New York Times’dan Tim Arango ve The Pool’dan Elizabeth Day, Filiz Ali’nin anıları eşliğinde Kürk Mantolu Madonna’nın çok satanlar listesindeki yerinin ve yazarın hayatına dair anekdotların izini sürüyor
Britanya’nın “meşgul kadınlar için sanattan politikaya ilgi çekici içerikleri tek bir havuzda toplamayı” hedefleyen platformu The Pool’dan Elizabeth Day ve New York Times’dan Tim Arango hem Filiz Ali’nin hem de eleştirmen ve yazarların yorumları eşliğinde Kürk Mantolu Madonna’nın yayımlandıktan on yıllar sonra Türkiye’nin en çok okunan kitaplarından birine nasıl dönüştüğünü irdeliyor. Filiz Ali, genç bir kızken fark ettiği “Onun iki aşkı vardı. Biri ailesi diğeri yazmak” sözleriyle tanımlıyor babası Sabahattin Ali'yi. Her iki yazı da, piyanist ve müzikbilimci Filiz Ali’nin çocukluk anılarından Türkiye’nin güncel politikasına ve edebiyat dünyasına uzanan bir zeminde Sabahattin Ali’nin bugün neden bu kadar okunan bir yazar olduğu sorusunun peşine düşüyor.
“O, bu tarz bir insandı - eğer yazmayı düşünmeye başladıysa, yazmaktan başka bir şey yapamazdı” diyor 79 yaşındaki Filiz Ali The Pool'a ve Sabahattin Ali’nin yazma eylemiyle ilişkisine dair şu sözleri ekliyor: “Gürültüyü görmezden gelerek her yerde yazabilirdi ve sizi duymayacağı için ona hiçbir şey soramazdınız.”
Sabahattin Ali’nin 1943 tarihli romanı Kürk Mantolu Madonna, neredeyse 10 yıldır çok satanlar listesinin zirvesinde ve Kuyucaklı Yusuf ile birlikte Millî Eğitim Bakanlığı’nın ortaöğretim öğrencilerine tavsiye ettiği 100 Temel Eser arasında yer alıyor. Elizabeth Day, Kürk Mantolu Madonna’nın bu başarısını irdelerken, yazarın 1948 yılında uğradığı cinayet sonrası kitaplarının daha çok ses getirmeye başlamasına da değiniyor.
Kürk Mantolu Madonna, bu ay Britanya’da Penguin Random House tarafından Madonna in a Fur Coat adıyla yayımlandı. Filiz Ali, Kürk Mantolu Madonna’nın Türkiye’deki popülerliğinin onu hep şaşırttığını belirterek şu sözleri söylüyor: “Neden bu kadar ilgi çektiğini tam olarak bilmiyorum. Sanırım kitap yeni nesil tarafından tekrar keşfedildi. Aşkı, yaşamayı hayal ettikleri şekilde yazmış birini buldular.”
Kitabın geçtiğimiz haftalarda Amerika’da da Penguin Random House tarafından, Maureen Freely ve Alexander Dawe çevirisiyle yayımlanması üzerine, Tim Arango’nun “Kürk Mantolu Madonna neden çok satanlar listesinin zirvesinde” sorusuna çevirmenlerden Maureen Freely şöyle cevap veriyor: “Kitap her yaştan kadın ve erkek tarafından okundu, sevildi ve onları gözyaşlarına boğdu. Ve hiç kimse bunun sebebinin tam olarak ne olduğunu açıklayamıyor.” Filiz Ali, Tim Arango’ya ise babasının kitabın bugün bu kadar popüler olduğunu görse muhtemelen oldukça şaşıracağını söylüyor ve ekliyor: “Babam bu kitabına çok büyük önem vermezdi. Hatta arkadaşları ona, ‘Sabahattin, bu kadar romantik bir kitap yazmış olamazsın. Bu, itibarın açısından pek iyi görünmüyor’ derlerdi.”
Elizabeth Day, Kürk Mantolu Madonna’yla popülerlik sebebine dair fikir yürütürken, Kaya Genç’in, kitapla ilgili “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geleneksel cinsiyet rollerini dinî bir çizgide pekiştirme denemeleri ve LGBTQ topluluğuna karşı düşmanca tavrı yüzünden eleştiriliyor. Belki de okurlar bu yüzden bu varsayımlara meydan okuyan bir kitabın etrafında toplanıyorlar” yorumlarına da yer veriyor. Eğer kitabın çok satmasının sebebi buysa, bunun muhalif bir yazar için oldukça "adil" bir sebep olduğunu da ekliyor Elizabeth Day. Filiz Ali ise babasının siyasî görüşüne dair şu anısını aktarıyor: “Okulda bana ‘Biliyorsun, senin baban komünist’ derlerdi. Bunun kötü bir şey olup olmadığıyla ilgili bir fikrim yoktu.”
Filiz Ali, “O, bazen oldukça çocuksu biriydi” sözleriyle hatırlıyor babasını ve şöyle devam ediyor aralarındaki ilişkiyi anlatmaya: “Babam olduğu kadar arkadaşımdı da. Çok katı biri değildi. Bildiğim her şeyi bana o öğretti. Eğlenirdik! Her zaman eğlenirdik. Harika taklitler yapardı, şarkı söyler ve şakalar yapardı. Benimle oyunlar oynardı. Birlikte uzun yürüyüşlere çıkardık, bana yüzmeyi öğretti, birlikte balık tutardık.”
Sabahattin Ali’nin ölümünden sonra eşi Aliye ve kızı Filiz için hayatın nasıl devam ettiği sorusuna ise bir anlık duraksamadan sonra şu cevabı alıyor Elizabeth Day, yazarın kızından: “Yaşamaya devam ettik… Annem için hayat doğrudan değişmişti çünkü oldukça iyi eğitimli değildi, bu yüzden iyi bir iş bulamadı ve hiç paramız olmadı. Çünkü o bir muhalifin karısıydı, neredeyse tüm tanıdıklarımız ortadan kayboldu. Bizimle konuşmak, bizden haberdar olmak istemediler. Çok fakirleştik elbette.”
Filiz Ali, Kürk Mantolu Madonna’yı ilk kez okuduğunda 14- 15 yaşlarında olduğunu söylüyor. Babası, kızının kendi kitaplarını okumasından ve onun yorumlarını duymaktan zevk alsa da, Filiz Ali babası hayattayken bu kitabını okumamıştı. Kitabı ilk okuma deneyimini ise şöyle aktarıyor Filiz Ali, “Kitabı çok anlamamıştım. Çok gençtim. Onu sevmiştim -Berlin sokakları hakkında olan kısımları, sokakları, botanik bahçelerini - fakat aşk hikâyesiyle pek de ilgili değildim.” Filiz Ali, bu hikâyeyi ancak büyüdükten, hatta evlendikten ve iki çocuğu olduktan sonra tam manasıyla anlayabildiğini, bugünse kitaba her geri döndüğünde onda yeni bir şey bulduğunu belirtiyor.
Annesi Aliye Ali’nin, Kürk Mantolu Madonna’daki gerçek bir hikâyeye dayandığı iddia edilen bu aşkı hiç kıskanıp kıskanmadığı sorusuna ise gülerek cevap veriyor Filiz Ali: “Hayır, annem oldukça kendine güvenen biriydi. Çok güzel bir kadındı ve geçmiş ya da geleceğin rakip olabileceğini düşünmüyordu."
Sabahattin Ali, bugünkü dünyadaki politik iklimle ilgili ne düşünürdü acaba, sorusunu ise şöyle yanıtlıyor Filiz Ali: "Kanımca Trump veya Putin gibi insanları görse, dehşete düşerdi. Dünya hakkındaki hayali bu değildi. İnsan haklarının birinci öncelik olduğu demokratik bir dünyanın hayalini kuruyordu. İnsanlık ve özgürlüğe derin bir inancı vardı.” (New York Times/ The Pool/ K24)