DİĞER
“Çoktan gerçekleşti mi yoksa hiç varamadan sürekli bize doğru geliyor mu, karar veremediğimiz bir felaketten sağ çıkmış insan müsveddeleriyizdir hepimiz, Komet’in Rembrandt resimlerinde. İyi tarafı, tedavi edici kısmı, sanatçının da, seyircinin de, eş dostun da bir mecburiyetten, işin bir borç haline gelişinden, bir boğucu basınçtan kurtulduğunun hissedilmesidir. Olumsallığın, sebepsiz şeylerin dünyasına geçeriz bir anda.”
“Komet, kendi resmine bulunabilecek en uzak ve aykırı adları bile dikkatle inceleyen bir sanatçıydı. Sanat dünyasındaki hiçbir yeniliğe kapalı değildi. Bu bile yanlış bir ifadedir. Komet yenilikle iç içe, yürek yüreğe, soluk soluğa yaşayan bir sanatçıydı.”
“Komet’i tanımlayan şeylerden biri de bir şaşırma haliydi: Bir panik hali, bir dünyayı ilk defa görüyormuş hali, bir büyümüş de küçülmüş çocuk bakışı, bir sürekli tetikte olma hali... Bu daimi ve biraz da bilinçli ‘şaşkınlık’ halini Komet’in resimlerinde bir panik hissi ve tuhaflık olarak, enstalasyon ve performanslarında bir ‘hınzırlık’ olarak ve şiirlerinde anlamlar çarpışması yaratan bir kaotik ses karmaşası olarak tecrübe edebilirsiniz."
Dirimart’ta 80. yaşında, müthiş bir üretkenlikle, ‘büyüleyici’ bir sergi açan Komet’le resme, dünyanın hallerine, acemiliğe, ontolojiye, filozoflara, şiire, kurtarıcı saçmalığa, bir performans olarak hayata ve daha birçok şeye dair konuştuk.
O, Yüksel Arslan'dı. "40 yıldır neden Türkiye'ye hiç gelmediniz sorusuna", "Çalışıyordum" diye yanıt veren Yüksel Arslan...
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık