Salt yazmak için yazmayan, kültüre ve çağına katkısı olan, emeğin, edebiyatın kıymetini bilen okura, yayıncıya, yazara; herkese bin selâm!
07 Şubat 2019 12:00
K24’ün açılış yaptığı Şubat 2015 tarihindeki Editörden yazısında “her ne olursa olsun kitaplardan vazgeçmeyenlerin dergisi” olacak demişim.
Bugün, dördüncü yılımıza girerken “ne olursa olsun” editörleri, yazarları, okurları ile gerçekten kitaplardan vazgeçmeyenlerin dergisi olan K24 var hayatımızda. Çünkü bizler kadar sizler de vazgeçmediniz. Bu yüzden de 208 haftadır her perşembe “her şeye rağmen K24’te Tatlı Perşembe” diyor ve her seferinde kaybolmak için yeni bir dünya kuruyoruz sizlerle, hepimiz için.
Aslında bu ay doğum günü ayımız olduğu için "biraz da kendimizden bahsedelim, biraz da kendi okur kara kutularımızı açalım" diyerek bir dosya konusu seçmiştik. Bu sefer çok içerden, sadece biz, mutfaktaki editör ve yazarların yer aldığı bir dosya hazırladık. Okur olma hikâyelerimizi, hayatımızdaki kitapları yazdık ve hatta o "sıradan okurluğumuz"un bize öğrettikleri, hayatta bize yapıp ettiklerini anlattık. Hayatımız ve kitaplarla ilgili bir dosya, hazır ama açmıyoruz daha doğrusu açamıyoruz.
Okurlarımızın farkında olanlar var, yaklaşık iki haftadır sitemizin bazı teknik sorunları var. Çatısı altında yayın yaptığımız, sevgili T24 sitesi teknik açıdan bazı yenilemeler yapıyor ve tabii K24 için de geçerli bu yenilemeler. Bu süreçte de bazı sorunlar yaşıyoruz, bu teknik sorunlar giderildikten sonra yani haftaya perşembe günü açacağız dosyamızı.
Bu hafta yine yeni yazı, söyleşi ve tadımlıklar yayında, dosyamız ise haftaya yayında olacak.
Uzatmayalım. Dört yıldır burada bir aradayız, iyi ki.
Nice yıllarımız, nice “Tatlı Perşembe”lerimiz olsun okurlarımız ve yazarlarımızla.
Salt yazmak için yazmayan, kültüre ve çağına katkısı olan, emeğin, edebiyatın kıymetini bilen okura, yayıncıya, yazara; herkese bin selâm!
Haftaya "Hayatımdaki Kitaplar"da görüşmek üzere…