A Statistical Analysis”,Journal of Quantitative Linguistics, 2010, 17(3): 67-90.

[4] Altıntaş, Kemal, Fazlı Can ve Jon M. Patton, Language Change Quantification Using Time-Separated Parallel Translations”,Literary & Linguistic Computing, 2007, 22(4): 375-393.

[5] Naci, Fethi, Yüz Yılın 100 Romanı, İstanbul, Adam Yayınları, 2002.

[6] Çiftlikçi, Ramazan, Yaşar Kemal: Yazar, Eser, Üslub, Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1997.

[7] Oğuzertem, Süha, “Yashar Kemal’s İnce Memed’s: Myth in the Making”, Turkish Studies Conference Indiana University Bloomington, 1987.

[8] Lewis, Geoffrey, The Turkish Language Reform a Catastrophic Success, UK: Oxford University Press, 1999.

[9] Nabi, Yaşar, Önsöz”, Abdülhak Şinasi Hisar, Fahim Bey ve Biz, İstanbul, Varlık Yayınları, 1996, 5-29.

[10] Belge, Murat, Türkçe Sorunu”, Yazko Edebiyat, 1982, 3(19): 88-102.

[11] Yücel, Tahsin, Dil Devrimi ve Sonuçları, İstanbul, Can Yayınları, 2007.

[12] Alpay, Necmiye, Dilimiz, Dillerimiz: Uygulama Üzerine Yazılar, 3. Basım. İstanbul, Metis Yayınları, 2014.

[13] Oğuzertem, Süha, Uluslararası Yaşar Kemal Sempozyumu, Açılış Bildirisi”, Geçmişten Geleceğe Yaşar Kemal, ed. Süha Oğuzertem, İstanbul, Adam Yayınları, 2003, s. 25-41.

[14] Karakoç, İrfan İnce Memedlerin Kelime Türlerine Göre Ayırt Edilmesi”, 11 Mayıs 2018. E-mail.

 

NOTLAR


[1] Bu cümledeki hipotezim tartışmaya açık. Ancak bu dört faktörün –dil devrimi, yazarlar, editörler ve okuyucular– ve saymadığım başka faktörlerin dilin değişimindeki etkilerini ölçecek denetimli bir deneyi gerçekleştirmek imkânsız. Aynı amaca yönelik olarak edebiyat ve dil araştırmacılarının görüşlerini sorgulayan, güvenilirliği istatistiksel testlerle ölçülecek bir araştırma yapılabilir.

Teşekkür:
Dr. İrfan Karakoç ve Alper Can’a bu yazı üçlemesinin çeşitli sürümlerine ilişkin eleştiri ve önerileri için teşekkür ederim.